Tayfun MARO
Bu Türkiye bana ne hatırlatıyor!..
10 Şubat 2014 Pazartesi

2002 yılının o uzun sonbaharından beri iktidarda olan İslamcı kadroların adım adım dönüştüre geldikleri Türkiye, bugün neleri konuşuyor?
Aslında toplumu o kadar da ilgilendirmeyen, medya ve tv kanallarıyla gündeme sokulan ve İslamcı grupların jargonuyla dile gelen meselelerdir, konuşulanlar.
Siyasi tartışmaların merkezine hiç tanımadığımız, bize hayli uzak İslamcı grupların yerleştiğini görüyoruz; Ülke, kıyılardan merkeze gelen öteki Türkiye üzerinden, din gruplarının çıkar kavgalarına sahne oluyor.
 
Öteki Türkiye’yi merkeze taşıyan İslamcı hareket; Atatürkçülüğe yaslanan asker, bürokrasi, siyasetçi ittifakına tepki olarak iktidara geldi.
Modern yaşam normlarına göre tanımlanan hayat standardına uymayan tüm yaşam biçimlerini dışlayan, yok sayan modern egemenler, -laikçi olarak da adlandırılıyorlar-, bu tutumları nedeniyle geniş kitleleri karşılarına aldılar. Toplumun periferisinde yaşayan büyük kalabalıklar, bu ‘karşı alışa’ cevap olarak, kendilerine yakın buldukları merkez sağa yönelen İslamcı kadroları iktidara getirdiler.
  
Günümüzde, ‘Öteki Türkiye’yi merkeze taşıyan bu İslamcı örgütlerin adlarını bilmiyorsanız, birbirlerinden hangi maddi temelde ayrıldıklarına dair bilginiz yoksa, aralarındaki çıkar kavgalarının perde arkasını bilmiyorsanız; ülke sorunları ve siyaset hakkında konuşamıyorsunuz.
Türkiye, artık o bildiğimiz Türkiye olmaktan hızla uzaklaşıyor.
 
Yeni paradigma ve yeni dil, Ortadoğu’ya egemen siyaset kültürünün bütün özelliklerini taşıyor.
Siyasetin resmi söyleminin İslamlaşması sonucu düşüncenin yönteminde ve dile gelişinde ortaya çıkan değişim, kitle iletişiminde yeni bir kopuşa yol açtı.
Bilginin seçilmiş ve hiyerarşik üretimine hâkim olan islam normları, başka türlü düşünmenin önüne set çekti. Akademik kültür, İslami referansları kullanmaya başladı.
Düşünce dünyamız, zihnimiz yeni bir işgal altında. “Öztürkçe”nin daralttığı türkçede kendimizi ifade sıkıntısı yaşarken, şimdi de “arapçalaşan” dilin anlaşılmazlığıyla baş etmeye çalışıyoruz.
 
60’lı, 70’li yıllarda anlamsızca ortaya çıkan yüzlerce fraksiyonun altında ezilen sol bir daha belini doğrultamadı. Birbirlerinden farklı olmalarını gerektiren maddi bir temel olmadığı halde bir sürü siyaset grubu ortaya çıkarken herkesin keyfi yerindeydi; fraksiyon olgusu, herkese bir siyaset dükkanı açma olanağı tanıyordu. Bin parça olmuştuk. Baş edilmez bir yabancılaşma duygusu hayatlarımıza musallat olmuştu.
Günümüzde islamcı cenahta olan biten, geçmişte solda yaşanan deneyimlerden çok farklı değil. Dünyayı bağlı olduğu dar gruptan veya dergi çevresinden ibaret sayan anlayış bir kere daha ortaya çıkıyor.
Ortak özellikleri; Hepsi de sisteme karşı… Hepsi de özgürlük savaşçısı… Hepsi de haklı… Ve çoğu da silahlı…
Böyle durumlarda kimlerin kaybettiği yakın tarihin tozlu sayfalarında kayıtlıdır.  
Silaha ve şiddete dayalı sosyal mücadelelerde kazanan her zaman sistem olmuştur. Parayla ve silahla oynuyorsanız, sistemin efendilerinin isteklerini yerine getiriyorsunuz demektir.
Örneğin, Suriye’de yüz bin kişi ölür, Cenevre-1, Cenevre-2 konferanslarında helvasını yersiniz…
Yeryüzünde nice yüz binler katledi, nice konferanslar toplandı…
 
Yetmişli yıllarda ağırlıklı olarak sol üzerinden sergilenen oyun, bu defa İslam ve etnisite grupları üzerinden sergileniyor. Yalnız ölçek büyük tutulmuş; Suriye, Irak, Türkiye… Oyun büyük oynanıyor.
Ülkeme baktığımda, bana, Erdoğan’a hatırlattıklarını hatırlatmıyor.
Gördüğüm tabloda, cellâdına boynunu uzatmaya hazırlanan milyonlarca mazlum var. Bu tabloda, halkların çağdaş köleliğe gönüllü boyun eğişi var.
 
Efendiler hayatlarımıza zar atıyor, biz gönüllü köleler de bu kumarı oynuyoruz; Her ne kadar o masadan kazanarak kalkmışlığımız yoksa da…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TAYLAN ÖZGÜR 10 Şubat 2014 Pazartesi 19:26

GÖREVİMİZİ GERİCİLİĞİ PÜSKÜRTMEKTİR. YAŞAMIMIZA MAL OLSADA. EFENDİLER ZAR ATSINLAR VARSINLAR. AKILLA DÜŞ İLE DAYANIŞIP BAŞARACAGIZ

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Türk Milleti!!!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Az okumuşlar
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Karl Marx ve Mehmet Şimşek!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Kabiliyetsiz milletin Atatürk’ü olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
1 Temmuz eşiği ve normalleşememe!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Despina Vandi Çeşme’de… Kaçırmamak gerek
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Kaytara kaytara!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Oxford şehitleri
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Varlık-Hiçlik ekseninde gerilen insan
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Ya o vergiler hayatımıza girerse!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva