Yüceliği tartışılır hale gelen meclisimiz internet yasakları ile ilgili düzenlemeyi kabul etti.
Umut Cumhurbaşkanında. Onaylar mı onaylamaz mı bilmiyorum. Bir çok yazar gibi bende de onaylayacağı ihtimali ağır basıyor.
İyi polis kötü polis oyunlarındaki iyinin sahte duruşunu sergilese de ben cumhurbaşkanının tek başına irade koymasını ve yasayı veto etmesini beklemiyorum.
Veto ederse de özgür düşünceden değil ince hesapları nedeniyle reddedebilir ki buda iyi polisin sahteliğini ortadan kaldırmaz.
Kaldı ki eğer veto edecek durumda olsaydı zaten bunu başbakana söyler, başbakanda yukarı ile karşı karşıya gelmemek için yasayı çıkarttırmazdı.
Dilerim yanılırız.
Ben en çok bu yasa için parmağını kaldıran milletvekillerine üzülüyorum. Bu ne kahır teslimiyet anlamak mümkün değil.
Yarın siteler bir bir kapatılırken, çocuklarının torunlarının masum bir şekilde bir kısım sitelere girmişliklerinin kaydı tutulurken şikayet eden çocuklarına torunlarına ne cevap verecekler.
Tamam bir kısımlarının bu ülkede yarını yok. İşleri bittiğinde yüklerini tuttuklarında çekip gidecekler bir yerlere. Ya burada kalacaklar. Onlar nasıl sokağa çıkacaklar. Sansürcü başı olmayı nasıl içlerine sindirecekler.
Amerika Başkanı Obama Wifi her Amerikan Vatandaşının hakkıdır sloganı ile yola çıkarken, Türk Başbakanı, Türk Meclisi, Türk Cumhurbaşkanı WİFİ yi yasaklama peşinden koşuyor.
Bunun için onlara özgürlükler ülkesi deniyor bize gelişmekte olan ülke. Bilirsiniz gelişmekte demek geri kalmışın kibarcası, yoksa geri kalmışlıktan artı bir getirisi yok.
Eski milletvekillerinden Osman Yüksel Serdengeçti bir gün konuşmasını yaparken sıra kapaklarına vurularak susturulmak istenir. O da bu meclisin yarısı hıyar diyerek yerine geçer. Bunun üzerine hakaret edildi denerek özür dilemesi istenir. Çıkar kürsüye tamam özür diliyorum der, bu meclisin yarısı hıyar değil der.
Biz haşa hıyar mıyar demiyoruz ama meclisin yarısının biatçı, özgürlükleri gözünü kırpmadan kısıtlama eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz.
Ne olur ne olmaz düzeltelim.
Bu meclisin yarısı özgürlükçüdür….
Yandaşlıkla yaratılan tabular, yalanları, hırsızlıkları, yolsuzlukları da mumyalar.
Yandaşlarda olsa olsa mumyanın malzemesi olur
TABULAR YALANLARI DA MUMYALAR
Seni sen gibi isterim bende
Yosun yapışmamış göl taşı gibi
Değil mi ki çıtkırıldım olmalı çırpı
Su yürümeli fidana doğasından
Gök mavi olmalı temmuzda
Güneşi görmeli biçerdöverci
Köpek ulumalı çoban uyursa
Dağ suyunu sancıyla doğurmalı
Seni sevmeliyim ben olmalısın
Dudakların sızlamalı öpülmekten
Zaman durmalı yaşam durmalı
Ben çıldırmalıyım seni bulmaktan
Tabular yalanları da mumyalar
Yürek vermeli kavgaya/ akıl örmeli
Usta bir dantelist gibi doğruya
Saati kurmalı Pazar mitingine
Darağacını asmalı köknara
Törenle iki namaz arasında duasız
Korkmadan yırtınmalı aykırı
Sen olmalı ben olmalı biz olmalıyız
Sıkı sarılmalı toprağa sıkı
Ellerimi tanımalıyım dizelerimde
Heykelim dikilmeli beynime
Sıkı okunmalı ustalar sıkı
Tökezlenmeli aydınlığından akşam
Sorulmalıyım olmayan adreslerden
Kartalın peçesinden serçeyi
Çekip almalı insan yanım almalı
Yarım uyanmalı yarım uyurken
Az biraz deli olmalı insan
Özgürlüğün öz suyunu içmeli
Katmalı katıksız gerçeği katmalı
Sarhoşluğumuz sağnak olmalı
Sen olmalısın olduğum yerde
Yayılmalı hücrelerime kıvancın
Ben süzülmeliyim gözlerinden
Yarmalı toprağı belince çiftçi
Diken olmalı bostan çitine
Kavrulmalı kuşluk sevişmesinde
Dik oturmalı toprağa kavak dik