Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Beyaz altın “pamuk”un önlenemez çöküşü
13 Nisan 2013 Cumartesi

Kentlerdeki hanımlarımız pamuğa İngilizceden bozma “Koton” diyor.Oysa pamuk,başta çiftçilerimiz olmak üzere,tekstilden yem sektörüne değin her yerde kullanılan yerli bir ürün.Çok sorunu var.Örgütsüz pamuk üreticilerinin sesleri duyulmuyordu. Ancak bu seslere yeterince kulak vermeyen tekstil sanayicileri de son birkaç yıldır çığlık atmaya başladılar:“Hemen bütün ülkeler açıktan ya da gizlice pamuk üretimini teşvik ediyor. Pamuk beyaz altındır. Tekstilin ilk halkasıdır. Bu ilk halkayı koparmak tüm sektöre zarar verir, tekstili bitirir.”

Neden böyle oldu? Önce bir tespit yapalım. Bir zamanlar, Türkiye’nin dünyanın sayılı tarım ülkelerinden biri olduğunu söyler, ilkokulda çocuklarımıza bunu öğretirdik.Pamuk da Türk tarımının beyaz altınıydı. Ancak o beyaz altın tamamen bitti, pamuk ithalatı Türk Ekonomisi’nin kamburlarında birine dönüştü.

Günümüzde , her yıl 30’a yakın ülkeden pamuk ithal ediyoruz. En fazla ithalatı ise ABD’den yapıyoruz. İkinci sırada Brezilya ve üçüncü sırada Yunanistan yer alıyor. Son 10 yılda tam 22 milyar dolarlık pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucat ithal edildi. Pamukta verilen dış ticaret açığı 9 milyar doları buldu.

Dünyada gizliden pamuk savaşları yaşanırken, ihtiyacının üçte birini üretebilen Türkiye, her yıl 1.7 milyar doları pamuk ithalatına harcıyor.

TÜİK’in verilerine göre 2002 yılında 7 milyon 211 bin dekar olan pamuk ekim alanları, 5 milyon 420 bin dekara indi. Bir başka deyişle, pamuk ekim alanı ise son 10 yılda neredeyse yüzde 50 azaldı.

Türkiye’nin 2002 yılında pamuk üretim rakamı 850 bin ton iken 2012’de 550 bin tona geriledi.
 
PAMUK ÜRETİMİ NEDEN/NASIL ÇÖKERTİLDİ?
 Türkiye’de diğer tarımsal ürünlerde olduğu üzere pamukta da yaşanmakta olan sürecin dışşal nedeni ,ABD/AB’de uygulana gelen tarım politikaları sonucu, tarımsal ürünler ve girdilerde olağanüstü stoklara sahip olmasıdır. Batı ülkeleri, hem bu stokları eritmek, hem de üreticisini korumak ve zenginliğini sürdürmeye yönelik olarak başta UPF olmak üzere birçok örgüt aracılığıyla özellikle gelişmekte olan ülkelerin pazarlarını zorlamaktadır. ABD/AB gibi ülkeler, dünya pazarlarını zorlar ve / ya da ele geçirmeye çalışırken "Dünya Piyasa Fiyatları" nı öne çıkarırlar. Bu şekilde gelişmekte olan ülkelerde tarım ürünleri fiyatlarının buna baz alınması gerektiği dile getirilir.Oysa ABD/AB gibi gelişmiş ülkelerde üreticinin eline geçen fiyatlar ile borsa fiyatları arasındaki fark, devletçe karşılanır. Üretici her zaman borsada oluşan bu fiyatın üstünde ürününü değerlendirir. 

Batı’nın üçüncü dünya ülkelerinin tarımlarını çökertmek istemesinin bir önemli nedeni de siyasi kaynaklı. Çünkü aç kalan milletleri ve devletleri denetim altına almak kolaylıkla mümkün olabiliyor.

Anılan yaklaşım sonucu,Türkiye’de 24 Ocak 1980 kararları ile tarımda korumacılığın kaldırılması ve desteklemenin azaltılması istendi. İlk aşamada tarımsal ürün dışalımlarına konan gümrük tarifeleri, iç piyasayı terbiye etmek gerekçesiyle düşürüldü. 1980’li yıllardan sonra gelen bütün hükümetler, tarıma verilen desteklemeleri, göstermelik ve istikrarsız duruma getirdiler. Desteklemeler ise, Türkiye çiftçilerinin büyük çoğunluğunu oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler yerine dev tarımsal işletmelerin yaratılması doğrultusunda kullanıldı.

PAMUĞU KURTARMAK İÇİN İÇİN NE YAPILMALI?
•Devletin pamuğa özgü yeni bir destekleme politikasının devreye sokması gerekiyor. Bu desteklemede,doğrudan üreten çiftçi hedef alınmalı.
•Ulusal Pamuk Konseyi süs olmaktan çıkarılmalı. Piyasaya çiftçi lehine müdahale edecek konuma getirilmeli.
•İç piyasada lif pamukların iplikçiye emanete gönderilmesinin önüne geçilmeli .Çiftçilerin örgütlenerek çırçır işletmelerini kurmaları ile lisanslı depoculuk yapmaları sağlanmalı.
•Tarım Birlikleri yasası , doğrudan üreten   çiftçilerin birliği olacak şekilde değiştirilmeli.
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TC misafir 17 Nisan 2013 Çarşamba 15:06

burada yorum yapan yandaşlar umarım bu yazınızı okur da gerçeği belki kabullenirler çünkü burada her "tarım bitti, çiftçi öldü" deyişimde buna gülenler çok oldu ama bir de devlet kurumu olan tüik verilerine baksalar kralın nasıl "donsuz" dolaştığını görecekler.

Yorumu oyla      13      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva