Ümit YALDIZ
Büyük Rest II
26 Nisan 2012 Perşembe

İzmirlilere göre yüzde 56,7 oy almış bir belediye reisi, özel yetkili cumhuriyet savcısına göre ise ‘çete reisi’ olan Aziz Kocaoğlu, yaşadığı onca şeye rağmen kent gündemindeki hâkimiyetini sürdürüyor.
 
İddia ediyorum onun yaşadıklarını özellikle de son bir yılda yaşadıklarını herhangi biri yaşasa çoktan havlu atmış, bırakıp gitmişti.
2 Mayıs 2011’den bu yana sürdürülen özel yetkili savcı operasyonları…
340 sayfalık iddianame, 397 yıl hapis istemi, en yakınındaki bürokratların tutuklanması…
Son bir yılda yağmur gibi gelen müfettişlerin sınırları zorlayan, sinirleri yıpratan davranışları…
Belediye şirketlerinin tamamına aynı anda dalan ve sordukları ahiret sorularıyla öküz altında buzağı arayan vergi denetmenleri…
En yakınında bildiklerinin brütüstlükleri…
Destek beklediği partilerinin kimi zaman lakayt kimi zaman bir çuval incisi berbat eden kimi zaman da ‘içimizdeki İrlandalılar’ yakıştırmasını hak eden yaklaşımları…
Kör topal çalışan bürokrasinin operasyonlarla sarsılması, rutin imzalarda bile ellerinin titriyor oluşu…
Koyun can derdinde kasap et derdinde misali Kocaoğlu mahkeme salonlarında ‘adalet’ ararken 2014’e yönelik koltuk bekleyenlerin içeriden ve de dışarıdan hamleleri…
Ve tabi ki başta kent medyası olmak üzere İzmir’in ileri gelenlerinin içine düştüğü çaresizlik, korkaklık hatta yandaşlık..
Ve tabi ki daha fazlası…
Tüm bunları yaşayan siz olsaydınız.
Kolay değil… Hiç kolay değil!
Çete reisi olarak suçlanıyorsunuz.
Neredeyse 30 yılda 50 bin kişiyi katletmiş terörist başı Öcalan kadar hapsiniz isteniyor. Tam 397 sene… En yakınınızdaki bürokratlarınızın hançerini de yiyorsunuz adam sandığınız pek çok kişinin aslında şalgam bile olmadığını da görüyorsunuz. Koskoca İzmir’i yönetmeye çalışıyorsunuz tabi ki bu arada. Kanunen kurulmuş 20 bin kişiden oluşan katrilyonları bulan bütçesi ile devasa bir örgüt olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yönetmek gibi asli bir sorumluluğunuz var çünkü.
Otobüsler çalışacak, su akacak… Projeler bir şekilde yürüyecek.
Peki, Kocaoğlu bu direnci nasıl/nereden buluyor?
Çünkü bir adamın her türlü saldırıya, tacize, ihanete, iftiraya rağmen ayakta kalması kolay değil.
Ama başarıyor Kocaoğlu.
Şu ana kadar iyi bir sınav verdi, veriyor.
Soruya geri dönersek…
Bence Kocaoğlu’na bu direnci sağlayan tek şey su götürmez haklılığı…
Aylarca telefonları dinlenmiş, makam odasına kameralar yerleştirilmiş…
Ama ortaya atılar 340 sayfalık iddianame incir çekirdeğini bile doldurmuyor.
100 sayfada Manisa’daki köylü kooperatifinden alınıp öğretmenlere dağıtılan atkı ve şallar anlatılmış mesela. Öğretmenlere atkı/şal, yoksul semtlerdeki okullara süt, mandalina dağıtan, belediye otoparkını özel şahıslara değil de belediye şirketine veren bir çetenin lideri olmaktan belki de gizliden gizliye gurur bile duyuyor Kocaoğlu… Zaten sık sık ‘Bu iddianame bizim iftiharnamemizdir’ diye konuşması bu yüzden. 
Bugüne kadar hep meydan okudu… Hiç ezik, büzük durmadı. Boynu bükük değil aksine dimdikti.
‘Onları bırakın, beni alın’ dedi daha ilk günden… ‘Arkadaşlarım bir şey yapmadı, hesabını bana sorun’ dedi. ‘Adalet istiyorum’ diye haykırdı her fırsatta.
Ekşi yemedim ki karnım ağrısın misali…
Emniyet mensuplarını, herkesin tir tir titrediği özel yetkili savcıları, bilirkişi olarak atanan vergi memurlarını ‘kanun, iş bilmezlikle, kasıtlı, önyargılı davranmakla’ itham etti.
Haklı olduğunu, doğru olduğunu, yanlış yapmadığını anlatmaya çalıştı.
Cumhurbaşkanı Gül’den Devlet Denetleme Kurulu’nu istedi mesela. Devletin en büyük, en tecrübeli müfettişlerini...
Başbakan Erdoğan’a ‘Sen de belediye başkanlığı yaptın, senin de başından geçti’ diyerek müfettişlerin, denetmenlerin ‘öküz altında buzağı’ arayan yaklaşımlarını şikâyet etti.
Şimdi kendinize sorun…
Tarihi operasyonun başından bu yana Başkan Kocaoğlu’nda hiç suçluluk psikolojisi hissettiniz mi?
Suçlu adam bu kadar gür bağırmaz, bu kadar net haykıramaz. Sesi titrer, yüzü kızarır... 
‘Onları bırakın beni alın’ demez, diyemez. ‘Arkadaşlarım içeride, ben dışarıdayım, bu durumdan vicdanen rahatsızım. Bu çetenin reisi bensem beni de tutuklayın o zaman’ demez, diyemez.
Ya ne yapar? Topu taca atar en basitinden…
Ama Aziz Başkan öyle yapmıyor?
Tam aksine alabildiğine dikleniyor, alabildiğine haykırıyor, meydan okuyor, rest çekiyor.
Neden? Çünkü haklı olduğunu, doğru olduğunu, bir çete kurmadığını ve bir çetenin reisi olmadığını biliyor. Mahkeme, savcı, emniyet henüz bilmiyor ama o biliyor.
3 Nisan’da başlayıp 10 gün süren tarihi mahkemenin ilk turunun her saniyesinde adliyede kendisine ayrılan koltuktan bir an olsun ayrılmayan, tutuklu arkadaşlarını bir saniye bile yalnız bırakmayan Kocaoğlu, sürece yeniden hâkim olabilmek için ilk olarak tutuksuz bürokratlarını topladı.
Yeniden adayım anlamında yorumlanan Yüzde 90 adayım… Herkes ayağını ona göre denk alsın. Taşın altına elini değil yüreğini koysun. Ya da çekip gitsin’ diyen Kocaoğlu, ikinci can alıcı hamleyi ise bir televizyon programında yaptı.
Yayın hayatına yeni başlayan Ben TV’de soruları yanıtlayan Kocaoğlu, ‘Madem onları bırakmıyorlar, beni de tutuklasınlar. Vicdanen rahat edeyim. Üzerimizdeki baskıdan, savunma yazmaktan iş yapamıyoruz’ dedi. Aslında ‘Yüzde 90 adayım’ diyerek hem yılgınlık belirtileri gösteren bürokratlarına hem ‘Yıprandı, çekilecek’ diye uman potansiyel parti içi/dışı rakiplerine ‘rest çeken’ meydan okuyan Kocaoğlu, sonunda en büyük resti yargıya çekti. Madem ‘çete reisi diyorsunuz o zaman beni de tutuklayın’ diyerek… Başta da söylediğim gibi Kocaoğlu bu resti daha en başında da çekmişti. 2 Mayıs günü saat 16.00 sularında Büyükşehir Belediyesi’nin önüne toplaşan kalabalığa hitap ederken… ‘Onları bırakın, beni alın, bana sorun, bürokratlarımın bir suçu/günahı yok’ diyerek…
Peki, operasyonun ilk günü olan 2 Mayıs’tan bu yana konuşulan senaryo gerçeğe döner mi?
Yani İzmir’in Aziz Başkan’ı tutuklanır mı?
Avukatı Ercan Demir’in bir ay kadar önce yazarımız Gönül Soyoğul’a yaptığı açıklamaya bakarsak, hukuken bu mümkün. Çünkü iddianameye göre ortada bir çete var ve Kocaoğlu o çetenin başı olduğu iddiasıyla 397 yılla yargılanıyor.
Bu davaya aslında neden tarihi dediğimizi biliyor musunuz?
İlk kez bir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik olduğu, 130 kişilik olduğu, okullara mandalina dağıtan çete olduğu için değil…
Sanıyorum ne Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM)’lerin ne de onların devamı olan Özel Yetkili Mahkemelerin tarihinde reisi/başı tutuklanmayan bir çete/örgüt yoktur.
Bugüne kadar özel yetkili savcı Kocaoğlu’nun tutuklanmasını talep etmeşi bırakın ağzına bile almadı.
Ama bu senaryo hep konuşuldu. Hatta ‘tutuklanırsa şayet’ diye yerine kimin geleceği bile konuşuldu CHP sıralarında… Çünkü ‘örgüt kurmak ve de yönetmek’ gibi ağır bir suçlama yöneltildiği için hukuken bu mümkündü.
Ama görünen o ki savcı bile aslında Kocaoğlu’nun bir çete kurduğuna ve de yönettiğine inanmıyor. Çete olmanın ÖYM’de yargılanmanın ön koşulu olan cebir ya da şiddet uygulamadığı ortada... Çünkü iddianamede bu yönde tek satır ifade/ibare yok.
Son 8 yılda 30 katrilyonu yönettiği halde kasasına/kesesine menfaat sağlamadığını tam aksine mali açıdan gerilediğini, zimmetine para geçirmediği de net. İddianamenin hiçbir satırında Kocaoğlu’nun ya da tutuklu/tutuksuz bürokratların kişisel menfaat sağladığına ilişkin bir satır yok. (CHP seçim ofislerine sandviç gönderildiği iddiası dışında. O iddianın hedefindeki isim olan Muharrem Derbentoğulları da tahliye edildi zaten…)
Diyeceksiniz ki; cebir/şiddet yok. KİK operasyonundaki gibi trilyonluk hesap hareketleri, kişisel menfaat, zimmet yok. O zaman bu dava niye?
İşte onu ne biz biliyoruz ne Kocaoğlu ne de İzmir halkı…
Bana kalırsa mahkeme bile bilmiyor. Bilse zaten kararını verirdi. 
En azından çetenin başını tutuklardı.
Kimi siyaset diyor kimi ‘yolsuzluk dosyalarıyla can yakan’ Kılıçdaroğlu’ndan alınan bir nevi intikam… 

Ama herkesin emin olduğu tek bir şey var. Yüz yıl sürse de bu davadan bir şey çıkmaz. Çünkü, doğrunun kalesi yıkılmaz. 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 19 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
adalet 30 Nisan 2012 Pazartesi 11:13

davayı itibarsızlaştırmaya kimsenin gücü yetmez.türk yargısı en doğru kararı verecektir.nasıl örgüt ve yolsuzluk olduğunu herkez görecek.sabırlı olalım.

Yorumu oyla      12      6  
28 Nisan 2012 Cumartesi 18:59

Şimdi yüzde elli oyu parti almış kocaoğlu bağımsız seçime girip oy almamış parti gücü ve halk AKP ye karşı CHP DEDİ hiç birbaşkan ben çok güçlüyüm bukadar oy aldım demesin bütün ilçelerde parti gücü ile seçilen başkanlar kendilerine pay çıkarmasın bağımsız girsinler bakalım aldıkları oy nekadar ve güçleri nekadaryine yazıyorum halk akp ye karşı chp dedi bunu kendileride biliyor bakın mv sayıları nerdeyse eşitlenecek yani makas daralıyor izmirde akp oyunu artıtdığını herkes billiyor

Yorumu oyla      18      10  
murat 28 Nisan 2012 Cumartesi 10:28

son 8 senede ne yapıldıda %50 den fazla oy aldı. Merak ediyorum.

Yorumu oyla      25      14  
Kaleli 27 Nisan 2012 Cuma 22:29

Doğrunun Kalesi Yıkılmaz.. Doğrular; İzmirliler, Kale de; İzmir, İşte hepsi bu kadar. Bunu kimisi 1 günde anlar, kimisi 10 yılda hâlâ anlayamaz..

Yorumu oyla      22      10  
27 Nisan 2012 Cuma 21:55

Birileri Gökçeki bi tarafından dinlemiş galiba, adama bak Gökçeki övüyor. Çoluk çocuklarına üç kuruş harçlık veremeyenler yüzmilyarlık arabalarla gezen çocukların babalarını övüyor, makarnadan lastik patatesten kasa yaparsın sen ancak oğluna.

Yorumu oyla      21      11  
afyonkarahisar 27 Nisan 2012 Cuma 17:38

Afyon garajında otobüsünüz mola verirse sakın meşrubat içmeyin. İçine VOTKA katılmış olabilir diye başınız derde girebilir.:)))))))))

Yorumu oyla      22      11  
aklınızda bulunsun 27 Nisan 2012 Cuma 17:08

Öyle USULE İLİŞKİN BİR TAKIM suçlamalarla İZMİR'İ alamayacaksınız. İzmir asla ne AFYONKARAHİSAR ne de İRAN olmayacak.

Yorumu oyla      41      20  
Mustafa ÖZDEM İR 27 Nisan 2012 Cuma 16:55

Başkan Kocaoğlu tutuklanarak mağdurları oynamak istiyor galiba.Çünki bizim ülkemizde siyasette mağduriyet güzel prim yapıyor ve çok güzel oy getiriyor.

Yorumu oyla      28      30  
BU DAVANIN DÖRT AYAGI VAR 27 Nisan 2012 Cuma 15:38

1 - Davalılar : Aziz KOCAOGLU,Belediye çalışanları, 2 - Davacılar : Bir kısım eski yeni Belediye çalışan 3 - Bakanlık : Müfettişleri. 4 - yar. Sav.: İzmir Mahkemeleri. Ben şuna kesinlikle inanıyorum.Bu davada karar verici ler Yanlış yapmazlar.Mutlaka kılı kırk yaracaklardır. Onlarda vicdan sahibi insanlar.VERDİKLERİ KARARLARLA DEGERLENDİRİLECEKLERDİR. Eger hukuken bir suç,suçlu luk yoksa.SAVCININ TALEBİ DİGİL, HAMİMİN VERECEGİ KAR AR ESASTIR. K.ÖZEN

Yorumu oyla      26      7  
ayşe 27 Nisan 2012 Cuma 14:23

Köyünde muhtar bile olamıyacak insanları bürokrat yaparsan o da kendini başkan zanneder ve irlanda lılık yapar

Yorumu oyla      29      23  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Fransa 'faşizme geçit yok!' dedi
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İş insanları, İş’te insanlar…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Hapse girer ama eve dönmezler!’
Ahmet Aydın AKANSU
Ahmet Aydın AKANSU
Çevreci insanların varlığı; umut verici
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Sensedim - 266 Gün
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Atatürk’ün, Çeşmeliler ile ilk teması...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Köprü üstü kalabalık
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk istismarı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Ormanlarımız yanar gider!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva