Gönül Soyoğul
Bergama Cezaevi’nden, ‘Körfez tutukluları’ndan iki mektup…
7 Aralık 2011 Çarşamba

Bir süre önce gazeteci Ece Temelkuran, Habertürk’teki köşesinden ‘siz de sorun arkadaş’ diyerek soruyordu:
“2005’te terör suçu gerekçesiyle tutuklanan insan sayısı 273 iken ne oldu da bu sayı 2010’da 12.897’ye çıktı? Bu ülkede aniden hudayinabit gibi terörist mi yetişmeye başladı?
Dünyada terör gerekçesiyle tutuklu bulunan insan sayısı toplam 35.117. Türkiye’de aynı gerekçeyle tutuklu olan insan sayısı 12.897
(…) Yani yakalanan adama sahip çıkacak kadar sayıda adam kalmayacak dışarıda. Nedir bu öfke? Memleketin yarısını içeri atıp, diğer yarısıyla ne yapacaklar, sorun!”
 
Siyasal iktidarın bu toplama dayattığı “özel yetkili” ve “özel görevli” yargıların yaşamımıza egemen olmasıyla…
Yaşamımızın ceza kanunlarına ve ceza usul sistemine yerleştirdikleri “özel” maddelerle çevrilmesiyle bereketlenen topraklarımızın her yanından terörist fışkırıyor nitekim…
Kapatılan DGM’lerin devamı niteliğindeki… Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. Maddesi ile kurulan Özel Görevli/yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri ve bu mahkemelerde görevli özel yetkili savcıların da gayretli katkılarıyla, çok yakın gelecekte dünyada terör gerekçesiyle tutuklu insan sayısını tek başımıza geçebiliriz de hatta. (2011 rakamlarıyla belki de geçtik!)
Ve bu bereketli sayıya, İzmir’in katkıları da yadsınamaz elbet!
Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyonlarda da Özel Yetkili Mahkemeler devrede yargılanmak üzere tutuklananların bir bölümü (kadınlar) Bergama Cezaevi’nde, bir diğer grup erkek tutuklular da Buca Cezaevi’nde zira.
7 ay önceki ilk dalgada tutuklananların neyle suçlandıkları hakkında henüz net bilgimiz yok; çünkü, iddianame henüz hazırlanmadı.
İddianame hazırlığı bitmeden ikinci dalgada gözaltına alınıp tutuklananlar da şimdi ilk tutuklananların yanında ve neyle suçlandıklarını öğrenmek/savunma yapmak için (kimbilir kaç zaman) sıralarının gelmesini bekleyecekler.
 


Kasım ayındaki ‘Körfez Operasyonu’nun ikinci dalgasında tutuklanarak Bergama Cezaevi’ne konulan İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanlarından Tülay Tümay ile Pınar Çalışkan da bu sıranın gelmesini bekleyen iki kadın, iki anne.
Bir hafta önce, meslektaşlarım Ümit Yaldız ve Nedim Atilla ile birlikte Başkan Aziz Kocaoğlu’nu konuk etmiştik Ege TV’deki ‘Söz Meclisten İçeri’ programında.
İşte o programı, cezaevi koğuşunda izledikten sonra oturup mektup yazmışlar bana.
Neden bana? Yüzünü hayal meyal hatırladığım gencecik Pınar, “hassasiyetinizi bildiğim için duygularımı sizinle paylaşmak istedim” demiş ‘görülmüştür’ damgalı mahcup satırlarında.
Elime ancak dün akşam ulaşan mektupları uzun uzun, satır satır, tekrar tekrar… Programdan çıktıktan sonra okuyabildim.
“İhalesinde bile olmadığım, hiçbir ihale kararında imzam olmadığı halde ‘ihaleye fesat karıştırmakla’ suçlandım. Ben bunu anlayamadım Gönül Hanım. ‘Suç örgütüne’ üye olmuşum. Gönül Hanım, ben Genel Sekreter Pervin Şenel Genç ile ilk defa burada Bergama M Tipi Kapalı Cezaevinde tanıştım. Başkanımız Aziz Bey ile ilk defa burada kapalı görüştü konuştum. Ne bilirkişi raporlarında, ne de tespit edilen telefon görüşmelerinde hiçbirinde ismim olmamasına rağmen tutuklu olarak buradayım. Bu çok ağırıma gidiyor” diyordu Pınar Çalışkan.
‘Basit bir memurken, hiçbir yetkim yokken, benim suçum ne?” diye haykırıyordu satırlarıyla…
“İşlemediğim bir suç için günlerce nezarette kaldım. Tam savcıya ve oradan da hakime ifade verip kızıma, aileme kavuşacağıma inanırken, buraya cezaevine gönderilmenin şokunu hala yaşıyorum. Adalete olan inancımı yitirdim demek istemiyorum ama haksız yere bizlerin tutuklanması, ister istemez insanı bu düşünceye sevk ediyor. Aylardır suçsuz yere burada kalan Selen bebeğin annesinin, kendisini burada tanıdığım 214 gündür tutuklu olan Genel Sekreterimiz Pervin Şenel Genç’in vebalini, kızımın, yaşlı anne babamın, kardeşlerimin vebalini kim ödeyecek? Zaten ayrılmış bir anne babanın zorluğunu yaşarken psikolojisi bozulan 16 yaşındaki genç kızımın yaşayacağı travmanın vebalini nasıl ödeyecekler?” diye soruyordu Tülay Tümay da.
“İşlemediğim bir suçtan dolayı burada kalmak ne kadar acı, tarifi bile yok” deyip… Allaha dua edip gerçeklerin biran önce su yüzüne çıkmasını istemekten başka çaresi kalmadığını yazıp “Allah hiç kimseye bunları yaşatmasın” duasıyla bitirdiği mektubunda…
*
AB’ye uyum sürecinde DGM’lerin kaldırılıp yerini Özel Yetkili Mahkemelerin alması 2004 yılında, yani AKP iktidarında gerçekleştirildi. Bu yüzden de…
Yayımlanmamış kitapların imhasından, sonu gelmeyen tutukluluk sürelerine, kimin başına ne geleceğinin bilinmeyişinden toplumu saran korkuya kadar… Hepsinin nedeni, bu yargı düzeninin eseri.
Hal böyleyken “Biz yargının işine karışmayız” denmesi ise… Hakikaten çıldırtıcı. Çünkü bu sistem, bizatihi AKP’nin ürünü.
Buna rağmen, bu uygulamalardan rahatsız olduklarını kamuoyundan gizlemeyen, basınla paylaşan Ak Partililer de var.
Mesela… Operasyondan sonra görüşünü soran gazetecilere, Kültür ve Turizm Bakanı, İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay; çoğunluğu üst düzey bürokrat belediye personelinin sabahın erken saatlerinde polis tarafından evlerinden alınmasının yanlış olduğunu ve özel yetkili mahkemelerin bu noktada hata yaptığını savunarak şöyle demişti:
“Diyorlar ki 3 gün gözaltına aldık, 3 sonra da bıraktık. Ne var bunda? İnsan hayatında değil üç gün, bir saatlik gözaltının bile psikolojisini ve yaratacağı travmayı ölçemezsiniz. O kişilerin o saatlerde neler yaşadığını, eşinin,çocuklarının ne hissettiğini, nasıl strese girdiğini hesaba kattınız mı? Ortada bir suç varsa, bu insanlar devlet memurudur. Çağırırsınız, ifadeye gelirler.”
Şimdi… Bunları sizinle paylaştığım gibi…
Tülay Tümay ile Pınar Çalışkan’a da yazacağım. Bana yazdıkları mektuplara cevap verirken, onlara sabır ve metanet ama ille de “hukukun hakim olması ve adaletin gerçekleşmesi için” umutlarını kaybetmemelerini dileyeceğim.
Ve naçizane, tüm kabineye; tıpkı bana yazdıkları gibi, “kalplerinden geçtiği gibi” yazmalarını önereceğim.
Her fırsatta tutukluluk sürelerinin cezaya dönüştüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Gül’e, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a bilhassa…
Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemeleri ve bu mahkemelerdeki temel insan haklarına aykırı uygulamaları, haksız tutuklama kararlarını ve uzun tutukluluklara ilişkin itirazları, bir de bu iki annenin satırlarıyla tartsınlar, hissetsinler diye…
Yararı olur mu?
Hiç sorumlusu olmadığım halde… Ben dün geceyi uykusuz geçirdiysem… Yatak, diken olup battıysa sırtıma…
Belki… Belki onlar da…
Neden olmasın?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 17 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
sıtkı 30 Aralık 2011 Cuma 14:56

kardeşim eğer böyle birşey var ise levent beyi o makamda başkan hala neden tutuyor yanlışda neden ısrar ediyor yada başkanla görüşmek nden bu kadar zor anlamıyorum bence başkan haftada birgün halk günü yapmalı inanın bu halktan duyacağı çok şey vardır bu kadar ulaşılamaz ise bilmediği çok şey vardır diyorum başkanıma buradan çağrı yapıyorum başkanım halk günü yapın lütfen bu gibi uyarı yapan kişileri dinlemek sanırım operasyon geçirmekten daha iyidir saygılarımla

Yorumu oyla      12      6  
HASAN ŞİFA 19 Aralık 2011 Pazartesi 18:39

HANFENDİ BU OPERASYONLARIN HELE İKİNCİSİNİN TEK SUÇLUSU ÖZEL KALEM LEVENT BEYDİR BU İNSANLARIN NEYLE SUÇLANDIKLARI ÇOK AMA ÇOK ÖNEMLİ SUÇLANDIKLARI HERŞEY ÖNCEDEN HABAR ALINIPDA BAŞKAN YADA İLGİLİLER TARAFINDAN YARGIDAN ÖNCE MÜDAHALE KURUM İÇERİSİNDE YAPILSAYDI YARGIYADA ASLA İŞ DÜŞMEYECEKTİ VE BÜTÜN BU OLACAKLARI BAŞKANA HABAER VERMEK İSTEYEN KİŞİ YADA KİŞİLERİ LEVENT BEY BİZZAT ENGELLEMİŞ VE KESİNLİKLE GÖRÜŞTÜRMEDİĞİ GİBİ KENDİSİDE GEREĞİNİ YAPMAMIŞTIR BU ADAM KİMİN YADA KİMLERİN ÖZEL KALEMİ

Yorumu oyla      13      6  
ahmet 12 Aralık 2011 Pazartesi 10:46

Yukarıda isimlerini yazdığınız insanlar bu ülkeyi yönetiyorlar.Hemde yıllardır.Onların partisinden olanların başına bu durumlar gelmiyor.Neden bu insanlar özgürlük dileniyor ,niye yalvartılıyor,birilerinin şefaatine muhtaçlar neden ?.O isimlerin üzüldüğü filan yok.

Yorumu oyla      15      6  
izmir 9 Aralık 2011 Cuma 09:11

Gönül hanım elinize sağlık, bu Özel Yetkili Mahkeme yargılamalarına değinen köşe yazarı maalesef parmakla gösterilecek kadar az . İktidarın urunu olan bu mahkemeleri yine bu iktidarın kaldıracağına inanmak saflıktan başka bir sey değil ,hele hele iktidar milletvekillerinin buna karşımış gibi toplumun yüzüne baka baka yalan söylemeleri ,gerçekten çok acı.

Yorumu oyla      26      6  
Y.T 9 Aralık 2011 Cuma 09:07

Bu güzel yazınız için teşekkürler.

Yorumu oyla      24      6  
sultantazegul 9 Aralık 2011 Cuma 08:51

sayın Hüseyin Kaya içerde olanlar o kadar mutlu ve mutluluktan göbek atıyorlarsa dilerim yüce rabbimiz seni de oraya düşürsün ki göbek mi atılıyor yoksa kahrından dert sahibi olunuyor yaşa. sonra da insanların acılarıyla dalga geçmenin .........yaşa

Yorumu oyla      24      6  
aynur 9 Aralık 2011 Cuma 08:50

HÜSEYİN KAYA her kimsen inşallah senin varsa karının kızının başınada aynı şeyler gelsin

Yorumu oyla      28      7  
8 Aralık 2011 Perşembe 20:57

BİZİM İÇİMİZ YANIYOR...PIRIL PIRIL ÜÇ KADIN PARMAKLIKLAR ARDINDA. NEDEN BİLİYORMUSUNUZ? SİZİN GİBİ(HÜSEYİN KARA)ÖRÜMCEK AĞLARIYLA ÖRÜLÜ ENBESİL BEYİNLER YÜZÜNDEN. ONLARIN TEK ŞUÇU EN LAYIĞIYLA 657 SAYILI DEVLET MEMURLUĞU YAPMALARI.FAZLA SÖZE GEREK YOK.

Yorumu oyla      24      6  
8 Aralık 2011 Perşembe 20:40

pınar çalışkan vede tülay tümay o kadar mükembel vede iyi insanlar ki suçsuz yere içeride olmalarına katlanamıyorum ama unutmasınlar bizler çalısanlar arkadasları sevdikleri her zaman yanlarında olucagız sizler yanlız degilsiniz bizler yanınızdayız sizleri seviyoruz

Yorumu oyla      26      6  
8 Aralık 2011 Perşembe 17:54

İÇİMİZ YANIYOR HEPİMİZİN TÜM BELEDİYE ÇALIŞANLARIN İÇERİDE SUÇSUZ GÜNAHSIZ SU KADAR DURU OLAN CAN ARKADAŞLARIMIZIN BİR AN ÖNCE YANIMIZDA OLMASI İÇİN BU MEKTUPLARI OKAYAN HERKEZDEN DUA ETMESİNİ İSTİYORUZ 2SİDE MELEK GİBİ İNSANLAR

Yorumu oyla      27      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Gönlüm hep seni arıyor neredesin?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmirli giderek kendini daha kötü hissediyor
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Tire pazarında…
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İsrailli çocuklara mektuplar (2) Barış sizin elinizde çocuklar!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Yaşamak...
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
19’undaki genç, dedesi yaşındaki adama nasıl yumruk atar?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva