Memleketin nabzı malum… Karanlık bir dehliz gibi…
Giderek daha da karmaşıklaşan bir girdap, bir çıkmaz sokak…
Her gün bir öncekini aşan ‘bomba’lar.
Kaset savaşları…
Ve su alan her an batma riski taşıyan gemi…
İşte böylesi bir ortamda ‘yerel seçime’ gidiyoruz.
Kimilerine göre yerel kimilerine göre ‘genel’ seçime…
Hatta bir nevi referanduma…
Şunun şurasında seçime 30 gün var ve biz yerel seçim dışında her şeyi konuşabiliyoruz.
Ege Tv’deki Söz Meclis’ten İçeri’de de söyledim dün…
30 Mart’ta sandığa gidip kentimizi 5 yıl boyunca yönetecek belediye başkanlarını, meclis üyelerimizi seçeceğiz aslında... Peki, kimin umurunda?
İlk kez adayın değil partinin/liderin konuşulduğu, projenin P’sinden bile söz edilmediği bir süreci yaşıyoruz.
Korkum odur ki; ülke genelinde esen hakim rüzgarlar, hak etmediği halde pek çok ismi başkanlık koltuğuna taşıyacak. 2009’da olduğu gibi… Bilhassa da İzmir’de...
Bir İzmirli olarak artık şunu istiyorum.
Kimse, hiçbir parti, İzmir üzerinden İzmir’i dikkate almadan hesap yapmasın.
İzmir’e sormadan, ceket koysak kazanırız, İzmir cepte gibi anlayışlarla liste yapanlar da halktan karşılığını alsınlar. 2009’da Kocaoğlu ve Baykal’ın yarattığı rüzgar sayesinde koltuklara kurulanlar beş yıl boyunca bu kentin demokratik iklimine ne kazandırdıysa bugün esen hâkim rüzgarların koltuklara taşıyacağı bazı isimlerden de aynısı beklenmelidir.
Diyorum ki; bu süreç geçer.
Ülkeyi kasıp kavuran, hepimizin içinde bulunduğu geminin tabanında delik açan gelişmeler kısa süre sonra nihayete erer. Fırtına diner, gemi bir şekilde limana yanaşır.
Ama bu esnada hasbel kader seçilenler 5 yıl boyunca o koltuklarda kalır.
Olansa kentlere olur. O nedenle en azından ilçelerdeki demokrasi mücadelesine şans tanımakta fayda görüyorum. Kocaoğlu haklı; bu seçimde namuslu olana, güven verene oy verilmelidir. CHP’li olana değil namuslu olana! Namuslu olan CHP’deyse CHP’ye, başka partideyse başka partiye… Sanıldığı gibi tek alternatif AK Parti de değil. MHP var, DSP var, Saadet var, Büyük Birlik var, İşçi Partisi var. Var da var.
*
Söz verdiğimiz üzere ilçe değerlendirmesine geçmeden önce bir önceki yazıda atladığımız bir ilçeyle devam edelim.
MENDERES: Başkan Ergun Özgün’ün Kocaoğlu’na/CHP’ye isyan bayrağını açıp önce DSP’ye geçip ardından bağımsız aday olması ilçe siyasetinde dengeleri değiştirmeye yetiyor.
AK Parti’nin genç ve yerli bürokrat Bülent Soylu ile hayli yol kat ettiğini duyuyoruz. CHP, adaylık başvurusu yapmadan aday gösterilen Ahmet Pala ile seçime gidiyor. Pala’nın da ilçede sevilen bir aileye mensup olduğunu biliyor. Bağımsız aday Ergun Özgün ilçe dengelerine hâkim görünüyor. 15 yıl yönettiği Menderes’te halkın teveccühüne mazhar olmak isteyen Özgün’ün CHP’yi ciddi şekilde tehdit ettiğini söylemekte yarar var. DSP’nin de CHP adaylığından vazgeçen Arif Ekti ile şansını denediği Menderes ilçesinde bağımsız aday Ergun Özgün’ün kendine güveni tam. Bu ilçede yarışın AK Parti, CHP ve Bağımsız Aday Özgün arasında geçmesine de kesin gözüyle bakılıyor.
Yarımada’ya Seferihisar’dan başlamak gerekirse; seçimin Hamit Nişancı ile Tunç Soyer arasında nefes nefese geçeceği açık. Büyükşehir’e niyetlenen ama başvuru yapmayan Soyer dışarıdan bakıldığında parlak bir başkan profili… Ancak 2009’da ANAP rozetiyle yüzde 33 oy alan Hamit Nişancı’yı da yabana atmamak lazım. 10 yıl başkanlık yaptığı kentte CHP’nin elinden kaçırdığı ve bazı etkin CHP’lileri de yanına alan Nişancı ile kentin adını Türkiye’ye duyuran Tunç Soyer arasındaki kıran kırana mücadelenin sonucu merakla bekleniyor. Seferihisar’daki mücadele AK Parti-CHP temelinde olduğu kadar Soyer-Nişancı temelinde de yaşanıyor. Hatta daha da ileri gidenler meseleyi yerli-yabancı boyutuna kadar indirgeyebiliyor.
ÇEŞME: Tecrübeli Başkan Faik Tütüncüoğlu’nun yerine aday gösterilen Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’a göre seçimin sonucu belli... En az yüzde 60 tahmini yapan Dalgıç’ın rakibi ise Çeşme’nin tecrübeli siyaset adamı, Esnaf Odası Başkanı Mustafa Cenger… Tütüncüoğlu’nun küskünlüğünün sandığa nasıl yansıyacağı şu anda bilinmiyor. 2009’da seçimi az farkla kaybeden merkez sağ patentli Cenger’in ise Çeşme-Alaçatı dengelerinde nasıl karşılık bulacağı şimdilik muamma… Ama tarafsız gözlemciler yarışın bıçak sırtı geçeceği kanaatinde… Kocaoğlu’nun desteği ülkede esen hakim rüzgarlar Cenger’in elini biraz zayıflatmış gözükse de Tütüncüoğlu’nun yakınlarınca doğrudan yahut dolaylı desteklenme ihtimali Cenger’i de partisini de umutlandırmaya yetiyor.
URLA: CHP’deki liste kavgalarının sahaya yansıyacağı ilçelerden… AK Parti’nin Milli Eğitim Şube Müdürü Erşan Eroğlu ile sahaya inip Avrupa Gol Kralı Tanju Çolak’ı meclis üyesi listesinin tepesine yazdığı Urla’da Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu’nun son dakika hamlesi dengeleri alt üst etti. CHP’den aday gösterilmeyince önce aday gösterilen Sibel Uyar’a ve 2009’da kendisi için ‘büyükşehir adaylığını riske eden’ Kocaoğlu’na destek açıklaması yapan Karaosmanoğlu, CHP Adayı Sibel Uyar’ın açıklamasına katıldıktan saatler sonra DSP’nin teklifine ‘evet’ diyerek şaşırttı. Ancak Urla siyasetinde Karaosmanoğlu’nun 1999’dan bu yana varlığı kabul ediliyor. Kabul edilen bir başka konu ise CHP adayı Sibel Uyar’ın kısa sürede havaya girmiş olması… Kendisini 600 yıllık Urlalı bir ailenin ferdi olarak tanımlayan Uyar’ın siyaset koçu kentin deneyimli ve saygın siyasetçilerinden biri olarak kabul gören Türkan Miçooğulları…
Tabi ki meclis listesinin başında yer alan Devlet Eski Bakanlarından, yazar Yılmaz Karakoyuncu, Konak Eski Başkanı Muzaffer Tunçağ da artıları… Meclis listesi dengeli olan Uyar’ın olası saldırı girişimlerini savuşturarak beş yıl uyumlu çalıştığı Karaosmanoğlu’yla yaşayacağı kıran kırana mücadelenin sonucu merak ediliyor. DSP’li Karaosmanoğlu’nun bölen etkisiyle aradan sıyrılma planı yapan MHP adayı Hasan Hüseyin Akgül’ü bir kenara not etmekte fayda var. Son gerginliklerin ardından ilçedeki MHP tabanında da bir hareketlenme olduğunu kabul etmek gerekiyor.
KARABURUN: AK Parti’nin Eski CHP’li Hüseyin Altın’ı aday çıkarması CHP’nin Mordoğan’ı Başkanı Ahmet Çakır’la yola devam etmesi ilçedeki yarışa farklı bir boyut kazandırdı. İktidar partisi Kocaoğlu’nun proje mühendisi ve il genel eski üyesi olan Altın’la 2009’da kıl payı kaçırdığı başkanlığı elde etme planına CHP’deki bazı çatlak yapılar destek verse de İzmir’in diğer ilçelerinde yaşanan çalkantıdan Karaburun’da eser yok. Önümüzdeki süreçte Büyükşehir Belediyesi’nde görev alması beklenen Karaburun Belediye Başkanı Serdar Yasa’nın aday gösterilen Çakır’a destek olması AK Parti’nin planlarını bir parça bozsa da çevre sorunları üzerinden suçlanan iktidar, önemli ölçüde tamamlanan yol projesiyle avantaj sağlamaya çalışıyor.
GÜZELBAHÇE: İzmir’deki DSP rüzgarını ilk estiren isimdi Ertan Avkıran… CHP’den iki dönem başkan seçilen üçüncü dönemin ‘operasyon nedeniyle’ kapısından dönen Avkıran’ın DSP’den adaylığı ilçe merkezinde kısmi destek bulsa da ilçede gün geçtikçe ibrenin CHP adayı Mustafa İnce’ye döndüğünü kabul etmek gerekiyor. İnce’nin ayrıca son süreçte Güzelbahçe’ye yerleşen ağırlıklı olarak partili olan seçmenin de desteğiyle bu ilçede yarışı zorlanmadan kazanması bekleniyor.
NARLIDERE: Başkan Abdul Batur’un uzak ara kazanması bekleniyor. Ama oranı merak ediliyor.
BALÇOVA: DSP adayı Semra Aksakal kafaları bir parça karıştırsa ve son dakika transferiyle AK Parti saflarına geçip aday olan Hasan Özcan ilk etapta bazı soru işaretleri oluştursa da ilçe halkıyla kurduğu bağ nedeniyle CHP’li Başkan Mehmet Ali Çalkaya’nın ciddi bir oranla seçimi kazanması bekleniyor.
SONRAKİ YAZI: Konak-Karabağlar… Belki Buca…
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
14
6
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri