CHP’nin kalesi denilen bir kentte AK Parti’den 234 kişinin aday adaylığı için ‘İzmir’i işaretlemesi’ nereden bakarsanız bakın irdelenmeye muhtaçtır. Aday adayı sayısında CHP’yi katlayan AK Parti’de tam 42 kişi İzmir’i ‘ikinci tercih’ olarak işaretlemiş durumda.
Ki bunlar arasında Kutalmış Türkeş, Selma Aliye Kavaf ve kardeşi Sema Ramazanoğlu, Bursa Milletvekili Ali Koyuncu, Edirne Vekili Nejdet Budak gibi ilginç isimler var.
Bir zamanlar ‘Baykal’ın gözünde denizi gördüğü için’ MYK’ya alınan Savcı Sayan da AK Parti’den İzmir’i ikinci tercih olarak işaretlemiş durumda.
Siyaseti İzmir’den yapıp bu kez şansını başka kentlerden deneyen Ayşe Yüreklitürk, Betül Canfeza Şen, Mehmet Duman gibi isimlerin de İzmir’i ikinci tercih olarak işaretlediği görülüyor.
İzmir’i ikinci tercih olarak işaretleyenleri bir kenara bırakarak İzmir’i birinci tercih olarak yazanların durumuna geçmeden şaşırdığım iki isme parantez açmak istiyorum.
Dr. Mehmet Bayındır bunlardan biri… 2002’de ‘MHP bilgisayarlarının unuttuğu’ Bayındır, Küçük Menderes’teki gücünü 2007’de bağımsız girdiği seçimde gösterdi. AK Parti’nin bir vekiline mal oldu o seçimde. Belki de sırf bu yüzden temayül birincisi olmasına karşın listeye yazılmadı 2011’de…
Bazı şeyler kısmet işidir derler ya…
Bayındır’ın durumu da biraz öyle…
Bu seçim için de istifa ettiğinde çok heyecanlıydı. ‘Sanki bu kez olacak’ gibiydi. Ama başvuru bile yapmadı. Fatih Yapar’a konuştu sonra. ‘Ailemden izin çıkmadı. Önce huzur dedi. Evde huzurun yoksa cumhurbaşkanı olsan ne yazar’ diye de ekledi. Yakın çevresine de “Temayülse 2011’de birinci oldum. Bölgedeki gücümü herkes biliyor. 1 Nisan’a kadar buralardayım. Aday yapmak isteyen listeye yazar” anlamına gelen cümleler kurduğunu öğrendim.
Bana kalırsa ailesi Bayındır’ın yeniden yeniden parti içi yarışlarda enerji kaybetmesini istememiş olabilir. Ama yine bana kalırsa Bayındır’ın liste şansı devam ediyor.
Aday olmasını beklediğim bir başka isimse Bekir Pakdemirli idi.
2011’de 6. Sıraya oturunca çok eleştiri aldı. Sonrasında il yönetiminde ‘görev adamı’ olduğunu kanıtladı. 2014 yerel seçimlerinin perde gerisindeki aktörlerinden biriydi. Başarılı çalışmalara imza attı. Hatta bir ara adı ‘Binali Yıldırım’ın İl Başkan Adayı’na kadar çıktıysa da SPK adına Türkcell’in yönetimine girdi. Halen yönetim kurulu üyeliği devam ediyor.
Aday adayı olmasına kesin gözüyle bakılan Pakdemirli’nin dosyasını vermediği ancak ‘göreve hazırım’ mesajını ilgili mercilere ilettiği konuşuluyor.
Geçelim İzmir’den başvuru yapanlara… Her iki bölgeden 200’e yakın isim var listede… 15 yılı aşkın süredir kent politikasını izleyen bir gazeteci olarak bu isimlerin ancak yarısını tanıyorum.
Bir iddiaya göre aday sayısının bu denli fazla olmasının mevcut vekillerin durumuyla ilgisi var. Yani 2011’de TBMM’ye giden 11 vekilden 2’si (Yıldırım-Tekelioğlu) 3. Dönem kuralına takıldı. 3’ü de istifa etti. Yani listelerde geniş boşluklar oluştu.
Bir başka iddia partinin içinden geçtiği sürece referans veriyor. Yani hem bürokraside hem de teşkilatta ‘paralel de değiliz, ayrılıkçı da’ demeye çalışanlar ‘adaylık başvurusu yaparak’ sadakatlerini sunuyorlar. Sadece İzmir’de değil ülke genelinde aday patlaması yaşıyor AK Parti…
Kimileri için mesele gelinen noktada devletin partisine dönüşen AK Parti’nin ‘aday adayı’ kartvizitinden ibaret.
Peki, bunca aday adayı arasından liste yapmak zor olmayacak mı?
Ön seçim yapmıyor AK Parti…
Temayül ve anket yöntemine başvuruyor. 2011’de temayül sonuçlarını açıklama gafletinde bulundular. Birinciler listeye giremeyince ortaya çıkan hayal kırıklığı yüzünden 2014’te sandıkları Ankara’ya götürüp kapalı kapılar ardında saydılar.
Muhtemelen şimdilerde de öyle yapacaklar. Gizli oy, gizli sayım… İleri demokrasi!
Öne çıkanların bir bölümünü Ankara’ya davet edip ‘genel merkez yöneticilerinden oluşan’ seçici kurula havale edecekler. Her iki bölge için 28’er kişinin çağrılacağından söz ediliyor.
Seçici kurul bir nevi ‘sözlü’ imtihana tabi tutacak A. Adaylarını…
Sonuçta başvuranların ekseriyeti bu süreci biliyor ve de kabul ediyor. Çok azı ‘demokratik açıdan’ sürece itiraz edebilir. Onlar da bunu ancak kapalı kapılar ardında yapar.
İddiaya göre ‘mülakatın’ ardından yarıya indirilen aday adayları için son bir anket çalışmasından söz ediliyor. Ve en sonunda nihai kararın verileceği masaya ‘olası adayların’ kapsamlı bir dosyasının geleceği konuşuluyor.
Dosyada adayın gelmişi/geçmişi…
Paralel ve parti içi mihraklar yönünden soruşturma raporu…
Sadakat katsayısı… Gibi raporların belirleyici olacağı biliniyor.
Peki, o masada kimler olacak?
Resmi olarak asla kabul edilmeyecek olsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan… Giderayak partisinin 40 il başkanını değiştiren hatta bir rivayete göre ilçe kongrelerine kadar onayı alınan Erdoğan’ın TBMM’de görmeyi arzuladığı 400 vekili bizzat seçmemesi gibi bir ihtimal kimin aklına geliyorsa aklından şüphe etsin. Erdoğan tek ve en büyük seçici olacaktır. Tabi ki Davutoğlu da ‘özerklik ilan etmek’ isteyebilir. Ancak bu süreçte listenin yüzde 98’inin Erdoğan’dan çıkacağına dair hiçbir şek ve şüphe duymuyorum.
Bu çerçeveden bakıldığında…
Erdoğan’ın önünde tabi ki iki yol var. Birinci yol, her ne olursa olsun yerini terk etmeyecek, ‘Yeni Türkiye’ sürecinin inşasında ‘kelle koltukta savaşacak’ sadık mı sadık bir liste…
Eğilmeyecek, bükülmeyecek… Gizli oylamalarda fire vermeyecek. Yarın öbür gün olası bir kırılmada dümeni kırmayacak…
İkinci yol ise daha önce uyguladığı denge listesi…
Makul ve tabanı olan adayların sadık isimlerle aynı potada eritildiği denge listesinden söz ediyorum.
Son dönemde bölünme/parçalanma endişelerinin arttığı gözlenen Erdoğan ilk yolu seçmesi daha yüksek bir ihtimal gibi geliyor bana. Listeler böyle hazırlanırsa kimlerin yazılacağı aşağı yukarı belli.
Mevcutlardan Ali Aşlık, Hamza Dağ hatta Aydın Şengül’ü banko yazabiliriz.
Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar’ın ‘kadın aday’ kontenjanını dolduracağını tahmin ediyorum.
Ne kadar itiraz edersek edelim. Bakan kontenjanının her iki bölge için kullanılacağı konuşuluyor. Veysel Eroğlu’ndan Mehmet Müezzinoğlu’na kadar bazı bakanların adı İzmir için geçiyor.
Hatta Borsa İstanbul’un Başkanı İbrahim Turhan’ın da 2. Bölge 2. Sıradan TBMM’ye gidebileceği konuşuluyor. Banko gözüyle bakılan bir diğer isimse Yeni Asır-Sabah’ın Ege Bölge Temsilciliğini yapan Hüseyin Kocabıyık…
Erdoğan ‘Denge listesi’ yaparsa İzmir’e biraz daha yakından bakması gerekebilir. İşte o zaman HDP’ye karşı önlem olarak düşünülecek adaylar, Küçükmenderes-Bakırçay gibi havza genelinde ses getirecek adaylardan söz etmek mümkün olabilir.
Daha Erdoğancı değil daha İzmirli adaylar listelerde yer bulabilir.
Kimilerinin 7 Haziran’ı ‘100 yılın seçimi’ diye niteleyerek seçmene/teşkilata ayrı bir motivasyon aşılamaya çalıştığı ve de ağırlıklı olarak sadakat kriterinin belirleyici olacağı düşünülen listelerde yer bulma ihtimali gördüğüm kimi isimler şöyle;
1. Bölge:
Abdurrahim Şenocak, Ahmet Kurtuluş, Ali Aşlık, İlknur Denizli, Bedia Türkyılmaz, Nükhet Hotar, Halil Fatih Boyacı, Harun Özdemir, Hüseyin Kocabıyık, Atilla Kaya, Muzaffer Okumuş, Necip Nasır, Necip Kalkan, Ömer Sertbaş, Ömer Cihat Akay, Ömer Vehbi Hatipoğlu, Rasim Kahraman, Rahmi Genç, Rıfat Sait, Süleyman Memişoğlu, Tevfik Ensari, Zerrin Kök.
2. Bölge:
Abdurrahman Çabuk, Aydın Şengül, Cemal Öztürk, Bilal Kırkpınar, Ali Sedat Şenbaş, Hamza Dağ, İbrahim Dönertaş, İbrahim Ethem Yorulmaz, İsmail Karaduman, Kerem Ali Sürekli, Mustafa İbrahim Turhan, Nebahat Yangöz, Nesrin Ulema, Rahmi Taştan, Tolga Murat Balıkçı…
Tabi ki 2. Tercihi İzmir olanlardan da birkaç isim ön sıralarda yer bulabilir.
Sıralama alfabetiktir. Ve tamamen benim kanaatimdir.
Dedim ya listenin yarısını tanımıyorum diye… Ama tanımadıklarım arasında ‘şapkadan tavşan çıkaracakların’ olma ihtimali de vardır.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
13
6
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri