Ümit YALDIZ
AK Parti ve CHP’’de ’‘Çarşı’’ karışık!
13 Aralık 2010 Pazartesi

Hem AKP’’de hem de CHP’’de ’‘çarşı’’ karışık. AKP’’de uzun süredir beklenen ama son birkaç gündür yoğun olarak beklenen operasyon nihayet hayata geçirildi. Genel Merkez İzmir’’e el atıp, ’‘toptan temizlik’’ yaparak, ekipleri tıraşladı, yönetimleri boşalttı.

Operasyon İzmir’’i ve ilçelerini sararken, kentteki siyasal dengeler bir anda değişti, taşlar yerinden oynadı. İl Başkanı Ömür Kabak ve AK Parti İzmir İl Yönetimi ’‘istifa’’ ettirildi. İzmir’’in dümenine tüzük gereği geçici olarak ’‘emektar’’ İl Başkanı Ali Aşlık geçti. Nasıl bu noktaya gelindi, önümüzdeki süreçte neler olacak sorusuna yanıt arıyoruz herkes gibi.

**

CHP ise kurultay öncesi düğümlenen ’‘çarşaf davasını’’ çözmeye çalışıyor. Dahası Kılıçdaroğlu tarafından önce gündeme getirilip sonra geri çekilen ’‘çarşaf liste’’ meselesi partiyi ciddi bir çatlağın eşiğine getirdi. İzmir örgütü de diğerleri gibi ’‘çarşafçılar, blokçular’’ olmak üzere ikiye ayrıldı.

Liderlik yolunda ilerlerken, partinin son lideri Deniz Baykal’’ı ilk kez karşına alan Kılıçdaroğlu, daha önce kendisini bu koltuğa oturtan Sav’’a yaklaşma belirtileri gösterse de, her şeyin eskisi gibi olma ihtimali düşük görülüyor. Yine de siyasette her an her şeyin olabilme ihtimali yüksek.
İzmir’’i Aziz Kocaoğlu-Alaattin Yüksel ikilisine emanet eden Kılıçdaroğlu, BİLSES Vakfı Başkanı Erdal Aksünger başta olmak üzere bazı siyasetçilerle doğrudan görüşmeler yaparak, kent politikasını şekillendirmeye çalışıyor.
Kocaoğlu-Yüksel ikilisi ise Ege illerini de kapsayan blok liste turunun finalini İzmir’’de gerçekleştirdi. Toplantıya ’‘Baykalcı’’ kimliği ile bilinen kurultay delegeleri ve belediye başkanları katılmayarak kurultaya yönelik tavırlarını net bir şekilde ortaya koymuş oldu.
Şu anda görünen o ki, İzmir’’in üçte ikisi blokçu, gerisi çarşafçı’…
Peki, kim kazanacak sorusuna gelirsek, kendi adıma bu kurultayın kazananı olacağını sanmıyorum.
Ne Kılıçdaroğlu ne Baykal ne Sav ne de CHP’’nin bizzat kendisi’… Hiçbiri kazanamayacak. Belki hepsi bir parça kaybedecek.
Belki yaklaşan genel seçimler, dayanılmaz vekillik arzusu, delegenin manevrası, görevden alınma korkusu, örgütsel teslimiyet, değişime destek gibi faktörler üzerinden Kılıçdaroğlu dediğini yaptırabilir. Görünen o ki yaptıracak da.
Ama sonuçta önemli bir kesimini dışarıda bırakacak Kılıçdaroğlu. Çünkü en fazla 80 kişiyi yazabilecek PM listesine. Yüzlerce kişiyi yazmamış, yazamamış olacak en azından. Yazılamayanlar yazılanlarla kıyaslayacak kendisini. Yazılanların Kılıçdaroğlu’’na şu veya bu şekilde yakınlığı sorgulanacak. Ekipsel, ideolojik tasfiye süreçleri ve partinin ekseninin kaydırıldığı iddiaları belki yeniden gündeme getirilecek, tartışılacak.
Sonra vekil adaylıkları gündeme gelecek. Herkes bir anda susacak. Taa ki 12 Haziran Pazar günü akşamına kadar’… 12 Haziran akşamı ya da 13 Haziran sabahı’… Alınan sonuca göre birileri hem de eskisinden daha gür bir sesle yeniden konuşmaya başlayacak.
Bu gerçek, görünen köy gibi ortada’…
Sonuçta genel başkanlık koltuğuna bir nevi paraşütle oturan Kılıçdaroğlu, tüm bu sancıları göğüsleyecek, eleştiri oklarının hedefi olacak bir süre daha’… Sürecin sonunda ya kazanıp gerçek anlamda lider olacak ya da parti içi ekiplerden birinin liderine dönüşerek, mücadelesine oradan devam edecek.
Ceketini alıp çekip gitmezse tabi ki’… İzleyip, göreceğiz’…

**

Dönelim AK Parti İzmir’’e... İl Başkanı Ömür Kabak ve yönetimi görevden alındı. Pardon, ’‘istifa’’ ettirildi. AKP modeli demokrasi böyle işte’…
Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı geliyor. Herkesin önüne bir istifa dilekçesi koyuyor. Olay bitiyor. Herkes tıpış tıpış imzalıyor, basıyor istifayı.
Sonra da kameraların karşısına geçip, ’‘Söz vermiştik, istifa ettik, sözümüzü tuttuk’’ deniliyor. AK Parti İzmir’’de olanları ’‘referandum depremi’’ olarak yorumlamak tek başına doğru değil. Elbette ki İl Başkanı Ömür Kabak’’ın, referandum öncesi, teşkilatını motive etmek için söylediği, ’‘İzmir’’de ’‘Evetler, Hayırları’’ geçmezse istifa ederim’’ sözünü tutmamış olması önemli bir faktör.
Ve bu açıdan Ömür Kabak’’ın ’‘istifasını’’ ’‘hayırlı’’ bir olay olarak değerlendirebiliriz.
Ama İzmir İl Teşkilatı’’nı kökünden sarsan bu operasyonu, tek başına üç ay önceki bir gündeme bağlamak abesle iştigal olur.
Öncelikle Başbakan Erdoğan’’ın, Kabak’’ın ’‘istifa’’ sözünü yerine getirmemesinden rahatsız olduğu biliniyordu. Bu rahatsızlığını referandumdan sonraki bir il başkanları toplantısında Kabak’’ın yüzüne karşı şu sözlerle dile getiriyordu Erdoğan; ’‘Bizde yerine getirilmeyen sözler verilmez. Biz ne aldatan, ne aldanan olacağız. Bunu siyasetteki acemiliğine veriyorum’’
Basına da yansıyan bu fırçadan sonra Kabak’’ın görevden alınacağı beklentisi yoğunlaştı.
Ancak Genel Merkez ve İzmir’’deki siyasal güç dengeleri, bu operasyonu ileri bir tarihe erteliyordu.
İl kongresi öncesinde Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar’’a yakın duran hatta Hotar aracılığıyla bugün kendisini görevden almaya gelen Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem’’le İstanbul’’da görüşüp ’‘işi bitiren’’ Kabak, daha sonra tavır değişikliğine gitti, Hotar’’dan uzaklaştı. Çünkü Hotar’’a yakınlığı, İzmir’’in diğer hakim yapısı Tekelioğulu’’na uzaklık anlamına geliyordu. Ve Kabak, Tekelioğlu’’nu karşısına alıp, vekillikten olmak istemiyordu açıkçası.
Bu gerçekler Kabak’’ı Tekelioğlu’’na yaklaştırırken, Hotar’’dan uzaklaştırıyordu tabi ki.
Hotar’’a yakınlığı nedeniyle Kabak’’a başlangıçta ’‘mesafeli’’ bakan Tekelioğlu ve ekibi sonrasında sahiplendikleri İl Başkanı Kabak’’ın görevde kalması için açık bir mücadele ortaya koydular. Kabak’’ı il başkanı yapan Hotar ve ekibi ise onu o koltuktan indirmek için büyük bir çalışma içine girdi.
Yaklaşan genel seçim öncesi İzmir’’deki ekipsel hesaplaşmanın merkezinde İzmir İl Başkanlığı koltuğu ve o koltukta oturan Kabak vardı.
Tabi ki referandum öncesi ağzından çıkan ve de sonunu hazırlayan o ’‘istifa ederim’’ sözü.
Kabak’’ın görevde kalması Hotar’’ın gücünü azaltırken Tekelioğlu ve Gül ekibinin zaferi olarak yorumlanıyordu.
Hotar’’a yakınlığıyla bilinen İl Başkan Yardımcısı Ayşe Hanım’’ın Ankara’’da Başbakan Erdoğan’’la görüşüp, Kabak’’ı şikayet etmesi, kente gelen/giden sorgulama heyetleri’…
Ekipsel güç savaşları sonunda İzmir’’in teşkilatlarına da sıçrıyor ve kapalı kapılar arkasında konuşulanları Güzelbahçe İlçe Başkanı Kerim Çetin bir süre önce yazarımız Koray Hoylu’’ya verdiği demeçte şöyle özetliyordu: ’‘Teşkilatta ’‘Tekelioğlucular, Hotarcılar, Ömürcüler’’ olmak üzere üçe bölündü. Genel seçim öncesi bu sıkıntıların ortadan kaldırılması ve genel merkezin İzmir il teşkilatına yönelik kararını açıklaması şart’’
İzmir teşkilatındaki çatışma ve Ankara’’ya ulaşan şikayetlerden bunalan Erdoğan ise sonunda düğmeye basıyordu. Önce Ömür Kabak’’ı bırakıp yönetimini değiştirerek yeniden atamayı konuştularsa da sonrasında yaklaşan genel seçim süreci de dikkate alınarak İzmir’’deki kısır çekişmeyi tamamen bitirecek, toptan bir temizlik için hareke geçildi.
Tabi ki yeni yapılanma kolay olmayacak.
Çünkü atanacak il başkanı muhtemelen milletvekili adayı ol(a)mayacak. O nedenle il başkanlığı için aday sayısının fazla olacağını sanmıyorum. İzmir il başkanı hem genel seçim sürecini yönetecek hem de partiyi 2014 yerel seçimlerine taşıyacak. Bir anlamda ateşten gömlek giyecek.
Ve de İzmir’’i taşıyacak bilgi birikimine, entelektüel/siyasi alt yapıya, kentin dinamiklerindeki genel kabule de sahip olacak. Aynı zamanda da parti içi ekiplere de eşit mesafede duracak.
Bu özellikleri taşıyanlar var mı?
Elbette var. Yeterince ararlar, doğru pencereden bakarlarsa onlar da görürler. Ama il başkanlığı için ikna edebilirler mi orasını bilemem.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva