Tayfun MARO
Cumhuriyet’in 90. yılında insan manzaraları
30 Ekim 2013 Çarşamba

Çok uğraştılar ve sonunda başardılar; artık akıllarda şu soru var:
Modernitenin, Aydınlanma düşüncesinin ve ulus devlet fikrinin üstünde yükselen Cumhuriyet, emperyal güçlere direnerek başlattığı 90 yıllık büyük yürüyüşün sonuna gelmiş olabilir mi?
 
Cumhuriyet fikri, Türklerin Batı düşüncesiyle buluşması sonucu hayat bulmuştur. Bir başka söyleyişle, emperyal dönem son bulduktan sonra Türklerin dünya sistemi içindeki duruşlarıdır, Türkiye Cumhuriyeti.
Cumhuriyet’in yaşadığı bunalıma bu açıdan bakıldığında, gerek Kürtler, gerekse İslamcılar ile yaşana gelen sorunların çok farklı bir boyutu ortaya çıkıyor. Bu boyut, Türklerin tarihsel konumunun tartışmaya açılmasıdır.
Türkler bu tartışmaya haklı olarak tepki gösteriyor. Tepkinin fikirsel altyapısı da haliyle Atatürkçü düşünceye dayanıyor.
 
Biraz geriye çekilerek bakıldığında Türkiye’de üç parçalı bir yapının kimi zaman uzlaşma aradığını, kimi zaman da kavga ettiğini görmek mümkün. Türkler, Kürtler, İslamcılar arasındaki ayrışma bugün olduğu kadar kalın çizgilerle olmasa da Cumhuriyet kurulurken de vardı. Fakat o dönemde toplumsal mutabakat sağlanabilmişti. Atatürk ve mücadele arkadaşları, ulus devletin çatısı altında Osmanlı bakiyesi kim varsa herkesi toplamayı başarmış ve Türkiye Cumhuriyeti’ni 90 yıl önce bugün ilan etmişti.
 
Bugüne geldiğimizde işlerin çok karıştığını görüyoruz. Türkiye bölünüyor mu dedirtecek gelişmeler var. Buna “paradigma çökmesi” diyenler de var.
Ancak Kürtlerin ve İslamcıların toplumsal mutabakatı bitirmek için aldıkları kararlı tutumun, iç dinamiklerden olduğu kadar dış dinamiklerden de beslendiğini görmek gerekir.
Bundan otuz yıl önce, uluslararası sistem, yeni binyılın dinler çağı olacağını ve yerelleşmeyle birlikte mikro milliyetçiliğin öne çıkacağını ilan ederken, bugün yaşamakta olduğumuz gelişmelerin de önünü açmıştı.
Küreselleşme politikalarının gereğini yerine getirmek için yeni bir dünya düzeni kurmakta olan kapitalistler, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de demografik ve toplumsal yapılanışın yeni verilerinden hareketle bölgeyi yeniden yapılandırıyorlar. Kıyamet tam bu nedenle kopuyor.
 
Türkler, Kürtler, İslamcılar kendi aralarında konuşmayı başaramazlarsa, yeni bir toplumsal mutabakatın koşullarını kendi aralarında oluşturmazlarsa; bunu başkaları yapacak. Yani uluslararası sistemin öngördüğü yeni bir yapı ortaya çıkacak. Böyle bir yapıda bütün tarafların kaybetmesi olasıdır.
 
Bulunduğu yerde direnmek kimseye bir şey kazandırmayacak. Geçici küçük başarılar kimsenin başını döndürmesin. “Benim dediğim olacak” dayatmaları ülkeyi sadece emperyal güçlerin istediği yöne sürükler.
Bu topraklar üzerinde birlikte yaşama kültürüne aşina olan insanımız, ‘ayrışmak değil birlikte yaşamak’ üzerine kafa yormayı denerse, hayat hepimiz için daha kolay olacak.
 
Cumhuriyet’i kuran Atatürk ve arkadaşlarının yaptıklarını ettiklerini doğru okumayı ve özellikle ‘yeniden okumayı’ başarabilirsek, o büyük miras bize yol gösterecektir. Yeter ki bunu arzu edelim.
Tabularımızı kırmak için biraz cesaret, biraz zahmet, biraz bilgi…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 6 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Bilal-İzmirli 31 Ekim 2013 Perşembe 10:02

Tayfun MARO Bundan otuz yıl önce, uluslararası sistem, yeni binyılın dinler çağı olacağını ve yerelleşmeyle birlikte mikro milliyetçiliğin öne çıkacağını ilan ederken, bugün yaşamakta olduğumuz gelişmelerin de önünü açmıştı....Sayın MARO SÜPER bir (analiz) yazı Tebrikler Ve Teşekkürler...bu Coğrafyada KAYBEDEN TÜRK MİLLETİ OLMAZ.. HERKESİN AKLINI BAŞINA ALMASI LAZIM Kİ SONRADAN IRAKTAN YUĞOSLAVYADAN SURİYEDEN BETER OLUNMASIN GÜN BİRLİK ZAMANIDIR..BU KONUDA.Amin Maalouf ..ÇİVİSİ ÇIKMIŞ DÜNYA .KİTABINI OKUMALARINI TAVSİYE EDERİM OKUMAYANLARA.ve 1900 yılları araştırmalarını özellikle 1900 yıllarında OSMANLI MECLİS TUTANAKLARINI .KENDİ DÜŞENLERE AĞLANMAZ.???:CHP Delegesi CHP Vatandaş.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ahmet Aydın AKANSU
Ahmet Aydın AKANSU
Çevreci insanların varlığı; umut verici
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Canımız acıdığında nehir kıyısına gideriz
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Bozkurt' romanının kelimesine dokunmadı... Çünkü!
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Sensedim - 266 Gün
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Atatürk’ün, Çeşmeliler ile ilk teması...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Köprü üstü kalabalık
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk istismarı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Ormanlarımız yanar gider!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İnsan insanı yakar mı?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva