Ümit YALDIZ
CHP’’yi bekleyen asıl tehlike!
6 Kasım 2010 Cumartesi

Kılıçdaroğlu operasyonu hem parti içinde hem de kamuoyunda her yönüyle tartışılıyor. Parti içi kargaşanın seçim öncesi doğru olmadığı, CHP’’nin kökleri, genleri ile oynandığı, partinin eksenin kaydırıldığı, yeni tüzük ile partinin AKP modeline oturduğu gibi temellerde ele alınan operasyonu siyasi, insani ve hukuki boyutlarıyla bendeniz de ele almaya çalıştım.
Halen operasyonu anlamlandırmaya ve sonuçlarına dair kafa yormaya devam ediyorum.
 
**
Siyasi açıdan CHP’’deki kaosun, iki hatta üç başlılığın AKP’’ye yarayacağı ortada. CHP bu süreçte enerjisini içeride harcarken, zaten iyice azalan iktidara alternatif olma iddiasını tamamen kaybetmiştir.
Bu halk daha kendi içinde anlaşamayan, daha partisini yönetemeyen, olağan krizi idare edemeyen bir kadroya oy vermez. Zaten bu konuda haksız olmadığım en fazla 7 ay sonraki genel seçimde görülecektir.
Parti içi siyaset açısından yaşananların, ayrışmanın doğru olmadığını savundum. Ve de tasfiye edilenlerin yerine konulan isimlerin, tasfiye edilenlerle kıyas bile edilemeyeceğini söylemeye çalıştım. Ne denli haklı olduğum çok kısa sürede anlaşılacaktır.
 
**
Ama asıl tehdit, tehlike bunlar değildi bence de. Tüm bunlar şu veya bu şekilde aşılır. Biri gider, öbürü gelir’… Ya da keser döner, sap döner.
 
**
Satır aralarında anlatmaya çalıştığım şeylerden biri de yaşanan değişimin, parti içi darbenin, ya da devrimin seçmen kitlesi tarafından da dikkatle izlendiği idi.
Özellikle de partinin kalesi, oy deposu İzmir ve Batı bölgesi tarafından’…
 
Kendi adıma beş ay önceki kaos ortamında temelleri atılan Genel Sekreter Sav ile Kılıçdaroğlu ittifakını ya da Sav’’ın değişiyle ’‘kader birliğini’’ iki nedenle önemsemiştim.
 
Birincisi örgütün ve sokağın hakimi olan iki ayrı gücün tek bir amaç etrafında bütünleşmesiydi. Bu bütünleşmeden oluşacak sinerjinin CHP’’yi iktidara taşıyacağı, en azından Türk siyasetini alternatifsizlik girdabından çıkaracağı inancını taşıyordum çünkü.
Haksız da sayılmazdım aslında. Sav-Kılıçdaroğlu arasındaki bütünleşme kısa sürede CHP’’ye iktidar havası vermiş, en azından iktidarın kendine çeki düzen vermesini sağlamıştı.
 
İkincisi de Kürt ve Alevi alt kimliği bilinen, halkçı görünen Kılıçdaroğlu’’nun Doğu-Güneydoğu çizgisi ile büyük kentlerde de varoş olarak tabir edilen kenar semtlerden oy getireceği, Sav’’ın ise başta Batı olmak üzere klasik CHP seçmeninin nabzını tutacağı, olası tepkilere karşı emniyet subabı olarak değerlendirileceği inancıydı.
Tam bir Türkiye mozaiği yani siyah-beyaz karışımla gri bir projeydi Kılıçdaroğlu-Sav birlikteliği bana ve pek çok akl-ı selime göre.
 
Kurultay’’da kurulan denge de aslında bu matematiği doğrular nitelikteydi. Kılıçdaroğlu’’nun gelişiyle birlikte CHP’’nin ’‘Alevi ya da Kürt Partisi’’ olacağını düşünenler, Genel Sekreter Sav’’ın titizlikle yazdığı PM listesi ile rahatlamış, iki alt kimliğiyle öne çıkanlar Türkiye’’deki denge oranında yer almıştı parti yönetiminde.
Tek eksik o depdebeli dönemde tasfiye edilen Baykalcı yapı olmuştu. Son ana kadar Deniz Baykal’’ı geri döndürmeye çalıştıkları için tasfiye olmuşlar ama sonrasında çoğu Sav ile dirsek teması kurarak, partinin iktidar havasında kaybolmuşlardı.
 
**
Kılıçdaroğlu’’nun tüzük operasyondan sonra oluşan tabloya her iki açıdan bakarsak; bazı sorulara yanıt aramak zorundayız.
Kılıçdaroğlu deneyiminde bir Genel Başkan, bir yandan sokakta bir yandan parti içinde  siyaset yapabilecek mi? Zaten az olan parti içi siyasi tecrübesi ile her iki cephede nasıl savaşacak?  
Ya da Sav’’ın yerine tercih ettiği Gürsel Tekin; yerinden oynatılan, azı dişi çekilen, omurgası kaydırılan örgütün huzurunu nasıl sağlayacak?  Genel seçim öncesi Kılıçdaroğlu için dikensiz bir gül bahçesi yaratabilecek mi?
İstanbul’’un mevcut il başkanı Berhan Şimşek’’e göre Gürsel Tekin’’in metodu belli. En azından İstanbul’’da izlediği yol, izleyeceği örgütsel modele ilişkin ipucu vermeye yetiyor Tekin’’in’…
Berhan Şimşek’’e göre Tekin, İstanbul örgütünü Kars/Ardahan, Tunceli, Diyarbakır çizgisinde hemşehriciliğe, etnik/mezhepsel alt kimliklere göre dizayn etmiş’…
Aynı metodu İzmir başta olmak üzere Batı illerinde de uygulayacak mı mesela?
 
İkinci ve bence en önemli mesele’… CHP’’de Baykal’’dan sonra ’‘Ulusalcı yapının, Beyaz Türklerin ya da klasik CHP tabanının’’ emniyet sübabı olarak gördüğü Önder Sav’’ın gidişiyle nasıl bir yapılanma olacak?
Örgütün yüzde 99’’u tepedeki yeni yapılanmanın, örgütün alt kademelerine yani il ve ilçelere de sirayet edeceğini düşünüyor çünkü.
Ve açıkçası korkulan şu:
Partinin 1 numarası yani genel başkanı Alevi ve Kürt kökenli’…2 numarası Karslı. Dört numarası Diyarbakırlı’… Beş numarası Malatyalı, Alevi kökenli’… Yani’… Doğulu.
 
Özetle CHP’’yi şu anda neredeyse hiç oy almadığı bölgelerden insanlar yönetiyor. Parti oyunu Batı’’dan, Akdeniz’’den alırken, tepe yönetim altı ay içinde Doğu’’ya kaydı.
 
Antalyalı Baykal’’ın, Balıkesirli Önder Sav’’ın yerini Tuncelili Kılıçdaroğlu ile Karslı Tekin aldı yani.
Sanıyorum eksen kayması dedikleri de tam olarak bu.
Şu ana kadar alt kimlik siyaseti yapmamış olsa da başta ’‘genel af’’ olmak üzere bazı eylem ve söylemleri Kılıçdaroğlu’’nun alt kimlikleriyle özdeşleştirildi.
Hem örgüt hem de seçmen tabanında’… 
Ve hatta seçim meydanlarında ’‘soy-sop’’ muhabbetine giren Başbakan Erdoğan nezdinde’…
 
Öte yandan Sav ve ekibinin tasfiye edildiği yeni MYK’’ya baktığımızda; bu iki alt kimliğin yanı sıra Masonik yapılanmanın da izlerini, dahası ağırlığını görüyoruz.
Diyeceksiniz ki; bu kadar derinlemesine incelemek/irdelemek doğru mu? O kurulda Alaattin Yüksel, Oğuz Oyan gibi Ege’’nin/İzmir’’in çocukları da yok mu?
Kılıçdaroğlu’’nun başka şansı mı vardı? Tüzüğe göre ekibini PM’’den seçmek zorundaydı ve o da Sav ekibinden arta kalan herkesi zorunlu olarak aldı kadroya.
Tüm bunlar söylenebilir. Tüm bunlar doğru da olabilir.
Lakin şimdiden parti/seçmen tabanında konuşulanlar da bunlardır. İzmir İl Başkanlığı için Nalbantoğlu’’nun görevden alınacağı ve yerine Erdal Aksünger’’in atanacağı konuşulmaya başlandı mesela.
Nalbantoğlu’’nun yeni süreçte görevden alınması yanlış da olsa beklenen bir durum olabilir. 
Ama Alevi kimliği ile öne çıkan Aksünger’’in atanmasının beklenmesi endişelendiriyor beni.
Beni ve de pek çoğunu’… Aksünger’’in bu görevi hak edip etmediği, yakışıp yakışmadığından öte olası bir operasyonda akla gelen ilk isim olmasından söz ediyorum.
Yarın da Bornova İlçe Başkanlığı için Karslı Nihat Kaya’’nın adı geçerse şaşırmasın kimse.
Zaten kongre sürecinin aday adaylarından biriydi Kaya’…
Ya da Bayraklı’’da, Buca’’da, Konak’’ta mezhepleri ve memleketleri nedeniyle bazı aktörlerin öne çıkma ihtimalinden dem vuruyorum.  
 
**
Karslılar, Tuncelileler, Mardinliler, Diyarbakırlılar bu partide siyaset yapmayacak mı? İl, ilçe başkanı olmayacaklar mı? Tabi ki olacaklar. Olmalılar hatta’… Ama örgütün beyaz yüzünü, partinin tepesindeki yapılaşmanın, örgütlere de sirayet etme ihtimali korkutmaya başladı. Sadece Karslı, Tuncelili ya da sadece Alevi olmak değil o koltuğu doldurmak, hak etmekten söz ediyorum ben.
Mesela Metin Solak gibi.. Alevi kimlikli. Ama seçildiğinden bu yana Çiğli’’nin yıllara dayanan başkansızlık kaderini tersine çevirmek için gecesini gündüzüne katıyor.
 
Ben düşük bir ihtimal görüyorum ama önemli bir kitle, milletvekili listelerine yansıyacağı endişesini yaşıyor tepedeki yapılanmanın’… Umarım yanılırlar, umarım yanılırız. Sanıyorum eksen kayması, omurga oynaması dedikleri tam olarak bu.
 
**
Böyle olursa ne mi olur? CHP çantada keklik gördüğü Batı seçmenini kaybeder. Doğu/Güneydoğu’’dan oy almayı da beklemesin kimse. Çünkü Kürt seçmen ’‘diline ve dinine’’ oy verdiğini kanıtlarcasına BDP ve AKP’’den şaşmadığını referandumda bir kez daha ortaya koydu.
**
Diyeceksiniz ki, Batı’’nın gidecek yeri mi var? Tıpkı Alevi kesimi gibi zorunlu olarak CHP’’ye vermeyecek mi? 
İşte buna katılmıyorum. Eğer CHP bu hataları yapar, iç kargaşaya derhal son vermezse Batı seçmenini ilelebet kaybedebilir. Ve son yıllarda kendisine en yakın gördüğü MHP’’ye oy vererek AKP ile hesaplaşmasını MHP üzerinden gerçekleştirmeye çalışabilir.
Son yerel seçim sonuçlarına bakın’… Aydın, Manisa, Uşak, Balıkesir’’de MHP’’nin oylarını inceleyin. Ne  demek istediğimi anlayacaksınız.
Diyeceksiniz ki CHP seçmeni MHP’’ye kaçmaz. Ulusalcı Sav’’ın yerini Karslı Tekin alırsa kaçar. Hatta bu kargaşa, iç savaş devam ederse merkez sağ kökenli seçmen Has Parti’’ye ve hatta AKP’’ye bile kayar. Benden söylemesi. Ve de uyarması.
 
Not: Deniz Baykal ve Önder Sav’’ın açıklamalarını paralel okursanız, yukarıda anlatmaya çalıştığım tablodan duydukları rahatsızlığı görürsünüz. İki eski dostun birleşme olasılığı da sanıyorum bu tehlikeye gönderme yapıyor.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva