Baykal’’ın Nalbantoğlu darbesinden sonra İzmir’’in ezberi bozuldu. Herkes şaşkın bakışlarla birbirine yanıtsız sorular soruyor.’¶

İyi de şimdi ne olacak? İl başkanı kim olacak?

Nasıl olacak? Kim/hangi kriterlere göre belirlenecek.

Nedeni, niçini, nasılı bol bir süreçten geçiyoruz anlayacağınız.

 

CHP’’lilerin önemli bölümü gelinen noktada; ’“Ben bilmem, Baykal bilir’’ diye yanıt verse de bu soruya, yine de bazı sorular cevapsız kalıyor.

’‘Ben bilmem’’ diyenler haklı.

Baykal bilir, biz bilmeyiz. Üye bilmez, delege bilmez, belediye başkanı, ilçe başkanı, milletvekili bilmez. Sadece Deniz Baykal bilir’…

Çünkü, Nalbantoğlu’’nu al aşağı ederek İzmir’’i allak bullak eden de o, yerine gelecek kişiyi bilen de o.

O nedenle bu türden sorulara ben de aynı yanıtı veriyorum.

Üstüne bir de fal tavsiye ediyorum. Çünkü CHP’’nin 27 Şubat’’taki il başkanını tahmin etmek için bildiğim başka bir yol yok.

Siyaset, belirli kuralları olan bir yönetim bilimidir. Ve bir adım sonrasını görmek için bilimsel verilere sahip olmanız gerekir.

Karşı tarafta hangi hesapların yapıldığını, hangi değişkenlere göre neyin/nasıl değişeceğini, hangi faktörlerin ikili yarış için rol oynadığını/oynayacağını öngörebiliyorduk.

 

Ama gelinen noktada Baykal darbesi, tüm bilimsel verileri yerle yeksan etti. Ve şu anda yeni il başkanını tahmin etmek fallarla, falcılara kaldı.

Ve bu noktada devreye astroloji bilimi giriyor. Söz de göz de kulak da falcılarda’…

Aziz Başkan’’a yetki verilmiş, Susam’’ın yetkileri Selçuk Ayhan’’a verilmiş, ekip gardını alıp bekliyormuş, Karşıyaka’’dan, Urla’’dan, Narlıdere’’den, Balçova’’dan aday belirleme hamleleri, kozmik planlar yapılıyormuş.

60 binin üzerinde üye oy kullanmış, 14 binden fazla kişi delege olmak için çabalamış, 7 bin 400 kişi ilçe kongre delegesi, 620 kişi il kongre delegesi, 30 kişi ilçe başkanı seçilmiş kime ne?

Hepsi hikaye’… Ben ne dersem o olur mantığı, iki dudak demokrasisi varken’…

Belki de İzmir’’in yeni il başkanı Deniz Baykal’’ın son gece rüyasında gördüğü isim olacak?

Kim bilir?

Politik analizlerle siyaset bilimine yön vermeye çalışan bir yazar olarak ben de bugün size yardımcı olmak adına, kahvemi yudumlayıp, CHP’’yi düşünerek kapattım ve 27 Şubat falı baktırdım.

***

Örgütün büyük bir sarsıntı geçirdiği hemen çıktı falda. Bazılarının yüreği fena kabarmış.

Çok sayıda laf, dedikodu’…

İkiyüzlü birilerinden söz etti falcımız. Herkese mavi boncuk dağıtıp, birilerinin altını oymaya çalışmışlar ve başarılı da olmuşlar. Sudan çıkmış bir balık var’… Birileri sanki o duruma düşmüş.

Baş harfi A olan yüksek makamlı birinin etrafında dönmeye başlamış olaylar’… Herkes A’’yı aslında ne kadar sevdiğini anlatıp, yalakalık yapıyormuş.

Çok sayıda şaşkın’… Çok sayıda kafası karışık insan varmış. Sürekli laf, sürekli kulis, dedikodu’…

Ve bazılarına yol görünüyor. Ne uzun ne kısa’… 500 mü desem 600 mü desem o kadar kilometrelik bir yol.

Baş harfi A olan bir kente gidip, baş harfi D ya da B olan biriyle görüşmeye gidiyorlar. Üç-dört kişi bunlar.  

Biraz yaşlı ve huysuz bir ihtiyara benziyor bu görüşülecek kişi’… Ama son derece dinç’… Astığı astık, kestiği kestik’… Sportif görünüşlü, hafif göbekli’…

Yüksek katlı bir binanın 10. katına çıkıp, Obama’’nın oval ofisini andıran odaya giriyorlar. İp gibi diziliyorlar D ya da B harfli ihtiyar delikanlının karşısına...

Aralarından biri söz alıp bir şeyler anlatacak, sonra cebinden bir kağıt çıkarıp önüne koyacaklar bu makam sahibi büyük insanın.

Dört ya da beş kişinin adının yazılı olduğu bir kağıt bu’…

Önüne konulan listeye bakıyor bizim ihtiyar delikanlı. Ve bazılarını hemen oracıkta çiziveriyor’…

Kalanlar için de kafa sallıyor. Sanki ’‘ben size dönerim’’ gibi bir şeyler söyleyip, ’‘hadi kardeşim işinize bakın’’ gibi laflarla yolcu ediyor oval ofisinden’…

Sonra Ö ya da S baş harfli birini çağırıp, bir şeyler söylüyor. Ö ya da S baş harfli kişi ’‘kafa sallayıp’’ ’‘emriniz olur’’ gibisinden cevap veriyor.

Daha sonra ne mi yapıyor?

’‘O piti piti, karamele sepeti, terazi lastik, jimnastik’’ diyerek parmağını kağıttaki isimlerden birinin üzerinde sabitliyor. Yaptığını beğenmemiş olacak ki, ’‘portakalı soydum, baş ucuma koydum, ben bir yalan uydurdum, duma duma dum’’ gibi bir tekerlemeyle ikinci kez deniyor. Yine aynı ismin üzerinde duruyor parmağı’…

’‘Kadın mı desem, erkek mi desem, ihtiyar mı desem, genç mi desem’’ diye klasik falcı muhabbeti yapıyor falcımız. Ama adayı tam göremiyor.

 

Aradan kısa bir süre geçtikten sonra, yaverleri marifetiyle S baş harfli İzmirliye telefon ediliyor. S baş harfli makam sahibi İzmirlinin eline bir kağıt tutuşturup, tez vakitte İzmir’’e ulaştırmasını salık veriyor.

A baş harfli kişi biraz sızlansa da S baş harfli kişiyle yaptığı konuşmadan sonra ’‘tamam, ne yapalım’’ der gibi kafa sallıyor.

Sonra üç isimli başka bir makam sahibi ortaya çıkıyor. A baş harfli kişiyle kafa kafaya veriyorlar. Sanki birileri başka planlar yapıyor. Ama falcımız bu planın ayrıntısını tam göremiyor.

Bir kamikazeden söz ediliyor sadece’…

 

Umarım yardımcı olabilmişimdir. Mevcut verilerle ancak bunu yapabiliyorum çünkü’…