Ümit YALDIZ
1 liraya döner olmaz da kitap olur mu?
1 Şubat 2013 Cuma

Öyle hızlı değişiyor ki her şey.
Gündem toz duman.
 Hem İzmir’de hem de güzel ülkemde.
Yakalayabilene aşk olsun. 
Ama en azından kendi gündemimizi yaratıp onun peşinden koşmayı deniyoruz bazen. 
*
Hafta içi her sabah Ege TV ekranlarındayız. Güne Bakış’ta gündemi yorumlarken programın sonuna doğru bir de konuk ağırlıyoruz.
Dünkü konuğumuz Muzaffer İzgü’ydü.
Adını çocuk kitabı yazarı olarak dünyaya duyuran İzgü.
Vikipedi onun için ‘Türkiye’nin en çok okunan gülmece ve çocuk kitabı yazarı’ diyor. Dile kolay, 150’ye yakın yayınlanmış kitabı 100’ün üzerinde radyo oyunu var.
Kariyeri baştan sona başarılarla, ödüllerle dolu…
 ‘Edebiyata yaslanan, sırtını edebiyata dayayan biriyim’ diyerek söze başlayan 80 yaşındaki edebiyat deviyle 30 dakikalık sohbet bana yetmedi. 
Bu süre b
iyografisi için bile yetmezdi kuşkusuz. 
Babasını Adana’ya gecekonduyu getiren adam olarak tanımlayan kış aylarında okula koşa koşa gitmesinin ilk nedeninin ‘ısınmak’, Adana’daki halk kütüphanesiyle yolunun kesişme nedeninin de yağmurdan sonra ‘kurumak’  olduğunu anlatan İzgü, 5 kardeşiyle sığmaya çalıştıkları gecekondularında yoksullukla nasıl gırgır geçtiklerini de şöyle anlatıyor:
—Babam eve hayali bir pirzola getirirdi. Bizler de hayali mangalımızı yakar, ağzımızın suyu akıncaya kadar ‘doyasıya et yeme’ oyunu oynardık. Ve çoğunlukla bu güzel oyun annemin masaya vurduğu yumruğundan çıkan 'taak' sesiyle sona ererdi.
Yoksullukla alay eden/edebilen, gırgır geçen/geçebilen bir çocuğun dünyasını hayal edince o kadar ödüllü kitabın, öykünün nasıl yazıldığını anlamak da zor olmuyor doğrusu.  
Hayatı roman birinden söz ederken hem de.
Tabi ki Muzaffer İzgü’yü konuk etmemizin ‘sıcak’ bir gerekçesi de vardı.
Son dönemde kitaplara yönelik milli eğitimde başlayan yasakçı mantığın dokunduğu son isim  İzgü’nün ‘Zıkkımın Kökü’ isimli kitabıydı.
Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü ‘velilerin şikayeti’ üzerine Zıkkımın Kökü’nü ‘sakıncalı’ kitaplar listesine almış, gerekçe olarak da, engenlik çağındaki çocukların menfi etkileneceğini ileri sürmüştü. Yazıldığından bu yana tam 26 baskı yapan 1992’de filme çekilen Zıkkımın Kökü’nde yazar ağırlıklı olarak kendi çocukluğunu anlatıyordu.
Filmi de kitabı da onlarca ödüle layık görülmüş Zıkkımın Kökü’nün sakıncalı ilan edilmesinin şokunu hala üzerinden atamayan İzgü bakın neler söyledi: 
-Psikolog kızımla birlikte kitabı bir kez daha okudum. Bir şey kaçırmış olabilir miyim diye.. Ama bulamadım. Bursa'daki komisyonun kararının gerekçesini sırtını edebiyata yaslamış biri olarak ben anlamadım. 
Aslonda bu tip komisyonlarda 'uzman' isimlerin olması gerektiğini dile getiren İzgü, iç geçirerek devam ediyor: 
-Bu durum daha önce de başıma gelmişti. 1980 darbesi öncesi devlet dahası Kültür Bakanlığı bana bir kitap sipariş etti. Sipariş üzerine Ekmek Parası’nı yazdım. Kitap kabulden önce 2 farklı komisyonun denetiminden geçti, onay aldı. Ve devlet telif ücretimi ödedi. Sonra o kitabı bastılar. 14 bin adet basmışlar hem de. Türkiye’deki kütüphaneler başta olmak üzere okullara gönderdiler. Sonra aynı devlet sipariş edip, parasını ödediği o kitabı toplattı.
Üzerine hakkımda 14 yıl hapis istemiyle bir de dava açtılar.
Bugün de başıma gelen farklı sayılmaz.
Hatta bugün yaşananlar 1980 darbesinden de beter görünüyor. Özellikle de kitaplara yönelik yasaklama girişimleri konusunda…
Son dönemde illerde kurulan milli eğitim komisyonlarının Şeker Portakalı ve Fareler ve İnsanlar gibi dünya klasiklerinin yasaklama girişimlerini de eleştiren İzgü, ‘İnternet kullanımının erken yaşlara düştüğü bir ortamda kitap yasaklamak akıl karı değil. Tam aksine kitapları yasaklamak yerine teşvik etmeliyiz. Çünkü çocuk okuru olmayan bir ülkenin büyük okuru hiç olmaz. O da olmazsa bırakın düşünmeyi hayal bile kuramayan bir nesille karşı karşıya kalırız. Okuyan çocuk düşünür, araştırır. Asla sürünün koyunu olmaz”
 
Çocuk okuru olmayan bir nesil…
Okumayan, araştırmayan, düşünmeyen, eleştirmeyen hatta hayal bile kuramayan bir nesil…
Bazılarınıza biraz tanıdık gelebilir bu tablo. Hatta bazılarınız ‘tam da böyle bir nesil isteniyor zaten’ bile demiştir şu anda.  
Belki de öyledir.
Kim bilir?
*
Peki, okuyalım ve de okutalım.
Özellikle de çocuklarımıza okutalım.
Ne okutacağız, neyi okutacağız.
İşte orada da önemli bir uyarısı vardı Muzaffer İzgü’nün…
—Ne olur anne-babalar. AVM’lerdeki 1 liralık kitaplardan uzak durun. Çocuklarınızı da uzak tutun.
Nasıl yani? 1 liralık kitap da ne oluyor hocam diye sorduğumda yanıtı netti İzgü’nün…
Türkiye’de benim bildiğim 16 tane Robinson Crusoe kitabı var. Kimi ince kimi kalın… Bazılarını kimin çevirdiği belli değil.
Çocuklarımızı kimin yazdığı, kimin çevirdiği belli olmayan tamamen ticari amaçlı; promosyon amaçlı ucuz kitaplardan da uzak tutalım.
Ki çocuk kitaptan uzaklaşmasın. Okuma alışkanlığını kazanmadan soğumasın, uzaklaşmasın.
Bugün Federasyonu Başkanlığına yükselen İzmir Lokantacılar Odası Başkanı Aykut Yenice geldi aklıma o anda. Yıllarca ‘1 liraya döner olmaz, olursa o döner olmaz’ diye bas bas bağıran Yenice, gelinen noktada ‘ete ilişkin’ önemli düzenlemelere imza atılmasını sağladı. Sanıyorum önümüzdeki günlerden itibaren 1-2 liraya döner-ekmek dönemi kapanıyor.  
 
*
Aslında Muzaffer İzgü’nün uyarısı da farklı değil.
Hatta 1 liraya yarım ekmek döner olmazsa kitap hiç olmaz.
Hele hele çocuk kitabı… Hiç hiç olmaz. 

1 liralık yarım ekmek dönerle en fazla midemizi zehirleriz. Ama özensiz yazılmış, kötü kurgulanmış, berbat çevrilmiş bir ucuz kitabın vereceği hasarı siz tahayyül edin artık.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Tufan Atakişi 2 Şubat 2013 Cumartesi 10:23

Sevgili Ümit, çok önemli bir konuya değinmişsin. Seni kutluyorum...

Yorumu oyla      19      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Horus'un Gözü
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Çiğli Güneş Ülkesi
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Latife Hanım çam devirince!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (3): 'Dans eden ayılar' ve 'Sokak hayvanları'
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Eskidendi çok eskiden...'
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva