Ümit YALDIZ
Bizim oğlanda kalsın dememiş ki!
8 Mayıs 2011 Pazar

Ortada ‘zamansız’ ve ‘maksatlı’ bir operasyon var. Bakmayın siz memur bakanın yaptığı ‘suçun zamanı olmaz’ açıklamasına… Henüz ortada bir suçun olduğu da net değil ki. Bunu en iyi adalet bakanının bilmesi gerekirken onun böyle garip bir açıklama yapması manidar ötesi…Şu ana kadar gördüğüm tek suçlu, teknik dinleme ve ortam izleme yöntemiyle insanların özel/kamusal hayatlarını gözleyen devlet. Ya da yargı…
Operasyonun maksatlı olduğu haberlerin servis biçiminden belli… Görüşme tutanakları ve ifade tutanakları elden ele dolaşıyor. En baba iddia Kocaoğlu’nun da içinde olduğu ihale meselesine ait olanıydı. Güya Kocaoğlu, bir ihaleyi iptal ettirerek kamunun 1 milyon lira zarar etmesine neden oluyordu. En azından Sayıştay raporlarında böyle yazıyordu.
Genel Sekreter Pervin Şenel Genç’in odasına konulan kameranın tespit ettiği görüntü ve konuşmalardan da anlıyoruz ki olay doğru. Aziz Başkan Çankaya’daki otoparkın ihale edilmesini engelliyor. Yani yüksek fiyat veren bir firmanın işi almasını istemiyor.
Ya ne istiyor peki? İhaleyi oğluna mı veriyor? Ya da bir başka yakınına/partilisine…
Hayır. İhalenin yani işin Belediye Şirketi İzelman’da kalmasını sağlıyor. İzelman’da kalsın diyor bizimoğlan alsın demiyor ki!
Belediye şirketine yani kamuya… Başkan’ı biraz olsun tanıyan biri olarak özelleştirmeye karşı bir yapısı olduğunu biliyorum. Görev süresi içinde tek bir metrekare arsa/arazi, gayri menkul satmaması, değil satışa çıkarmak kiralamaya bile yanaşmaması bu duruşu kanıtlıyor.
İZELMAN Belediye şirketi… otoparklar ana iştigal konularından biri İzelman’ın… Bünyesinde 5 binin üzerinde insan çalışıyor. Otopark’ların elden çıkarılması demek hem işçi çıkarmak hem de konuşma tutanaklarına da yansıdığı gibi ‘mafyanın’ bu alana girmesi demek. Bugün İzmir’in sokaklarından otopark mafyası önemli ölçüde kaldırılmışsa İzelman’ın bunda ciddi bir rolü var. İzelman’ın yani İzmir Büyükşehir’in… Aziz Başkan Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı’nın da uyarısıyla ihaleyi iptal edip, kısa vadede kamunun biraz zarar etmesini sağlamış olabilir. Ama orta ve uzun vadede kente iyilik yapıyor.
Son bir yılda 3 bin taşeron firma çalışanını kadroya alarak sendikal güvenceye kavuşturan birinden de bu beklenirdi.
Gelelim diğer mevzulara…
Birileri hararetle Aziz Kocaoğlu-Alaattin Yüksel ilişkisi üzerinden yolsuzluk arayışında. Yüksel’in şirketinden 4 yıl önce itfaiyeye alınan 120 aracın izini arıyorlar operasyonun satır aralarında. Bu olayı 4 yıl önce kaleme almış bir gazeteciyim. Her şey tamamen kurallara uygun... Yani DMO (Devlet Malzeme Ofisi) üzerinden yapılan bir alım söz konusu…
Ve ifade tutanakları… Yaklaşık 300 sayfa. Tüm gazetecilerin elinde şu anda… Genel Sekreter Pervin Şenel Genç hem poliste hem de savcılıkta en fazla soru sorulan isim. (Çetenin reisi ya) Tam 168 sayfa konuşmuş… Ersu Hızır’a tahminimden az soru yöneltilmiş. Yemekteyiz meselesi ana konu Hızır’da. 45 sayfa civarında… İfade tutanaklarında fazla yer tutan isimlerden biri Hakan Say. Ve Say konusu bu operasyonun en yumuşak karnı… Daha önce bakanlık müfettişleri tarafından soruşturulan ve kapatılan dosyanın yeniden açılması biraz baş ağrıtacak gibi görünüyor. Onun dışında sorun çıkacağını sanmıyorum.
Bazı AK Partililerin de adlarının geçtiği tutanaklarda aleni bir yolsuzluk olmadığı gibi pek çok konuşma tutanağından gördüğüm Aziz Başkan’ın bürokratlarının da ‘dürüst’ sıfatını hak ettiği oldu. Yasalara uygun davranmak için azami gayret gösteren bürokratlar, prosedür ya da kural atlaması yapmış bazı noktalarda. Ama hepsi bu kadar…
Mahkemenin atadığı bilirkişinin Grand Plaza’da yaptığı araştırmadan bilmem kaç adet sandviç ve içeceğin olmadığı bunların yerel seçimlerde CHP seçim bürolarında dağıtılmış olabileceği de iddia edildi. Bu iddia biraz komik geldi doğrusu… Sizin de gülmeniz için küçük bir anekdot anlatmakta yarar var.
Tarih 6 Eylül 2010. Kılıçdaroğlu İzmir mitingi yapmak üzere gelmiş. Kritik referanduma günler kalmış. Dönemin İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu Gündoğdu mitingi için Kocaoğlu’ndan yardım istiyor. Yani ESHOT’tan otobüs istiyor. Hem de herkesin içinde…
Kocaoğlu da patlıyor tabi ki… Ne beceriksizliğini bırakıyor CHP il örgütünün ne aymazlığını…
Ama partisinin de rezil olmaması gerek. İş başa düşmüş yani… Hemen oğlunu arayıp 40 bin TL istiyor. Gelen parayla da kent kart doldurtup şoförlere veriyor. Her binen partili için bir kez bastırıyor.
Peki, şu sandviç, meşrubat meselesi ne olacak o zaman?
Grand Plaza’dan yani belediyenin daha çok kafe/restoran işleten şirketinden CHP seçim bürolarına yiyecek gitmiştir. Ama Kocaoğlu bunun karşılığını Grand’ın kasasına koymuş ya da partiden bunu talep etmiştir. Şu anda 600 bin liraya yakın borcu olan CHP’nin en fazla borçlu olduğu şirketlerden biri de Grand Plaza’dır.
Faturası kesilmiş, borcu belgelenmiştir CHP’nin… Kocaoğlu hem 2007’de hem de 2009’da Grand Plaza üzerinden CHP’ye gönderilen her kumanyanın parasını almış ya da faturasını kesip partiye bırakmıştır. Kemal Karataş’ın 2007 sonrası bu konuda çok yakınmışlığı olmuştu hatta.
Aziz Başkan ilginç bir adam… Gerçekten de kendine has bir yoğurt yiyişi var. Dürüst sıfatını da kolay elde etmedi. Üç/beş sandviç için de kaybedeceğini sanmıyorum.
CHP’li işadamlarına hatta Alaattin Yüksel’e iş verme meselesine gelince… Bu konuda kimse hükümetin yani AK Parti’nin eline su bile dökemez. Döneminde kendi zenginini yani burjuvasını yaratan AK Parti’ye neden AK Partililere iş veriyorsunuz diye soran oldu mu? Sıkıysa da sorun bakalım… Nasıl yanıt alacaksınız.
Ve son olarak sürecin idaresine bakalım. AK Parti hala sessiz. Yani meseleyi sahiplenmemekte kararlı. Sahiplenmek bir yana üzerinde konuşmak bile istemiyorlar. Ertuğrul Günay’ın olayı Ilgaz’daki PKK saldırısıyla özdeşleştirmesi dışında şu anada kadar falso vermediler. Günay’ın amacı da operasyonu sahiplenmemek, ‘Asıl operasyon bize yapıldı’ demeye çalışmaktı aslında. Ama şecaatini söylerken sirkatini arz etti sanki. Onun dışında AK Parti İzmir’de operasyon büyük bir sükunetle izleniyor. Olayın siyasallaşmasından doğacak sonucu gören AK Parti’nin basiretli idarecileri, meseleyi siyasal alana çekmeye çalışan CHP’nin ince oyununa gelmemek için çabalıyor. Bunu şu ana kadar başardılar da.
*
CHP’de ise ciddi bir toparlanma söz konusu… Operasyon arı kovanına sokulan çomak etkisi yarattı onlarda. Genel merkezin politikalarından, ithal adaylardan, parti içi tasfiye hareketlerinden kaynaklı küskünlük nedeniyle kovanlarına çekilmiş bal arıları, operasyon çomağı ile petekten/kovandan dışarı fırladı. Yeniden bal yapmak üzere harekete geçti. Bakalım kaç kilo bal verecekler…
12 Haziran’da birlikte göreceğiz…
AK Parti’nin sahiplenmediği, CHP’yi toparlayan/sevindiren, Kocaoğlu’nu ağlatan operasyonu ise şu aşamada kimse sahiplenmiyor. AK Parti içindeki bir görüş, seçimlerde CHP’yi sürükleme ihtimali olan Büyükşehir’i frenlemeye dönük yapıldığı ya da saman altından epey yol kat eden AK Parti’yi kentte ve bölgede geriletmeye dönük olduğu yönünde.
Buca’da büyük bir gürültü koparak tutuklanan ve savcılık iddianamesinde hakkında 54 yıla kadar hapis istenen Başkan Yardımcısı Hüsnü Kaya’nın Büyükşehir Davası’nı gören mahkeme tarafından hem de ilk duruşmada serbest bırakılması bu operasyonda tutuklananların da umutlarını arttırdı. Daha önce de hakkında yüzlerce yıl hapis istenenlerin beraatine şahit olmuş, kaleme almış bir gazeteci olarak diyorum ki; ‘6 ay sonra’ bu davada da tutuklu sanık kalmaz. Olan tutukluların yıpranan ailelerine, sırf bu olay yüzünden siyasi hayatı sekteye uğrayanlara olur… Ama bu olay, çekişmeli ve seviyeli gitmesi beklenen genel seçimin İzmir ayağına ne yazık ki şimdiden gölge düşürmüştür. Bana sorarsanız ‘özel yetkili’ mahkemelerin yetkilerini belirli alanlarda kısmanın zamanı gelmiştir. Gerçek çeteler mahalle aralarında cirit atarken çeteleri belediyelerde arayan, hırslı/azimli savcılar son yıllarda onlarca yerel yöneticiyi töhmet altında bıraktı. Bir süre sonra beraat etseler de ya adı yıpranmakta ya da kendiliğinden pes etmekte… Yani yazık olmakta, yazık!
Not: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü dinledim Efes Oteli’nde… Yarı İzmirli Gül’ün ‘Küçük sorunlara takılmayın, büyük düşünün… Asabi olmayın, seviyeye dikkat edin’ diyerek Valilikte yapılan siyasi centilmenlik anlaşmasına gönderme yapması da manidardı gerçekten… Gül de İzmir’deki operasyonun sinirleri gerdiğinin farkında.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
erkan 9 Mayıs 2011 Pazartesi 12:35

İlahi Ümit Bey!:) İzbetonlar İzelmanlar İzfaşlar..Bizim oğlan değilmi..:)

Yorumu oyla      14      10  
ahmet çiğdem 9 Mayıs 2011 Pazartesi 11:41

Sayın Mustafa Can. Otopark ücretinin sizin iddia ettiğiniz gibi olursa. Bunun sebebi asli vazifesi olmadığı halde. ihale kolaylığı sebebiyle propaganda filmlerimi ve bir tür örtülü ödenek faslın sayılacak harcamaların belediye şirketlerine yaptırılmasıdır. Siz görevi olmayan konularda belediye şirketlerine mal ve hizmet alımı yaptırırsanız elbette zarar eder. Ayrıca yurttaşların yararı için hizmet zararı ortaya çıkıyorsa bunu kamuoyuyla paylaşırsınız. Örnek Dikili belediyesi su tarifesi. Genel sekreterinizin odasına gelip telefonda konuşmayalım diyip iptal sürecini konuşmazsınız. İzmirlilerin önüne babalar gibi çıkar kardeşim şu şu sebepten ihaleyi iptal ettim dersiniz. Gizli kapaklı yasaları arkadan dolaşarak iş yapmazsınız. Yaparsanız adınız dürüst başkan değil iş bitirci başkan olur.

Yorumu oyla      12      12  
Mustafa Can 9 Mayıs 2011 Pazartesi 10:21

Sayın Ahmet Çiğdem, ihaleyi yüksek paralara alacak firma bunu nereden çıkaracaktı, tabiiki 5 TL'lik otopark ücreti 10 TL olacaktı. Amaç para kazanmak ise bunu belediyede yapabilir, halka ucuz hizmet götürmenin karşılığı görev zararıdır ki bu da yolsuzluk değildir. 1.70 kuruşa 80 km insan taşımak, çalışanına insanca ücret vermenin karşılığı görev zararıdır. İzmirli herşeyin farkındadır, CHP'ye sahip çıkacaktır. Bu operasyondaki amaç İzmir değildir, İzmir üzerinden tüm Türkiye'ye mesaj vermektir.

Yorumu oyla      24      7  
Sedat Çuhadar 8 Mayıs 2011 Pazar 21:40

ERDAL ATABEK'ten konunun özü ile ilgili çok güzel bir alıntı yazı.. DÜRÜSTLÜK insan ahlakının temelidir. DÜRÜST olmak, bedeli çok ağır bir erdemdir. DÜRÜST olmak, gerçekleri kabul etmektir. DÜRÜST olmak, her şey ve herkes için aynı ilkeleri geçerli kılmaktır. DÜRÜST olmak, her zaman ve her koşulda doğru bildiğinin yanında olmaktır. DÜRÜST olmak çok zor bir şeydir. DÜRÜST olmak cesur olmayı gerektirir. Yalnız kalmayı göze alamazsan DÜRÜST olamazsın. Çıkarlarından yoksun kalmayı göze alamazsan DÜRÜST olamazsın. SÖZE BAKARSAN HERKES DÜRÜST OLDUĞUNU SÖYLER ÇEKİNMEDEN. Ama biraz onların yakınlarında durur, nelerden çıkar sağladığına bakarsan görürsün ki gerçekte dürüst değillerdir. Her çıkar, ekonomik çıkar değildir çok çeşitli çıkarlar vardır. Duygusal çıkarlar vardır, kendi üstünlüğünü kabul ettirmeye dayalı çıkarlar vardır. İnsanı baştan çıkaran da, DÜRÜST olmaktan uzaklaştıranlar da bunlardır. İnsan önce kendine karşı dürüst olmaktan vazgeçer. “Koşullar” der, “Böyle yapmak gerekiyordu” der, “Sen işin içyüzünü bilmiyorsun” der, daha sıkışırsa karşısındakini suçlar, tehdit eder, saldırır. Sonra da buna uygun kılıflar hazırlar. Ama ne yaparsa yapsın, DÜRÜST değildir. Gerçekleri kabul etmeye yanaşamaz. DÜRÜSTLÜK, yaşamının temel taşı olursa kazanırsın. Hakkın olanı kazanırsın ki çok değerlidir. Doğru olanı kazanırsın ki başını hep dik tutmanı sağlar.

Yorumu oyla      18      6  
cesur 8 Mayıs 2011 Pazar 21:11

sayın yaldız 2007 seçimleerindeki chp ye giden kumanyaların faturasını senin her fırsatta vurduğun birol soylu kesmiştir o ayrıldıktan sonra parası alınmışmı ona bakın 4 yıl geçti zaman aşımımı bekleniyor terazinin ortasında durmaya özen gösterirseniz daha iyi olur sanki.

Yorumu oyla      15      13  
yücel 8 Mayıs 2011 Pazar 21:10

degerlendirmelerin için kutluyorum seni bir kez daha.saygılar ve sevgiler

Yorumu oyla      20      9  
ahmet çiğdem 8 Mayıs 2011 Pazar 11:40

sevgili ümit yaldız bu kez başkanı kurtaramazsınız. Kamu görevlilerinin işi kanunlarda yönetmeliklerde yazan kuralları uygulamak zorundadırlar. kendi akıllarından kural koyamazlar. canın sıkılınca ihale iptal edemezsin. Belediyenin kasasına otopark halesiyle 4.410.000tl girecekken 675.000tl girmiştir. Dşk kira bedelinden dolayı ayrıca maliyenin 672.300tl kdv kaybı vardır. İZELMAN ne diyor ben bu parayı verirsem zarar ederim diyor. niye zarar ediyor. ya kötü yönetiliyor ya da görev dışı harcama yaptırıldığı için zarar ediyor. para kimin cebinden çıkıyor izmir halkının cebinden. otopark aziz kocaoğlu’nun kendi malı olsa kiraya 4.410.000tl ye mi 675.000tl mi verirdi.?

Yorumu oyla      19      16  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva