Hoşsohbet onda. Güler yüz onda. Çocukla çocuk, büyükle büyük olmak, 7’’den 77’’ye herkesle iyi geçinmek onda.

Açılış mı var, orada; elinde makas, hazırda.

Düğünde/cenazede, acıda da mutlulukta da herkesin yanında.

Başı sıkışanın da, dara düşenin de arkasında.

Tanıyanı/seveni çok, düşmanı yok bir isim.

Eskilerin deyimiyle, tam bir ’‘geçim insanı’’ kısacası.

Necip Kalkan’’dan söz ettiğimi anlamışsınızdır sanırım.

15 yıldır İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanlığı görevini yürüten, her seçim öncesi sınırları zorlayıp son dakika maharetli dönüşleriyle koltuğunu kimselere kaptırmayan sevgili Kalkan, tam seçim öncesi, öyle sıkı bir dönüş daha yaptı ki, biz gazetecilerin bile başını döndürdü. Ve dahası, bizden bir kuşak daha deneyimli olan siyasetçileri de şapa oturttu.

Yıllardır ’‘gong sesine aşık’’ olduğundan dem vurup, TBMM’’de Meclis Başkanlığı yapmazsa gözünün açık gideceğini söylemekten hiç gocunmayan, bir çocuk gibi Meclis hayaliyle yanıp tutuştuğunu aleni itiraf eden, ’‘görev verilirse kaçınmam’’ diyen gizli narsistlere inat bu açık boyacılığıyla şahsen benim bile kalbimde yer bulmuş olan Necip Kalkan, çocuksu denilecek sınırları bu kez fazlasıyla aştı ama’…

 

Milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa edip etmediğini soran gazetecilere, saat 17.00 olan yasal süre dolduktan sonra, ’“Eldeki kuş daldaki kuştan iyidir’” yanıtı verip ’“24 yıldır meclis üyesi, 15 yıldır da başkanı olarak hizmet verdiği İTO’’dan ayrılmanın kendisi için zor bir karar olduğu’” açıklamasını yapan Kalkan, ne olduysa artık’… Ertesi sabah güne ’‘aday adayı’’ olarak uyandı. Kafaları karıştırdı.

Adaylık başvuru süresi bittiğinde gazeteciler dahil yakın çevresine ’‘yeşil ışık’’ göremediği için adaylıktan vazgeçtiği açıklaması yapmasına rağmen nasıl aday adayı olmuştu?

’‘Yasal süre engeli’’ni nasıl aşmıştı?

Cevap çok kısa sürede ortaya çıktı. Dünya küçük, İzmir’’se minyatür bir yerdi nihayetinde, değil mi?

’‘Son dakika manevraları’’yla ünlü sevimli Meclis Başkanımız, istifasını vermeyip ’‘bir resmi başvuru numarası’’ almış, ertesi gün de o resmi başvuru numarasının içeriğini ’‘görevden istifa’’ ile doldurmuştu.

Arkadan dolanarak aday adaylığı başvurusu yapmasının ’‘yeşil ışığı geç gördüğü için’’ olabileceğini düşünmüştük biz de herkes gibi. Son ana kadar CHP’’den ’‘tamamdır’’ mesajı beklediğini, ancak gelmediği için aday adaylığından vazgeçtiğini, sabaha kadar düşünüp, kimi yerlerle istişarelerden sonra risk alarak cesur bir hamle yaptığını falan’…

Şimdi duyuyoruz ki, son dakika hamlesinin bir nedeni de, kimi isimlerin onun yerine meclis başkanlığına aday olmasını engellemekmiş.

Daha açık bir ifadeyle, amaç:

Kalkan’’ın yerine göreve talip olmayı düşünenlerin ’‘Kalkan meclis başkanlığını bırakmıyor’’dan hareketle İTO Meclis Üyeliklerinden istifa edip milletvekili aday adayı olmalarını sağlamak, böylece gelecekte Ekrem Demirtaş’’a başağrısı olabilecek isimlerin önünü kesmek.

İzmir kulislerinde yoğun şekilde seslendirilen bu planı duyunca şapkam havaya uçtu demek az kalıyor, inanın!

 

 2005’’te Yeni Asır’’a verdiği bir röportajda, "1974'te Adalet Partisi'ne kaydoldum. O gün bugündür bu partideyim. Taş, yerinde ağırdır. İnşallah, 31 yıldır bekçiliğini yaptığım siyasi partinin milletvekili olmak nasip olur. Özfatura döneminde belediye meclis üyeliği yaptım. O dönemde de meclis başkan vekilliği yaptım. Tokmağın sesi hoşuma gidiyor. 'Oturumu açıyorum çoğunluğumuz vardır' demenin hazzı bambaşka. Nasip olur da gidersem TBMM'de de meclis başkan vekilliğine talip olacağım" diyen sevgili Necip Kalkan, bugün AKP rozetini taktı ceket yakasına.

Meclis’’e, 37 yıldır bekçiliğini yaptığı ve iki kez de adayı olduğu partiden girme şansının olmadığını anlayınca, (iyi biliyoruz ki) dümeni CHP’’ye kıran, lakin umutlu bir cevap alamayınca, bu kez ters yol AKP’’ye doğru yelken açan Necip Bey’’in salon/balkon ayakta bu partinin aday sıralamasında yer alıp alamayacağını, alırsa hangi sıralarda yer bulacağını bekleyip göreceğiz elbet.

 ’“Ak Parti’’ye karşı ’‘acaba’’ diyenlerin endişelerini gidermek, yapay korkuları yok etmek, ’‘Acaba’’ diyerek sekiz yılda fikrini değiştirmeyenlerin fikrini değiştirmek için yola çıktım’” iddiasıyla adaylık başvurusunu yapan Necip Kalkan, ’“Ak Parti’’yi İzmir’’de birinci parti yapmanın bir parçası olmak için çalışacağını’” söylemiş katılım töreninde.

Bir gecede fikir değiştiren birinden, 8 yıldır fikrini değiştirmeyenleri hangi yaratıcı buluşlarla nasıl ikna edeceğini heyecanla bekliyoruz biz de.

Ağzımızın kenarına taktığımız tebessümle izliyoruz ’‘daldaki kuş’’ olma uğruna kanat çırpışlarını. Çırpınışlarını’…

Yere çakılmadan varırsa Ankara semalarına, onun adına seviniriz de elbet.

Sonuçta kimlerin ’‘nasıl aday yapılıp yapılmadıkları’’yla ilgili ibret/dehşet verici öykülerle dolu heybelerimiz.

Birinin daha o heybede ’‘şaşırtmaca’’ ile yer alması’…

Ne fazladan üzer bizi, ne de şaşırtır açıkçası’… Ne hazindir ki’…