Türkiye’’nin ana muhalefeti, İzmir’’in iktidarı CHP’’de sular durulmak bilmiyor. 6 Mayıs 2010’’da Baykal’’a yönelik seks kasetli komployla sarsılan ve liderini kaybeden CHP’’de Kılıçdaroğlu’’nun yakaladığı iktidar havası da taciz iddialarıyla bozulmaya başlandı.

Türkiye, bir yandan gözaltına alınan/tutuklanan gazetecilere sahip çıkmaya, basın özgürlüğüne vurgu yapmaya çalışırken, bir kadın gazeteciye yönelik taciz iddiaları seçime ramak kala gündemi dahası CHP'yi allak bullak etmeye yetiyor.

Gündeme damga vuran ve CHP’’yi yeniden başa döndüren gazetecinin adı İklim Ayfer Bayraktar Kaleli’… Ergenekon baskını yiyen Odatv’’nin Ankara (parlamento) muhabiri.

Başka bir deyişle CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’’nun kurmaya hazırlandığı ’‘Durum TV’’nin en üst düzey yöneticisi olduğu ortaya çıkan Soner Yalçın’’a bağlı çalışan bir muhabir.

Adını haberleriyle değil ortaya attığı taciz iddialarıyla duyurdu Kaleli. İlk olarak CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce’’ye yönelik ’‘taciz ve sızdırma’’ iddiasını attı ortaya.

Milletvekili İnce’’nin kendisini ’‘taciz’’ ettiğini, sarhoş şekilde evinin kapısına dayandığını, CHP MYK’’sında yapılan çok özel konuşmaları nakledip, Kılıçdaroğlu hakkında yıpratıcı haber yapmasını istediğini iddia etti.

Kimdir Muharrem İnce? CHP’’nin Grup Başkan Vekili’… Yalova Milletvekili. İklim Hanım’’ın hemşerisi’… Öğrendiğim kadarıyla onunla aynı sitede ikamet ediyor. Eşiyle yaşadığı ’‘ayrılık ve yeniden evlenme’’ sürecinde benzer iddialarla yıpratılmış bir isim.

*

Meclis kürsüsünden yaptığı ’‘ateşli ve muhalif’’ konuşmaları internet ortamında izlenme rekorları kıran, parti kamuoyu ve örgütün ’‘Başaramazsam giderim’’ diyen Kılıçdaroğlu’’nun koltuğuna şimdiden yakıştırdığı bir isim.

Daha doğrusu isimdi. Taciz iddialarıyla bu iddiası önemli ölçüde ortadan kalktı.

Ve de AKP iktidarının kürsüsünden en çok çekindiği CHP’’lilerden biri’…

*

Olay yargıda. Muharrem İnce, ’‘taciz ve sızdırma’’ iddialarını yargıya taşıdı. Sonucunu herkes gibi ben de merakla bekliyorum.

*

Deniz Bey’’in meclisteki odasında kendisini taciz ettiğini, üstüne basa basa tekrarlıyor hatta. Kasetli komplo sonrası istifa eden yani adı halk deyimiyle ’‘Adı 90’’a çıkmış’’ olan 73 yaşındaki Baykal’’a yönelik ’‘taciz’’ iddiası yeniden hortluyor.

Hanımefendi canlı yayınlarda dolaşarak iddiasını ispatlamaya çalışıyor. Ya da kendisini temize çıkarmaya çalışırken Türkiye’’nin ana muhalefeti CHP’’yi ’‘taciz iddialarıyla’’ kirletiyor.

Arama motoru Google’’a ’‘CHP taciz’’ yazdığınızda daha şimdiden tam 1 milyon 160 bin sonuç bulunuyor. Çoğu İklim Hanım’’ın haberlerinden oluşan ve her dakika artan içeriği ile CHP’’nin adı ’‘bel altı’’ vuruşlarla kirletiliyor.

Bir partiye ’‘başarısız’’ diyebilirsiniz. Ya da benim gibi politikalarındaki tutarsızlığı işaret edip ’‘dünden bugüne’’ karşılaştırmalar yapmak suretiyle eleştirebilirsiniz de. Ya da yöneticilerinin demeçleri, örgütsel uygulama, parti içi demokrasi konusundaki eksikliklerini de vurgulayabilirsiniz.

Ama seçime aylar kala ’‘CHP ve taciz’’ kelimesini ne kadar gündemde tutarsanız halk nazarında partinin itibarını o kadar iki paralık edersiniz.

Tıpkı son bir haftadır yapıldığı gibi’…

*

Dönelim Deniz Baykal hakkındaki iddialara’…

Bana sorarsanız külliyen yalan/yanlış ve de iftira’… Ve Baykal'ın avukatı üzerinden yaptığı, 'defalarca evimi arayıp, evine davet etti, evimde görüşmek istedi' açıklaması da herşeyi ortaya koyuyor aslında.
Türkiye’’nin yetiştirdiği en önemli siyasetçilerden biri olan Baykal’’ın 12 Haziran sonrası için dönüş planı yaptığı ya da yapacağı devlet sırrı değil.

Sanıyorum bu ve benzeri iddialarla Baykal’’ın yolu kapatılıyor.

Kim tarafından mı?

Bence kesinlikle Kılıçdaroğlu tarafından değil.

Kemal Kılıçdaroğlu’’nun böyle bir alçaklığın parçası olacağına ihtimal bile vermiyorum.

Kemal Bey (Kılıçdaroğlu) tüm bunları görebilseydi inanıyorum ki Oda Tv yönetimi ile ortak televizyon (Durum Tv) projesi bile yapmazdı.

Aylarca uzak durduğu hatta kaçtığı Ergenekon meselesine Soner Yalçın’’ın tutuklanmasıyla birlikte sahip çıkmaz, ’‘Nerede o örgüt, üye olmak istiyorum’’ demezdi. En azından böyle bir demeç vermek için ’‘Nedim Şener ve Ahmet Şık’’ın gözaltına alınmasını beklerdi.

İklim Kaleli’’nin Baykal’’a yönelik iddialarını tam 45 dakika dinlemez, neredeyse iddialarını güçlendirir bir şekilde ’‘AKP yöneticisi hakkındaki söylediklerini de açıkla’’ demezdi.

Kemal Kılıçdaroğlu bu konularda temiz adam.

Tek sorunu siyasi öngörüsüzlük’…

Ekibini seçerken ya da zamansız ve de vefasız parti içi operasyon yaparken olduğu gibi tamamen öngörüsüzlük.

Bir bel altı operasyon sonucu gelen Kılıçdaroğlu’’nun koltuğunu korumak için başka bir belaltı operasyona ihtiyacı da yok ayrıca. Seçime sayılı günler kala onun ihtiyacı olan tek şey ’‘Aile sigortası’’ gibi halka dokunan, yankı uyandıran projeler üretip süratle açıklamak.

Örgütü motive edip, ön seçim gibi sözlerini yerine getirerek inandırıcılığını arttırmak.

Ve de o da şu sıralar bunları yapıyor. İl, il, ilçe ilçe dolaşıp partisinin yeni döneme ilişkin projelerini açıklıyor.

**

Ve yeniden dönelim İklim Ayfer Bayraktar Kaleli hanımın iddialarına’… Konuşmalarının savcılıkta kayıt altında olduğunu söyleyerek, ’“Gürsel Tekin de istifa edecek mi?’” diye bir soru atıyor ortaya’…

Yanıtını merak ettiğim tek soru bu. Gürsel Tekin neden istifa etsin ki? 'İspat etsin, siyaseti bırakırım' dediği için mi sadece?
Ya da istifa edecek ne söylemiş olsun İklim Hanım’’a? İşte zurnanın ’‘zart’’ dediği yer tam olarak burası olabilir.

Gürsel Tekin demişken’… İstanbul İl Başkanı’’nın 56 gün sonra istifası sizleri de şaşırtmadı mı? Taciz iddialarıyla sarsılan CHP’’de İstanbul örgütünün başına getirilen Doğan Grubu’’nun CEO Nebil İlseven’’in aniden ve de Gürsel Tekin’’i suçlayarak ayrılması ne anlama geliyor?

Bu istifa sizce bir CHP klasiği olan 1. ve 2. adam arasındaki mücadeleyi mi gösteriyor yoksa Doğan Grubu’’nun Kılıçdaroğlu’’nun arkasındaki desteğini tamamen çektiğini mi?

Tutuklanan Soner Yalçın’’ın Doğan Grubu’’nun amiral gemisi gazetesinin yazarı olduğu ve Kılıçdaroğlu ile televizyon projesi yaptığı, Baykal’’ın Halk TV’’sini almak için ’‘Varan 2 notu’’ tuttuğu iddiası hesaba katılırsa’…

Sizce de olan/biten tamamen tesadüf mü?

CHP nereye gidiyor? Tepede neler oluyor? Birileri yeniden düğmeye mi basıyor? Yoksa İklim Hamım’’ın taciz iddiaları sonrası CHP’’nin iklimi yeniden kışa, kara mı dönüyor?

Sadece kafaların değil midelerin de iyice bulandığı bir süreci izliyoruz.

Sanıyorum bir süre daha izlemek gerekiyor.

Bekleyip, görelim.

Not: Önceki gün Mardin'de olan Kılıçdaroğlu, bazı İzmirlilerin yakın markajındaydı. CHP Genel Başkanı'nı Mardin'de Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, İl Genel Meclis Üyesi Çetin Altındağ, Yüksek Disiplik Kurulu Üyesi ve Milletvekili Aday Adayı Murat Haluk Öncel, İl Genel Meclis Üyesi Mahmut Esat Aslan, Mardinli Eski Kurultay Delegesi Nuri Batuhan,  Nurettin Demir ve İzmirli bir kadın gazeteci yakından izledi. Sanıyorum gidenlerin çoğu ya aday ya da bir adayın destekçisiydi.

Not2: İzmirli Rumeli Göçmenleri adaylarını belirliyor. Partilere manifesto çeken Rumeli Platformu CHP'ye Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı, Eski vekil, önseçim şampiyonu Dr. Muharrem Toprak, Aydın Özcan, Aynur Açıkgöz'den oluşan bir liste vermeye hazırlanıyor. AKP'ye verilecek göçmen aday listesinde ise Buca Belediye Meclis Üyesi Rıfat Sait, Ekrem Selimler, Dr. Galip Öztürk (Çiğli Eski Belediye Başkanı) ve Ender Öztürk var. Listeler kesinleşmiş değil ancak büyük ölçüde iki partiye verilecek isimler bunlar. Partiler bu isimlerden bir ya da bir kaçını listesine koymazsa göçmenler 'bağımsız aday' çıkarmaya hazırlanıyor.

Not3: izmir'deki ön seçim talebi her geçen gün çığ gibi büyüyor. Eski İl Yöneticisi Turan Manduz öncülüğünde yapılan etkinlikte binlerce kişi genel merkezi telgraf yağmuruna tuttu önceki gün...Önseçim talebinin önümüzdeki günlerde de yinelenerek sürdürüleceği haberleri yayılıyor kulislere...