CHP ile yan yana geldiğinde hiç yadırganmayan kurultaylardan bir kurultay. Fakat bu defa, sonuçları itibarıyla ülkenin geleceğine etki edebilecek bir kurultay.
CHP’de başlatılan değişim hareketi vites yükseltiyor. Kanat hareketleri daha elle tutulur hale gelecek. Sol bir programa dayalı değişim vaatleri öne çıkacak.
ABD’nin Türkiye uzmanlarının Türkiye’de sol partiye ihtiyaç olduğu uyarısının ardından CHP’de sol hareketin ivmelenmesi umarım sadece bir rastlantıdır.
Demokrasi ve değişim 34. Kurultayın ana teması. Ne ki, bu kavramların CHP örgütleri tarafından ne ölçüde benimsendiği benim meçhulüm.
Bilen bilir, gerek il ve ilçe yönetimlerinde gerekse yerel yönetimlerde yöneticilerin dillerinden düşmeyen demokrasi aslında yoktur.
Bir yönetim biçimi olarak demokrasinin benimsenmesini sağlayacak bilgi birikiminden yoksun örgütlerin nezdinde demokrasi, kendi önlerini açtığı kadar vardır. Köklü bir demokrasi kültüründen söz etmek çok zor.
Değişime gelince, değişim fikrinin yaygın olarak benimsendiğini de söylemek zor. Parti tabanında yapılan değişim tanımı, körlerin fili tarifini anımsatıyor.
CHP’de kavramlar henüz netlik kazanmış değil. Dünyayı soldan kavramak ve soldan açıklamak konusunda üst yönetimde dağınıklık dikkat çekiyor.
Kurultay konuşmasında Kılıçdaroğlu, dünyanın yaşadığı dört dönemi sayarken, sol jargona hayli yabancı olduğunu düşündürecek bir dil kullandı. Belli ki, Marksist düşünceye yabancı. Bilgi çağından ne anladığı pek anlaşılmıyor. Kaba bir ilerlemeci yaklaşımla açıklamaya çalıştığı uygarlığın dönemleri havada kaldı.
Bilginin hızlı dolaşımına dayalı olarak açıkladığı “hız çağı”nı balık metaforu ile zihinlere nakşetmesi hoştu. Ama bilgi çağı ile hız ilişkisinin sol düşünce açısından tartışmalı bir alan olduğunu es geçmemek lazım.
Bilginin buruşturulmuş bir kağıt parçası gibi çöpe atıldığı zamanlarda bilgi çağından söz etmek bana hayli netameli görünüyor. Bilginin hızlı dolaşımı ile bilgiyi karıştırmamak lazım.
CHP’nin işsizlik ve yoksullukla mücadele konusunda toplumu ikna edecek yetkinliğe ulaşması zaman alacak gibi. Halk, sistemde bu kaynakların olmadığının farkında.
CHP yönetimi, sosyal devleti mümkün kılan fazlanın artık ekonomide mevcut olamadığını halka söylemek zorunda.
Bu sorunun nasıl aşılacağını kendisi bile bilemezken, nasıl olacak da CHP yönetimi sosyal demokrasiyi inşa edecek?
Sağ, yoksulları ve işsizleri Tanrı’ya havale ederek işin içinden sıyrıldı. Cemaatler, tarikatlar harıl harıl çalışıyor.
CHP, vaatlerini gerçekleştirmek için, sosyal devletin yerine ikame edilen cemaat ve tarikatları yeniden inanç alanına çekerek sosyal devleti kurmak zorunda. Yönetim, bu yolla devletin üzerinden alınan sosyal güvenlik harcamalarının sosyal devlette bütçe üzerinde oluşturacağı yükün altından nasıl kalkacağını biliyor olmalı.
CHP, Sünni-Alevi denklemi üzerine inşa edilen grup haklarını önceleyen yeni insan hakları anlayışına dair net açıklamalar yapmıyor.
Özgürlüklerin ve insan haklarının nasıl ele alınacağı ve nasıl tanımlanacağı, bu kavramların değişimden nasıl etkileneceği muğlak.
Bağımsızlık ve laiklik ilkelerinin kararlı bir duruşla savunulmayacağına, yeni yorumlarla bu kavramların sulandırılacağına dair kuşkular var.
Aydınlanma düşüncesi, bağımsızlık, laiklik, emeğin korunması; CHP’de sosyal demokratların olmazsa olmazlarıdır.
Her fırsatta tekrarlıyorum; Cumhuriyet Devrimi, Anadolu Türklerinin yeryüzünde duruşudur. Bu duruştan taviz vermek, Anadolu Türklerinin dünyadaki varlığını tartışmalı hale getirir.
CHP’nin 34. Olağan Kurultayı bu meseleye açıklık getirmiş değil.
İzmir’e gelince; İzmir’de siyasetin patronları, ki bunlar gerçekten siyaset patronlarıdır, CHP’de esen değişim rüzgarlarını İzmir’de estirecek çapta değiller. İzmir siyasetine yön veren siyasetçilerin değişimin neresinde durduğu meçhul. Demokrasi zaten hak getire…
Değişim ve demokrasi, kurultay sonuçlarına bakılırsa, İzmir’e uğramamış.
İzmir’in başarı hanesinde, iki ortağın kendilerine bağlı isimleri oraya buraya seçtirmeyi becermiş olmaları dışında kayda değer bir şey yok.
Acı ama gerçek; CHP’de yükselen sol kanatta İzmir’in sesi soluğu çıkmıyor. İzmir, gölgesinden korkan siyaset bezirganlarının itiş kakışını siyaset niyetine izliyor.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
14
6
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri