Günlerden Salı’ydı ve…

CHP’nin TBMM’deki grup toplantısı tıklım tıklımdı…

Üç gün önce…

74 yaşına giren Altıok’un lideri Kılıçdaroğlu…

O heyecanlı toplantıya…

Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle…

Hakkında…

Hapis ve siyasi yasak kararı verilen…

İstanbul’un Reisi Ekrem İmamoğlu’yla birlikte geldi…

Bu bir ilk’ti!

Hükümeti hedefleyerek, Türkiye’ye seslendi:

“Baba-oğul gibiyiz, kendisi CHP’nin olduğu kadar benim de evladımdır, ona sahip çıkmak boynumun borcudur… İmamoğlu size büyük lokma, boğazınıza takılır boğulursunuz…”

***

Döneceğiz, kürsünün önündeki gelişmelere…

***

Madem 74 yaşındaki CHP Lideri…

52 yaşını süren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na…

Bu kadar içten…

“O da benim evladımdır…” diyorsa…

Bu hem kıvançtır hem de…

İmamoğlu’nun…

Kılıçdaroğlu’nun gönlündeki ve gözündeki özel isimdir…

Ve…

Her baba ile oğul’un bir “romanı” vardır!

Edebiyat dünyası…

Böylesi “Baba-Oğul” bestseller’ları ile doludur…

İlk akla gelen ise…

Kuşaklar arası kavganın adı olarak anılan…

Sovyet Turgenyev’in “Babalar ve Oğullar” romarıdır…

Nobelli yazarımız Orhan Pamuk’un unutulmaz eseri…

“Babamın Bavulu”nu okumalısınız…

Heinrich Böll’ün “Babasız Evler” eseri kalbinizde derin izler bırakır…

Çok yakından tanıdığınız…

Reşat Nuri Güntekin’in kuşaklar arası çatışmaları anlatan…

“Yaprak Dökümü” tek kelimeyle ibretliktir…

Ayrıca…

Yusuf Atılgan’ın “Aylak Adam”ı…

Hasan Ali Toptaş’ın “Kuşlar Yasına Gider” adlı eseri…

Samet Ağaoğlu’nun, “Babamın Arkadaşları”…

Filiz Ali, mesela…

Babası Sabahattin Ali’yi yazmıştı: “Filiz Hiç Üzülmesin”…         

Hepsinde…

Babalar ve Oğulları hep başrolde…

***

Kitap kurtları…

Listeyi uzatabilir…

Ancak…

Bizim hikayemiz…

Baba Kılıçdaroğlu ile evlat İmamoğlu…

Merak edilen şu:

Mağdur konumundaki İstanbul Belediye Başkanı…

Neden?

CHP’nin Ankara’daki grup toplantısına çağrıldı?

Moral vermek için mi?

“Arkandayız, merak etme!” demek için mi?

Alkışlansın diye mi?

Ya da…

“Merak etme başkan bunlar da geçecek…” sözleriyle…

Teselli etmek için mi?

Tamam, çok güzel…

Bunları…

Grup toplantısında…

En önde oturtulan İmamoğlu’nun gözlerine bakarak seslendirmek…

Kuşkusuz şahane bir yöntem…

Gelgelelim…

Sadece söylemler değil…

“Hareket de önemli…”

Nedir o “yakışan” hareket?

Ekrem İmamoğlu’nun kürsüye çağrılmasıdır!

Sadece…

“Merhaba dostlar…” bile diyecek olsa…

Baba’lar…

Evlatlarını onurlandırmak istemez mi?

Yaşanan “Ağır Roman”ın başrolünde kim var?

Tartışmasız, Ekrem İmamoğlu…

CHP milletvekillerinin neredeyse tamamına...

Hiç mi?

Yaşadıklarının gölgesinde söyleyecek “bir kelimesi” yok?

***

Ankara’daki söylentilere bakılırsa…

İstanbul’un Reisi İmamoğlu…

Kılıçdaroğlu’ndan “grup toplantısı daveti” alınca…

Her ihtimale(!) karşı…

Kısacık bi’konuşma metni bile hazırlamış…

N’olur, n’olmaz diye…

Kürseye davet gelmeyince de o kısa konuşma metni…

İmamoğlu’nun cebinde kalmış!

***

Doğruysa, çok üzücü!

Bu güzel ülkenin 16 milyonluk İstanbul’unun Reisi…

Ankara’ya neden geldi?

CHP’nin grup toplantısında “fotoğraf vermek” için mi?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı koltuğu…

Önemli bir ağırlığı simgiler…

Tam 25 yıl sonra…

Yeniden CHP’ye geçmiştir…

Üstelik…

“Hiçbir şey olmasa bile bir şey olmuştur” dendiği için…

Tartışmalı bir şekilde…

Sadece büyükşehir oyları için…

Tekrar edilen seçimden yine CHP çıkmıştır…

Üstelik…

Bir milyona yakın “fark” ile…

Ve de…

Çeyrek asır sonra…

***

Bitiriyoruz…

“Babalar ve Oğullar” ifadesi…

İnsanlık tarihinin en yoğun “duygu fırtınası” yaratan…

Seslenme biçimidir…

Kuşkusuz babasına “isyan bayrağı” açan evlatlar da vardır ama…

Babalar…

Annelere kıyasla…

Hiç renk vermeseler…

Hatta…

Hissettirmeseler bile…

Evlatlarına…

Çok düşündür…

Bu şahane bir Türk Aile geleneğidir…

Bence…

Başkan İmamoğlu…

O gün…

En azından yaşananların baş aktörü olarak…

TBMM’deki buluşmada…

İçini dökmeliydi…

Nokta…

Hamiş: CHP Lideri’nin o grup toplantısında dudaklarından dökülen son cümle şu oldu: “Herkes Bay Kemal’i beklesin…”

Sonsöz: “Babayla kurulan dostluk ve iyi ilişkiler sıcacık bir kalbin aynasıdır… / Anonim…”