İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Dilimiz kimliğimizdir' denilirken…
9 Temmuz 2023 Pazar

Kabotaj Bayramı vesilesi ile kaleme aldığım, denizlerimizdeki egemenlik ruhunu anlatmaya çalıştığım bir önceki yazımın içeriğinde…

1925 yılında yürürlüğe giren Limanlar Kanunu ile, liman işletmelerinin yabancı sermayenin elinden alınarak yerli sermayeye verilmesi…

Ve de… 1926 yılında kabul edilen Kabotaj Kanunu ile… Boğazlarımızda, karasularımızda, akarsu ve göllerimizde ilan edilen egemenliğimizin bayram sevincinden söz ederken...

Takip eden günlerde… İzmir Alsancak Limanı’nın işletme hakkının BAE Körfez ülkelerine satışı konusunda Ulaştırma Bakanlığı’nın müzakerelere başladığı yönündeki bir haberle…

Yine… Zihnimde yer edinmiş doğrularla, havsalamın bir türlü almadığı yanlışların düellosu başlıyordu. 

***

Şanlı Cumhuriyetimiz 100. şeref yaşına yaklaşırken…

Kaybettiğimiz ve kaybetmekte olduğumuz değerlerimizi hatırlatan ve nasıl sahip çıkacağımızı düşündüren bir başka şaşırtıcı haber… 

Aklımıza mukayyet olma konusunda, gelinen son noktayı işaret ederken…

Yüz yıl önce… Muasır medeniyetler seviyesine gelmek için gerçekleştirilen devrimlerin büyüklüğünü…

Ve de… Cumhuriyet ideallerinin karşısına çıkan maniaları daha bir farkettiriyordu.

***
Yüzlerce yıllık İzmir kent belleğinin kayıtlı olduğu, Basmane Tilkilik çarşısına yerleşen  Suriyeli ve Afgan sığınmacıların işyerlerine fütursuzca astığı Arapça tabelaların…

Varlığından ve her geçen gün sayılarının hızla artmasından tedirgin olan…

Duyarlı İzmir halkının yaptığı şikayetler dikkate alınarak…

İzmir BB zabıta ekipleri tarafından bu tabelaların sökülmesi yönünde bir operasyon gerçekleşirken

Şehrin şimdiki dönem yediemini Sn. Tunç Soyer’in  bu konuda yaptığı açıklamada…

“Mevzuat nedeniyle zaten bunlara izin vermememiz gerekiyor, biz de gereğini yapıyoruz”… ifadesi…

Konunun önemine ve de enine boyuna tartışılması gerektiğine dikkat çekiyordu…

Yapılan bu açıklamanın bel kemiğini oluşturan ve ana fikrini yükleniveren “zaten” kelimesi…

Bu konudaki geç kalmışlığı ve de olanla olması gereken arasındaki farkın yarattığı… Milli ve hatta maddi / manevi zararlarımızı net bir biçimde hatırlatıyordu.

Lakin… Zararın neresinden dönülse kârdır dedirten bu uygulamayı mütalaa ederken…

Çok geç kalınmış fakat doğru bir karar olarak nitelendirmekten başka çare kalmıyordu.

*** 

Arap harfleri ile yazılmış, Arapça ifadelerin yer aldığı tabelaların İzmir BB zabıta ekipleri tarafından sökülmeye çalışılması…

Ve bunun Laik TC Devletinde haber değeri taşıyor olması… Başlıbaşına bir ironi idi...

Bu ironin hatırlattıkları ile…

Cahit Zarifoğlu’nun kaleminden süzülüp, dudaklarıma yerleşivermiş…

“Zirvesine göz koyduğum dağlara bak… Koşup takıldığım çitlere bak”

Mısralarını biteviye mırıldanırken… 

Cumhuriyet Türkiye’sinde… İşyerlerine “Arapça tabela” asılmasına nasıl izin verildiğini…

Ve… Bunca zamandır, böylesi hassas bir konuya nasıl lakayt kalındığını anlamaya çalışıyordum. 

Söz konusu tabelaların… Arap harfleri ile yazılmış olması ve de Arap dili ile meramını anlatıyor olması ise…

Düşünebilen beyinlerin uyuşmasına, hissedebilen yüreklerin sızlamasına yetip de artıyordu. 

Yüz yıllık şanlı tarihimizdeki… Cumhuriyet İlke ve İnkılaplarından Harf Devrimi’nin gerçekleşmesi ile…

Cumhuriyet’in ilk yıllarında yüzde sekiz olan okur / yazar oranının, her geçen yıl artarak…

Günümüz Türkiye’sinde... Yüzde doksan sekiz oranına ulaşmasıyla…

Dağların zirvesindeki ideallerle elde edilen Cumhuriyet kazanımlarının önem ve kıymetini, her zamankinden çok daha fazla hatırlatıyordu.

***

Ve… 1 Kasım 1928 yılında gerçekleştirilen Harf Devrimi’ni Türk toplumuna entegre etme noktasında…

“Büyük Millet Meclisi’nin kararıyla Türk harflerinin kesinlik ve yasallık kazanması, bu memleketin yükselme uğraşında başlıbaşına bir geçit olacaktır.” 

Sözleri ile istikamet belirleyen Gazi M. Kemâl Paşa…

Arap harflerini esas alan Osmanlı alfabesi yerine, Latin harflerinin kullanıldığı Türk alfabesi ile…

Bilimde, kültürde, edebiyatta ve sanatta ilerlemeyi idealize etmiş aydınlık bir Türkiye modeli ile medeni bir dünyaya işaret ediyordu.

***

Kurtuluş savaşında kazanılmış ve tüm dünyaya örnek  olmuş o muhteşem askeri zaferlerlerin ardından…

Siyasal bağımsızlığın, iktisadi bağımsızlığın ve de kültürel bağımsızlığın bir devleti ayakta tutan ana sütunlar olduğu gerçeğini ortaya koyarken... 

Birbiri ardı sıra gerçekleşen devrimlerle birlikte… Büyük bir coşku ile koşup gelen aydınlanma yıllarında…

Takvimler 12 Temmuz 1932 tarihini işaret ettiğinde…

“Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır” diyen Gazi M. Kemâl’in öngörü ve talimatları ile…

Türk Dili Tetkik Cemiyeti adı altında, memleketin münevver kesiminin oluşturduğu bir heyet  tarafından kurulan… Şimdiki adı ile; Türk Dil Kurumu’nun kuruluş amacı…

Ulusal dil olarak kabul edilen Türkçe’nin sadeleştirilmesi ve de bilim / kültür alanında zenginleştirilmesi olarak belirlenirken...

T.C Devletinin kurucu başkanı M.Kemâl Atatürk’ün vasiyeti ile…Bütün mal varlığının Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna bırakması gibi bir ulvi hareketin ise…

Tek bayrak altında yaşayan bir milletin sahip olması gereken en büyük mirasın… Dili ve tarihi olduğuna dikkat çekiyordu. 

***
12 Temmuz 1932…Türk Dil Kurumunun 91. kuruluş yıldönümünde… 

Dilimiz kimliğimizdir sözüne temel teşkil eden, ATA’mın en güzel vecizelerinden biri olan…

“Türk demek Türkçe delmektir. Ne mutlu Türk’üm diyene” sözleri ile…

Türk dilinin sadeleşmesi, gelişmesi ve yaşaması için çalışmalar yapan… 

Ve  ülke ideallerini gerçekleştirme yolunda büyük mücadeleler veren tüm aydın ruhları rahmet ve minnetle yad ederken…

Seyre daldığım bugünkü memleket ahvalinde…

Gelecek nesillerin Atatürk ilke ve inkılaplarını idrak eden / her alanda sahip çıkan bir şuur ile yetiştirilmelerini diliyorum…

Ve… Türk vatandaşlığı mefhumunu satın alacak hiçbir mübadele aracının bulunmadığı aydınlık zamanlara erişebilmek için…

En içten dualarımı… Dalya demeye hazırlanan Cumhuriyet Türkiye’sinin aydınlık  geleceğine yolluyorum.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Şükran Özyurt 16 Temmuz 2023 Pazar 09:42

Maalesef kaybedilen değerlerimiz olduğunun farkında olmak ve ne yapacağını bilememek çok kötü bir duygu. Umuyorum yanlışlardan dönülür bir gün. Farkındalık yazıların için binlerce teşekkür.

Yorumu oyla      2      3  
Çiçek Şensan 11 Temmuz 2023 Salı 10:39

Yüreğimi dağlayan bir yazı. Bu güzel ülkemi koruyamamın acizliğini bir kez daha hissettim. Yapabildiğim bir oy kullanmak. Nasıl mücadele edilebileceğini bilememin üzüntüsünü yaşadım yine. Bu tür yazıların bilinç uyandırmasına yardımcı olabilir düşüncesiyle yazarı tebrik ediyorum.

Yorumu oyla      2      3  
Berrin Yağcı 9 Temmuz 2023 Pazar 20:42

Ne bedeller ödenerek, ne mücadeleler verilerek kazanılan bağımsızlık, erişimeye çalışılan muasır medeniyet seviyesinden geldiğimiz nokta. Her gün satılan kıymetlerimiz, önemsizleştirilen değerlerimiz en acısı gittikçe azalan umutlarımız.

Yorumu oyla      2      3  
Nezahat Talay 9 Temmuz 2023 Pazar 20:13

Sevgili İhsancım maalesef gün geçmiyor ki bizi üzen haberlerle sarsılmayalım. Umarım bu kadarla kalınır. Çok çok üzücü durumlar. Sen de kaleminle çok güzel değinmişsin inşallah yüzyılımızı en aydın şekilde kutlamak kısmet olur. Bayramımız gerçek bir bayram olur. ????????????????????????????sevgilerimle

Yorumu oyla      2      3  
Bilge Başarır 9 Temmuz 2023 Pazar 19:11

Çok çok önemli bir konuya parmak basmışsın İhsancım bende zararın neresinden dönülürse kardır diyeceğimama Liman satışı da neyin nesi bu kadarda olmaz ki inşallah oda durdurulur kalemine yüreğine sağlık ??

Yorumu oyla      2      3  
Betül Yıldırım 9 Temmuz 2023 Pazar 12:52

Mevzuat gereği zaten şzin vermememiz gerekiyor lafı gerçekten şaşırtıcı.o zaman neden izin verdiniz bu şehrin böyle mahvolmasına diye sorarım tunç beye. Liman da gitsin Elle turulacak bir yanımız kalmasın artık. Kaleminşze sağlık İhsan hanım

Yorumu oyla      2      3  
Hülya Sezgin 9 Temmuz 2023 Pazar 12:41

Çok önemli bir konuyu dillendirmişsiniz... Kaleminize, elinize sağlık...

Yorumu oyla      2      3  
MELDA ARIBAL ÖZTAN 9 Temmuz 2023 Pazar 12:18

Satırlarınız la duygularıma tercüman oldunuz. Her zaman konuşmanın bir sanat olduğunu düşünmekteyim.Turkceyi en iyi şekilde kullanmak, bütün duygu ve düşüncelerini insanın aktarabilmesi çok önemli.Mslesef gün geçtikçe her şeyin değiştiği gibi Dilimizde de farklılık oluştu.Uzumekyeyiz, Ama her zaman CUMHURİET TURKİYESİNİNDE AYDINLIK GELECEĞİNE SELAM OLSUN.Canim TURKİYEM, emeğinize teşekkürler

Yorumu oyla      2      3  
Enver Olgunsoy 9 Temmuz 2023 Pazar 08:52

Dil bir milleti millet yapan en asli ögedir..Ümmet olma yoluna sokulmaya calisilan ve bunda da bir ölcüde-şimdilik-basarili olan bu gidişat aynen zaten sözcügüne yüklediginiz anlam gibi yapmamiz gerekende geç kalmışlıği olan ve olmasi gereken arasindaki farkı bizim beynimize bir mıh gibi çakmakta.Resmi kurumlar bile arapcayı resmi günluk belgelerinde kullanirken belediyemizin bu tavrı en azindan o ünlü cümleyi usa getiriyor;yetmez ama evet..Ancak belediyemizin yetkisindeki gayri sıhhi müessese raporunu bu gercekten gayri sıhhi olan bu müesseselere verme konusunda zorlastirmayi,bu işyerlerini taciz edecek derecede kontrol etmeyi de belediyemizden bekliyoruz..Zira zaten vergi vermeyen bu isyerleri gayri yasaldir.Ben yaptim oldu zihniyetinin eserleridir.Yoksa giderek yerde buldugu arapca yazıli herhangi bir kağida dini bir anlam yükleyip yerden alip opüp başina koyan vatandaslarimiza derdimizi anlatmak zor olacak...

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Dinimiz Âmin
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Kim hazırsa penaltıyı o atar!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yeni bir Susurluk mu?
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Gazzeli Çocuklara Mektuplar (5) Yönetmen değil, önce insanım!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Okullar açıldı
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Narin'in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Nefes nefese bir yaz geçti'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva