Neşe ÖNEN
Acil yazmaya ihtiyacım var
21 Ağustos 2023 Pazartesi

Türkiye’deki bir ay bir haftalık tatilimden yeni döndüm ve hiç bir şeyi özlemediğim kadar yazmayı özlediğimi anladım. Ne üzerine diye soracak olursanız, mevzu hiç önemli değil. Yazma eylemini açıklamak için mantıksal nedenler bulmak gerekmiyor. İçini dökebileceğin yeteri kadar insan olmayınca çevrende ya da yalnızsan içerlerde bir yerlerde, ya kendini sanatın bir dalına vuracaksın ya da zil zurna sarhoş olup unutmaya çalışacaksın içine düştüğün ıssızlığı...

Neyse ki yazabildiğimi, yazmayı bir şekilde becerebildiğimi sanıyorum. Bu konudaki özgüvenime hayranım. Hayatta çok az konuda kendine güven duyan birisi olarak, yazmadaki cesaretim nereden geliyor, kendime ara ara soruyorum. Sebeplerden biri; aile dostumuz olan bir ağabey, karşılıklı ağız dalaşı yapmamızdan sonra, bazı yazılarımı önüne uzatıp okumasını isteyince, “sen hiç konuşma bundan sonra, fikirlerini yazıyla anlat” demişti. Kısaca, kibarlık edip, tartışmalarda argümanlarımı savunamayacak kadar zayıf kaldığımı yüzüme doğrudan söylemek istememiş, ama, doğrusu, yazı dilimi beğendiğini de açıkça belli etmişti. Laf olsun ya da karşısındakinin gönlünü alsın diye iltifat edecek biri değildi... Onu dinlemek akıllıcaydı... Hiç bir münazaranın, şimdiye kadar, galibi olamadığımı hesap edince!

Sebeplerden bir başkası; konuşma eyleminin, konuşma esnasında düşünmeye es vermek için yazı eylemi kadar imkan vermemesi. Zaten, çoğu zaman, konuşulan konuya iyi odaklanamam. İyi bir dinleyici değilimdir. Karşımdakini dinler gibi yaparken, zihnimde başka dünyalara dalarım sık sık. Üstelik hazır cevap vermek gibi bir yeteneğim de yok. Bir konuda belirttiğim görüşleri, sonradan tarttığımda, eksik ya da tam doğru izah edemediğimi düşünür, hayıflanırım. Oysa yazmak öyle mi! Beğenmediğin cümleleri, istediğin kadar, silbaştan yazabilirsin. Son noktayı, vurgulamaları uygun gördüğün satırlara yerleştirebilirsin. Metnin tonunu değiştirebilir hatta yeni baştan tasarlayabilirsin. Yazım hatalarını gözden geçirip düzeltebilirsin. Konuşmalarda tüm bunları yapmak vaki olamaz. Filmi geriye sarar gibi, ne konuşulanları ne de konuşurken yaptığımız hataları geri alabiliriz.

Bu gerekçelerden sonra, konuşmayı daha az seven ya da tercih eden biri olduğum hissiyatına kapıldıysanız, yanılırsınız. Konuşmayı haddinden fazla çok severim. Ancak sadece kendim konuşayım başkaları hep beni dinlesin istediğimden, etrafımdakileri kısa sürede usandırırım. İyi bir diyalog kurmanın yolu, iyi bir dinleyici olmaktan geçer ilkesini hala hazmedemeyenlerdenim...

Sırf bu yüzden, Türkiye’de iken, başıma pek çok tatsız hadise geldi, az daha dayak bile yiyordum. Bu hadiselerin baş müsebbibi; ülkemizde insanları patlamaya hazır bir dinamit haline getiren hayat pahalılığı, trafikte kaldırımlarda dahi kaçamadığınız motorlu araçların yarattığı keşmekeş, omuzlarınıza çarpa çarpa yürüyen insan kalabalıkları, eğitimsiz ve cahil kesimin azgın çoğunluğu karşısında yaşadığınız çaresizlik, turizm beldeleri dahil çevre kirliliği, hakkınızı arayabileceğiniz kurum ya da yetkililerin duyarsızlığı vs sebeplerin hiç biri değil, bana inanın. Tüm bunların tek bir müsebbibi var; dinleme özürlü oluşum... Neyse ki başım cidden belaya girmeden ve dayak yemeden bu tatili bitirebildim.

Şimdi; neden yazı yazmayı çok özlediğimi anladınız mı?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Boncuk gözlü sarışına ağlatan veda!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Tüzükle demokrasi gelir mi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Sodom ve Gomore günleri
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Türkiye'de hayvansal ürünlerde fiyatlar neden yüksek?
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Öğrencilerin kötü kaderi!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
İngiltere'de ırkçı saldırılar ve Solingen
Kemal ARI
Kemal ARI
Halide Onbaşı’nın günlüğü…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Büyük bir ressamın, yazarın ve tiyatrocunun ardından
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir Portre: İlyas Seçkin
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva