Ümit YALDIZ
Bakan mı haklı başkan mı?
21 Mart 2013 Perşembe

Ulaştırma-Denizcilik-Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın muhtar toplantısındaki ‘hicap’ çıkışı, Başkan Kocaoğlu’nun 24 saat geçmeden verdiği ‘şeref’ yanıtı yerel seçim 2014’teki büyük yarış öncesi ‘ısınma hareketleri’ olarak geçti kayıtlara.
Maratonun ilk etapları koşulmaya başlanmıştı. Başkan Kocaoğlu önüne yuvarlanan topa iyi vurmuş, yarışın hemen başında birkaç adım öne geçmişti.
Ama adı üzerinde maratondu koşulan… Uzun ve yorucu bu yarışta daha çok etap koşulacaktı yani. Hicap/şeref polemiğinden sonra 2. kapışma ne zaman diye beklerken… İzmir’in ‘Bitmeyen senfonisi’ metro mevzu-unun yeniden hortlaması büyük yarışın 2. etabı olmaya fazlasıyla adaydı. Haftanın ilk iş günü şöyle bir haber düştü ajanslara… İzmir metrosundaki çalışma yine durdu. Sebep?
Ankara’da 7 aydır çıkmayan bir onay yüzünden durdu. İstanbul metrosu için sadece 4 günde alınan onay İzmir’e 7 aydır verilmedi’ ifadeleriyle süslenen haber İzmir’de ara ara nükseden üvey evlat sendromunu tetiklemeye yetecekti.
 “İzmir’e farklı, İstanbul’a farklı” işlem yapılması, İzmir’e şaşı bakılması hatta ‘üvey evlat’ muamelesi yapılmasıydı haberin gizli öznesi. Yerel siyasetin kabak tadı veren metro tartışması temcit pilavı gibi ısıtılsa da Bakan Yıldırım, kabinesine yönelik eleştiriyi savuşturup Kocaoğlu’na da müthiş bir salvo yapma fırsatı yakalıyordu.
Nasıl mı? Tabi ki biz gazeteciler sayesinde…
Aslında İzmir, farklı muameleye alışık bir şehirdi.
Ne de olsa teleferik ihalesinin kesinleşmesi için KİK’i 3,5 yıl beklemişti. Aynı KİK Yeni Fuar Alanı’na 7 ay sonra ‘tamam’ diyebilmişti. Geçmiş dönemde ‘can ve mal kaybı’ tehdidine rağmen metro çalışmaları ‘fason’ şirketlerin başvurularıyla durdurulmuş ancak yargı kararıyla başlanabilmişti işe. Kentsel dönüşüm yasasından çok önce bakanlar kurulu onayına gönderilen 9 adet dönüşüm projesine aylarca onay alınamamıştı. (Melih Gökçek’in talebi 1 günde onaylanmışken)
Ve tramvay projeleri… Hala DPT’den onay bekliyordu. 
Pek çok örnek Ankara’nın İzmir’e bakışını anlatmaya yetiyordu.
Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekirse İzmir’in kabinedeki tek bakanı Binali Yıldırım hizmet söz konusu olduğunda partizanca davranmıyordu.
Aksine yatırımı yapan CHP’li belediye de olsa gereken desteği sonuna kadar veriyordu. Ama yetmiyordu işte… Yıldırım’ın desteği her zaman yeterli olmuyordu. Bu olayda da olmamıştı.  
Yıldırım’ın defaten bakan arkadaşlarından rica etmesine rağmen kabinedeki imzaların tamamlanması 7 ay sürmüştü. Oysaki aynı kabinenin Melih Gökçek’in, Kadir Topbaş’ın taleplerine birkaç günde yanıt verdiği pek çok kez vakiydi.
Metro inşaatındaki keşif artışı talebi onaylanmadığı için tamamen duran çalışmalarda hükümetin suçlanması karşısında sessizliğini bozan Yıldırım, önce yazılı açıklama yaptı. Sonra seçilmiş/seçkin bazı gazete yöneticileri bizzat aradı. “İzmir’e ayrı, İstanbul’a ayrı muamele iddiası külliyen yalan. İstanbul’daki devir işlemlerinden kaynaklı keşif artışıydı. O nedenle 4 günde bitti. Hatta bizim de DPT’den bekleyip de 7 aydır alamadığımız onay var” dedi ilaveten.   
Bakan Yıldırım’ın ‘töhmet altında’ kalmasından kaynaklı üzüntüsünü de anlıyorum. Kaldı ki bu süreçte hiçbir kusuru, günahı olmayanlardan biri de Bakan Yıldırım’dır. (Bunu Kocaoğlu da teyit ediyor çünkü)
Ama benim takıldığım nokta bu haberin faturası Aziz Kocaoğlu’na nasıl kesildi ve metro inşaatının tamamen durmasını anlatan haber neredeyse İmralı tutanakları gibi ‘sızma/sızdırma’ polemiğine nasıl dönüştü?

Haber İzmir’in başarılı belediye muhabirlerinin imzasını taşıyordu
Ve haberde Aziz Kocaoğlu’nun tek satır görüşü/demeci yoktu.  
Onay krizi üzerinden siyaset yapma fırsatını neden teptiği iki gün sonraki yanıtında gizliydi.
’Onay konusunda Sayın bakanla görüşmüş, anlaşmışken haber yaptırıp ayağımıza kurşun mu sıkalım’ ifadesi yeterince açıktı aslında.
Peki, nasıl oldu da bu iş Kocaoğlu-Yıldırım düellosuna dönüştü?
Evet, yazılı açıklama yaparak İzmir’i diğer kentlerden ayrı tutmadıklarını anlatmaya çalışan üzerine bazı gazetecileri arayarak iletişim kanallarını bizzat yönetmeye soyunan Yıldırım, hükümeti tepe koyan haberin Kocaoğlu’ndan ya da Büyükşehir’den sızmış olduğunu düşünebilirdi Ve verdiği yanıttan anlaşılan da buydu açıkçası…
Benim takıldığım nokta bu konuda kalem oynatan meslektaşlarım, İzmir medyasının ‘ağır ağabeyleri’nin tutumlarıydı.
Manşetlerine taşıdıkları haberin altında muhabirlerinin imzası varken o habere ‘Büyükşehir açıklaması’ süsü vermek ya da Kocaoğlu’nun görüşü muamelesi yapmak nedendi?
Tabi ki habere bu muamele yapılırsa Bakan Yıldırım’ın açıklamasına da ‘Kocaoğlu’na yalanlama, Büyükşehir’e açıklama’ başlığı atılabilirdi.
Hatta ‘Bakan haklı çıktı’ manşetiyle durum toparlanabilirdi.
Evet, bence de bakan haklı… Ama haksız olan bizleriz. Yani biz gazeteciler.
Metrodaki onay krizi üzerinden yapılan tartışmada ne yazık ki İzmir medyası iyi bir sınav veremedi. Oysaki biraz araştırsalar o haberin 3–4 gün önce meclis toplantısı sonrasında meraklı bir gazetecinin yani işini iyi yapan bir muhabirin ilgili bürokrata ‘metroyu sorması’ üzerine verilen ‘çalışmalar durdu’ yanıtıyla şekillendiğini öğrenirlerdi.
İzmir metrosundaki çalışma şu veya bu gerekçeyle durmuşsa yerel medya için bu birinci sınıf haberdir. Çalışmanın neden durduğunu araştırmak, başka örneklerle kıyaslamaksa bizim mesleğin olmazsa olmaz gereğidir.  
Tabi ki İzmir gibi yıllara dayanan üvey evlat sendromunu yenememiş bir kentte bu örnek AK Parti’ye zarar verecektir. Bakan Yıldırım’ın çırpınışı biraz da bundandır.
Ama bana göre yapılması gereken İzmir medyasına doğrudan mesaj vermek değil Ankara bürokrasisine sağlım bir İzmir ayarı vermektir.
Soruşturma, müfettiş söz konusu olduğunda ‘aceleci’ davranan ama kentin lehine projeler olduğunda ağırdan alan, sümen altında tutan Ankara bürokrasisine…
İzmir’in siyasi ağabeyi Bakan Yıldırım’ın kentin zaten hassas olduğu ‘üvey evlat’ psikolojisi dağıtmak için izlemesi gereken yol bence budur. Başta içişleri bakanlığı personeli olmak üzere kabineye İzmir’in hassasiyetleri konusunda brifing vermek.
 
Kentsel dönüşüm projelerini ele alalım mesela…
Büyükşehir Belediyesi aylarca onay bekledi.
Kamuoyu baskısı, soru önergesi, medya sorgusu…
Sonuçta 5-6 ay kadar önce projeler onaylanmaya başlandı.
O ana kadar ‘neden projeler onaylanmıyor’ diye Ankara’ya ekşiyen biz gazeteciler şimdilerde ‘neden onaylanan projeler hayata geçmiyor’ sorusunu sorabiliyoruz.
Yani Ankara bürokrasisinin işgüzarlığı yüzünden İzmir’de oluşan ve daha çok CHP gemisinin yelkenini şişiren mağduriyet rüzgarı dağılınca herkes yaptıklarıyla ya da yapamadıklarıyla sorgulanabiliyor.
Bilmem anlatabilmişimdir efendim.
Şimdi size soruyorum.
Bakan mı haklı başkan mı?

Bence her ikisi de haklı… O zaman… Haksız olan bizleriz. Yani gazeteciler.

Not: Bahar bayramınız kutlu olsun. Üstümüzde dolaşan kara bulutlara inat, içinizde çiçekler açsın.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Seyfi ÜLKER 22 Mart 2013 Cuma 15:49

Hükümenin İzmire Yapmaya çalıştığı hemen her yatırımı yargıya taşıyan zihniyete ne demeli?

Yorumu oyla      11      9  
macit 22 Mart 2013 Cuma 08:10

bana vatan lazım vatan ne metro ne fuar bana ülkemde 5 tane daha izmir lazım bakanlarla değil vatanla ilgileniyorum

Yorumu oyla      27      9  
taş üstüne taş koyamayan AZİZ 22 Mart 2013 Cuma 01:53

aziz gitsin binali gelsin bıktık artık bu belediyeden yeter hala özfaturanın yaptıklarınla ayakta kalmaya çalışan bir izmir istemiyoruz. gelelim istemezük çülere sayın aziz konak tünelinle niye uğraşıyorsun. yahu anladık elinden gelen bir şey yok , beceri yok , kabiliyet yok, ekip yok. bırak bari adamlar yapsın. metroyu devret yeter artık bitsin. teleferik i bırak 6 yıldır hasretiz, onuda yapsınlar. bir işe yaramıyorsun diyorlar ya evet bir işe yara elini ayağını çek tüm işleri devret. YETERR

Yorumu oyla      19      17  
private35 21 Mart 2013 Perşembe 20:36

bende bişey öğrendim hayattan vicdanlı olacaksın ve hak yemeyceksin.kimin için azasan yaz.

Yorumu oyla      19      7  
Bilen Varsa Söylesin 21 Mart 2013 Perşembe 18:43

Yeni Fuar alanı inşaatına giriş yolunu kapatan Karayolları Bölge Müdürü kime bağlı ? BİLEN VARSA SÖYLESİN. Yahu Sayın Baknım bizi saf yerine koymayın.

Yorumu oyla      36      13  
AK Partili Yorumcu 21 Mart 2013 Perşembe 18:18

Öncelikle vuruş sayısından tasarruf yapmak istedim yorumumda. Sonra da sizlerle uzun mesai arkadaşlığımızın bana öğrettiği bir şeyi hatırladım. Hepimiz olduğumuz yerde mıh gibi çakılmak için argümanlarımızı diğerlerimizle, kendimiz için paylaşıyoruz. Mektepte hoca Dadaizm’i anlattığında o zamanki aklımla demiştim ki insanlar bir daha kendilerini bu ruh haliyle anlatmak zorunda kalmazlar herhalde. Yanılmışım, büyük konuşmuşum. Kaderde İzmir’de yaşamak varmış. Sonuç derseniz Kocaoğlu haksız.

Yorumu oyla      20      29  
private35 21 Mart 2013 Perşembe 17:43

buna bile adam gibi yorum yapmaktan acizsin Ak partili yorumcu.Mesele şu aziz başkan bu işi bitirmek için bakanı aramış her zaman ki inceliğiyle ama haber sızınca bakan için kötü bir durum ortaya çıkmış çünkü engelleyen konumunda, aziz başkanda sızdırıldığı yada yazıldığı için üzgün.Ama ne olursa olsun yazıda da belirtildiği gibi bekleyen yine izmir, kaybeden kim kazana kim.Niye onay verilmiyor projelerde izmir e eziyet ediliyor? esas soru bu, bilmiyorum bu kadar cümleyi anlayabilecekmisin.

Yorumu oyla      34      13  
izmirsever 21 Mart 2013 Perşembe 17:40

AK Partili Yorumcu. Siyasi düşünme, objektif düşün (tabi becerebilirsen) VE AÇIKLA NEDEN BAKAN HAKLI?

Yorumu oyla      35      11  
AK Partili Yorumcu 21 Mart 2013 Perşembe 16:40

Bana göre bakan haklı. CHP’lilere göre Aziz Kocaoğlu haklı.

Yorumu oyla      18      33  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Çiğli Güneş Ülkesi
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Latife Hanım çam devirince!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (3): 'Dans eden ayılar' ve 'Sokak hayvanları'
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Eskidendi çok eskiden...'
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva