Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hoptirinam ülkesinde kimler kaybeder, kimler kazanır?
10 Temmuz 2023 Pazartesi

 “İlkçağlarda mı, ortaçağlarda mı, yeniçağlarda mı bilinmeyen bir zamanda... Avuç içi gibi bilinen bu yeryüzünün bilinmeyen bir yerinde açları toklarından çok, düşünenleri konuşanlarından az bir ülke varmış. O ülkede yaşayanlar bolluk içinde darlık, varlık içinde yokluk çekerlermiş. Başları önlerine eğik, bakışları içlerine dönük, gönülleri dışarıya kapanık yaşar giderlermiş.”

Bu  giriş cümlesi benim değil. Türkiye’nin yetiştirdiği en yurtsever yazarlarından biri olan Aziz Nesin’in “Memleketin birinde-Hoptirinam” öyküsüne ait.

Benim de bildiğim böyle bir Hoptirinam Ülkesi var. O ülkede büyük çoğunluğu oluşturan emekçiler köylüler ve emekliler, bir başka deyişle üreten sosyal sınıf ve tabakalar sistemden en az payı alıyormuş.

Hoptirinam ülkesinde çalışanlar ve emeklilerin durumları nasılmış?

Hoptirinam ülkesinde en zengin yüzde 20’lik kesim milli gelirin neredeyse yüzde 50’sini alıyormuş. Geriye kalan çalışanlar ve emeklilerinin oluşturduğu en yoksul yüzde 20’lik kesim ise gelirin yüzde 5’sinianca alıyormuş. İki kesim arasında 10 kat fark varmış

Kentlerdeki çalışanlar ve emekliler ay sonunu getiremez, pazara çıkamaz olmuşlar.

Kentlerdeki çalışanlar ve emeklilerin çocukları devlet okullarında kalabalık sınıflarda eğitim-öğrenim yapıyormuş, varsıllar ise çocuklarını yıllık gideri 500.000 TL’lik okullara gönderiyorlarmış.

Çalışanlar ve emekliler sağlık hizmetlerine ulaşamaz olmuşlar, sağlık hizmetleri için aylar, yıllar sonrası randevu alıyorlarmış. Köylülerin de durumu aynı imiş. Sağlık işi kimi yerlerde, şeyhlerin, şıhların kurdukları örgütlere havale edilmiş.

Kent yoksulları ve kırdan koparak kentlere sığınan köylüler, en yoksul semtleri oluşturmuş. İş güç olmayınca da kömür ve bulgur için oy satışları geçerli olmuş. Sadaka kültürü, sadaka ekonomisi ve sadaka seçimleri diye yeni terimler ortaya çıkmış.

Hoptirinam ülkesinde çiftçilerin, köylülerin durumları nasılmış?

Çiftçilerin büyük bir çoğunluğu, ürettiklerini değer fiyata pazarlayamadıkları için bankalardan ve kooperatiflerden aldıkları kredileri, faizleriyle birlikte ödeyemez durumdaymış.

Çay parası bulamayan köylüler ceplerine iki yumurta koyup kahveye çıkıyor ve takas yapıyorlarmış. Takas ekonomisi hortlamış durumdaymış.

Köylüler, hal tüccarlarının, fabrikaların ve giderek marketlerin kölesi olmuş. Sebze-meyve üreten üreticiler hal tüccarları için çalışıyorlarmış.

Süt alım fiyatlarını da büyük süt fabrikalarında para babaları belirliyor, yem fiyatları artarken fabrikalar süt alım fiyatlarında indirme yapıyorlarmış.

İflas eden köylüler çiftçiliği bırakıyor, şehirlere kaçıyorlarmış. Özellikle genç köylülerde bu durum daha yüksek oranda yaşanıyormuş.

Hoptirinam ülkesinde, Aga-Koop’lar!

Hoptirinam ülkesinde yaşayan saf, ancak namusunu kaybetmeyen bir müderris bu doğrultuda masal gibi bir konuya tanık olmuş.

Hoptirinam ülkesinin Ora diye nitelendirilen bir bölgesi varmış. Ora Bölgesi’nde ağalar,beyler neredeyse bölgenin bütün topraklarına egemenmiş. Bu durum giderek kimi safların eleştirisine uğrayınca, yeni bir düzen ortaya çıkmış. Saf müderris,dersvermek için gitmiş olduğu bir ora kentinde, ağalara kooperatifler  kurdurulmuş ve ağaların da kooperatif başkanları olduğunu görmüş. Buna, saf müderris “Aga-Koop”adını vermiş.

Böylelikle dünyanın hiçbir bölgesinde gözlemlenmeyen bir kooperatifleşme modeli ortaya çıkmış.

Şimdi, Ora Bölgesi’nin yoksul köylüleri, Aga-Koop adı verilen kooperatifin kağıt üstünde eşit(!)ortakları olarak eskiden olduğu gibi boğaz tokluğuna yaşamaya devam ediyorlarmış.

Hoptirinam ülkesinde kimler kazanıyormuş?

Hoptirinam ülkesinde tekelci şirketler ve onların denetimindeki bankalar, onların havuzuna su döken bürokratlar, yoksul  köylüleri sömüren ağalar sürekli kazananlar oluyormuş.

Hoptirinam ülkesinde tekelci şirketlerin net satışlarıbir önceki yıla göre yüzde 150’ye yakın bir rekor kırmış. Çünkü şirketlerin ödediği vergiler hiç artmıyormuş.

Hoptirinam ülkesinin maliye nazırı, bu durumu yaratan ekonomi-politika konusunda bir açıklama yapmış ,önce “fakirden alıp zengine veriyoruz” ,sonrada “ben yanlış anlaşıldım” demiş. İşin daha ilginci,maliye nazırı böyle  demesine karşılık kimi ekonomist  geçinen  yazarlar da, ekonominin insan yapması olduğu gerçeğini gözden kaçırarak,ortaya çıkan bu durumu katlanılması gereken ”görünmez el-fiyat mekanizması”na bağlıyorlarmış.

Daha ile gidenlerde, enflasyon artışındaki başat etmenin artan ücretler olduğunu söylüyorlarmış. Buna karşılık namuslu ekonomistler ise   “enflasyon artışındaki başat etmenin artan ücretler değil, şirketlerin maliyetlerin yükselmesini beklemeden gerçekleştirdikleri fiyat artışları olduğunu”belirtiyorlarmış.

Gelelim,”Fırkalar”ımıza. Hoptirinam ülkesinde neredeyse bütün “Fırkalar”,çok azı dışında emperyal sistemin dayattığı neoliberal çözümlere teslim olmuş durumda imiş. Kitlelerin karşısına “biz daha iyi yönetiriz” diye çıkıyorlarmış.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
EROL G. 15 Temmuz 2023 Cumartesi 14:38

Müthiş bir yazı. Tabi "bu yazıyı Hoptirinam yurttaşları anlamış mıdır" dersek, orası şüpheli. Çünkü o yurttaşlar tv.lerde hoptiri hoptiri oynayanları, konuşanları izlemekten anlamaya fırsatları olmuyor.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Dinimiz Âmin
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Kim hazırsa penaltıyı o atar!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yeni bir Susurluk mu?
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Gazzeli Çocuklara Mektuplar (5) Yönetmen değil, önce insanım!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Okullar açıldı
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Narin'in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Nefes nefese bir yaz geçti'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva