Bu köşede haftalık buluşmalarımızın sekteye uğramasının sebebini merak eden Ege’de Sonsöz okurlarına…

Ve yazılarıma yaptıkları kıymetli yorumlarla her hafta yanımda olan dostlarıma teşekkürler ederek…

Bu yazı konusu ile…

Geçtiğimiz günlerde yaşadığım sağlık sorunu olan ve yaz aylarında fazlaca rastlanılan gıda zehirlenmeleri konusuna özellikle dikkat çekmek istedim.

***

Eski insanlar… Bu gibi hastalık durumlarında…

Karşısındaki kişiye sağlık afiyet temennisi içinde…

“Üzerinize afiyet”... diyerek başlarlardı dertlerini anlatmaya…

Nahoş bir durumu ifade etmeden önce ise…

“Yüzünüze güller” veya  “Af buyurun” girizgâhı ile devam ederlerdi konuşmalarına…       

Ben de… Unutulmaya yüz tutmuş bu cümle kalıpları ile halimi arz etmek isterim.

Üzerinize afiyet…

Geçtiğimiz günlerde ağır bir gıda zehirlenmesi vakası ile karşılaşıp da…

Kas ağrıları, halsizlik, ateş, titreme, terleme ve çarpıntı ile baş etmeye çalışırken… 

Yüzünüze güller…

Mide bulantısı, kusma, ishal gibi insanı güçten, takattan düşüren ve günlük hayattan koparan ağır semptomlar yaşadım.

***

İklim değişikliği ile her yıl artan hava sıcaklıklarının…

Ülkemizde mevsim normallerinin yaklaşık on derece üzerinde seyrettiği bu sıcak yaz günlerinde… 

Bir taraftan; önüne geçilemeyen fiyat artışları ile gıdaya erişimin gittikçe zorlaştığı zamanları yaşarken… 

Bir diğer taraftan da… 

Erişebildiğimiz mevcut gıdayı sağlıklı

koşullarda muhafaza etmek konusunda aşırı ihtimam gösterilmesinin gerek ve şart olduğunu…  

Yaz ayları ile birlikte gıda zehirlenmeleri vakalarında görülen artış ile anlıyoruz.

***

Yapılan açıklamalara göre; Dünyada her yıl yaklaşık 600 milyon kişinin, ülkemizde ise 5 milyon kişinin gıda zehirlenmesi vakaları ile karşılaştığı günümüzde…

Yaşadığım gıda zehirlenmesi konusuna, bir uzman görüşü ile açıklık getirmek üzere... 

Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi Doktorlarından Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Sn. Mürvet Sungur’un bu konudaki değerli görüşlerini Ege’de Sonsöz sayfalarına aktarmak istedim. 

***

“Yaşadığınız bu şikayetler, son yıllarda mevsim geçişlerinde daha sık görülse de özellikle yazın karın ağrısı, ishal ve kusma gibi şikayetlerle başlayan mide-bağırsak enfeksiyonları aşırı sıcaklarla birlikte artış göstermektedir. 

Gastroenterit olarak tanımlanan bu durum gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, hem çocukları hem de yetişkinleri etkileyen akut bir enfeksiyon hastalığıdır. 

Gelişmekte olan ülkelerde, nüfusun çoğunluğu için temiz suya ve güvenli gıda kaynaklarına erişim sınırlı olduğundan, akut ishalli hastalıklar uzun vadeli hastalık ve ölümlerin başlıca nedenlerinden biri olmaya devam etmektedir. 

Gelişmiş ülkelerde bile gastroenterit önemli bir hastalık nedeni olabilmektedir.

İshal, 24 saatlik süre içinde üç veya daha fazla sayıda mukus veya kanın da eşlik edebildiği sulu dışkılama olarak tanımlanır.

Gastroenterit etkenleri bakteri, virüs veya parazitler olabilir. 

Etkene göre değişmekle birlikte ateş, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal, kas eklem ağrıları ile kendini gösterir.

Uygun olmayan ortamlarda saklanan veya açıkta uzun süre bekletilen yiyecekler, sıcak ortamda mikroorganizmaların kolayca çoğalmasına bağlı gastroenterit adı verilen mide-bağırsak enfeksiyonuna yol açabilir. 

Enfekte sulardan, kontamine yiyeceklerin iyi yıkanmadan yenilmesi, çiğ ürünlerden, yetersiz pişmiş kontamine etler ve tavuk etinden, süt, süt ürünleri, yumurta, kremalı yiyecekler, ortak kullanılan tuvaletler enfeksiyon etkeni mikroorganizmaların kaynağı olabilmektedir

İlk yapılması gereken kaybedilenleri yerine koymaktır. 

Enfeksiyon süresince vücudunuzun su, tuz ve mineral desteğini sağlanmalıdır.

Beslenmeyi sürdürmek önemlidir.

İshal süresince yağsız çorbalar, yağsız peynir, yoğurt, patates haşlaması, elma, şeftali, muz ve havuç gibi besinler tüketilmelidir.  

Bu dönemde kepek ekmeğinden, yağlı ve şekerli gıdalardan, baharatlardan, bol posalı sebze ve meyvelerden uzak durmak gerekir

Halk arasında ishali azalttığı sanılan kuru kahve ve çay tüketiminden kaçınmak önemlidir.Kahve ve çay vücuttan sıvı kaybına neden olmaktadır. 

Bol bol su içmeye özen gösterilmelidir Yapılan en önemli hatalardan biri de; hekime danışmadan ishal kesici ilaçların kullanılmasıdır.

İshal kesici ilaçların bilinçsizce kullanılması, bağırsak hareketlerini yavaşlatarak sindirim sistemindeki zararlı mikroorganizmaların atılımını durdurup, bağırsak hastalığını daha da ağırlaştırabilmektedir. İshalli hastalarda antibiyotikler gerekli durumlarda kulanılmaktadır.

Enfeksiyonlardan korunmak için en önemli kural; sık sık elleri yıkamak olmalıdır.”

***

Bu kıymetli bilgiler için değerli dost, uzman Dr. Mürvet Sungur’a teşekkürler eder, tüm okurlara sağlıklı günler dilerim.