Gönül Soyoğul
Bir çocuk doğdu bugün İzmir’de…
25 Mart 2015 Çarşamba

İzmir’de doğmuş büyümüş ya da çocukluğunda yolu bir şekilde İzmir’den geçmiş olanların hafıza kartlarında, mutlaka ama mutlaka bir ‘Fuar albümü’ vardır desem, itiraz edeniniz çıkmaz sanırım.
Desem ki… Her şeyin büyüleyici geldiği o çocukluk yıllarının Fuarları gerçekten büyülü/oyuncaklı/rengarenk yerler miydi; yoksa bizim belleklerimizde mi öylece kaldı diye sorsam…
Üzüm salkımından akan şırayı bulsanız aynı yerinde ve içseniz, aynı zevki alır mıydınız?
Çarpışan arabalara binmek için saatlerce kuyrukta sıra beklemeye, itiş kakış yaşamaya hazır mısınız?
Her santiminden ayrı gürültünün yükseldiği binlerce metrekarede saatlerce yürüyebilir misiniz?
Mucizevi bir tat olarak hatırladığınız tostları, aynı şekilde hazırlansa bile aynı iştahla yiyebilir misiniz?
Her çocuğun bir gün mutlaka kaçırdığı bir balonu vardır ya; elinize kocaman bir balon kümesi verilse; o sevinci/yürek çarpıntısını duyabilir misiniz?
Gazino kapılarının önünde ‘belki bir ünlüye rastlarım da el sallar’ diye saatlerce bekleyebilir misiniz?
Paraşüt kulesinin önünde dikilip gözünüzü göğe dikerek sanki dünyanın en mucizevi işini yapıyorlarmışçasına atlayanları hayranlıkla izler misiniz?
Pavyonlarını ayaklarına kara sular inene dek gezmeye, bir broşür kapabilmek, elindeki naylon çantaya atabilmek için yarışmaya var mısınız ya da?
 
“Burası bizim çocukluğumuzun eskidenki Fuar’ı değil. Ama yine de bu haliyle Fuar, şimdi buradan geçen çocukların aklında mucizevi bir dizi fotoğraf bırakacak. Onlar da tıpkı eskiden bizim şaştığımız gibi bir şeylere şaşıyorlar şu anda. O fotoğrafların neler olduğunu bilmek ne mümkün, nerede nasıl bir büyü gördüklerini anlamak. Biz büyüyoruz ya, her şey bozuluyor sanıyoruz, her şey eskiden daha güzelmiş gibi geliyor bize. Oysa şaşırmayı unutan bizim gözlerimiz, olmadık yerlerde olmadık büyüler çıkarmaya takatı olmayan bakışlar bizimkisi.” diyen Ece Temelkuran’a hak veriyorum çoktandır.
“Fuar aynı değil” diye boynu bükük mırıltılarla konuşanlara, ‘peki sen aynı mısın’ diye yüksek sesle sormak geçiyor içimden.
“Fuar aynı fuar olsa bile, sen aynı coşkular, aynı heyecanlar, aynı hezeyanlarla gezebilir misin?”
“Sen bu kadar değişirken, Fuar’ın aynı kalması mümkün mü” diye, sormak…
 “Fuar logolu cigaraların, senin gibi 40 yıllık tiryakiye bile bir şey ifade etmeyeceğini artık kabul et arkadaşım” demek geçiyor.
Tıpkı bayramların bayram gibi gelmediği,
Açık hava sinemalarının hoş bir anı olarak kaldığı gibi bir hoşluk ancak eski Fuarlar bizler için…
Ah etmek, iç çekmek nafile…
Önce biz değiştik.
Uçan balerine binsek bile, yüreğimiz ağzımıza gelemeyecek kadar acılaştık/ ekşidik/katılaştık çünkü…
Şaşırmaya ayarlı gözler yok artık yüzümüzde… Büyüdük çünkü.”
*
Fuarın kapısından girdiği andan itibaren ‘çocukluğunu arayanların’ aradıklarını bulamayacaklarını, bulsalar bile çocukluktaki o tadın asla yerine konulmayacak bir tad olarak kalacağını kendinden bilen, bu yüzden ‘aah, nerede o fuarlar’ diyenlere hafiften müstehzi gülümseyen biri olarak… Böyle yazmıştım bir tarihte…
Ne Fuar aynı fuardı artık, ne dünya, ne de bizler çünkü… Kaçınılmaz değişime nasıl ayak uydurabileceğimizin formüllerini aramak/bulmak yerine, anılarımızın konforuna sığınmak daha kolay geldiği için belki… Belki de yaşlandıkça geçmişe daha sıkı sarılmamızdan… Nedeni her neydiyse, bugün her İzmirlinin belleklerinde ‘yeni bir fuar’ alanının açıldığı... Eskiyi anılarımızda sadakatle korurken, yeniye cesaretle hoş geldin deme günüydü… Bugün günlerden ‘Fuarİzmir’ günüydü.
Çocukluğumuzun anılarından çıkıp yeni fuar ile tanışmak… İzmir’in geleceğini hayal etmek… Yukarıya taşınan çıtanın, yeni bir çocuğun doğumunun tanığı olmak… İhtiyaç hissettiğimiz yenilenmenin taşlarının oluştuğunu somut olarak görmek için gittim Gaziemir’de kurulan yeni dünyaya, Fuarİzmir’e…
Gurur duydum. Mutlu oldum. Umutlandım.
Bu gururu, mutluluğu, umudu yaşatan herkese, bu kentin sevdalısı olarak teşekkür ediyorum. Aziz Başkan’a, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin her ferdine, ‘emeğinize sağlık’ diyorum. Bugün o alanda şahit olduğumuz siyasi mesajların kısa sürede unutulacağını ama yeni fuarı yaratanların, İzmir’e/ülkeye bu eseri kazandıranların hep baki kalacağını notunu düşerek…
 
Açılışa ‘bakan’ düzeyinde tek bir temsilci dahi göndermeyen iktidar için ise…
Bu ayıplarını kapsayacak, bir İzmirli olarak üzüntümü, teessüflerimi dile getirecek bir cümle dahi bulamıyorum…
Sizi de böyle hatırlayacağımız için mutlu musunuz sahiden?
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 2 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
sak 27 Mart 2015 Cuma 08:23

İzmir e köy diyenler.İzmir e hizmet için bizim gelmemiz lazım diyenler.Açılışa gelemezdi, gelemedi.AVM yapılmasını gelişmişlik sananlar gelemezdi,gelemedi.Hırsızlık,rüşvet,yandaşlık vb.gibi lekelerin sürülemediği,her türlü engellemeye karşın ,genede bitirilen fuar İzmir e gelemezlerdi,gelemediler.Körler sağırlar birbirini ağırlar toplulukların organize edilemediği platformlara gidemezler.Nokta.

Yorumu oyla      17      5  
muhalif 26 Mart 2015 Perşembe 15:42

izmirin gelişmediğini söyleyenlerin, böyle yazılar yazmaya başlaması da takdire şayan doğrusu. demek izmirde de birşeyler oluyor.....

Yorumu oyla      15      5  
İbrahim Yüncü 26 Mart 2015 Perşembe 06:21

Bu güzel yazıya bir ilavem olacak! 55 li yıllarda Fuara gideceğiz diye annemiz bizi çok özel giydirirdi. Bu, o kuruma ve oradaki insanlara farklı bir saygı, değer verme anlamına gelirdi. Bu gün, fuar bu hali ile yine çok güzel ancak neden o Göl gazinosu, eski Kübana önündeki sandviççiler, WC niyetine hizmet veren ilkel, harap görüntü vermeye devam eder. anlayamıyorum.

Yorumu oyla      14      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva