Kılıçdaroğlu’nun ikili seçimde yüzde 48’e kadar çıkan oyunu başarı olarak gören kimseye rastlamadım. Eleştirenlere bolca küfür de CHP yönetimindeki şahıslardan gelmeye devam ediyor. Küfredenler oy sayılarındaki usulsüzlük iddialarına karşılık tık demiyorlar ama…

Sonuçta 6’lı masanın beş bileşeninin aldığı oy gerçeği değişmiyor: Yüzde 25… CHP ne yaptı da ya da ne yapamadı da bu oylar artmadı? Ve anketlere bakarsak oyları son 4 haftada düştü.

Öte yandan Ak Parti’nin oyları güvenilir anketlerde bir ara öylesine düşmüştü ki yüzde 30’lara kadar inmişti. Yüzde 42’den yüzde 30’lara kadar inmesi şaşırtıcı geliyordu bana. Bu durumu “ekonomi” açıklar diye düşünüyordum. Ak Parti’nin oyları son altı haftada 35’e toparlandı.  Kampanyadaki iki ay boyunca küçük küçük artışlar gördük ve bu rakama ulaşıldı.

İletişim sosyolojisi bilimi bu türden yükselişleri “rakibin yükseltişi” diye açıklar. Rakibiniz stratejik bir hata yapmıştır ve sizi yükseltmiştir.

Nedir CHP ve ortaklarının stratejik hatası? Cevap açıktır. Akşener’in Cumartesi masayı devirip, ekşi bir suratla pazartesi geri dönmesi stratejik hataların başlangıcıdır. O zaman da yazmıştım, masaya dönersiniz ve ya o masa o masa değildir, ya da siz masadan kalkan kişi değilsinizdir. Efesli Herakletios’dan beri bu durum böyledir. “CHP’nin oyu düşmedi” sözü de bence yetersizdir, bu cümleye “diğer 4 parti tabansız” çıktı sözünü de eklemek gerek.

Medyada CHP’nin nasıl etkili olabileceğini, neleri savunabileceğini ve bu iktidarın neleri yanlış yaptığını etkili olarak anlatmaya çalışan çok insan vardı. Ama CHP bunu anlatmaktan uzaktı. Bir kez daha yazayım oy verenlerin çoğu Kılıçdaroğlu’nun gayretinden razıdır ama mesela Deva partisi ekonomi içi ne yapmıştır toplumda karşılık bulacak? Son 2 haftada Gelecek Partisi ne yapmıştır?

Mesela “Ekonomiyi sadece biz düzeltebiliriz” diyebilselerdi farklı olabilirdi. CHP ekonomiyi kullanamadı, ekonomik hasar CHP’nin stratejisine katkı sağlayamadı, bu bunalım kullanılamadı, toplumda umut yaratılamadı.

Önemli bir konu da; HDP’nin aday göstermemesi oldu. Şimdi anlıyoruz Demirtaş aday olmak istemiş önünü kesmişler. Kabul edelim ki HDP Türkiye’de toplumun geniş bir kesimi tarafından PKK ile özdeş görülüyor. Öyle görüldüğü için HDP’nin Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi doğrudan PKK desteği olarak algılandı. Erdoğan’ın bu suçlamalarına cevap verilince toplumun güvenlik kaygıları da ekonomik sıkıntıların önüne geçti. Demirtaş’ın dediği gibi HDP’nin adayı olsaydı CHP’nin elini çok rahatlatırdı.

MEDYANIN GÜCÜ MESELESİ

Seçimden önceki günleri düşünün, iktidar medyası bir yanda sözde muhalif medya bir yanda her gece aynı konuşan kafalar ile bir şey oluyor sanıldı. Geceleri şöyle bir bakıyordum bu kanallara sonra doğrudan Netflix…

Unutmayalım 2002 seçimlerinde AK Parti’nin hiç medyası yoktu, sıfır medya ile iktidara geldi.

CHP’nin “Medyanın önemli ama her şey olmadığını anlaması gerek. Mesele örgüttedir. Mesajınızı medya dışında ciddi bir örgütle sahada verebiliyorsanız başarılı olursunuz. İmamoğlu’nu Karadeniz’de Yavaş’ı İç Anadolu’da örgütsüz şekilde dolaştırmanın da faydası olmadığını görürsünüz.

Sözde en güçlü yer olan İzmir’de bile CHP örgütü tel tel dökülmüştür.

CHP’ye elini uzatmak isteyen partisiz arkadaşlarımın karşılaştıklarını gruplarımdaki CHP milletvekilleri okuyorlar.

CHP’de ciddiye alınacak bir örgüt bulunmamaktadır. Örgüt motive değildir, motivasyon yöntemleri bellidir örgüte sorumluluk ve yetki vermek gerekir.

Yapılan MYK değişikliğini yetersiz bulanlar çok, yerel seçim için partide yeterli motivasyonu sağlayacağına dair kaygılar çok…

Yeniden yazarım ama CHP bu kafa ile giderse İstanbul ve Ankara’yı da kaybedebilir.