Adalet ve Kalkınma Partisi’’nde İl Başkanı Ömür Kabak ve yönetimine yönelik operasyonun yankıları sürüyor. Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem’’in Başbakan Erdoğan’’ın talimatıyla, Kabak ve yönetim kurulu üyelerinin önüne koyduğu ’‘istifa dilekçesi’’ anında imzalandı.

Ve hemen yeni il başkanı için arayış başladı. Önce 50 kişilik yönetim kuruluna soruldu, ardından ilçe başkanlarına, kadın ve gençlik kollarına danışıldı. Bir günde yaklaşık 500 kişinin görüşü alındı. CHP’’liler ’‘çarşaf mı, blok mu, demokratik tüzük mü, ön seçim mi?’’ diye tartışadursun AKP, İzmir operasyonunu tereyağından kıl çeker gibi tamamladı.

Gördüğünüz gibi AKP, son derece demokrat bir parti. Ama oradaki demokrasinin tek bir kuralı var. Başbakan ne derse o olur. Ömür Kabak neden bu duruma isyan etmedi, edemedi diye soranlarınız olabilir. El cevap: 1,5 yıl önceye yani Kabak’’ın ’‘seçildiği’’ 20 Haziran 2009 kongresinde de Kabak’’ın rakibi Uğur Türkan başbakan Erdoğan tarafından adaylıktan çekilmişti. Yani Kabak koltuğuna Başbakan iradesiyle oturmuş, aynı iradeyle kalmıştı.

 

Gelelim Kabak’’ı istifaya götüren faktörlere’…

Parti içi barışı tesis edememesi’… 20 Haziran kongresi öncesi Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar aracılığıyla Başbakan’’a ’‘İzmir’’i kurtaracak adam’’ olarak sunulan Kabak, Erdoğan’’ın adayı olmayı başarmıştı.

O gün 28 ilçe başkanının ’‘lacilerini giyip Ankara’’ya çıkarma yaptığı’’ ve ’‘Adayımız Aydın Şengül’’ dediği ortamda Başbakan Erdoğan, yerel seçim hezimetini işaret ederek ’‘mesajı aldık, kan değişimi şart’’ diyerek, ilçesinde Büyükşehir Adayı Taha Aksoy’’dan fazla oy alan Çiğli Belediye Başkan Adayı, merkez sağ kökenli, kent dokusuna uygun, İzmirli, eski hakim Ömür Kabak’’ı il başkanı olarak tayin etti.

Ancak Kabak, şu veya bu nedenle beklenen parti içi barışı kısa sürede tesis edemedi. Buna eski İl Başkanı Aydın Şengül’’ün yönetimde kalmasını, partide iki başlılığın ortaya çıktığını ve ilçe teşkilatlarının çoğunun yanında olmadığını, kendisine ayak uyduramadığını gerekçe gösterdi. Ve Genel Merkez’’den yeni bir ekip kurmak için yetki istedi. Yetkiyi alır almaz da tam 17 ilçe başkanının kellesini aldı.

Bir kısmını yeniden atayacağız diye kandırarak’…

Ama bu da yetmedi.

Yetmediği gibi yeni sorunlara da yol açtı. Kendisine ekip kurmaya çalışan Kabak, bunu yaparken Ankara’’daki en büyük destekçisi Nükhet Hotar’’ı karşısına alıyordu. Özellikle Hotar’’a yakın Karşıyaka İlçe Başkanı Mehmet Karal’’ın ’‘kandırılarak’’ görevden alınması, Güzelbahçe, Kemalpaşa, Menemen gibi ilçe başkanlarının değiştirilmek istenmesi sürecinde Hotar’’dan uzaklaşan Kabak, kentin diğer siyasi gücü olarak kabul edilen ’‘enişte vekile’’ yani Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’’ün eniştesi Mehmet Tekelioğlu’’na sığınıyordu.

İzmir’’in siyasi dengelerinde ayakta kalmak için manevra yapmaya başlayan Kabak, ilçe operasyonlarından kısa süre sonra ipleri ele almayı başardı.

Bu kez de il yönetiminde yaptıklarıyla tartışılmaya başlandı. İl başkanlık divanında önce Aydın Şengül yanlısı isimlerle başlayan operasyona kentin sevilen siyaset adamı Bilal Doğan’’ı da katıyor, yakın çevresinde 3-4 kişi ile hareket eden bir il başkanı görüntüsü veriyordu.

Uzun yıllar birlikte siyaset yaptığı Hami Karacan, Teşkilat Başkanı Fatih Yıldırım ve İl Başkan Yardımcısı Ömer Gültekin gibi isimleri birinci halkaya alan Kabak, diğer yardımcılarıyla arasına mesafe koyuyordu.

Pek çok il yöneticisi ile konuşmayan, kararları 3-4 kişilik A takımı ile alan Kabak, zaman zaman medya önünde yardımcılarıyla tartışmaktan da kaçmıyordu.

Kentte sert muhalefet dili, üslubu ile de zaman zaman eleştirilen Kabak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’’ne karşı yürüttüğü muhalefette de çoğunlukla sorun yaşıyor, teşkilatından beklediği desteği göremiyor, alamıyordu.

Milletvekillerinin bir bölümü rakip olarak gördükleri Kabak’’ın açıklarını, hatalarını Ankara’’ya taşıyor, siyaseten altını oymaya başlıyorlardı. Referanduma sancılı giren Kabak, İzmir’’de ağır bir yenilgi almamak için kumar oynamaya karar veriyordu. İzmir’’de ’‘evetler’’ hayırları geçecek. Geçmezse istifa ederim’’ demekten çekinmeyen Kabak, 12 Eylül referandumundaki yüzde 37’’lik ’‘evet’’i ’‘başarı’’ olarak kabul edip, istifa etmemek için manevra yapıyordu.

Ama olmadı’… Parti müfettişlerinin biri gitti, öbürü geldi.

Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem’’in desteği de yeterli olmadı. Nükhet Hotar ve Hotar’’ın İzmir şubesi sayılan avukat Ayşe Yüreklitürk, bizzat Başbakan’’a kadar ulaşıp, il başkanını şikayet etti.

 

Parti içi ekipler dengesi, teşkilattaki huzursuzluklar, il yönetimindeki sıkıntılar, ’‘istifa sözü’’, Ankara’’dan gelen heyetlerin/müfettişlerin raporları derken Erdoğan harekete geçti.

Ömür Kabak ve yönetimini görevden aldı.

 

**

Doğru mu yaptı? Eğer tüm bu operasyonu Ayşe Yüreklitürk’’ün kendisine taşıdığı dedikodularla ya da Nükhet Hanım’’ı hoş tutmak amacıyla yaptıysa büyük yanlış yaptı.

Çünkü İzmir, Hotar’’ın da Yüreklitürk’’ün, kent siyasetinde ne anlama geldiğini, ne ürettiğini iyi biliyor.

Çünkü İzmir, aynı ekibin şu sıralar desteklediği eski belediye başkanını da yakından tanıyor.

Ama Ömür Kabak’’ı alırken, hükümetin İzmir politikasına yön verecek, belki de yeni bir İzmir politikası yazacak, parti içi adamcılık oyununu bozacak, İzmir’’e katkısı olacak bir yönetim kurmaksa amaç, Erdoğan’’ın geç bile kaldığını söyleyebiliriz.

Çünkü Ömür Kabak, kendisine büyük umutlar bağlayanları sukut-ü hayale uğratan, başbakanı kopyalamaya çalışmanın ötesine geçemeyen, dar bir ekiple hareket eden, İzmir’’in kendisine tanıdığı krediyi önemli ölçüde bitiren bir il başkanına dönüşmüştü son zamanda.

Ve de gereksiz yere verdiği ’‘istifa sözünden’’ dönmeye çalışması da hiç şık durmamıştı.

 

**

Peki şimdi ne olacak? Kim oturacak bu önemli koltuğa’… İnanmakta zorlanabilirsiniz belki ama bu koltuğun o kadar da müşterisi yok bugünlerde. Yeni il başkanının ’‘vekil adayı’’ olamayacak olması tek neden’… AKP’’nin kerli ferli yöneticileri, emektarları, kulislerde isim geçirmeye bayılanları, ’‘tek tek’’ il başkan adayı değilim demeye başladı.

Ama operasyonun arkasındaki isim olan Hotar, Eski İl Başkanı Aydın Şengül ekibiyle işbirliği halinde Aliağa’’nın Eski Belediye Başkanı Tansu Kaya üzerinde yoğunlaşıyorlar.

Kaya’’nın ağır desteklerinden birinin de uzaktan akrabası Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olduğu konuşuluyor.

Hotar ve Şengül’’e karşı ekip de kartını Ödemiş’’in eski belediye başkanı Mahmut Badem üzerinden masaya sürüyor. Ve de 20 Haziran 2009’’da Başbakan’’ı kırmayan ve Kabak’’a karşı adaylıktan vazgeçen Uğur Türkan, İşadamı Mustafa Altınok, Cemal Öztürk, işadamı Abdullah Kavuk gibi en sağdan atağa kalkan adaylar söz konusu’…

Operasyona sessiz kalan Tekelioğlu’’nun kimi desteklediği merak konusu’… Kulislerde Selim Gökdemir ismi dolaşsa da Tekelioğlu ile ortaklığını her anlamda bitiren Gökdemir’’in vekil adaylığına daha sıcak baktığı kaydediliyor.

Ve tabi ki Bülent Delican’… Fazıl Say konseri nedeniyle Kabak’’la çatışan Delican’’ın adaylığı da kulislerde yankı bulurken, son yönetimde Kabak mağduru, kentin sevilen siyasi kişiliği Bilal Doğan’’ın Ankara üzerinden kulis yaptığı, önemli bir desteğe ulaştığı kaydediliyor.

Doğan ve Delican’’ın birlikte hareket ettikleri, ekipçi/hizipçi değil, teşkilatçı bir tavır aldıkları kaydediliyor.

Bu koltukta beş yıl oturan Ali Aşlık, dedikodular üzerine il başkanlığı koltuğunda ’‘tüzük gereği’’ emaneten oturduğunun altını çizmek zorunda kalırken, İzmir’’in kadrolu il başkan adayı Kerem Ali Sürekli’’nin adı yine kulislerde yankı buluyor.

Kulisler öyle hızlı gelişiyor ki, Nesrin Ulema’’dan,  uzun süredir neredeyse kayıp olan Rahmi Taştan’’ın bile adı ısıtılıyor.

 

Neler olup bittiğini izlemeye devam edeceğiz’…