Her şey...

31 Mart yerel seçimlerinde...

AK Parti’nin...

“İkinci Parti” konumuna düşmesiyle başladı...

Vatandaşın sorusu şu:

1 Nisan sabahı ortaya çıkan “seçim tablosu”...

İktidar Partisi’ni...

Müthiş sevindiren turuncu renkle dolu olsaydı...

AK Parti ile CHP liderlerini...

Sekiz yıl sonra buluşturan zirve gerçekleşir miydi?

***

AK Parti ile CHP liderlerini...

Sekiz yıl sonra buluşturan o zirve...

CHP’nin 47 yıl sonra “birinci”...

AK Parti’nin ise...

22 yıl sonra ilk kez “ikinci parti” olmasından kaynaklandığını...

Sağır sultan bile biliyor!

***

Misafir / ev sahibi zirvesinin 1.5 saat sürmesi bile...

Sayın Cumhurbaşkanı’nın...

Ana Muhalefet liderinin “kalbini okuması” için yeterli olsaydı...

Buluşma sona ererken...

Huzurlu bi’şekilde...

Türkiye’ye şöyle seslenerek...

O tarihi buluşmayı “heyecanlı” hale getirir miydi?

“Bu adımın atılmasıyla, siyasetin ülkemizde çok daha yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz... En kısa zamanda biz de CHP’yi ziyarete gideceğiz...”

Siz de merak etmiyor musunuz?

Sayın Cumhurbaşkanı bu sözleri...

10 ay önce... Bir yıl önce... Üç yıl önce...

Neden?

85 milyona müjdeli mesaj olarak gitmedi / gidemedi?

Koltukta Kılıçdaroğlu oturduğu için mi?

Yoksa...

Keramet Özgür Özel’de mi?

Ya da...

21 yıl sonra...

İktidar Partisi’nde işler eskisi gibi yolunda gitmediği için mi?

***

Bundan sonra...

Türkiye Siyaseti’nde neler yaşanacak?

***

Bu anlamlı soruyu…

Ömrünün yarım asrını “CHP”ye vermiş…

Atatürk’ün Partisi’nde…

Hemen her “1 Numaralı” koltukta görev yapmış…

Değerli büyüğüm Bülent Baratalı’ya sordum…

Politika ustasının…

Ders gibi kalpten ama “ibretlik” yorumu şöyle:

***

“Son yerel seçim başarısının taşıdığı gururla...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşmayı...

CHP Lideri Özgür Özel istedi; üstüne basa basa...

Haklıydı...

Seçimden “birinci parti” olarak çıkmıştı ve...

“Yumuşama Planı”nı hayata geçirmek istiyordu...

Çünkü...

Altıok’un Genel Başkanı, “Türkiye İttifakı” söylemiyle...

Hem partisinin oylarını konselide etti hem de...

Sağ partilerin oylarını CHP’ye taşıdı...

Artık...

Özgür Özel’e göre...

Erdoğan’ın ve Saray’ın meşruluğu kabul edilmiştir...

Ayrıca...

Cumhurbaşkanı’nın, CHP için seslendirdiği...

“Bunlara iki koyun ver, ikisini de güdemez; kaybederler...”

Sözü tarihe karışmıştır...

Yumuşama aslında AK Parti’ye de ılımlı bir hava yansıtacak...

Bundan sonrası daha önemli...

Anayasa Mahkemesi’nin ve...

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları için...

Yepyeni dönem başlayacak...

28 Şubat davasında hüküm giyen emekli generallerin...

Cezaevinden çıkmalarını bekliyorum...

Çünkü...

Erdoğan’ın demeçlerine bakılırsa...

Adli Tıp kararlarına uyacaktır...

Erdoğan-Özel buluşmasının...

18 yıl sonra geldiğini unutmamak gerekir...

Çünkü, bu da önemli...

***

Sözün burasında...

Bülent Baratalı büyüğümüz...

Sekiz yıl önce...

Başbakan Binali Yıldırım ile...

Kemal Kılıçdaroğlu buluşmasını da hatırlattı ama...

Sonuç alınmadığını ekledi...

***

Baratalı büyüğümüze kulak verirsek...

Ülkenin ekonomik durumu “evlere şenlik”...

Batı Dünyası’ndan “borç” bile alamıyoruz...

Özgür Özel’in şu sözünü unutmayalım diyor:

“Avrupa’yı karış karış dolaştım; herkes Osman Kavala,

 Can Atalay ve Gezi sanıkları için bir kulvar açıldı...”

Baratalı büyüğümüz, bugünün siyasetini harmanlarken...

Hem CHP hem de AK Parti’nin yarınları için...

Noktayı şöyle koyuyor:

“Bu bir nevi, (kazan – kazan) projesidir...

İktidarın da muhalefetin de işine gelir...

CHP’nin bir asırdır hayatta tuttuğu bir özlü sözü vardır:

“Önce Türkiye, sonra parti...”

Özgür Özel, işte bunu uyguluyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan da...

31 Mart’ta kaybettiği tabanı tekrar konsolide(*) etmek istiyor...

Bunun adı da...

“Politikada kazan – kazan” oluyordu...

Her iki taraf da kaybetmeyecek ve...

Yabancı ülkeler bu tabloyu görüp, güvenerek yatırım yapacak...

Özgür Özel de tabanını genişletecek...

Yakın süreçte cezaevindeki generallerin tahliyesi ile...

Yumuşamanın sonuçları kendini belli edecek!

***

Bitiriyoruz...

Kutuplaşmanın karşısında yumuşama...

Özgür Özel’in önüne ödül gibi geldi...

İyi de...

İnsan merak ediyor:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP’nin önceki lideri Kılıçdaroğlu, hangi nedenlerle onca yıl içinde bugünkü tablonun kahramanları olmadılar ya da olamadılar? Üstelik, bi’dönem başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu da bunu istiyordu...

Neden?

Cevap yok!

Demek ki...

“Türkiye Siyaseti’nde heba olmuş geçen yıllar!”

Dağ gibi enflasyon...

Fakirlik...

Yetersiz beslenme...

Başa bela...

Gelecek nesilleri düşünerek korkmamak elde mi?

Neyse...

Son soru, yine Sayın Baratalı’ya:

“Bu esaslı başlangıcı ne bozar?”

Kıdemli siyasetçi...

Cevap vermek için saniye bile düşünmedi:

“Sayın Erdoğan bozar...” dedi ve ekledi:

“Çünkü, Özgür Özel, Türkiye için elini uzattı; (Hazırım) dedi... Bu eli Sayın Cumhurbaşkanı’nın sıkı sıkı tutması gerekir... Yoksa; yazık olur bu güzel ülkeye ve yarınlarına...”

Nokta...

(*) Konsolide etmek: “Basit ifade ile bir şeyleri bir araya getirmek, toplamak...”

Hamiş: Türkiye Siyaseti’ne meraklı olanlar bilir... Demokrat Parti ile CHP’nin lider düzeyinde birbirleriyle ağız dalaşı yürüttükleri bir dönemde (1957 – 67 yıl önce) İsmet İnönü, TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada Adnan Menderes’i öven cümleleri arka arkaya sıralamıştı... Yarım saat sonra Başbakan Menderes de aynı oturumda kürsüye çıkıp, İnönü ve partisi CHP için hoş mesajlar vermiş; bugün yaşananlara benzer bir yumuşamaya yol açmıştı... İki lider – İnönü ve Menderes– buluşmadan yumuşadılar ve ardından görüştüler... Hem de gizlice...

Sonsöz: “Politikada hiçbir şey kazayla olmaz... Olmuşsa, öyle planlanmıştır... / Franklin D. Roosevelt – Amerika Birleşik Devletleri’nin 32’nci Başkanı...”