Suavi YARDIMOĞLU
96. yılda Mustafa Necati için
16 Ocak 2010 Cumartesi

Büyük Altay şu sıralarda 96. kuruluş yılının heyecanını yaşıyor. Altay Spor Kulübü Mustafa Necati -Vasıf Çınar - Şükrü Saraçoğlu - Baha Esat Tekant - Talat Erboy -’¶ Esat Çınar - Nejat Evliyazade gibi sadece Türk futbol tarihinde değil, Milli Mücadele, Kuvay-ı Milliye hareketi ve genç Türkiye Cumhuriyeti’’nin yapılandırılmasında çok önemli yerlere sahip inanılmaz kişiliklere sahip insanlardı.
 
Bu insanlara sadece Altay Kulübü  sevenlerinin değil, Cumhuriyeti, Atatürkçülüğü ve Türklüğü sevenlerin sahip çıkmaları ve onların ismini ve kişiliklerini gelecek kuşaklara aktarmaları ’“Türk istiklalinin ilelebet muhafaza ve müdafa edilmesi’” açısından son derece yaşamsal bir önem taşımaktadır.
 
Geçen yılın son günlerinde gazetelerde küçücük ama çok büyük bir mide bulantısı yaratan, düşündürücü bir haber vardı:
 
’“Kartal Belediyesi’’nin ilçedeki öğretmenlere hediye ettiği Cumhuriyet döneminin ilk Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’’nin hizmetlerini ve yaşamını anlatan kitap toplatıldı. Kartal İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, hediye olarak dağıtılan ’“Mustafa Necati ve Cumhuriyet Eğitim Devrimi’” kitabını, Talim Terbiye Kurulu onayının bulunmadığı ve ideolojik olduğu gerekçesiyle toplatma kararı aldı...’”
 
Çoğumuzun ekranlardan ve köşe yazılarından tanıdığımız sevgili İsmail Uğural’’ın da büyük amcası olan Mustafa Necati’’nin en önemli özelliği Atatürk’’ün en yakın düşünce ve mesai arkadaşlarından, Kuvay-ı Milliye hareketlerinin öncülerinden ve Atatürk Devrimleri’’nin yaygınlaştırılıp yaşama geçirilmesini sağlayan en önemli kişilerden biri olmasıdır.
 
Atatürk’’ün kurduğu Cumhuriyet’’in Milli Eğitim Bakanı, Atatürk’’ün Türkiyesi’’nde neden bir öcü  gibi gösterilmek isteniyor?
 
Kimdir Mustafa Necati? 
 

 
Biraz uzun olacak ama, tarihe tanıklık etmek, onu anlamak üzere,  üşenmeyin okuyun lütfen. Mustafa Necati hakkında tarih kitapları şöyle der:
 
’… Cumhuriyet’’ten sonra Uğural  soyadını alan 1894 yılında İzmir’’de  doğan ve genç yaşta 1 Ocak 1929’’da Ankara’’da yaşamını yitiren siyasetçi, avukat, öğretmen, sporcu, spor kulübü kurucusu, gazeteci, fikir adamı’… ///  
Tarih kitaplarına göz atmaya devam edersek; 1894 yılında İzmir'de dünyaya gelen ve ’“harbi’” Eşrefpalı olan Mustafa Necati’’nin kısacık ömrüne sığan inanılmaz işler var.
 
/// ’… İzmir İdadisi'ni bitirdikten sonra yüksek öğrenimi için gittiği İstanbul'dan 1914 yılında bir hukukçu olarak olup İzmir’’e dönen Mustafa Necai Bey, I. Dünya Savaşı yıllarında İzmir'de avukatlık, eğitimcilik, gazetecilik yapmış, 1915 yılında arkadaşı Hüseyin Vasıf Bey ile Özel Şark İdadisi adlı bir okul kurup, bu okulda müdürlük ve edebiyat öğretmenliği yapmıştır.
Kısa bir süre Aydın-Kasaba Demiryolları'nda hukuk müşavirliği yapmış olan Mustafa Necati Bey, savaştan sonra itilaf devletlerince işlerine son verilen demiryolu işçilerinin haklarını savunmak, savaştan dönen işsiz yedek-subayların sıkıntılarını gidermek için çalışmalar yapmıştır.
 
Yaklaşmakta olan işgal tehlikesine karşı demiryolu işçileri, işsiz yedek-subaylar ve sporcu gençlerle olan ilişkisini kullanarak önlemler almaya, direniş örgütlemeye çalışmıştır. İzmir'in işgali üzerine İstanbul'a giderek amcasının kızı ve nişanlısı Halide Nusret Hanım'ın evine sığınmış İçişleri Bakanlığı'nda görev almış ve Balıkesir'e atanmıştır.
 
Şehre vardıktan sonra görevinden istifa etmiş ve Balıkesir'de kaldığı 7 ay boyunca milli mücadele hareketinde müthiş bir tempoda çalışmış, Kuvay - ı Milliye kumandanı olarak Yunanlılar ve Anzavur kuvvetlerine karşı yürütülen mücadelede büyük yararlılıklar göstermiştir.
 
Hüseyin Vasıf ve Mehmet Esat kardeşlerle ile birlikte "İzmir'e Doğru" adlı bir gazete çıkaran Mustafa Necati, Milli hareketin yayın organı olan ve 74 sayı çıkan bu gazetede milli duyguları geliştirici yayınlar yapmış, Balıkesir'de kaldığı sürede bir gençlik ve spor kulübü olan Balıkesir İdman Yurdu'nu da kurmuştur.
 
Bu dönemde herhangi bir dava alıp, takip etme fırsatı olmasa da, bir avukatlık bürosu açıp, şehirde faaliyet gösteren 11 avukattan birisi olarak 1920'nin Ocak ayında kurulan baronun yönetim kurulunda yer almıştır.
 
TBMM’’nin ilk üç döneminde milletvekilliği yapmış, mübadele (değişimler) esnasında da Bayındırlık ve İskan Bakanlığı görevinde bulunmuştur. 1924 Anayasası'nın yürürlüğe konulduğu sırada Adalet Bakanlığı, Tevhidi Tedrisat sürecinde ve Harf Devrimi esnasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmıştır.
 
Özellikle 1925 ve 29 yılları arasına sığan Milli Eğitim Bakanlığı döneminde de Türk Milli Eğitimi’’ne unutulmaz hizmetler yapmış. Yıllardan bu yana Türkiye Cumhuriyeti’’ne Atatürk’’ün fikri hür vicdanı hür nesiller istediği mualimleri, öğretmenleri yetiştiren  Necatibey Eğitim Fakültesi'ne adı verilmiştir.
 
Saruhan milletvekili olarak 1920’’de ilk TBMM'ne katılan Mustafa Necati, milletvekilliği sırasında önce Sivas İstiklal Mahkemesi üyeliği, daha sonra Kastamonu ve Amasya İstiklal Mahkemesi Başkanlığı yapmıştır.
 
Kastamonu’’da görevli olduğu bir yıl içinde Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) ve İlim Yayma Cemiyeti’’nin kurulmasına öncülük etmiştir. Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay), Gençler Mahfeli (Derneği) ve Muallimler Derneği’’nin çalışmalarına destek vermiştir.
 
Mustafa Necati Bey, İzmir milletvekili olarak 2. Dönem TBMM’’de de yer almıştır. Altı arkadaşı ile kurduğu komisyon, hükümete "mübadele, imar ve iskan’” işlerinden sorumlu bir bakanlık kurulması önerisini getirip, bu öneri üzerine kurulan Mübadele, İmar ve İskan Vekaleti’’ne vekil olarak seçilen ilk bakan olmuştur. Mustafa Necati Bey, 5 ay boyunca yürüttüğü bu görevde Bakanlık teşkilatının kuruluşu; savaşta yakıp yıkılan ülkenin imarı ve gelen göçmenlerin yerleştirilmesi ile ilgili hizmetler vermiştir.
Mustafa Necati Bey, 6 Mart 1924’’te kurulan ikinci hükümette Adliye Bakanı olarak yer almış, bakanlığı döneminde Şer’’i mahkemeler kaldırmış, 24 Ağustos 1924 tarihinde "Türk Muallimler Birliği’” (Türk Öğretmenler Örgütü) genel başkanı olarak seçilip bu görevi yürütürken Milli Eğitim Bakanı olarak atanmıştır. 
Mustafa Necati Bey, 4. ve 5. Hükümet dönemlerinde Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı) olarak görev yaptı.
 
Maarif Teşkilatı’’na dair kanunu çıkarmış, eğitim işlerini valilerin kontrolünden çıkararak bakanlığın kontrolüne almıştır. Kanun’’da yer alan ’“Maarif hizmetinde asıl olan öğretmenliktir’” hükmü ile öğretmenlik mesleğini itibarlı hale getirmiş, öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin düzenlemeler yapmıştır.
10 bölge merkezinde birer öğretmen okulu inşaatı başlatmıştır. Bunlardan ilki, bugünkü Gazi Eğitim Fakültesi Binası’’nda hizmete giren Gazi Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü, ikincisi İzmir Erkek Öğretmen Okulu, üçüncüsü bugün Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi olarak binasında hizmet veren Balıkesir Necatibey Muallim Mektebi’’dir. Ayrıca uzman öğretmen yetiştirmek üzere Avrupa’’ya ilk öğrencilerin gönderilmesini sağlayan da Mustafa Necati olmuştur.. 
Yeni bir ilkokul programı hazırlatmış ve toplu öğretimin Avrupa ile aynı anda Türkiye’’de uygulanmaya başlanmasına öncülük etmiştir. 
Mustafa Necati döneminde ortaöğretim paralı olmaktan çıkarılmış ve okul kitapları da bakanlıkça bastırılmıştır. Yabancı okullar denetim altına alınırken, Köylere öğretmen yetiştirmek için Köy öğretmen okulları modeli planlanmış, Denizli ve Kayseri’’de köy muallim mektepleri açılmıştır. 
Harf Devrimi’’nin gerçekleştirilmesine, yeni harfleri öğretmek için Millet Mektepleri kurulmasına, okuma-yazma seferberliği başlatılmasına hep Mustafa Necati öncülük etmiştir’…///
 
Milli mücadeleden tutun da Cumhuriyet’’in en kilit noktadaki üç bakanlığında (Bayındırlık ve İskan ’– Adalet ’– Milli Eğitim) böylesine önemli işler yürütmüş, Cumhuriyet’’in yapısal temellerini atmış Atatürk’’e bu kadar yakın olmuş Mustafa Necati bazı kesimlerce düşman gibi görülmektedir. Belki de Mustafa Necati’’nin ölümü hakkındaki o zırvalar bu kanının oluşmasına yol açmıştır.
 
Mustafa Necati, 1 Ocak 1929 tarihinde "apandisit patlaması" sonucu Ankara Numune Hastahanesi'nde ölmüştür. Bazı kaynaklar (!) ise, TBMM kürsüsünde "Millet Mektepleri"nin müfredatıyla ilgili olarak konuşma yaparken "Kuran-ı Kerim"i yere atıp üzerine basması üzerine Mareşal Fevzi Çakmak'ın silahını çekip kendisini tek kurşunla öldürdüğünü iddia etmektedirler’…
 
Olayın gerçeğini de İsmail Uğural’’dan dinleyelim:
 
’“Bu söylentilerin kimler tarafından ne maksatla çıkarıldığı açıktır. Milletvekili olan annem bir keresinde asker ağabeyimi ziyaret için askeri birliğe gider. Birliğin komutanı Albay kendisine soğuk davranır. Annem benim de bulunduğum odada, bunun sebebini sorar. Albay da aynı çirkin söylentiyle karşısına çıkınca şunları anlatmıştır:
 
Mustafa Necati’’nin Eskişehir’’de apandisti patladığı anlaşılınca hemen Atatürk’’e telgraf çekilir. Gazi Mustafa Kemal de doktoru Ordinaryüs Profesör Neşet Ömer İrdelp’’i bizzat görevlendirir ve aciliyetle duruma müdahele etmesini emreder. Ama iş işten geçmiştir. O dönemde Eskişehir-Ankara arasındaki mesafeyi almak öyle kolay değildir. Zehir kana karışınca Mustafa Necati için yapacak bir şey kalmamıştır. Yani Atatürk’’ün en çok güvendiği ve en yakın bulduğu Mustafa Necati kimse tarafından, hele hele Atatürk’’ün silah arkadaşı Fevzi Çakmak tarafından vurulmamıştır’…’”
 
İsmail Uğural’’dan tüyler ürperten bir Atatürk- Mustafa Necati anısı daha:
 
’“Yunan kuvvetleri Kütahya’’ya dayanmıştır. Meclis-i Mebusan’’da büyük bir moral çöküntüsü vardır. Hatta bir grup mebus Gazi Mustafa Kemal’’in Başkumandanlık’’tan alınması için meclise takrir (yazılı önerge) verir. Mustafa Kemal’’in durumdan haberi olur. Gazi Paşa hemen Mustafa Necati’’ye ulaşır. Kendisinin yetişeceğini Meclisi oyalamasını ister. Mustafa Necati 22 saat boyunca ayakta kalarak ve sadece su içerek konuşur. Bu kadar uzun bir süre konuşmayı sürdürmek için de Kordonboyu’’nun güzelliğinden tutun da doğduğu yer Eşrefpaşa ile ilgili anılarına varıncaya dek aklına ne gelirse söyler. Şiirler okur. Kürsüye hücum ederler, ama o inmez. Bu sırada Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal yetişir, meclisi ikna eder. Milli mücadele devam eder’…’”
 
Mustafa Necati o konuşmayı  yapmayıp, dayanmasa belki de Mustafa Kemal başkumandanlıktan alınacak ve ülke kara yazgısına boyun eğecektir.
 
Mustafa Necati Kuvay-ı  Milliye hareketleri öncülüğünde kurulan iki İzmir kulübü Karşıyaka ve Altay’’dan, siyah beyazlı renklere sahip olanı ve adını Türklüğün simgesi Altay dağlarından alan Altay Spor Kulübü'nün kurucularındandır. İzmir Türk Ocağı'nın aktif bir üyesi olan ve spor kolu çalışmalarını yürüten Mustafa Necati, Atatürk’’ün Celal Bayar’’a verdiği direktifler doğrultusunda arkadaşlarıyla harekete geçmiş ve Altay Spor Kulübü'nü kurmuştur.
 
Ne büyük bir gurur kaynağıdır ki, Mustafa Necati ile birlikte Altay Spor Kulübü’’nün kurucuları  Vasıf Çınar, Mahmut Esat Bozkurt, Baha Esat Tekand, Şükrü  Saraçoğlu Atatürk’’ün ilk bakanları olmuş ve bu ülkeye unutulmayacak hizmetler vermiştir.
 
Şimdiiii, gelelim sadede;
 
Çarşamba günü Altay Spor Kulübü’’nün profesyonel takımı Kartal deplasmanında ikinci yarının ilk maçını oynayacak’… Yani Cumhuriyet’’e bedeli hiçbir şeyle ölçülemeyecek hizmetler veren Altay’’ın değerli kurucusu Mustafa Necati’’yi anlatan kitabın toplatıldığı ilçenin stadında. Altay’’ın taraftarına puan borcu olduğu kadar, Mustafa Necati’’ye vefa borcu, Cumhuriyet’’in onurunu kurtarma sorumluluğu da bulunmaktadır.
 
Benim arzum, Altay’’ın o maça ’“Mustafa Necati’’yi unutmadık, unutturmayacağız’” yazılı bir pankartla çıkması, formalarının içine yaptıracakları Mustafa Necati baskılı tişörtlerini attıkları golden sonra, dosta düşmana göstermesi’… Geçmişte Altay’’ın başkanlığını yapan ve hepimizin takdirini kazanan sevgili Federasyon Başkanımızın da bu anlamlı girişimin önünün açması’…
 
Bilmem çok şey mi istiyorum?
Yoksa bu vatan için, Cumhuriyet için, bizler için, kısacık ömrüne paha biçilmez hizmetler sığdıran Türkiye Cumhuriyeti’’nin ilk bakanlarından Mustafa Necati’’ye bu kadarı bile az mı?    

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
yavuz 28 Kasım 2013 Perşembe 23:02

başka kaynaklar belgeleriyle sizin gibi anlatmıyorlar bu zatı şahaneyi sizin gibi meth etmiyorlar üstelik belgeli olarak

Yorumu oyla      12      6  
ece 29 Mart 2011 Salı 15:52

bu çok uzunmuş ama bilgi veriçi

Yorumu oyla      12      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva