CHP İzmir'de kıyasıya bir yarışın ardından örgütün patronu belli oldu.
Ali Engin en yakın rakibine fark atarak ipi göğüsledi. Benim açımdan bu sonuç malumun ilanıydı aslında… Dün gün boyu yaptığım gözlemler, tespitler Ali Engin'in il başkanı olacağını gösteriyordu. Lakin yeni de son dakika çıkması muhtemel liste kavgaları, listelerde yapılacak olası hatalar sonucu değiştirebilirdi. En azından yönetim, kurultay delegelerinde çarşaf listeyle birlikte daha farklı bir tablo bekleyenlerdendim. Aradaki fark 90'ı bulunca, 90'ın üzerinde oy iptale gidince, 60'ın üzerinde kişi oy kullanmaya bile gelmeyince bu sonuç kaçınılmaz oldu.
*
Tabi ki Engin'in başarısında en büyük pay İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na ait… Her ne kadar adaylık kararında İzmir Milletvekili Yüksel'in payı olsa da sandıktan çıkmasını kesin kez Kocaoğlu'na borçlu Engin... İddiaya göre 'kellesini' koyduğu bu yarışta kazanan olmak için akla gelen hemen her şeyi, her hamleyi yaptı Başkan Kocaoğlu…
'Olmazım Levent Eyipişiren' dedikten sonra 'olmak ya da olmamak' mücadelesine başka bir değişle '2. adam/şalgam meselesine' dönüşen kongrede Kocaoğlu'nun dediği oldu.
Her ne kadar 'biraz karıştım, çok fazla değil' dese de 'genel merkezin tarafsız' görünmeye çalıştığı yarışta bir adayın tarafı olmanın ötesinde en yakın rakibini 'bertaraf' etmeye oynayan Aziz Başkan, gelinen noktada İzmir örgütünün siyasi patronu olmayı da başardı.
*
Büyük bir kumar oynadı aslında Aziz Başkan… Ve şansının değilse de, aklının ve de koltuğunun gücüyle kazandı. Kongrenin böyle sonuçlanmasında 'çarşaf liste' uygulamasının payı da kuşkusuz Kocaoğlu'nun taraf olması kadar büyüktü. 400'ün üzerinde kişinin aday olması başlı başına bir sorundu çünkü.
Herkesin kendi derdine düşmesi özellikle daha parçalı bir yapı arz eden Eyipişiren cephesindeki en büyük çatlağı oluşturuyordu. Öte yandan 100'e yakın oyun 'iptal' edilmesi, 60'ın üzerinde kişinin sandığa gitmemesi de kuşkusuz sonuca yansıyan önemli bir faktörlerdendi.
Kongrenin bu şekilde sonuçlanmasındaki bir diğer pay ise üçlü yarışın en zayıf halkası durumunda olan İl Başkanı Tacettin Bayır'ın yarıştan çekilmemesiydi.
Hem Levent Eyipişiren cephesinin hem de Ali Engin cephesinin 'kafa kola' almaya çalıştığı Bayır'ın listesiyle Eyipişiren'in listesi neredeyse aynıydı. Doğal tabanları da yakın olan ikili, Kocaoğlu'nun ve Engin'in son dakikaya kadar süren hamleleriyle birbirinden uzak tutuldu.
20'ye yakın kişinin ortak olduğu bu iki listenin birleştirilmemesi, özellikle Bayır'ın güçlü olduğu Ödemiş ve çevresinde Başkan Kocaoğlu'nun birebir yürüttüğü 'alt boşaltma' operasyonu sonuca yansıdı.
Peki, Ali Engin'i zafere taşıyan unsurlar nelerdi?
Tabi ki en büyük faktör Kocaoğlu'nun desteğiydi... Hemşerisi Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'yolda görsem tanımam' dediği Ali Engin'i 'yolda bırakmayan' Başkan Kocaoğlu, en başında biraz mesafeli durduğu Engin'i seçtirmeyi başardı.
Engin'i seçtirmek için Kemal Karataş, Bülent Baratalı, Vefa Ülgür hatta Hasan Karabağ gibi pek de anlaşamadığı isimlerle bile uzlaşan hatta Hakan Tartan'ı bile anahtar listesine alan Kocaoğlu, Moroğlu-Yüksel ikilisiyle yaşadığı sorunlar nedeniyle 'kayma ihtimali' bulunan Mehmet Ali Çalkaya'yı da son ana kadar yalnız bırakmıyordu.
Listeyi bizzat kaleme alan Kocaoğlu, içine sinmese de bazı isimlere 'kongre kazanmak' adına anahtar listelerde yer verdi. Ve Başkan Kocaoğlu son ana kadar başta Sıtkı Kürüm olmak üzere karşı yapının etkin isimlerini ikna etmek için ter döktü.
Kocaoğlu'nun açık destek verdiği Ali Engin, genel merkezin de uzak durmadığı bir isimdi. Kente iki gün önce gelen CHP'nin 2 nolu koltuğunda oturan Nihat Maktap'ın özel ilgisine mazhar olan Engin, Kılıçdaroğlu'nun kara kutusu olarak da tanımlanan Gürsel Erol gibi kilit adamların da açık desteğini alıyordu.
Ali Engin'i zafere taşıyan unsurlardan biri de kuşkusuz kişisel olarak çok çalışması, üç ayı aşkın süredir örgütleri yakın markaja alması, çalışma ekibini diğer iki rakibinden çok önce kurması, rakiplerine göre daha homojen bir ekip oluşturması ve tabi ki de örgüt içinde şu veya bu şekilde onunla yakınlık kuran kesimin oransal olarak ağırlığıydı.
*
PM Üyesi Levent Eyipişiren'in kaybetme gerekçelerine gelince…
Bir Çamdibi çocuğu olmasına karşın 'ithal' damgası yemekten kurtulamadı. Dahası adı üzerinde uzlaşı geç sağlandığı için bunu anlatacak zamanı bile bulamadı.
Kendisine destek veren yapının homojen olmaması en büyük sorundu. Ali Engin'de olduğu gibi ekibin başını çeken Aziz Kocaoğlu gibi önemli bir güç odağı olmadığı için her kafadan bir sesin çıktığı, çok sayıda dengenin aynı anda gözetilmek zorunda kalındığı bir yapının adayına dönüştü Eyipişiren…
Başkan Kocaoğlu'nun 'olmazım' açıklamasıyla ciddi manada sarsılan Eyipişiren'i kayba götüren son ama en önemli faktör 'çarşaf' listeydi. Eyipişiren'e yakın olduğu varsayılan çok sayıda ismin 'çarşaf listeyle birlikte' kendi derdine düşmesi bir yana listesini oluşturan yapıların gecenin ilerleyen saatlerine doğru birbirine girmesi de sonun başlangıcı oluyordu.
Sedat Uzunbay'ın ofisinden çıkan liste Eyipişiren'e son ana kadar destek veren pek çok kişiyi küstürürken, başta Sıtkı Kürüm olmak üzere o yapının önde gelen isimleri gece yarısı havlu atıp salonu terk ediyordu. Çarşaf listenin iptal edilen oylarının büyük bölümünün Karabağlar'dan çıkması Kürüm'ün listede görmek istediği Birol Ağırbaş, Zikri Dursun gibi isimlerin çizilmesi 'asla' dediği Fahri Elmasın'ın yazılmasıyla doğru orantılıydı. Başta Eyipişiren olmak üzere listeyi hazırlayanlara gece yarısı ağzına geleni söyleyen Kürüm'ün çıkışta Ali Engin'le fotoğraf çektirmesi de oluşan tepkinin dozunu göstermeye yetiyordu.
Liste ekibiyle papaz olan tek isim Kürüm de değildi. Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak'ın da gün ortasında Sedat Uzunbay'ın ofisini kavgalı terk ettiği öğrenildi.
*
Karşıyaka örgütünden 7 ismin yönetime çok sayıda ismin de diğer organlara yazıldığı Eyipişiren listesinde denge sağlanamamış, yönetime-disipline yazılan bazı isimlere yönelik kitlesel tepki önlememişti.
Eyipişiren'in listesinde bunlar yaşanırken Kocaoğlu tarafından bizzat yazılan Ali Engin'in listesinde ufak tefek aksaklıklar dışında sorun yoktu.
Oldukça dengeli ve ince hesaplı bir listeydi. Bayır'a yakın Ödemiş'in ilçe ve belediye başkanını listesine alan Kocaoğlu, Eyipişiren'e yakın Bergama'nın 'tek oyu olan' belediye başkanını da ihmal etmiyordu.
Siyaseti daha geniş bir alana yayma iddiasıyla yola çıkan Eyipişiren, çok da müdahil olamadığı listesinin kurbanı olurken, siyaseti dar alanda yapmakla itham edilen Kocaoğlu-Yüksel yapının adayı Ali Engin'in listesi, daha geniş bir alana hitap ediyordu.
Sonuç itibariyle Eyipişiren kaybetmiş olsa da İzmir siyasetinin bundan sonraki sürecinde varlığını koruyacak belki de bir sonraki sürecin kazananı olacaktır. Tabi ki bu süreçteki yapısını gözden geçirip sağlıklı bir özeleştiri yapması halinde…
En başından itibaren İl Başkanı Bayır'ın bu yarışta olmadığını ama isterse kazanan ekibi onun tayin edebileceğini yazanlardanım. Ama Bayır kongrenin kilidi olduğunu bir türlü fark edemedi. Eğer kazanan değil ama kazandıran aday olduğunu fark etmiş olsaydı İzmir siyasetindeki gücünü koruyabilecekti.
Ama bu sonuçla 'genel merkezin' yaklaşık 17 ay boyunca tepe tepe kullanıp sonrasında bir kenara terk ettiği bir siyasi figür olarak anılacaktır. Aslında bu kongrenin en hazin sonucunu Bayır ve arkadaşları yaşadı. İstanbul ve Ankara'da atadığı il başkanına sahip çıkan Kılıçdaroğlu'nun siyasi yetimi olmuştur bir bakıma…
Listelere biraz daha yakın baktığımızda Aziz Kocaoğlu, Hakan Tartan, Mehmet Ali Çalkaya, Tahir Şahin, Özlem Şan Oğuzhan gibi isimlerin her üç listede de yer bulduğunu görüyoruz.
İki listede (daha çok Bayır ve Eyipişiren'in listeleri) yer bulanların sayısı da az değil.
Cevat Durak, Osman Özgüven, Sıtkı Kürüm, Vefa Ülgür, İsmail Uygur, Bekir Keskin, Muhsin Kurt, Metin Solak, Kamil Okyay Sındır, Hakkı Ülkü, Abdül Batur, Mustafa İnce, Hasan Karabağ, Bekir Keskin…
Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı'nın hiçbir listede olmaması dikkat çeken başka bir noktaydı benim açımdan. Sanıyorum Eyipişiren cephesinde yer alan Tatı, meclis üyesi Gürgör Kaya ile yaşadığı çatışmanın kurbanı oldu. Tabi ki Gürgör Kaya'nın da hiçbir listede olmadığını vurgulamak gerekiyor.
Hakkı Ülkü ve Bahattin Özdemir gibi Kocaoğlu'na yakın bir isimlerin Eyipişiren'in 'anahtar' listesinde olması, buna karşın Kocaoğlu'na uzak Bülent Baratalı, Vefa Ülgür, Hakan Tartan gibi isimlerin Ali Engin'in listesinde yer alması ilginçti.
Bir başka ilginçlik ise listelerde yer bulan tek başkan eşinin Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol'un eşi Birsen Hanım'ın olmasıydı. Başkan Şenol kendi hakkını eşine devrederek, siyasetin içinden gelen Birsen Hanım'ın yolunu açmış görünüyor.
İzmir siyasetinde adı Gürsel Tekin'le anılan Kars Federasyonu Genel Başkanı Öner Osmanoğulları'nın da Ali Engin'in listesinde olması önemli bir ayrıntıydı.
Sonuç itibariyle Başkan Aziz Kocaoğlu, Ali Engin'i seçtirerek, 2 yıl aradan sonra '2. adam/şalgam' kongresini de kazanmayı başardı. Kentin siyasi patronluğunu ele geçiren Başkan Kocaoğlu, 8 yıllık başkanlığı boyunca ilk kez örgütle bu kadar yakın bir bağ kurdu.
Bu tablo hem Kocaoğlu'nun hem de Ali Engin'in yükünü/sorumluluğunu arttırıyor bir bakıma. Başkan Kocaoğlu, Ali Engin'in atacağı her adımdan siyaseten sorumlusu tutulacaktır. Yani sevabı da ona yazacaktır günahı da…
Bir dönem Mahşerin Atlıları olarak nam salan ancak kongre sürecinde süvarilerden bazılarını (Hasan Karabağ-Tahir Şahin gibi) rakip cepheye kaptıran metropolün belediye başkanlarının önümüzdeki süreçte ne yapacağı nasıl adım atacağı merak konusu…
Kesin olan bir şey varsa kendileri açısından 'olmak ya da olmamak' meselesine dönüşen 2014 seçimleri öncesi bu ekibin kendini gözden geçireceği…
Zorunlu olarak ve de sonuca odaklı birleşen ama özellikle listenin yazılmasıyla birlikte önemli ölçüde ayrışan Mahşehir Atlıları, ya atlarını gözden geçirecekler ya da saflarını…
DEVAM EDECEK…