Dün; bi-iki kadim dosta anlattım ama…

Yine de…

Bu meslekte görüp, yaşadıklarımın gölgesinde…

Kasılmamak(!) elde değil…

Yeni mevzu…

14 Mayıs’ta olmadı, baştan yeni bir zarf atacağımız…

Cumhurbaşkanlığı yarışının sandığı…

Bu kez tek pusula…

Tek zarf…

Öyle, zorla paketle, beşe katla filan yok…

Aman, mühür diğerlerine değmesin yok…

Tek pusula…

Üstünde sadece iki fotoğraf…

Birinin altına mührü basıp, evinin yolunu tutacaksın…

Ancak…

Önemli bir ayrıntı var…

Oy pusulasının üstünde…

Sadece mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan ile…

Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’nun fotoları yer alacak…

Başka foto yok…

Peki, Sinan Oğan nerede?

O’nun fotoğrafı yok…

Neden?

Çünkü…

Yasa gereği…

Sadece ilk turda en fazla oy alan “iki aday” ikinci turda…

Yarışmaya hak kazanıyor...

Sinan Oğan…

Birinci turda en fazla oy alan iki adaydan biri olamadığı için…

İkinci tur oy pusulasında…

Ne ismiyle…

Ne fotoğrafıyla yer almayacak…

Ancak…

İlk turda Sinan Oğan’a oy verenler yine sandık başında olacak...

İyi de…

Nereye mührü basacaklar?

Kılıçdaroğlu’na mı?

Erdoğan’a mı?

“Yoksa hiç birine mi?”

Boşa mühür basıp, hatalı pusulayı karalayıp…

Son derece kıymetli “tek” oyumuzun…

Heba olması kimin aklından geçer ki?

***

Kimse alınmasın ama…

Biz milletçe “fotoğrafa bakmak” ile yetiniriz…

Dikkat edin!

Gazetelerde bile…

Önce fotoğrafa bakılır bu güzel memlekette…

Bi’de “resimaltı”na…

Çoğu kez yeterli gelir…

Zaten, bu nedenledir ki…

Son 20 yıldır…

Televizyon haberciliği, gazete haberciliğine fark atıyor!

***

Vatandaş…

Cumhurbaşkanlığı sandığına gittiğinde…

Neden?

En kıymetli oyunu…

ATA İttifakı’nın adayı Sinan Oğan’a versin?

Zaten…

Oğan’a güvendiği için 100 bin ıslak imza ile…

Aslanlar gibi…

Cumhurbaşkanı adayı olmasını sağlamadı mı?

Sağladı…

İlk turda “2 milyon 829 bin”den fazla oy vermedi mi?

Verdi…

Artık yarışa “giremiyor” diye…

Pusuladaki…

Kalben ve Siyaset’en Oğan’a “en yakın” adaya mı oy atacağız?

Bu nasıl mantık?

Ya Kılıçdaroğlu’na atacaksın?

Ya da Erdoğan’a…

Yasa bunu emrediyor…

***

Sanki “Oğan”a gönül verenler…

Çok açık ve net…

“Ah Sinan Bey, siz tercih yapın; biz O’na oy atalım” mı diyecek?

Sanki…

Halk arasında çok yaygın olan…

“Doğmamış çocuğa don biçmek!” gibi bir eylemden söz ediliyor…

Şaka gibi…

Sinan Oğan’ın ya da Zafer Partisi’nin koşulları var…

Mesela…

“13 milyon sığınmacının hemen göredilmesini” istiyor…

İyi de zaten Kılıçdaroğlu…

İki senedir, “Biz onları incitmeden uğurlayacağız” diyor…

Sinan Oğan, “Ekonomik kriz sona ermeli” dileğini seslendiriyor…

Millet İttifakı, “Şu kadar zamanda rahat edeceğiz” sözü veriyor…

Bunlar yetmiyormuş gibi…

Millet İttifakı…

Sizinle yazılı anlaşma mı yapsın?

***

CHP söz verecek…

O söz yerine geldiğinde ise…

Sinan Oğan, ortaya çıkacak…

“Gördünüz işte bizim desteğimizle” diyecek?

Var mı böyle mantık?

***

Bitiriyoruz…

Taaa 70’yi yıllardan kalma oynak bir şarkı vardır…

58 yaşında aramızdan ayrılan…

Eski pop şarkıcısı rahmetli Nilgün Atılgan’ın meşhur ettiği bir şarkıdır o…

Adı, “Çek Kayıkçı Kürekleri”…

Sözleri, bu “ortaya karışık” hikayeye…

Aslında öyle uygun ki:

“Çek kayıkçı kürekleri… / Gezdir seven şu kalpleri… / Mavi deniz, martılardan… / Ayırma sevenleri…”

***

Bitiriyoruz…

Bi’daha soralım:

Sinan Oğan…

İkinci tur Cumhurbaşkanlığı seçiminin…

Nasıl kilit ismi olabilir?

Fox TV’de Sinan Oğan’a soruyorlar:

“Kılıçdaroğlu’nu, HDP siyasi sistemin dışında bırakılırsa desteklerim” söyleminiz doğru mu?

Sinan Oğan’ın cevabı:

“Hayır, yanlış… Biz, bir prensip koyduk ortaya… O prensiplerden sadece bir tanesi terör örgütleri ile arasına mesafe koymayan siyasi partilerle araya mesafe konması… HDP ve HÜDA-PAR’ın siyasette kilit olmasının başından beri karşıyım… Tek şartımız bu olsa, (Sayın Kılıçdaroğlu HDP’den vazgeç, gelelim) derdik… Ancak bu o kadar basit bir denklem değil…”

Bi’daha soralım…

Allahaşkına…

Olmayan “oy”un hesabı nasıl yapılır?

Nokta…