Tayfun MARO
CHP'de siyaset yapmak
21 Temmuz 2013 Pazar

Gezi parkı direnişiyle başlayan eylemlerde gençlerin isyan duygularını dile getirdikleri pankartları ve duvar yazılarını birkaç yayınevi kitaplaştırmış bile. Kitaplara göz atarken bir duvar yazısı dikkatimi çekti; “Donumuz siyasetten daha temiz.”
Bu yazıyı gördüğüm anda beni hafiften ter bastığını söylersem abartmış olmam. Nasıl ter basmasın, CHP’de siyaset yapıyorum...
Yazıya bakarken, siyasetçilerin söyledikleri, yaptıkları, ettikleri gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Gençler böyle düşünmekte pek haksız sayılmazlar, diye düşündüm.
 
Siyasetçilerin kahir çoğunluğu siyaset yapmaktan, toplum yararını gözetmeyi değil de, kendi çıkarını kollamayı anladığından, siyasal yaşam kültürü ikiyüzlü bir kimlik taşıyor. Siyasetçi, kendisini bulunduğu yere getiren lider ve çevresinin ne dediğine bakıyor. Halk, büyük siyaset yalanlarına sarılarak yaşamayı seven kalabalıklar olarak görüldüğü sürece de bu durum değişmez.
 
Geçen yüzyıla, lider sultası, yukarıdan aşağıya doğru örgütlenmeye dayalı dikey hiyerarşi ile gücünü korumayı tercih ediyordu.
Oysa Aydınlanma düşüncesi ve modernite, yatay toplum fikrini olgunlaştırdı. Artık dikey hiyerarşi anlayışına dayalı devlet ve siyaset toplumda kabul görmüyor. Günümüz toplumlarında, demokratik yönetim biçimlerinde, katılımcılık ve çoğulculuk ilkeleri olmadan demokrasinin sözü bile edilmiyor. Ülkemizde ise bu ilkeler siyasal yaşamda ‘laf ola beri gele’ bir yer tuttuğundan; on yıldır, iktidar çevreleri, ‘ileri demokrasi’ zırvalarıyla bu ilkesizliği örtmeye çalışıyor. Şark kurnazlarıyla demokrasi bu kadar oluyor.
 
Ülkede siyasal ve sosyal yaşamın adeta bir kaosa sürüklenmekte olduğunu, aklı başında herkes görüyor. Toplumsal muhalefete öfke ve endişe hâkim.
İşte tam burada, bütün bakışlar ana muhalefete çevrilmişken, böylesine zor zamanlarda, sol iddiaları olan CHP’den beklenen siyasal çıkışları göremeyen toplum hayal kırıklığı yaşıyor.
 
CHP’de Yenilikçi ve Ulusalcı olarak adlandırılan ve henüz kanat hareketine dönüşememiş iki ana akım var. Ancak örgütlere bakıldığında, bu hareketlerin ideolojik yansımalarının çok zayıf olduğu kolayca görülebilir. Çünkü Parti tabanında, doğru dürüst siyasal çalışma yapılmıyor. Slogan düzeyinde bilgilenmeyle durum idare ediliyor. Sosyal demokrat ve ulusalcı düşüncenin siyasal tezleri tartışılmıyor. Bu iki bakış açısının birleştiği ve ayrıldığı noktalar üzerinden diyalog oluşturmak fikri ilgi görmüyor. Siyasetin, doğru yönetilmesi gereken dinamik bir süreç olduğu göz ardı ediliyor.
Hal böyle olunca, siyaset, Erdoğan’a kızmak, ona usturuplu sözlerle yüklenmek düzeyinde kalıyor.
 
CHP’de siyasetin enikonu kısırlaştığını düşündürecek çok fazla belirti var.
Herkesin zihnini bulandıran barış sürecine dair iler tutar bir siyaset izlendiğini söylemek çok zor.
Başta emekçiler, CHP’nin emeğin partisi olduğuna pek inanan yok.
Gençliğin alanlardan yükselen sesinin CHP’de nasıl karşılık bulduğuna dair kaygılar var. Gençler, CHP’yi güvenilir bulmuyor.
Çiftçiler, köylüler AKP’ye öfkeli oldukları halde CHP’ye oy vermiyorlar.
CHP örgütlerinde olması beklenen değişim gerçekleşmedi; dar grup çıkarlarını ülke yararının önünde tutan anlayış ve adamcılık devam ediyor.
Parti programı bugünün ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak. Ne ki Program Kurultayı yapılacağına dair bir işaret de yok.
CHP’nin izlediği siyasetin toplum üzerindeki etkisi çok sınırlı kalıyor; yönetim, toplumda karşılığı olan işler yapmak konusunda oldukça tutuk davranıyor.
Parti üst yönetimi, ‘sabrın da bir yere kadar’ olduğunu mutlaka biliyordur ama salt bilmenin yetmediği zamanlardayız.
 
Halk sonunda kendi bildiği gibi muhalefet yapmaya başladı. Polis, toplumsal muhalefeti bastırmak için her gün beşer onar tutukluyor direnişçileri.
Belki göremiyoruz ama duvarlarının ardında baraj suları hızla yükseliyor, siyaset ısındı; toplusal muhalefeti örgütleyecek ana muhalefete ihtiyaç var.
CHP, iktidara gelerek ülkede yaşanan değişim sürecini yönetmeye adaysa, ki adaydır, bu büyük iddianın gerektirdiği gibi siyaset yapmalıdır.
Sosyal demokrat bir partide siyaset yapmak bu kadar sıkıntılı olmamalıydı.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
cengiz onur 22 Temmuz 2013 Pazartesi 12:37

güzel tespitler,kutluyorum,dahada eklenebilir.

Yorumu oyla      12      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva