Gönül Soyoğul
Düzeltiyorum: Erdoğan çıldırmış olmalı! Medya da!
3 Haziran 2013 Pazartesi

‘AKP çıldırmış olmalı’ diye yazarken…
Bu çılgınlığın büyük ölçüde ‘Başbakan Tayyip Erdoğan’ın şahsından’ kaynaklandığını tahmin ediyordum.
Bugün itibariyle ise, ‘kesinlikle biliyorum/eminim/son kararım’ diyorum.
 
Sayın Erdoğan’ın bir anda bir sağduyu huzmesiyle aydınlanmasını elbette beklemiyordum ama üç gündür her ağzını açışta söylediklerini hiç beklemiyordum.
Sanıyordum ki, en azından susar, en azından olayların yatışmasını bekler, en azından memleketin her köşesine saldığı akil adamlarına danışır, çevresindeki danışman ordusunun tahlillerini/önerilerini dikkate alır. Sağduyu sahibi yazarların yazdıklarını okur, kalbinde/aklında demlendirir, küçücük de olsa bir pay çıkarar.
Ne yazık ki, maalesef ki bunların hiçbirini yapmadı Sayın Erdoğan.
İlk gün sustu, ikinci gün (nispeten) alttan aldı, üçüncü gün Fatih Altaylı’nın karşısına çıktığı Habertürk’te, hepimize ‘zıvanalığın zirveye çıkışını’ gösterdi.
Ve bugün…
Giderayak çıktığı basının karşısında, ayarının nasıl bozulduğunu hem sözleri, hem de beden diliyle; bir yandan ‘tahrik’, bir yandan da ‘tehdit’ ederek ortaya serdi.
‘Yüzde 50’nin Başbakanı’ Erdoğan, öteki yüzde 50’ye adeta parmağını sallayarak ‘Bizim evlerinde zorla tuttuğumuz yüzde 50 var’ dedi; yüzündeki nefreti ve tehdidi gizleyemeden…
 
Her fırsatta, (düzenli olarak her Salı) yaptığı ‘toplumu sürekli geren/bölen/kutuplaştıran’ konuşmalarının bir anda merhamet ve şefkat yumağına dönüşemeyeceğini, Erdoğan’ın bir anda demokratlaşamayacağını elbet bilsek de, en azından kendi adıma söyleyeyim; ne dünkü, ne de bugünkü gibi, bu kadar ayarı kaçmış sözler/konuşmalar beklemiyordum ondan.
Ara sıra/kırk yılda bir içki içenleri dahi ‘alkolik’ ilan edeceğini, ardından ‘Hem onlar da bana oy veriyor, onlar alkolik sınıfına girmiyor bana oy verdikleri için’ gibi akla ziyan bir açıklama yapacağını…
Bir kadınla bir erkeğin aynı bankta yan yana oturmasını tasvip etmediğini ‘aynı bankta yan yana oturursun, sohbetini yaparsın, saygıyla karşılarsın ama ben Tayyip Erdoğan olarak karşılamam ayrı mesele ama buna rağmen bir söyleme hakkım yok’ diyeceğini,
Yurt dışı gezisine giderken yaptığı açıklamalarla ‘GEZİ’den zerrece bir şey anlamadığını, bu kadar net ifade edebileceğini beklemiyordum.
Onun için ilk gün yazdığım ‘AKP çıldırmış olmalı’ yazısını, bugün itibariyle ‘Recep Tayyip Erdoğan çıldırmış olmalı’ olarak değiştiriyorum.
Liderleri bu haleti ruhiye içinde olan AKP’de ‘pısanları’ da, ‘kusanları’ da çok çok iyi anlıyorum.
 
“Paracı, sahtekar, düzenbaz, ikiyüzlü muhafazakâr zenginler güruhuna karşı, sarhoşlarla yan yana yürürüm. Sarhoşun iki yüzü yok hiç olmazsa” diyen ‘antikapitalist müslümanlar’ın lideri İhsan Eliaçık’ı, buradan kalben selamlarken,
Yazımın bu bölümünü, -noktasına virgülüne katıldığım- Radikal’den Ezgi Başaran’ın sözleriyle noktalıyorum:
“Bu ‘gezi’den Başbakan hiçbir şey anlamamış olabilir ama biz anladık ya. Biz anladık.
Halkın gücünün, güçlünün gücünden daha kıymetli olduğunu tecrübe ettik.
 
Birileri nemelazımcılık yapmadığında, bir gruba yapılan baskının tüm halka yapılmış olduğuna kani olduğunda, yan yana gelinebildiğinde ne çok olduğumuzu gördük.
Her gık dediğimizde sinek gibi gazlanmanın verdiği onursuzluğu aştık.
Toplumsal kutuplaşmada katalizörün devlet ve devletin icatları olduğunu anladık.
Açıkçası ben, uzun zamandır unuttuğum bir şeyi hissediyorum: Buralı olmaktan gurur duyuyorum. Gayri safi milli hasıla ile satın alınamayacak kadar paha biçilmez bir duygudur bu. Başbakan’ın neyi ne kadar anladığından bağımsız bir biçimde doğar ve büyür!”
  
İğne Başbakan’a, çuvaldız medyaya
 30 yıldır medyanın içindeyim.
12 Eylül askeri darbesi ve seçimlere gidilinceye kadar olan süreci bir tarafa koyuyorum; özellikle görsel medya hiç bu kadar aciz, hiç bu kadar kör, hiç bu kadar sağır ve dilsiz kalmamıştı. Böyle bir rezalet yaşanmamıştı.
İstanbul’dan başlayıp tüm şehirleri saran tepkileri/olayları görmezden gelerek tam bir karartma uygulayan, günlerdir vatandaşı ARTI 1, İMC, HALK TV, HAYAT TV’ye, dil bilenleri yabancı televizyonlara mahkum eden, özellikle adında ‘haber’ olan kanallara yuh olsun, yazıklar olsun!
‘Ticareten’ yürürlükteki medyanın hali, bir meslek olarak gazeteciliğin bitişine giden sürecin iyice hızlandığını düşündürürken,
Ölmeye yatmış bir mesleğin üzerine artık ‘hegemonik’ bir korkuyla karışık ölü toprağının iyiden iyiye serpildiğini gözlemlerken…
İyi ki Erdoğan’ın ‘bela’ dediği twitter var, facebook var, internet medyası var; şükrediyorum.
Sosyal ağlarla kendi medyasını yaratan vatandaşın çabası, profesyonel bir enerji ama amatör bir ruhla çalışan ‘paradan ari’ haber siteleri, araya karışan bilgi kirliliklerine rağmen, muhteşem bir iş yaptılar; yapmaya devam ediyorlar.
Başbakan vatandaşın verdiği çok değerli mesajı, ‘sivil muhtıra’yı anlamıyor, anlamamakta direniyor.
Umarız ‘merkez medya’ yaşananlardan biraz olsun ders çıkarır, ruhunun hiç değilse bir bölümünü kurtarır.
Kurtarır da; zehirli gaz yiye yiye, yerlerde sürüklene sürüklene canhıraş görevini yapmaya çalışan medya emekçilerinin ‘kullanılmayıp çöpe atılan görüntülerinin/haberlerinin’ utançlarını, çöpe giden çabalarının üzüntülerini hafifletir hiç olmazsa. Umarak bekleyelim.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 2 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ahmet 5 Haziran 2013 Çarşamba 11:21

Gönül Soyoğul,gazeteci özgür iradeye sahip olunca kimseye yalakalık yapma gereği duymuyor.Sade vatandaşın arasında olunca olayları daha iyi analiz ediyor.Siz ve sizin gibi gazetecilerin var olması çok güzel.

Yorumu oyla      14      6  
aysun 4 Haziran 2013 Salı 16:35

Elinize sağlık süper bir yazı gönül hanım'cım.. Yorumun çok hoş..Paylaşmak güzeldir, çünkü menfaat ve çıkar yoktur.. Bunlar satıyor Fatoş'cum..

Yorumu oyla      13      6  
eski yazarınız fatoş;) 4 Haziran 2013 Salı 11:37

tanrılar çıldırmış olmalı; yerliler coca cola şişesi bulurlar, Tanrı tarafından gökyüzünden onlara gönderildiğine inanırlar, akabinde aralarında bir türlü paylaşamazlar… Başbakanımız iktidarı Tanrı tarafından ona gönderildiğini sanıyor zannımca, hoş paylaşma konusunda eline kimse su dökemez, ülkeyi paylaşa paylaşa ha bitirdi, ha bitirecek…

Yorumu oyla      14      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Gönlüm hep seni arıyor neredesin?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmirli giderek kendini daha kötü hissediyor
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Tire pazarında…
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İsrailli çocuklara mektuplar (2) Barış sizin elinizde çocuklar!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Yaşamak...
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
19’undaki genç, dedesi yaşındaki adama nasıl yumruk atar?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva