Ümit YALDIZ
Asıl kıyamet!
21 Aralık 2012 Cuma

Kuşkusuz meslek hayatımda maruz kaldığım en saçma haberdi bu.
‘Haberin saçması olur mu?’ demeyin… Bana göre olur, hem de bal gibi olur.
Daha saçmasıyla karşılaşacağımı sanmıyorum.
Malum-u âliniz Kıyamet ve Şirince denklemi…
Eski uygarlıklara büyük saygım var.
Hatta ‘Star Wars’ senaryolarını inandırıcı bulurum. Eski Mısır’ın, Maya, Aztek uygarlıklarının bazı alanlarda bizlerden çok ileride olduğunu ortada.
En azından mimaride…  
 
Kıyamet farklı bir durum…
İzmir Valisi Cahit Kıraç gibi ‘inancıma ters, kıyamet falan kopmayacak’ deyip geçmek de mümkün.
Ama milattan önce bilmem kaç yüzyılında Orta Amerika’da bugünkü Meksika sınırlarında yapılmış bir takvime dayanarak kıyameti beklemek ayrı bir soru işareti.
Zaten Maya uzmanları hatta NASA o takvimde kıyametten bile söz edilmediğini anlatmaya çalıştılarsa da olmadı. 
Hatta Papa aslında 2018'de olduğumuzu bile söyledi. 
Lakin kıyamet kopmuş dahası koparılmıştı bir kere…
Hem de ne kıyamet!
Asıl kıyameti medya koparmıştı.
Koca koca gazeteler, televizyonlar çarşaf çarşaf manşetlerle kopardılar kıyameti…
Günler öncesinden İzmir’in şirin köyü Şirince’ye kamp kurdular.
Öyle ki altı üstü 500 kişilik köyde ulusal bir televizyon kanalına çıkmayan kalmadı.
Neredeyse sokak kedileri bile meşhur oldu Şirince’nin…

*
‘Yapmayın, etmeyin, inanmayın’ dedik. Ama dinletemedik.

*
Furya başlamıştı bir kere…
Ana haber bültenlerine bağlanan muhabirlerin dilinde aynı senaryo vardı.
Sayın seyirciler Kıyamet kopacak ama Şirince kurtulacak diyenler İzmir’in bu şirin köyüne akın etmeye hazırlanıyor. En az 100 bin kişinin gelmesi bekleniyor. Oda fiyatları tavan yaptı, Tom Cruise yer ayırttı. Köyün etrafındaki zeytinliklerin içi çadır alanı olarak ayrıldı.

*
Bir hafta öncesinden Şirince’de tüm pansiyonların dolduğu haberleri verildi.  
Yok kıyamet şarabı yok ateş kebabı, yok son dem çayı… Kıyamet mönülerine her gün yenisi eklendi. Sanki gazete sayfalarını süsleyen manşetleri sihirli bir el kaleme alıyordu.
Sanki Şirince’ye kamp kuran medya mensuplarına bir yerlerden sufle yapılıyordu.  

*
Sonuçta o gün geldi, çattı.
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir derler ya…
Dün itibariyle 300’ü aşkın medya mensubu…
Bir o kadar jandarma…
Onlarca maliyeci… Ve bir o kadar misyoner vardı Şirince’de…

Kimi İncil dağıttı kimi Kur’anı Kerim.
Ama köylülere…

*
Köydeki 300 odanın ancak yarısı doluydu. Onların da büyük çoğunluğunu gazeteciler kapatmıştı. Yani kıyameti koparanlar… Sanıyorum geri kalanını da misyonerler. Yüz binlercesi tahmin edilen kıyamet turistinden eser yoktu.
Birkaç kafadarı, makaracıyı saymazsak…
 
*
Olan köy halkına oldu. Onca hazırlık güme gitti…
On binler hatta yüz binlerin gelmesi beklenirken yaşanan tam bir hayal kırıklığıydı.  

*
Aslında Türk Medyası’nın Şirince ile imtihanı yaşandı bir anlamda.
Ve medyamızın topyekun şişirdiği bir senaryonun ne denli balon olduğu tescillendi Şirince’de…
 
*
Burada egedesonsoz’e ayrı bir parantez açmakta fayda var. Maruz kaldığımız bu saçma senaryoya yer verdik vermesine de… Uyarı görevimizi de yapmayı ihmal etmedik.
En azından bu sütunun okuyucuları Şirince’de olacakları günler öncesinden haber aldılar. Dolup taştı denilen otel odalarının bomboş olduğunu…
Bu gidişle asıl kıyametin Şirince’de kopacağını…
 
Siz yine de Nasrettin Hoca’nın kıyamet formülünden şaşmayın derim ben...
‘Hatun ölürse küçük kıyamet ben ölürsem büyük kıyamet’.
Nokta.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
kardelen 21 Aralık 2012 Cuma 15:36

sevdiklerini kaybetmek kendi ölümünden daha büyük bir kıyamet ,değerli Günül Soyoğul'un yazısında dediği gibi 'Çok yaşamak, dünyada hep bedenen kalmak isteyenlere şaşarak baktım ben. Uzun yaşamak, başkalarından çok daha uzun süre nefes alıp vermek çünkü; ‘Başkalarından daha çok acı çekmek’ti benim gözümde.Hala da öyle.Hatta eskisinden daha fazla öyle.Başkalarını,ama en çok da sevdiklerini/kıyamadıklarını toprağa verip daha uzun yaşamak isteği nasıl bir istek, nasıl bir duygudur? Anlayamadım...

Yorumu oyla      13      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
50 yıl önce nasıl katil oldu?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva