Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
18 Eylül 2024 Çarşamba

Narin’in Katli , Feodalizm  ve Suskunluk Yasası” adlı yazımda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanmakta olan sorunlarımızın feodalizm ile bağlantılı olduğunu  dile getirmeye çalışmıştım.

Dilerseniz filmi biraz geriye saralım ve Erken Cumhuriyet Dönemine gidelim.

Günümüzü anlama açısından Cumhuriyetin başındaki Osmanlı Devleti’nin toprak dağılımı açısından bıraktığı mirasa bakalım.

Çok özetle üç tespit yapalım.

  • Toprak dağılımı son derece  olumsuzdu. Ailelerin  yüzde 5’i toprakların  yüzde 65’ine, yüzde 95’isi ise toprağın  yüzde 35’ine sahipti.
  •  Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde feodalitenin, Batı Anadolu’da ise büyük çiftlik sahipliğinin egemenliği gözlenmekteydi. Köylüler ise neredeyse boğaz tokluğuna çalışıyorlardı. Buralarda ağa ve çiftlik sahibi , aynı zamanda devletti.
  •  Toprakların azına sahip, ancak çok sayıda küçük köylü işletmeleri olarak anılan işletmeler ise asgari geçim geliri bile elde edemiyorlardı. Köylülerin bir bölümü de topraksızdı. Az topraklı ve topraksız köylülerin bir kesimi de büyük çiftlik sahiplerinin yanında ortakçılık ya da kiracılık yapıyorlardı.

Kısaca şu söylenebilir; Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan köylüler, boğaz tokluğuna çalışan, gelecekleri belirsiz, eğitim ve sağlık hizmetleri olamayan yığınlardı.

Anılan dönemsel koşullar altında Atatürk’ün üzerinde durduğu konuların başında “Toprak Kanunu ya da Feodalizmin Tasfiyesi geliyordu.

Atatürk’ün  Toprak Kanunu ya da Feodalizmin Tasfiyesi Uğraşısı

Atatürk’ün,özellikle 1928 yılından son defa 1937 yılına değin   TBMM Açış Konuşmalarında üzerinde durduğu konuların başında köylülerin topraklandırılmasına özel önem verdiği gözlemlenmektedir.

Örnekleyelim.

1 Kasım 1928, TBMM Açış Konuşması

“Şark vilayetlerimizin bir kısmında ihdas edilen umumi müfettişlik isabetli ve faydalı olmuştur. Cumhuriyet kanunlarının emniyetle sığınılacak yegâne yer olduğunun anlaşılması bu havalide huzur ve inkişaf için esaslı bir mebdeydir. Yeni faaliyet devremizde gerek bu havalide gerek memleketin diğer kısımlarında toprağı olmayan çiftçilere toprak tedarik etmek meselesiyle ehemmiyetli olarak iştigal buyuracaksınız” 

1 Kasım 1929, TBMM Açış Konuşması

“Çiftçiye arazi vermek de hükümetin mütemadiyen takip etmesi lazım gelen bir keyfiyettir. Çalışan Türk köylüsüne işleyebileceği kadar toprak temin etmek, memleketin istihsalatını zenginleştirecek başlıca çarelerdendir” 

1Kasım 1936, TBMM Açış Konuşması

“Toprak Kanunu’nun bir neticeye varmasını Kamutayın yüksek hizmetlerinden beklerim. Her Türk çiftçisi ailesinin, geçinebileceği ve çalışacağı toprağa malik olması, behemehâl lazımdır. Vatanın sağlam temeli ve iman bu esastadır “

1 Kasım 1937, TBMM Açış Konuşması

“Bir defa memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilecek toprağın, hiçbir sebep ve suretle bölünemez bir maliyet alması, büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgesinin nüfus kesafetine ve toprak verim derecesine göre sınıflamak lazımdır “.

Atatürk’ün yönlendirmesiyle, kuruluş yıllarında köylüleri toprak sahibi yapmaya yönelik kimi kanunlar kabul edildi.

Bu bağlamda da topraksız ve az topraklı köylülerin bir kesimine toprak dağıtıldığı biliniyor. 1925 Bütçe Yasası’yla yetki alan hükümet, daha önce çıkarılan 716 sayılı yasaya dayanarak göçmenlere ve topraksız köylülerin kimilerine toprak dağıttı. Bu bağlamda Ziraat Bankası da kullanıldı.

Örneğin Ankara’da 7 bin dönümlük bir çiftlik satın alındı ve 89 köylü ailesine dağıtıldı. Köylüleri toprak sahibi yapmak için ayrıca 1924 Anayasası’nın 74. maddesine 1937’de çıkarılan bu yasa ile bir fıkra eklendi. Fıkra’da “Çiftçiyi toprak sahibi yapmak ve Osmanlı Devleti tarafından idare etmek için istimlak olunacak arazi ve ormanların istimlak bedelleri ve bu bedellerin tediyesi sureti mahsus kanunlarla tayin olunur” yazıldı.

Atatürk’ün ölümünden sonra, 2.Paylaşım Savaşı’nın da getirdikleri olumsuzluklar eklenince çiftçiyi topraklandırma konusu, neredeyse 1945 yılına kadar askıda kaldı. 1945 tarihinde, Atatürk’ün söylevleri doğrultusunda “4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu” kabul edildi.

Yasa, büyük toprak sahiplerinin topraklarının kamu mülkiyetine geçirilmesini, bunların bir kesimini topraksız ve az topraklı köylülere dağıtılmasını ve kırsal bölgelerde köklü değişiklikleri içeriyordu.

Ancak bu yasa uygulanamadı.

Daha sonrada bu konuda girişimler oldu, ancak Toprak Kanunu gerçekleşmedi.

Toprak Kanunu neden gerçekleşmedi?

Gerici üretim ilişkilerinin özüne dokunabilen, gelir dağılımını düzelterek toplumsal barışı geliştirebilecek bir Toprak Kanunu’nun hayata geçirilememesinin iki temel nedeni var.

Birincisi;siyasete ve ekonomiye egemen olan büyük toprak sahipleri, toprak ağaları, aşiret reisleri,şeyhler ve onlardan nemalan siyaset kurumu  tarafından toprak kanunu ya da daha genel deyişle “Toprak Reformu” uygulanmasının engellenmesi.

Anımsatmak isterim.Narin’in Katli , Feodalizm  ve Suskunluk Yasası” adlı yazımda ”12 Eylül Askeri Darbesi’ni yapan cunta, Anayasa oylamasından önce güvenoyu almak için Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun feodal ağalarını Ankara‘da konuk ederek televizyona çıkarmadılar mı?”  diye yazmıştım.

 

Üzerinde durulması gereken   ikinci bir  neden en azından birincisi kadar önemli.

Bunlara arasında;

  • “Yoksul topraksız köylü kitlelerinin   taleplerinin çok yetersiz ve bu doğrultuda örgütlenmelerinin yokluğu.Bir başka deyişle güçlü bir halk hareketinin varlığı ve  tabandan gelen bir baskının olmayışı
  • Kuşaktan kuşağa aktarılan  biat kültürünün yoksul köylülükte   egemen olması
  • Yoksul köylülerin,devlet örgütlenmesi yerine ağaların egemen olduğu bir düzenin  değiştirilemez olduğunu bir olgu olarak   kabullenmesi.Değişmezlik  olgusunun çaresizliği” gibi konuları saymak olası. 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
18 Eylül 2024 Çarşamba 18:36

ATatürk ün lenin le falan işi olmaz. Hikaye anlatmayın.

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (1)
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İlk '4' madde neden rahatsız ediyor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva