Ümit YALDIZ
Günay: İzmir'in başkanı ben olsam...
26 Mart 2013 Salı

Yeni Asır Gazetesi’nin Ankara temsilcisi Zafer Şahin’in dün yayınlanan Ertuğrul Günay röportajını okuyunca hafızam beni 7 ay geriye götürdü. Şahin’in sorusuna ‘İzmir adayı olur muyum, olmaz mıyım bilmem’ diye yanıt veren Günay’a bu soruyu 7 ay önce ben de yöneltmiştim. İzmir için çok özel, önemli bir gündü... 9 Eylül’dü...
O tarihte İzmir’in iki bakanından biri olan Günay’ın el koyarak çözdüğü ‘Bayrak krizinin’ artçıları sürüyordu. Resmi törenlerden saatler sonra yaptığımız söyleşide bayrak çekme krizine son veren biri olarak alkış umarken yuhalanmayı içine sindirememişti.
Ve şöyle haykırıyordu: Bizi yuhalatmayı siyaset sananlarla sandıkta hesaplaşacağız.
Ertuğrul Günay’ın İzmir Büyükşehir adaylığı ilk olarak o cümlenin ardından aklıma düşmüştü. ‘Sandıkta hesaplaşacağız’ ifadesiyle o hesabı yerel seçimde bizzat kesip kesmeyeceğini yoklamıştım. İşte yanıtı…
“Her türlü görevi elbette yapmaya çalışırım ama belediye başkanlığı gibi bir durum yok. 24 saat çalışılması gereken bir makamdır belediye başkanlığı. Benim için belediye başkanlığı çok önemli bir şey. Bir restöratör-mimarlık gibi, sanatçı, teknik ve estetiğin birleştiği çok özel bir makam. Daha erken yaşlarda olsam düşünürdüm ama şu an için böyle bir görevi düşünmüyorum. Ama belediye başkanlığını çok önemsiyorum. Türkiye’nin kentlerini hem teknik kapasitesi olan hem de estetik duygusu gelişmiş olan insanların yönetmesini, o şehirlerin tarihini bilen insanların yönetmesini istiyorum”.
Ve o röportajdan bir alıntı daha…
“Belediye başkanı yönettiği kentin tarihini bilecek evvela… Şehirlerin tarihini bilmeyen insanların elinde bugün şehirlerimiz maalesef bu kötü hale geliyor. Ben İzmir’in 60’lı yıllarını biliyorum. O yüzden İzmir için çok üzgünüm. Ben Güzelyalı’da, yalıların, evlerin altına denizin vurduğu zamanları biliyorum. Namık Kemal Lisesi’ne okumaya 60’lı yılların ortasında gelmiştim. O halini bilirim İzmir’in... Bir de bugünkü keşmekeş halini biliyorum. Böyle bir şehir Türkiye’de ne yazık ki var. Böyle bir şehir beni isyan ettiriyor. Konak’tan başlıyorsunuz İnciraltı’na kadar binlerce bina var. Arada cadde, sokak yok. 20-30-40 bina yan yana dizilmiş durumda. Hiçbirinde de çiçek yok. Balkonlardan çiçek açmayan bir İzmir olabilir mi?. Meydanlardan ‘İzmir’ diye bağırmakla İzmir olmuyor. İzmir’in tarihine, kültürüne, zarafetine, estetiğine sahip çıkmadan olur mu hizmet. Ben İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başkanı olsam bu şehrin caddesini, sokağını düzeltmeye çalıştığım kadar estetiğini de düzeltmeye çalışırım. İnsanlara ‘bahçenizde, balkonunuzda çiçek yetiştirin’ derim. Bu da bir yerel yönetim hizmetidir. Ama bunu insanın kendi içinde hissetmesi lazım… İnsan içinde hissetmezse olmaz. Geçerken cadde ve binalar beni rahatsız ediyor. Bu durum belediye başkanlarını rahatsız etmesi lazım… Etmediği için şehirlerimiz bu halde”
9 Eylül 2012 tarihli bu röportajın ardından elbette köprülerin altından çok sular aktı. O röportajda da Günay hem içinde bulunduğu hükümete hem de muhalefete topyekûn bir dizi eleştiri getiriyordu. Başkanlık sistemine karşı olduğunun altını çiziyor, dış politikada atılan adımların kendi mesuliyet alanı olan turizmi baltaladığının altını çiziyordu.
Ki zaten kabinenin en gözü kara ‘gözünü budaktan, sözünü dudaktan’ esirgemeyen tek ismi olarak kabul ediliyordu.
2007’de parti kurmak üzereyken e-muhtıraya tepki olsun diye arkadaşlarıyla birlikte katıldığı AK Parti hükümetlerinde 5,5 yıl görev yaptı. Kendi ifadesiyle Erdoğan’ın tahammülüyle milletine hizmet etme fırsatı yakaladı.
İlk olarak Kars’taki ‘ucube heykel’ tartışmasıyla ayyuka çıkan görüş ayrılıkları daha sonra ‘başkanlık sistemi, tiyatroların özelleştirilmesi, dış politikadaki hatalar, resmi gün ve bayramlar yönetmeliği, kitapları yasaklama girişimi, muhteşem süleyman’ gibi bilinen/bilinmeyen pek çok başlıkta derinleşmişti.
Kimilerine göre Günay’a ‘eğreti gelin’ muamelesi yapılıyordu.
Değişimden önce ‘kabine toto’ oynayanlar bu sebeplerle listenin başına onun adını yazıyordu. O da zaten aylar öncesinden değişim beklentisinde olduğunu hissettiriyor hatta yeni dönemde bakan olarak kalmayı düşünmediğini açıkça söylüyordu.
Hatta İzmir’in siyasi ağabeyi kabul edilen Binali Yıldırım’la (muhtemelen İzmir adaylığı üzerine) yaptığı özel görüşmede ‘anılarını yazmaktan’ bile söz etmiş, Yıldırım da bu diyalogu bir parti toplantısında gayri ihtiyari ağzından kaçırıvermişti.
Zafer Şahin’in İzmir adayı olur musunuz sorusuna ‘Antalya ve Muğla’dan da istiyorlar’ diyerek kulislerdeki yakıştırmalardan duyduğu memnuniyeti (her siyasetçi gibi) ifade eden Günay, ‘anılarını yazma’ kararını gözden geçirdiğini de böylelikle ortaya koyuyordu. Şimdiden bir şey söylemek zor diyerek İzmir adaylığına bariz bir ‘açık bir kapı’ bırakıyordu hatta.
Kabinedeki görevine son verilen Günay, anılarını yazma fikrinden adaylığa nasıl dönüş yaptı peki? Dahası kendisini görevden alan Erdoğan’a ‘savaş açması’ beklenirken ‘İsterseniz İzmir adayı bile olurum’ noktasına…
Bu soruya yanıt ararken dikkat etmemiz gereken ilk nokta şudur:
Günay tek başına bir siyasetçi değil. Yani AK Parti’ye gelirken de yalnız değildi. Pek çoğundan alacaklı olsa da hala omuzlarında sorumluluğu olanlar var. Belki de adımlarını bu yüzden itinalı, itidalli atıyor. Adaylığı için hem kente hem başbakana çaktığı sinyalin ikinci nedeni ise; Günay’ın eskiye dönük kapanmamış defterinde saklı olabilir.
İzmir’den aday gösterildiğinde eski yol arkadaşları CHP’liler tarafından ‘Brütüstlükle’ suçlanan ama seçim sırasında pek çok CHP’li başkan tarafından kapılarda karşılanıp, plaketle uğurlanan Günay, İzmir’in eski partisi için ne anlama geldiğini iyi biliyor.
Hatta ‘CHP’yi kapatıp vakfa dönüştürmek lazım’ diyen Günay, İzmir’in kaybının CHP’nin kapısına kilit vurmakla eşdeğer olduğunu da iyi bilenlerden…
O zaman sorun ne diyeceksiniz haklı olarak?
İzmir adaylığını Bakan Yıldırım’la birbirlerine ikram ettikleri o meşhur toplantının ardından gazetecilere “İzmir’e Yıldırım gibi başkan yakışır’ diyen Günay, İzmir’e neden uzak durdu şu ana kadar?
Bu sorunun yanıtını bu sütunlardan o tarihte şöyle vermiştik.
Söz konusu olan İzmir değil de İstanbul adaylığı olsaydı? Yine de Bakan Günay’la Yıldırım adaylığı birbirlerine ikram eder miydi?
Anlayacağınız Bakan Günay’ı İzmir adaylığından uzaklaştıran tek faktör bir grup eski partilisinin başlatacağı yıpratma kampanyasından çok sandıktan çıkacak sonucun AK Parti açısından ümit var olmamasıydı. Aday olmaktan değil kazanamamaktan çekiniyordu aslında Günay.
Ve Zafer Şahin’e verdiği yanıtlarda ‘İzmir’de asılırsak Büyükşehir’i alabiliriz. Son seçime başa baş girdik’ diyor. Ve şöyle devam ediyor: “Son ziyaretimde Alsancak’ta, Kordon’da çok iyi tepkiler aldım. İnsanlar dükkânlarından çıkıp elimi sıktılar”
Yani… ‘İzmir bana ben İzmir’e hazırım’ mesajı veriyor açıkça.
Zaten yukarıda birkaç pasaj paylaştığım 9 Eylül tarihli söyleşimizin satır aralarını okursanız o tarihlerde bakan olan Günay’ın adaylığa o kadar da uzak olmadığını görürsünüz.
Görevden alındıktan hemen sonra ‘Çünkü İzmir adayı yapılacak’ yorumlarına mazhar olan Günay, daha önce altını çizdiğim gibi evinin olduğu Antalya’dan aday olmayı İzmir’e tercih edebilir belki. Ama Başbakan Erdoğan’la arasındaki buzları tamamen eritmek istiyorsa ‘İzmir’den adaylığa’ da hazır olduğunu bu röportajında olduğu gibi hissettirmeli.
Düne kadar yaptığım yorumlarda…
Başbakan Erdoğan, Binali Yıldırım’ı İzmir’e gönderirse ‘gitmem’ diyemez ama Günay diyebilir demiştim. Sözümü geri alıyorum.
Peki, Günay’ın İzmir’de şansı olur mu?
Doğrusunu söylemek gerekirse Yıldırım’ı aratmaz.
Ama ben yine de ‘yerli bir başkan’ adayının daha doğru olacağı kanaatindeyim.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 8 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
MAKEDONYALI 28 Mart 2013 Perşembe 09:51

SAYIN ERTUGRUL GUNAY IZMIRIN ESKI HALINI GUZELYALININ DENIZLE ICICE HALINI BILIYOR, BUGUN KAC IZMIRLI O GUNLERI BILIYOR,SAYIN ERTUGRUL GUNAY IZMIRE UZULUYOR IZMIRLILER UZULMUYOR DEGERLENDIRMESI IZMIRLILERE ANCAK KAC GERCEK KAC IZMIRLI VAR .

Yorumu oyla      13      8  
28 Mart 2013 Perşembe 09:27

yerli olması mı önemli kente değer katabilecek olması mı? yurt dışına kaçırılan eserlerin adı duyulmazken Ertuğrul Bey'in gayretleri sayesinde bir çoğu geri getirildi. Çok başarılı bir bakanlık yaptı. İzmir'e de çok şey katabilir. İdeolojik körlüğü bırakalım artık.

Yorumu oyla      14      8  
seferihisar 27 Mart 2013 Çarşamba 14:03

aslında olaya tamamamen tersten bakıyosunuz akp izmirden30 ilçe başkanı var 30 uda aday partiyi büyütecek kimseye tahammülleri yok oloası adaylara karsı terör estiriyolar bu sartlar altında yukarıdaki kim olsa binali bey Ertuğrul bey yada dediiniz gibi cemil bey yada başkası hiçbirinin başarı sansı yok boşuna telaş

Yorumu oyla      16      9  
Ertugrul GÜNAY 1960 lı Yıllarda İZMİR NAMIK KEMAL LİSSESİNDE OKUMUŞ... 26 Mart 2013 Salı 17:04

Yani tahsil hayatının bir bölümü İZMİR' de geçmiş...Yani ÇOK EVVELDEN İZMİRLİ,Artık bu oralı buralı ayaklarını bırakın...Eger ERTUGRUL GÜNAY Adaylıgı kabul ederse 81 vilayetin hepsinde kabul görür...

Yorumu oyla      17      14  
Bahtiyar 26 Mart 2013 Salı 15:14

Akepe'nin İzmirde sweçim kazanma ihtimali,Nasrettin hocanın göle maya çalması gibidir.İsterseniz bir oranda verebilirim % sıfır.

Yorumu oyla      25      18  
Zafer 26 Mart 2013 Salı 14:22

Peki Chp'nin Aziz Kocaoğlu adaylığında kazanabileceğini düşünüyor musunuz?

Yorumu oyla      24      19  
KAZIM 26 Mart 2013 Salı 12:58

SEVGİLİ ESNAF KARDEŞİM. KOCAOĞLU 40 YIL ÖNCE İZMİR'E YERLEŞMİŞ BİRİ. ERTUĞRUL GÜNAY'LA YERLİLİK TERAZİSİNE KONULMAZ. EL İNSAF!!! GÜNAY GİBİ OTELDE KALMIYOR EN AZINDAN...

Yorumu oyla      27      9  
esnaf 26 Mart 2013 Salı 11:53

yerli başkan sözünüze katılıyorum.peki,aziz kocaoğlu yerli başkan mıdır?yıllarca her yaptığını övüp durdunuz.

Yorumu oyla      25      14  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Çiğli Güneş Ülkesi
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Latife Hanım çam devirince!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (3): 'Dans eden ayılar' ve 'Sokak hayvanları'
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Eskidendi çok eskiden...'
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva