Tayfun MARO
Doğu'nun Rönesansı
28 Ağustos 2012 Salı

Geçen yüzyılın sonunda ilan edilen ‘dinler çağı’ Doğu toplumlarında hükmünü sürüyor. Ama bu defa iklim, İslamiyet açısından, birinci bin yılın koşullarını barındırmıyor.
 
Hıristiyanlığın gelişiminden farklı olarak, İslamiyetin doğup büyüdüğü topraklarda toplum dinamikleri, sistemin din dışı yapılarla olan zıtlıklarını değişime yol açacak boyutta çatışmaya dönüştürmeden çalıştı. Din ve bilim cami avlusunda buluştu. Külliye, muhtemel din ve bilim çatışmasının önünü aldı. Seküler alan dogmatizme teslim oldu. Dini referanslara dayalı dünyevi açıklamalar her türlü tartışmadan azade kabul gördü.
Ancak bu çatışmasız ortamdan gelişme çıkmadı. Aksine, değişime kapalı statik yapılar çıktı ortaya. Ve bu yapı, geçen yüzyılda, kapitalist sistemi rahatsız etmeye başladı.
Bu gelişmeler üzerine, geçen yüzyılın sonunda, yeni dünya düzeninin ideologlarının Aydınlanma düşüncesine ve Moderniteye açtığı cephede kendilerine yer bulan dindarlar, modernite ötesine inşa etmek istedikleri din toplumlarının fikri yapısını yeniden oluşturmak üzere hareketlendiler.
 
Kitap getiren üç büyük dinin ortaya çıktığı Ortadoğu ve Doğu Akdeniz havzası, gerçekte, batı kültürünün başladığı yerdir. Batı Aydınlanmasını başlatan Antik dönem felsefesi, bu topraklardan Batı’ya aktarılmıştır. Ancak, batılı düşünürlere bu kaynakları aktaran islam düşünürleri, kendi toplumlarına bu bilgileri aktaramamışlardır. Örneğin, İbn-i Haldun, İbn-i Sina gibi önemli islam düşünürleri, dinin baskıcı karakteri yüzünden islam toplumlarınca pek anlaşılmamış, eserleri hak ettikleri ilgiyi görmemiştir. İslam toplumlarında, toplumsal gelişmenin önünü açacak değişime açık fikirler ilgi görmemektedir. Bu ilgisizliği, iktidar gruplarının çıkarlarının, İmam-ı Gazali’nin soru sormanın ve felsefi düşüncenin önünü kesen fikirleriyle mükemmel uyumuna bağlamak mümkündür.
 
Aslında bu satırlara sığmayacak bir konuya kısaca değinmekten muradım, İslamcı düşüncenin 500 yıl önce ıskaladığı Rönesans’ı anımsatmaktır.
Bundan 500 yıl önce, İslam toplumları sadece Rönesans’ı, Aydınlanma’yı ıskalamadı fakat aynı zamanda, Kapitalizmi de teğet geçti. Kapitalizmin öncülleri islam dünyasında ortaya çıkmadı. Antik düşünce, Kartezyen bilim, modern iktisat, İslamcı düşüncenin hüküm sürdüğü Ortadoğu’da pek kabul görmedi.
Bugün, dışında kaldıkları kapitalist sistemde kendilerine yer açmaya çalışan islamcılar paradoksal bir şekilde, Aydınlanma düşüncesine ve moderniteye savaş açarak, modern ötesinde yer tutmaya çalışmaktalar. Postmodern düşünceye teşne gibi duruyorlar; çünkü, kapitalizmin yeni dünya düzeninin düşünce yapısı postmoderndir.
AKP’nin beyin takımı içinde yer alan Postmodernist entelektüellerin Derrida’dan, Adorno’dan girip Foucault’dan, Lacan’dan çıkmaları bu yüzdendir. Yapısalcılıktan Yapısökümcülüğe, Kuantum fiziğinden Belirsizin bilimine, yeni dünya düzeninin düşünce tarzını oluşturan felsefe ve bilim alanlarında kalem oynatmaları bu yüzdendir.
 
İslam toplumları yeni dünya düzenine uyum sağlamanın yolunu arıyor. Müslümanlar, kapitalist sisteme eklemlenmek istiyorlar, ‘modern ötesi’nde kendilerine yer açmak için mücadele ediyorlar. Şeriati’nin “abdestli kapitalistler” dediği insanlardır bunlar.
 
Doğu, geç kalmış Rönesans’ının peşinde, Batı değerleriyle buluşarak yeni bir toplum sentezine varmak istiyor.
Ya Cumhuriyet Devrimini yapmış Türkiye?..
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Atatürk ve direnen Türk halkı 4 Aralık 2012 Salı 13:01

sayın Maro. sorunuza yanıt vermeye çalışacağım. Türkiye, Atatürk döneminde kendi rönesans'ını yapmaya çalıştı. aydınlanmacı felsefe Türkiye'ye getirmeye çalıştı Atatürk.bu felsefe neyazıkki, halk tarafından benimsenmedi ve 1939dan itibaren geridönüşüm başladı.bu karşı devrim şuan doruk noktasında.Atatürk devrimlerinin halka malolduğunu söylemek olanaksız.Türk halkı ilerlemeye,aydınlanmaya neden karşı koydu? bunu analiz etmek gerekir.bunda BAtı etkisi şüphesiz vardır ama toplumun dinamikleride

Yorumu oyla      12      6  
ö.çopur 4 Eylül 2012 Salı 15:34

sayın maro yine çok ama çok önemli tesbitlerde bulunmuş vede yazısının sonunu mükemmel bir soru ile bitirmiş.eger ülkemiz entellektüel çevreleri meseleyi bu mihverde tartışsa ,genç kuşaklar cumhuriyet devrimini yapmış türkiyeyi daha iyi anlayacaklar.bu nedenle yazardan bu tür yazılarının devamını genç kuşaklar için talep ediyorum.saygılarımla.

Yorumu oyla      12      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva