Tayfun MARO
Cami avlusunda Cemevi…
4 Kasım 2013 Pazartesi

Cami ve Cemevi bir avluda… İkisine de hayli uzak yaşayan bir insanım. Ama her ikisine de giden insanlarla yan yana yaşıyorum. Onlardan dostlarım var; sevenim, sevmeyenim var.
Cemevi tartışması yeni değil; Kerbela’dan beri süregelen büyük bir tartışmanın cüzü.
Cami veya Cemevi, ikisinin de cemaatine dâhil olmadığımdan, bu büyük tartışmaya ihtiyatlı yaklaşmak durumundayım.
Niyetim, aklıma düşen bir soruyu gündeme getirmek; Cami ve Cemevi aynı avluda olur mu?
Bunu soruyorum çünkü söz konusu avlu, islam tarihi boyunca “Cami avlusu” olarak bilindi. O avluyu başka bir şeye dönüştüremezsiniz. O avluya giren Cemevi, artık ‘Cami avlusunda bir Cemevi’ olur.
Ve biliyoruz ki “Cami avlusu” bir egemenlik alanıdır. Medrese, Külliye, Cami ile aynı avluda olduğu için din bilime hükmedebilmiştir.
Bilime hükmeden cami avlusu, Alevilere karşı ne kadar hoşgörülü olabilir?
Ya da şöyle soralım; Sünnilerin, cami dışında bir ibadethane fikrine hiç sıcak bakmışlıkları var mı?
Kanımca, Cami avlusu, Cemevinde ibadeti özgürleştirmeyecektir. Tarihsel olarak, Sünni dünyasında böyle bir özgürlük alanı oluşmadığını biliyoruz.
Kâbe’de bütün inançların yan yana barınabildiği zamanların ardından, İslamiyetin egemenliğiyle birlikte hepsinin ortadan kalktığını anımsayınca, insan “acaba!..” diyor. Tamam, avluya gireceklerin hepsi Müslüman ama Sünnileri kendilerini daha Müslüman addettiklerini unutmamak gerek.
 
Hanefi mezhebine mensup olanların hak ve özgürlüklerini önceleyen mezhep siyaseti, toplumu Sünnileştirmekten başka sonuç vermez. Ve Türkiye’de olan biten de budur.
Sünnileştirme siyasetinin, gerek özel yaşamı gerekse kamusal yaşamı neye benzeteceğini görmek için, Ortadoğu’da benzer koşullarda yaşayan halkların durumuna bir göz atmak yeter.
 
Demokrasilerde insan hakları ve özgürlükler, bir din grubunun toplumu baskı altına almasına izin vermez. Nasıl oluyorsa, Türkiye’de tam tersi oluyor. Mezhep siyasetinin üstümüzdeki gölgesi gün be gün büyüyor.
 
Demokrasi bütün kurum ve kurallarıyla işletilmedikçe, Alevilerin rahat bir nefes alabileceğine inanmıyorum. Ne ki demokrasi henüz ufukta görünmüyor.
Erdoğan’a göre demokrasinin bir yönetim biçimi değil ama tramvay olduğunu hiç unutmamak lazım.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ahmet Aydın AKANSU
Ahmet Aydın AKANSU
Çevreci insanların varlığı; umut verici
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Canımız acıdığında nehir kıyısına gideriz
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Bozkurt' romanının kelimesine dokunmadı... Çünkü!
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Sensedim - 266 Gün
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Atatürk’ün, Çeşmeliler ile ilk teması...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Köprü üstü kalabalık
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk istismarı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Ormanlarımız yanar gider!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İnsan insanı yakar mı?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva