Ümit YALDIZ
Garip ziyaret ve imza sürecinin püf noktası!
17 Ekim 2011 Pazartesi

Son günlerin bana en çok dokunan olayı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘sürpriz’ Güneydoğu ziyareti oldu. Neden mi? İşte nedeni;
Türkiye’nin 1 No’lu koltuğunda oturan kişinin, yönetiminde yer alan bir bölgeye ziyareti ancak bu kadar garip olabilirdi de ondan… Güvenlik gerekçesiyle ziyaret medyadan gizleniyor. Ve biz yani bu ülkenin cumhurları, cumhurbaşkanımızın ziyaretini köşkün internet sitesinden takip edebiliyoruz. Çekilen fotoğraflar, videolar bu kanaldan paylaşılıyor medyayla.
Terör konusunda nerede olduğumuzun, ülkemizin doğusunu gerçekte kimlerin yönettiğinin en net göstergesi oldu bu ziyaret! Tamam, Sayın Gül’ün o bölgede kelle-koltukta görev yapan er ve erbaşlarla birlikte karavanaya kaşık sallaması, onlara moral vermesi güzeldi. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanına yakışmadı yönetimindeki bir bölgeyi gizli ziyaret etmek.
Güvenlik gerekçesiyle ziyaret gizli tutulmuş!
Böyle bir saçmalık olabilir mi sayın okur! Amerikan işgali sırasında Saddam Hüseyin’in muhalefet isyanı sırasında, Kaddafi’nin durumundan ne farkı var ki bu ziyaretin? Onlarda gizli toplantılarını kasetler aracılığıyla medyaya servis etmiyorlar mıydı?
Bu ülke cumhurbaşkanını kendi topraklarında koruyamayacak kadar aciz mi?
Birkaç yıl önce bir Irak ziyareti öncesi ‘tarihi bir fırsat yakaladık’ sözleriyle Kürt Açılımı’nı başlatan Cumhurbaşkanı, bugün açılım bölgesini gizlice ziyaret ediyor.
Ben anlamadım ve de onaylamadım. Böyle yaparak teröriste, haine cesaret yüklendiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanının ancak gizlice gidebildiği bir bölgede devletin varlığından nasıl söz edeceğiz, edeceksiniz şimdi?
Zaten 20 yıldır gece terörün, gündüz devletin yönettiği bil bölge olduğunu biliyorduk buraların. Cumhurbaşkanının ‘gizli’ ziyaretiyle birlikte gündüzün kontrolünün de terör örgütüne geçtiğini düşünmeye başladım şahsen.
Umarım yanılıyorumdur. Bu garip ziyaretin bin anlamı daha vardı tabi ki.
Açılım sürecinin gizli mimarı Gül’ün gizli ziyareti TSK üzerinde kurulan üstünlüğün resmen ilanı gibiydi. Başkomutan parkasını giyen Cumhurbaşkanı’nın genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarıyla cephe turu başka bir anlama gelemezdi çünkü. AB ilerleme raporlarına bile giren TSK’nın (iç siyasette) etkisizleştirilmesi, Gül’ün çok gizli Hakkâri çıkarmasıyla fotoğraflara da yansıdı. Gül’ün adaylığına ‘muhtıra yayınlayacak’ kadar karşı duran TSK’nın bugün Gül’ün komutasına girdiğinin resmiydi yani bu ziyaret!
*
Efendim, zamlar, zamlar… Ya da hükümetin diliyle güncellemeler.
Başbakan Erdoğan diyor ki; “Sigara içmezsin olur biter. Alkolü az alırsın, olur biter. Porsh’a binmez Fiat’a binersin olur biter! Biz eşeği sağlam kazığa bağlayalım da. Yunanistan gibi olmayalım… Keşke Erdoğan’ın söylediği kadar basit, kolay olsa bu işler.
Hükümet ne zaman bütçe açığına ayar vermek istese aynı hamleyi yapıyor. Kendisinden önceki 60 hükümet ne yaptıysa onu yapıyor ya da. Zam listesini koyuyor masanın üzerine… Listenin başında hep tiryakiler var! Bir paket sigaranın yüzde 84’ü vergi! Bir şişe rakının da öyle…  Kabinenin başka bir üyesine göre ise zamlar orta tabakayı etkilemedi. Peki, geçtiğimiz günlerde elektriğe yapılan yüzde 10, doğalgaza yapılan yüzde 14’lük rekor zammı nereye koyacağız? Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle elektriği ve doğalgazı da mı zenginler kullanıyor? İçkiyi, sigarayı da sadece zenginler mi içiyor hatta?
Bilakis, sigara tiryakilerinin önemli bölümü alt gelir grubu. Her geçen gün daha kötüye giden bütçeleri sürekli açık veren alt ya da orta tabaka… Doğal olarak da efkâr basıyor, sigara yanıyor! Hükümetin tütünle mücadelesini anlıyor ve de destekliyorum. Ancak tütüne dayalı, tiryakiye dayalı açık kapatma paradoksunu sizlerin takdirine bırakıyorum. Diyelim ki Sayın Başbakan’ın dediği gibi yaptık. Yarın herkes sigarayı bıraktı. Alkolü de azalttık. Porsh yerine Fiat’a bindik. Ne olacak? Nasıl kapanacak bu bütçe açığı? Hükümet bu güncellemelerden 5 milyar dolar gelir bekliyor. O zaman nelere zam yapacak ya da neleri güncelleyecekler acaba? Başbakan da bal gibi biliyor ki tiryaki sigarayı bırakmaz! Adı üstünde tiryaki!
Bir güncelleme haberi de sağlıktan geldi. Sağlık bakanı, vatandaştan katkı payı olarak fazladan 1 lira, aile hekimi reçete ücreti olarak da 3 lira alınacağını duyurdu. Ama ekledi. “Amacımız kamuya para kazandırmak değil, israfı önlemek”
Hastalık hastaları varmış Bakan Akdağ’a göre… Poliklinikleri ve aile hekimlerini meşgul ediyorlar, gereksiz ilaç alarak devleti zarara uğratıyorlarmış.
Tespit doğru… Ama adam gibi çıkıp ‘zam yaptık’ demek dururken, arkadan dolanıp, ‘efendim amacımız kamuya kaynak aktarmak değil’ ifadesi yakışmadı, olmadı bakana. Nasıl zamlarla tiryakiliğin önüne geçilemeyecekse 1 liralık, 3 liralık zamlarla da hastalık hastalarının önüne geçilemez. Ama hükümet üyelerinin ‘zam’ sözcüğünden nasıl kaçtığını görüyorsunuz. Kimi güncelleme diyor kimi önlem kimiyse tasarruf! Utanıyorlar mı acaba 12 Haziran’daki ‘yüzde 50’den sonra’ zam yaptık demeye… Yoksa korkuyorlar mı?
*
Ulusal gündemde haftanın öne çıkan konularından biri de kuşkusuz Köstebek iddiasıydı.  Ana muhalefet liderinin ortaya attığı dosya bana göre Kılıçdaroğlu’nun uzun bir aradan sonra gündeme el koymasından başka bir şey değildi. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın Deniz Feneri Davası sanıklarını savcıların baskını öncesi koruma polisi üzerinden uyardığı iddiası yenilir yutulur cinsten değil!
Atalay’ın ‘Külliyen yalan’ Kılıçdaroğlu’nun ‘Külliyen doğru’ dediği konuda Başbakan Erdoğan’ın sessizliği dikkatimden kaçmadı.
Şimdiye kadar bağırıp, çağırması hatta kükremesi gereken Erdoğan’ın sessizliği iyiye alamet değil. Sükût ikrardandır kuralına göre Atalay’ın suyu ısınmış olabilir. Başbakan Erdoğan’ın kabinesinin en ağır isimlerinden birine yönelik böylesine büyük bir iddia karşısında tek bir satır açıklama bile yapmaması nasıl yorumlanabilir ki?  
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ekibinin AK Parti’deki en etkili ismiydi Atalay, zor bir dönem geçiriyor. Bu sütunlardan ‘yargının balkon konuşması’ olarak nitelediğim Deniz Feneri Davası’nın Türkiye ayağına dair söylenecek çok şey var.
Davanın geciktikçe gecikmesi, hükümetin, yargının ipe un sermesi vs… Ama Atalay’ın da bu davanın en önemli sanığı RTÜK eski Başkanı Zahit Akman’la ticaret ortağı olduğu biliniyor. O nedenle koruma polisinin ilgili kişileri uyarmak için açtığı telefon doğruysa Atalay’ın bu ithamdan kurtulması zor! Yani Kılıçdaroğlu, Grup Başkan Vekili olduğu dönemde aldığı iki kelleden sonra AK Parti’den üçüncü kelleyi almaya yakın! Ama Erdoğan’ın bu kelleyi şimdilik vermeye niyeti yok! Meseleyi soğutup operasyonu sonraki sürece bırakabilir.
**
Yerel gündeme dönersek; CHP’deki imza muamması devam ediyor. İl yönetiminde yer alan 20 kişi arasından il delegesi olan iki isimden biri olan Vezir Aslan’ın bir çağrısı var imzacılara… ‘İmzaları getirsinler, olağanüstü kongre kararını o gün alalım. Genel merkeze de bırakmayalım. 311 yoksa biz 290’a hatta 280’e bile razıyız. Yeter ki getirsinler. Eğer 290 kişi bile bizi istemiyorsa biz bu koltuklarda oturamayız. Yönetim adına söz veriyorum. Kongre kararını o gün alırız’ 

İmzacıların etkili isimlerinden biri olan PM Eski Üyesi Mehmet Süne’ye sordum… ‘316 imzayı yakında görecekler’ dedi ekledi: “Vezir Aslan’a soruyorum. Tüzüğü okusun. Kongre kararı almak il yönetiminin yetkisinde mi yoksa MYK’nın yetkisinde mi baksın? Ondan sonra konuşsun. Amaçları isimleri görüp delegelere baskı yaparak imzaları geri çektirmek...  316 imzayı genel merkeze teslim ettiğimizde herkes görecek. Bunun için yasal süremiz hala var”
Peki, imzacılar gerçekten 311’i geçti mi? Bu yapıda yer alan biriyle daha konuşuyorum. Ve sihirli cümleyi ondan duyuyorum. ‘Önemli olan ilk imza ile son imza arasındaki 15 günlük farktır. Bu işin ne zaman başladığı ya da bittiği önemli değildir’
İşte ‘püf’ noktası burası…  

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 11 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
sedat 18 Ekim 2011 Salı 13:22

chp den başka yazı yazabilmişiniz. helal olsun köşe yazarı ancak böyle olunur. ümit bey

Yorumu oyla      13      8  
Gringi yazının devamı 18 Ekim 2011 Salı 11:41

? Doğalgaz yerine kömür mü, tezek mi yakacağız? Doğalgaz, elektrik, içki sigara fiyatlarını güncelliyorsunuz da pırlanta fiyatlarını neden güncellemiyorsunuz? Benzine hükümetin her gün güncelleme yaptığını Vatandaş artık bu konuda espri yapmaya başladı. 100 Talik vergi aldım içinde 30 liralık benzin vardı.

Yorumu oyla      15      6  
Gringi 18 Ekim 2011 Salı 10:15

Başbakan Erdoğan’ın doğalgaz ve elektriğe yapılan zammı, içki ve sigara zammıyla örtmeye çalıştığını, işin özetinin bu. Başbakan diyor ki ‘Sigara içme alkol alma cari açığımız var, açığımızı kapatacağız’. Millet sigara içmezse, alkolü az tüketirse Başbakan’ın işine yaramaz ki. O zaman gelir elde edemez, açığı kapatamaz. Başbakan’a şunu sormak lazım. Sigara içmeyiz, alkolü de tüketmeyiz Peki elektrik yerine mum mu yakacağız? Doğalgaz yerine kömür mü, tezek mi yakacağız? Doğalgaz, elektrik, içki

Yorumu oyla      15      6  
KARŞIYAKALI VATANDAŞ 18 Ekim 2011 Salı 10:06

ÜMİT BEY PÜF NOKTASI DEDİĞİNİZ 15 GÜNLÜK SÜRE İÇERİSİNDE İMZALARI TAMAMLAYAMADILAR TEKRAR BİR 15 GÜN SÜRE BAŞLATIYORLAR GALİBA ODA OLMADI BİR 15 GÜN DAHA BAŞLATIRLAR BUDA YAKLAŞIK 1 YIL SÜRER VE İMZACILARIN SÜRESİ HİÇ BİTMEZ.BIRAKSINLAR BU SAÇMALIĞI 40 YILDIR PARTİYİ HEP İKTİDARDA TUTTULARDA ŞİMDİ İKTİDARDAN DÜŞTÜ BİZ GELELİM TEKRAR İKTİDARA TAŞIYALIMMI DİYORLAR.BAKIN İNSANLAR SSK.DA 25 YIL ÇALIŞTIMI EMEKLİ OLUYORLAR BUNLAR 40 YILDIR PARTİYİ YÖNETİYORLAR ARTIK EMEKLİ OLSUNLAR.Y E T E R

Yorumu oyla      16      6  
ŞİRİNYERLİ 17 Ekim 2011 Pazartesi 20:47

Parti Tüzüğüne göre Bir İl'de yapılan "SON GENEL KURULDA KULLANILAN OY SAYISI" Divan Başkanının Katılanların "SAYI TUTANAĞINA" Göre hesaplanması halinde bu sayı 316 değil daha aşağıda olacaktır.Tüzük de olan BOŞLUK hukukcular incelelidir.Sevgiler.

Yorumu oyla      15      6  
DENİZ 17 Ekim 2011 Pazartesi 18:21

afferin size sayın yazar arada şu chpyi bırakında birazda ülke genelini yazmakla iyi etmişssiniz

Yorumu oyla      15      6  
partili 17 Ekim 2011 Pazartesi 17:59

Sayın Yaldız il yönetiminde 2 değil 3 il delegesi var. FİGEN ÜLKEM, SEDEF ARK, VEZİR ASLAN isimleri de bunlar.Lütfen aldığınız bilgileri doğrulatmadan yayınlamayın.Ayrıca VEZİR ASLANIN çıkıp yönetim adına açıklama yapma yetkisi de yoktur.Bu yönetimin açıklama yapacak bir başkanı ve sekreteri bulunmaktadır.

Yorumu oyla      21      7  
sevgi sarı 17 Ekim 2011 Pazartesi 12:40

ortada mütiş bir hukuksal boşluk var... ilk gün imza atan arkadaşlar, sonraki günlerde noterden imzalarını geri çekerlerse, ilk gün boş kalır ve o süre son güne eklenir... yani 15. gün hiç bitmez!!! İş bu noktaya geldiğinde, yasal bir suç oluşur mu bilinmez ama ahlaki bir sorun var demektir, CHP'yi bu gruba emanet etmek de ahlaksızlıktır.

Yorumu oyla      23      10  
17 Ekim 2011 Pazartesi 12:05

İlk imza günü resmi belgeyle belli 28.09.2011 fena faka basarlar benden söylemesi.

Yorumu oyla      22      7  
tayyip beyi destekliyorum. 17 Ekim 2011 Pazartesi 11:48

çok canımız yanacağına az içimiz sızlamasını tercih ederim.hayırlı bir zam olarak düşünüyorum.belki daha az içerler.

Yorumu oyla      17      17  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İzmirli kız ve Onur E. Yıldız meselesi
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva