Gönül Soyoğul
Gel de ’“Onlar hayatın düşmanıdır sevgilim’” deme şimdi’…
21 Nisan 2010 Çarşamba

Her tür canlının hayatına değer veren gözlerden kaçmayan bir haber yer aldı geçen günlerde medyada. Okumuş ya da izlemiş olduğunuzu sanıyorum.’¶
Hemen her gazetede yer aldı da, iki gazetenin başlıkları çok güzeldi. Biri ’“Kerkenezler kentli oldu, adliyeye yerleşti’” başlığıydı, öteki de ’“Kerkenezler savcıya sığındı’…’”
İki başlık da iki paragrafla sunulan haberi anlatmaya yetiyordu aslında ve insanı kekremsi bir tatla gülümsetiyordu.

Yırtıcı kartal, doğan, atmaca, şahin familyasından olan ve normalde ormanlık ve kayalık alanlarda yaşayan kerkenezlerin İzmir Adliyesi’’nde Cumhuriyet Savcısı Kazım Yıldız’’ın makam odasının penceresindeki saksıyı mesken bellemesi;
Bir çift kerkenezin, saksıda bu yıl üçüncü kez yavrulaması, insana neler hissettirmiyor ki?
 


Göç yolları üzerinde tıpkı insanlar gibi ’‘mola’’ ihtiyacıyla ’‘yer’’ arayan, suyunu içip avıyla karnını doyuracak olan kuşların, ’‘mola’’ yerlerinde ’‘orman/kayalık/bataklık’’ yerine ’‘inşaatlarla/konutlarla’’ karşılaşınca düştükleri çaresizliği hiç aklınıza getiriyor musunuz mesela?
Zarar vermek bir yana, yaşamlarını ’‘doğaya zarar veren canlıları yok ederek’’ sürdüren kerkenezlerin, kayalardan ’‘daha şık’’ buldukları için adliye balkonundaki saksıyı seçtiğini düşünmemişsinizdir herhalde’…

* * *
Bizlerin yaşam mücadelesinden daha acımasız koşullarda yaşamaya çalışıyor yaban hayatın temsilcileri. Çünkü ’‘düşünen hayvan’’ insanla savaş var aralarında’…
Gazetelerin ’‘çevre’’ sayfaları, bunların örnekleriyle dolu.
Ve her biri acıklı insan öyküleri kadar yürek yakıcı.
Henüz manşetlere taşınmayan (zaten taşındığı zaman da iş işten geçmiş olacak) bir kavga var örneğin son günlerde.
Maden yasasındaki değişikliklerle Türkiye’’deki ’‘bir avuç yaban hayatı alanı’’nı madenciliğe açmaya, madencilik yapılabilir alanları genişletmeye çalışan hükümet çevrelerine karşı; doğayı (geleceğimizi) korumaya çalışan bir avuç çevre örgütü mücadele veriyor mesela. Haberiniz var mı?
CHP’’nin itirazları üzerine bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi’’nce iptal edilmesi üzerine yeni bir tasarı hazırlayan AKP Hükümeti’’nin; yeni tasarıda özellikle ’‘Madencilik faaliyetinde izinler’’ bölümünde yaptıkları değişikliklere karşı, bir avuç çevre örgütü aslanlar gibi savaşıyor.

Çünkü yeni tasarıya göre;
 * ’‘Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları’’nda, ÇED raporunda belirlenen esaslara göre madencilik yapılabilecek.
* Su havzalarında, içme suyu kaynaklarına 1000-2000 metre mesafede patlayıcı patlatmamak, ’‘insan ve çevre sağlığına zarar vermemek’’ koşuluyla maden aranabilecek, çıkartabilecek, maden alt yapı tesisi kurulabilecek. (Eskiden su havzalarında madencilik yapılamıyordu.)
* Zeytinliklerde ÇED onayı alınırsa madencilik yapılabilecek. Böylece pek çok maden izninin iptalini sağlayan ’‘Zeytin Yasası’’ etkisiz hale getirilmiş olacak.

Çevre örgütleri, maden arama iznine açılmaya çalışılan bu sahaların yaban hayatının son yaşam alanları olduğunu, buralarda maden aramaları yapılmasının, ’“son yaban hayatının da neslinin tükenmesi’” anlamına geldiğini söylüyorlar.
Aslında söylemiyor, avaz avaz bağırıyorlar ama duyan kim?

Koruma altındaki Abant gölündeki çalışmaların otel yapmak için olduğunu, izinlerin İl Özel İdare tarafından verildiğini;
Tarım Bakanlığı’’nın, ’‘gebe koyunu kesmekle aynı sonuca yol açacak’’ Ege Denizi’’nin uluslararası sularında gırgırla yapılan av mevsimini 15 Haziran’’a kadar uzattığını,
Rize’’nin yeşili içinde hidroelektrik santrali için dinamitlerin patladığını,
Antalya’’da, Fethiye’’de yine hidroelektrik santralleri için dinamit patlatmaya hazırlananlara karşı yöre halkının var gücüyle direndiğini,
Marmaris’’te arıcılığın yapıldığı çam ormanlarının maden şirketlerine ihaleye açılmasını protesto eden, dava açanları duyuyoruz haberlerden.
Doğal güzelliklerimiz yok ediliyor, su politikası tamamen ticari olan iktidar sayesinde su kaynakları barajlara dönüştürülüyor. Kimin umurunda?
Kerkenezlere, doğurmak için kala kala bir saksı kalması, kaç kişinin içini yakıyor?

Gel de ’“Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim/akar suyun,/meyve çağında ağacın,/serpilip gelişen hayatın düşmanı’” diyen Nazım’’ı anma şimdi’…
’“Bursa’’da havlucu Recebe,
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,
fakir-köylü Hatçe kadına,
Irgat Süleyman’’a düşman,
sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman...’” diyen Nazım’’a ’“’‘nur içinde yat büyük usta’” deme.
Gel de deme’…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Buraya kadar!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Pişmanlıklar
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gürgen Kral
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Atatürk bizden biridir!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (6) “Hamam mı? yoksa Spa mı?”
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Rüşvet ile jest arasında!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva