Seçmenin büyük çoğunluğu, yakın gelecekte olabilecek gelişmelerden habersiz. Sanıyorlar ki, İhsanoğlu Cumhurbaşkanı adayı, seçilemeyince de tarih olacak bir şahsiyet!
İhsanoğlu, kamuoyuna ilk takdim edildiğinde birçok kişinin güldüğüne şahit oldum. Oysa siyaset gülmeyi kaldırmayacak kadar ciddi bir iştir; gülmek yerine düşünmek gerekir.
Tekrar olacak; İhsanoğlu cumhurbaşkanı olsun diye aday gösterilmedi!
Bu kampanyanın amacı, 2009 ve 2014 yerel seçimlerinde denemeleri yapılan CHP-MHP işbirliğine, sağcı, solcu, İslamcı, tarikatçı, cemaatçi, meslek odası, sendika, popçu, topçu takviyesi yaparak Türkiye geneline yaymaktır.
Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi fırsat bilinerek 55 milyon seçmene tanıtılacak. İhsanoğlu da teorik tartışmalardan uzak, yumuşak bir dil kullanarak sempatik ve barışçı bir siyaset izleyecek.
Bu hazırlıklar, Ak Parti’nin seçeceği zayıf Genel Başkan ve Başbakana göre yapılıyor. Nasıl olsa Ak Parti zayıf birini toplumun karşısına çıkaracak, biz de bir taşta iki kuş birden vuracağız:
2015’de hem hükümeti ele geçireceğiz hem de ne yapıp edip Erdoğan’ı Çankaya’dan indireceğiz!
Muhalif ittifak, zayıf genel başkan ve başbakanın gösterileceğinden çok emin!
Çünkü Gül’den sonra Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olacağı ve partinin başına zayıf bir kişinin getirileceği sonucuna 2010’dan önce varılmış. 2009’dan beri (Hayrettin Ayaz’ın 2010’da Kahire’de Ahmet Akgündüz’den aktardıklarına dayandırarak tarihliyorum) yapılan hazırlıklar, 2015’de taçlandırılmak isteniyor.
Ak Parti’nin zayıf genel başkan ve başbakan seçeceği öngörüsü doğru çıkabilir mi?
Bence çıkmaz!
Muhalif ittifakın yanılacağını gösteren çok güçlü kanıtlar var! Bunu göz ardı edemeyiz.
Türkiye tarihinde Cumhurbaşkanı olduktan sonra İnönü dışında, kimse aktif siyasete geri dönemedi. Özal gibi düşünenler oldu ama başaramadı.
Abdullah Gül bunu başarabilir mi?
Bence başarabilir.
Yaşı, siyasal deneyimi, üslubu, halka verdiği güven, ciddiyeti ve uluslararası bilinilirliği bütün tartışmalara son verecek nitelikte.
Gül; kurucusu olduğu Ak Parti’nin ilk başbakanı, uzun yıllar dış işleri bakanı ve cumhurbaşkanı olması, karşısına çıkacak bütün ittifakları etkisiz hale getirecektir.
Bu görünenlerin sadece bir kısmı!
İhsanoğlu ittifakının başarı şansı, çıkarmayı planladığı bol miktarda krize ve çatışmaya bağlı.
Bu projeyi başarısız kılacak tek isim var, o da Abdullah Gül’dür. Bundan kişi olarak en çok yararlanacak olan da, yeni Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan olacaktır. Çünkü Çankaya’da etkili ve huzurlu günler geçirmesi, Ak Parti’nin 2015’de başarılı olmasına bağlı.
Gül modeli, hem Çankaya’ya hem de Türk siyasetine sükûnet getirecektir!
Oysa İhsanoğlu modelinin her adımında siyasal kriz ve Erdoğan ve Ak Parti ile çatışma var.
Ak Parti’de Erdoğan ve Gül’den başka bu sorumluluğu üstlenecek kimse yok mu?
Tabii ki, var!
Erdoğan dururken Ak Parti’ye kim genel başkanlık yapabilir?
Kimse!
Gül dururken kim genel başkan olabilir?
Bu soruyu da mantıklı bir şekilde yanıtlamak gerekir!
Gül’ü kenarda oturtarak kimse Ak Parti’ye ve Türkiye’ye vizyon biçemez!
Gül, hayatta olduğu sürece bu iş böyle!
Suriye’de rejim, 3-5 ayda değişmiş olsaydı; Ak Parti’nin genel başkan ve başbakan adayı doğal olarak Ahmet Davutoğlu olurdu.
İşsizliği %4-5’e indiren veya terörü büyük bir uzlaşma ile çözen bir bakan da çok şanslı olurdu.
21 milyon hektar ormanlık alanı, 50 milyon hektara çıkaran orman bakanının şansı çok daha fazla olurdu.
Belki de en şanslı kişi, kağıt parayı tedavülden kaldıran ve parayı “dijital-elektronik” yapan, ekonomiyi %100 kayıt altına alan, her türlü muhasebe işlemine son veren, rüşveti, yolsuzluğu ve yoksulluğu bitiren bakanın genel başkanlığı ve başbakanlığı 21.yüzyıla ilham verebilirdi.
Bunlar olmadığına göre, Abdullah Gül’ün hem Ak Parti’ye hem de muhalefete güven veren siyaset yapış tarzı, bütün oyunları bozacak niteliktedir.
Bu nedenle, Ak Parti’nin karar alıcıları Gül faktörünü, parti ve Türkiye’nin geleceği açısından ıskalamayacaktır.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
11
7
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri