Sözünü dudaktan...

Gözünü budaktan esirgemeyen politikacılar...

Başlarına gelenleri...

Seçmene şikayet etmek yerine...

Bizzat “hesap” kesmeyi tercih ediyor...

Böylesi isimlerin...

Tarihteki örnekleri sayılamayacak kadar çok!

Özellikle de şu sıralarda...

***

Çok değil...

13 / 14 gün önce...

İYİ Parti’nin son derece heyecanlı...

Ama...

Bir o kadar da “öne çıkmasını bilen” lideri Meral Akşener...

Gözünü kırpmadan...

İstanbul'da İYİ Partililer ile “arka kapı” görüşmesi yapan...

İstanbul’un Reisi Ekrem İmamoğlu’nu topa tutmuştu:

“Partimize uzanan elleri kıracağım!”

İmamoğlu alttan almayı bilen siyasetçiydi...

Nazik bi’karşılık verdi; İYİ Parti’nin kaptanına:

“Bazı sözler beni incitti ama abla-kardeş bir gün çözeriz o işi!”

Bunun üzerine...

Tartışma...

İki tarafın arzusuyla “derin dondurucu”ya yerleştirildi!

Ama...

Meral Akşener hiç bir şeyi unutmuyordu...

Hele hele...

Kendisine yapılanlar için...

“Bir bir savaş ilanıdır!”

Dedikten sonra...

Haklıydı, Meral Hanım...

İlacı olmayan bazı sorunları...

Tavan arasındaki sandıkta saklamanın alemi yoktu!

***

Oysa...

Meral Akşener...

Bi’çok politikacıdan daha heyecanlı olduğu için...

Siyaset’en “atma/tutma”lara dikkat kesiliyordu...

Aylardır...

Adeta sihirli bir el değmişçesine partisinin içi boşalıyordu...

Asıl bu hayati felaket tartışılacağına...

Bi’zamanlar...

Aynı yuvarlak masayı paylaştığı CHP ile didişiyor...

Belki de...

Hala İYİ Parti’ye kalten oy atan seçmene...

“Gerekirse bizimle uğraşanlara savaş açarız!” demeye getiriyordu...

Oysa...

İYİ Parti’nin içi hızla boşalıvermişti...

Son yedi ay içinde...

Genel seçimde “43” milletvekili çıkaran İYİ Parti’nin...

An itibarıyla vekil sayısı “38”...

Neden?

Bu sorunun cevabını ancak Akşener verebilir...

Yürekli bi’şekilde...

Belli ki...

Gidenlerin sayısı sadece “5 vekil” ile kalmayacaktı...

Bu acı gerçeği...

Meral Hanım da fark etmişti...

***

Her şey üç yıl önce ihraç edilen Ümit Özdağ ile başladı...

Onu Erdal Sarızeybek’in vedası takip etti...

Genel seçimle birlikte...

Yavuz Ağıralioğlu, Ahat Andican, Dr. Aytın Çıray...

Kuruculardan Yusuf Halaçoğlu, Özcan Yeniçeri ve Nevzat Bor...

Veda ettiler İYİ Parti’ye...

Üstelik giderken...

“Yönetim hata yapıyor!” demeyi bile ihmal etmediler...

İYİ Parti’ye vedalar...

Eski milletvekilleri Aydın Adnan Sezgin...

Durmuş Yılmaz ve Hasan Subaşı’nın yanı sıra  ile GİK üyesi Bahadır Erdem’le devam etti...

Sonra bi’baktık ki...

Milletvekilleri Nebi Hatipoğlu ve Adnan Beker de istifa etmiş bile...

Ayrıca...

Disipline gönderilip...

Veda edenler de var:

İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu ve...

Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır...

Ha’di ben söylemeyeyim ama...

Dünyanın her tarafından bu tablonun adı...

“Eriyiş”...

Olarak tarihin karanlıklarında yer bulur...

Yazık değil mi?

Kuruluşundan bugüne geçen altı yıla?

Hepsinden önemlisi...

İYİ Parti’ye gönül everenlere?

***

Bitiriyoruz...

Büyük ihtimalle...

Sayın Meral Akşener...

Belli etmese de...

Bu “veda”lara üzülüyordur...

Bakın...

Rahmetli Barış Manço’nun dillerden düşmeyen...

32 yıllık bir şarkısı vardır:

“Dağlar  Dağlar...”

Sözleri o kadar anlamlı ve bi’ o kadar da...

İYİ Parti’nin...

Bugünkü görüntüsüne ayna tutuyor ki:

“Ellerimle büyüttüğüm... / Solar iken dirilttiğim... / Çiçeğimi kopardın sen, ellere verdin...”

42 Milletvekili çıkarmış...

20’dan fazla (hepsi ilçe) belediye başkanı görevde...

Bir İYİ Parti’nin...

Pes etmemesi gerekiyor...

Partiye uzanan karanlık elleri kırmak yerine...

O kararlık elleri...

Bi’daha tutmamak daha hayırlı olmaz mı?

Nokta...

Hamiş: İmamoğlu: “Abla-kardeş sorunları çözeriz...” Akşener’den cevap: “Partimize uzanan eller var, o elleri parça parça edeceğim...”

Sonsöz: “Politikade hiçbir şey kazayla olmaz... Olmuşsa öyle planlanmıştır... / Franklin Roosevelt - 1933’ten 1945’e kadar Amerika Birleşik Devletleri'nin 32’inci Başkanı...”