Yıl 1908...
Selanik'ten yükselen "İttihatçı" isyanı 2. Abdülhamit'i zorluyor, paşalar ayaklanmayı engelleyemiyor..
Sonuçta, ayaklanmanın 40. gününde geri adım atıyor Abdülhamit...
24 Temmuz'da 2. Meşrutiyet ilan ediliyor...
Osmanlı Matbuat Cemiyeti adıyla örgütlenen gazeteciler sevinçliydi...
Artık yayından önce gelip gazeteleri denetleyen "sansür memurları"na izin vermeyecekelrdi!..
İlk gece..
İkdam Gazetesi Sahibi Ahmet Cevdet ve Sabah Gazetesi Sahibi Mihran efendi tek ses geri çevirdiler sansür memurlarını:
"Gazeteler hürdür, sansür yasaktır..."
X
25 Temmuz'da sansürsüz gazetelerin trajı patladı; 5 katına çıkanlar oldu...
Halk sansürsüz gazete okumayı öyle özlemiş ki, gazetesini karaborsa alanlar çıktığı anlatıldı...
"Özgürlük" manşetlerden fışkırıyordu!..
X
106 yıl geçti aradan...
X
O nedenledir ki, Cumhuriyet Dönemi'nde 24 Temmuz "Türk basınından sansürün kaldırılması ve basın bayramı" oldu...
Bu kutlamalar ilerleyen yıllarda, "Geleneksel Gazeteciler Günü" adını aldı...
Ya şimdi?
X
Bugün Türkiye'de gazetecilerin "Bayram" adı altında kutlayacakları günü yok!..
Nasıl olsun ki?
Son yıllarda gazeteler ve gazeteciler üzerindeki baskılar gelsin gözünüzün önüne...
Gece yarıları annelerinin-babalarının, eşlerinin, çoçuklarının ve yakınlarının önünde evlerinden alınarak götürülen; sorgusuz-sualsiz, söz hakkı verilmeden tutuklanan; yıllarca cezaevlerinde tutulan gazetecileri düşünün...
Bir telefonla, salt "hoşuna gitmedi" diye işlerinden edilen yazarları, gazetecileri anımsayın...
Özel hatlardan aranarak yayından programların-dizilerin kaldırılışını hangi hüzünlü iç sızlayışlarla izlediğinizi bir kez daha dillendirin...
"Kendine demokrat" bir siyasi anlayışın...
Yine her alandaki kendi yolsuzluklarını; bakan çocuklarını, bürokratlarını korurken, soruşturmaların kendilerine uzamasını engelleme çabalarını, bu uğurda yine bir telefonla oluşturulan "Havuz medyası" usunuzdan hiç çıkmaz olsun!..
Televizyon ekranlarında her gün her saat, 7/24 bir "sahibinin sesi" korosu oluşturulsun!..
Bu tablo size neyi anlatır?
Bu mudur bayramı gazetecinin?
X
Sadece 2009'dan bugune 250 gazetecinin cezaevlerine girip-çıktığını ama davalarının sürdüğünü; gazeteci-yazarlar aleyhine açılmış binlerce dava dosyasının mahkemelerde beklediğini açıkladı Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şube Başkanı Halil Hüner...
İşte bizim gerçeğimiz budur dostlar!..
X
O nedenledir ki...
24 Temmuz bizim için "Basında Sansüre İlk Direniş"in yıldönümüdür...
Sansüre, baskıya, örgütlenmenin önündeki engellere direniştir!..
Gel genç gazeteci kardeşim...
Bu mücadele senin geleceğindir; sen de katıl bize!..
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri