Gönül Soyoğul
Doğan İşleyen niye gitti?
19 Temmuz 2011 Salı

20 yıl önce, mesleğe küsüp yeni bir iş ararken, dönemin belediye başkanının teklifiyle, kendini yeni kurulan İZFAŞ’ın Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü olarak bulan ben, 5’inci ayda ardıma bakmadan kaçmıştım Fuar’dan, fuarcılıktan.
Ve kalben kırık ayrıldığım mesleğime, gazeteciliğe ‘allah bir daha ayırmasın’ dualarıyla dört elle sarılmıştım.
İşi hiç sevmesem/benimsemesem de, tamamen yeni bir meslek, tamamen yeni yüzlerle karşılaştığım İZFAŞ’ta, o kısacık sürede, büyük büyük dostlukların çatısı çatılmıştı oysa…
İZFAŞ’ın kurucu genel müdürü güzel insan Mehmet Refik Soyer, göbek bağının Kültürpark’a atıldığını düşündüğümüz hayatı Fuar olan Doğan İşleyen, sakin güç Nuray Eyigele, telaş&heyecan perisi İklil Ulueren’le birlikte hem İZFAŞ’ın kurumsal kimliğini oluşturmaya çalışmış, hem her ay yapılan ihtisas fuarlarını, hem de İZFAŞ’ın ilk büyük sınavı İEF’nin hazırlık çalışmalarını yürütmüştük. Anahtar Tanıtım’ın cevval/yaratıcı patronları Hakkı Kesirli ile o yıllardaki ortağı Savaş Ekşi’nin de unutulmayacak katkılarıyla elbet.
Orada kurulan ama 21 yıl geçmesine rağmen en küçük yara almadan tersine demlenerek koyulaşan o dostlukları, bugün yeniden hatırlayıp hatırlatmamın nedeni, Doğan İşleyen’in İZFAŞ’tan Başkan Kocaoğlu’nun isteğiyle ayrılmasıdır ki…
Hatırımda olanlar sadece dostluklar değil, İEF hazırlıklarıdır da aynı zamanda.
Başkan’la İşleyen arasındaki mesaide ne olup bittiğini, Aziz Başkan’ın hangi gerekçelerle İşleyen’in emekliliğini istediğini şu an itibariyle bilmiyorum.
Ayrılığın ‘hangi taraf için kayıp’ olduğu tartışmasını da açacak değilim.
Endişem, bu kararın tam da 80 yılını devirecek İEF öncesi alınması…
Şimdi diyeceksiniz ki, ‘ne var, Ahmet gider Mehmet gelir, Ayşe gider, Fatma gelir; işler yürür…’
Fuarcılığın nasıl meşakkatli, nasıl ince ve karmaşık ayrıntılar yumağı olduğunu, diplomasiden tutun işletmeciliğe kadar binbir çeşit organizasyon bileşkesinden oluştuğunu bilecek/görecek kadar çalışmamış olsaydım; bu düz mantığı muhtemelen ben de kurardım.
Ama kuramıyorum; bir yıla yayılan İEF hazırlıklarının, açılışa bir ay kala gemici düğümüne dönüştüğünü, o düğümü de ancak ‘ehil eller’in çözüp yoluna koyabileceğinin canlı tanıklığını yaptım çünkü yıllar öncesinde.
Ve bugün itibarıyla İEF açılışına 51 gün var.
Doğan İşleyen gitti.
Tıpkı onun gibi a’dan z’ye her ayrıntıdan haberdar olan Taşkın Aydoğan ayrıldı.
İZFAŞ İdari İşler Müdürü Zeki Karatay da Büyükşehir operasyonu nedeniyle, zaten bir süredir cezaevinde.
İZFAŞ İşleyen’den, Aydoğan’dan, Karatay’dan ibaret değil; sonuçta orada büyük bir ekip çalışıyor ama…
Bütün yumakların ucunu bilen, nerede karışacağını önceden tahmin eden, edemediği noktalarda da nasıl ayrıştırılacağı tecrübesini defalarca yaşamış isimler, artık yok.
 
Mermer Fuarı gibi, Gelin Damat Fuarı gibi dev organizasyonlardan alnının akıyla çıkan,
son 7 yıldır kesintisiz İZFAŞ genel müdürlüğü yapan, 35 yılda 35 İEF geçirmiş, Büyükşehir kadrosunda adı hep ‘başarılılar’ arasında sayılan Doğan İşleyen, şimdi anlıyorum ki, hayli önemli bir konuda ‘başarısız’ olmuş, en önemli ayrıntıyı kaçırmış; özetle, Aziz Başkan’a ‘fuarcılığı’ anlatamamış…
Ya da anlatmış ama buna rağmen Kocaoğlu Doğan İşleyen’le, İEF’ye 1.5 ay kala yollarını ayırmış.
‘Başkan’ın bu önemli kararı vermesine yol açan, İEF’nin atlatılmasını beklemeyecek kadar önemli/ivedi olan sebep ya da sebepler ne o zaman? Diğer isimlerin görev yerleri değiştirilirken, niye İşleyen ile tamamen vedalaşılıyor’ diye durup düşünmeden edemiyor insan…
*
İşleyen’den boşalan koltuğa, Genel Sekreter Yardımcılığı’ndan alınan Ali Rıza Gülerman’ın getirildiğini açıkladı Büyükşehir.
Gülerman’ın ‘genel müdür’ olarak değil de İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla atanması, bu görevin ‘geçiş’ dönemine ait olduğunu, İZFAŞ’ta asıl yapılanmanın daha sonra gerçekleştirileceğini düşündürtüyor.
İEF’nin 80. yıl açılışına son noktayı koyacak sayın Gülerman, -özgeçmişinde ‘fuarcılık’ deneyimiyle ilgili bir ifade görmediğim ve nasıl bir iş yükü/karmaşayla karşılaşacağını bildiğim için- şu an gıyabında en üzüldüğüm, bahtsız bulduğum bir isim… Benim açımdan.
Hem İşleyen gibi Fuar’da doğmuş bir ismin yerine getirildi, hem de 51 günlük sürede hiç bilmediği bir alanda, uluslar arası bir organizasyonu sırtlamak zorunda kaldı.
Alacağı her sonuç, uluslar arası boyutta olacak yani. Başarı da başarısızlık da…
“Tanrı yardımcısı olsun” demekten başka bir diyeceğimiz yok yazık ki…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 6 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
bardak 21 Temmuz 2011 Perşembe 12:09

Rahmetli Ahmet Priştina ile Aziz Kocaoğlu’nun yönetim tarzları tamamen farklıdır. Rahmetli Priştina Belediyenin, İZSU’ yun ve projelerin yönetimini tamamen bürokratlara (HASAN FEHMİ MANİ’YE) bırakıp vitrinde politika yapmıştır. Doğal olarak işlerin yürütülmesi sırasında, ihale yapılırken, taşeron seçilirken, işe adam alınırken, istekleri yerine gelmeyen partililer, ilçe belediye başkanları, medya mensupları ve İzmir’deki iş çevreleri hep Hasan Fehmi Mani’yi şikayet etmişlerdir. Yani İzmir Büyükşehir Belediyesinin kötü adamlık rolünü Priştina döneminde Hasan Fehmi Mani gönüllü olarak üstlenmiş, rahmetli Priştina’ya da işin vitrini ve politika tarafı kalmıştır. O dönemde İzmir Medyasında Hasan Fehmi Mani aleyhinde çıkan haber ve köşe yazılarını hatırlayın, eleştirilerin dozunu düşünün. Aziz Kocaoğlu ise yönetim tarzında işin hem iyi adam hem kötü adam rollerini birlikte kendi üstlenmiştir. Bu bakımdan Ahmet Priştina ve Aziz Kocaoğlu’nu karşılaştırmak elma ile armudu karşılaştırmaya benzer. Gerçek bir karşılaştırma yapabilmek için Hasan Fehmi Mani ve Ahmet Priştina ikilisine gelen eleştiri ve şikâyetlerin toplamı ile Aziz Kocaoğlu’na gelenleri karşılaştırmak gerekir. Doğal olarak olumlu puanları da aynı şekilde karşılaştırmak gerekir. Unutmayınki Priştina sadece 8 metropol ilçenin belediye başkanı idi Aziz Kocaoğlu görevi devralması ile birlikte Büyükşehir sınırları 50 km.ye çıktı. Hizmet verilen ilçe sayısı 8 iken önce 19’a daha sonra da 21’e çıktı. Çok kısa bir sürede bu bölgelere de Büyükşehir Belediye hizmetleri taşındı. İZSU Hizmetleri, yol ve alt yapı hizmetleri, ESHOT’un ulaşım hizmetleri, sosyal hizmetler bu ilçelere taşındı. Bütün bu ek yüklere ve olumsuzluklara rağmen Ahmet Priştina’nın Büyükşehir Belediye Başkanlığında aldığı oylar % 45,5 iken Aziz Kocaoğlu bu oyları 2009 yerel seçimlerinde % 56,5 lara çıktı. Hep bardağın boş tarafını değil dolu tarafını görelim.

Yorumu oyla      24      8  
Bahri Yeşilyurt 20 Temmuz 2011 Çarşamba 10:44

" Allah yardımcınız olsun " Gönül Hanım...

Yorumu oyla      14      15  
DEMOKRAT 20 Temmuz 2011 Çarşamba 09:20

Gönül Hanım,Olayı okadar çok Dramatize etmişsinizki etkilenmemek elde değil.Nedense hiç kimse bu görevleri daha başından itibaren "Ben Bu Göreve Layıkmıyım,Yapabilirmiyim"diye düşünmeden kabul etmekteler.Tamam Doğan iyi fuarcı olabilir ama geçmişe iyi bakarsak,çoğunun kapılarda bilet kestiklerini görürüz.Ahmet Sarışın,Sami Sarışın,Musa Çam bunlar eski fuarcılardır.Hele Yılların Zeki nin de tabii bu ortamda müdürlük yapmasıda gayet doğaldır.Doğan İşleyen"in bir gram dahi YABANCI DİLİ yok iken bu görevi yapmasını gayet doğal bulabilirken,görevden alınmaları niçin bukadar eleştiri alabiliyor,çok merak ediyorum.Bence gözünüzde çok fazla büyütmeyin,bu arkadaşlar bu işi yapabildiklerine göre,yeni arkadaşlarda yapabilirler.Nasıl olsa Başarı ve Liyakat aranmadığına göre problem olmamalıdır.

Yorumu oyla      26      15  
süleyman çelebi 20 Temmuz 2011 Çarşamba 00:02

Olacağı budur işte... Aziz Beyin yönetim anlayışı sorunlu... Kimi nerede görevlendireceğ ini bilmiyor ve beceremiyor... Öncelikle yöneticilerin yaratıcılığı ve üretkenliği değil, kendine ne kadar bağlı, ne kadar Aziz Bey için çalışıyor ona göre atama yapıyor. Bu mantalite ile ister istemez kaliteli üretim yapacak, modern yönetim tekniklerini uygulayabilecek yöneticiler bulamaz. Alınanların yerine ise üretme kapasiteleri ve liyakatları daha az kişler gelmiştir. Süper ligde oynayan İzmir Belediyesinde oyucular 3. lig seviyesinde... Peki 3. lig seviyesinde bir takımı yönetemeyen teknik direktöre MESSİ gibi bir futbolcuyu verseniz ne yapar:))) Yazık oluyor ve üzülüyorum...

Yorumu oyla      18      16  
1974 BUCA LİSELİLER 19 Temmuz 2011 Salı 23:40

AZİZ BEY İLE İZMİR HALKIMIN GÖNLÜNDEN SİLEMEDİĞİ RAHMETLİ AHMET PRİŞTİNA ARASINDAKİ FARK BURADA YATIYOR.YILLARDIR İZMİR HALKININ ZAMAN ZAMAN KIYASLIYARAK İÇ GEÇİRMESİNE DE NEDEN OLAN SORUNLAR KARŞISINDA ALINAN/ALINAMAYAN KARARLARIN SONUÇLARINI 2014 YEREL SEÇİMLERİNDE ALACAĞIZ.EKİP RUHUNU BELEDİYECİLİĞE YERLEŞTİREREK BAŞARIYI YAKALAYAN RAHMETLİ AHMET PRİŞTİNA'NIN ARDINDAN AZİZ BEY BU SİSTEMİ UYGULAYAMADI VE BAŞARISIZ OLDU.İŞE ADAM ALMAK İLE ADAMA İŞ BULMAK ARASINDAKİ AYRINTIYI GÖZDEN KAÇIRAN AZİZ BEY KENDİ PRESTİJİYLE BİRLİKTE İZMİR HALKININ ZAMANINI DA HARCIYOR VE HARCATIYOR.TEKRAR REVİZYON ŞANSI DA ZAMAN KALMADIĞI İÇİN AZİZ BEYE KAZANIM SAĞLAYAMAYACAK.

Yorumu oyla      18      16  
taner erdem 19 Temmuz 2011 Salı 20:05

Aziz bey in son bir yıldan beri bürokratlarıla ve müdürleriyle uğraşmaktan kentin haline bakın yeter. Yazık sadece Doğan bey e kıyan zihniyet hayatta başarılı olamaz

Yorumu oyla      18      20  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Gönlüm hep seni arıyor neredesin?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmirli giderek kendini daha kötü hissediyor
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Tire pazarında…
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İsrailli çocuklara mektuplar (2) Barış sizin elinizde çocuklar!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Yaşamak...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva