Dünyada en çok betonun kullanıldığı, tarım arazilerinin betonlaştırıldığı, çiftçinin küstürüldüğü, çiftçinin 16 milyondan birbuçuk milyona düştüğü başka bir ülke varsa bana yazın lütfen.

Türkiye hiçbir dönem ormanlarıyla, doğasıyla, tarımıyla böyle zulüm görmemiştir.

Yaz, yaz, yaz duyan çok az kişi biliyorum, ama yılmayacağım.

Çoğu zaman etrefımdaki bazı kişiler “Ahmet bey verdiğin mücadeleye üzülüyorum. Tepedekiler yine bildiğini okuyor, boşver” diyorlar.

Onlara Konfüçyüs’ün “Karanlığa küfredeceğine bir mum da sen yak.

Ben boşverirsem, sen boşverirsen bu ülkenin hali ne olur” yanıtını veriyorum.

Bir avuç kadar da olsa bitkiyi, tarımı, ormanları düşünen, koruyan insanlar varya onlar umut veriyor. 

İnsan yaşamı için ilaç, gıda ve kozmetik sanayiinde kullanılan ancak

sanayileşme, şehirleşme, kuraklık, aşırı otlatma ve bilinçsizce toplanması nedeniyle yok olma noktasına gelen Anadolu bitkilerini para ödüllü kısa film yarışmalarıyla korumaya çalışan Laber & İva Naturan’ın bitki tanıtım aktivitesine katıldım. Her ay farklı bir bölgedeki bitkiler uzmanları tarafından anlatılıyor. Geçen ay Manisa Spil Dağı’ndaydık.

DOĞA, ÇEVRE, TARIM DOSTU OYA AYMAN

Bu kez Torbalı’nın zümrüt gibi çamlarıyla kaplı Dernekli Köyü’nde dağ kekiği, ölmez çiçeği, adaçayı, biberiye, lavanta bitkileri arasında beton yığınlarından uzak olmanın huzurunu yaşadım.

Torbalı bizim burnumuzun dibindeydi ama Kayseri, İstanbul, Eskişehir’den katılan gruplar vardı. Bazı kişiler için tuhaf gelebilir ancak, doğanın, bitkinin kıymetini bilenler için kilomotreler önemli olmuyor. ,   

Ev sahibimiz, rehberimiz meslektaşım Oya Ayman çıktı.

Çeşitli gazete, dergi ve TV’lerde önemli çalışmalara imza attıktan sonra şimdi yaşamını bir dağ köyünde sürdürüyor.

Türkiye’de çok önemli çalışmalara imza atan Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği kurucularından.

“Gıda güvenliği günümüzün en önemli sorunlarından biridir. Gıda güvenliği sağlıklı tohumdan, temiz toprak ve suya, temiz enerjiden, adil ticarete, dayanışmacı ortaklıklardan gıdasının sorumluluğunu taşıyan tüketici ve topluluklara kadar farklı alan ve boyutları içeriyor. Temiz toprak ve su olmadan sağlıklı ürünler yetiştirmek imkânsız olduğu gibi yerel üretim-yerel tüketim mekanizmaları kurulmadan da gıda sisteminin iklim krizindeki etkisini azaltmak mümkün değil” sözlerini dikkate almak gerekir.

Lavantanın nasıl yetiştirildiği, bitkinin nerelerde kullanıldığı, yağının nasıl çıkarıldığı, sağlık ve ekonomiye katkıları anlatıldı.

Bize evsahipliği yapan meslektaşım, tarım, doğa, çevre dostu Oya Ayman ve Levent Kahrıman’a teşekkürler, İYİ Kİ VARSINIZ…