RÖPORTAJLAR
10 Haziran 2015 Çarşamba

Millet AKP'ye 'dur' dedi!

Hanzade Ünuz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile 7 Haziran seçimleri ve sonuçlarını konuştu...

Millet AKP ye  dur  dedi!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile 7 Haziran seçimlerinin ardından buluştuk.

Genel seçimlerin Türkiye ve İzmir özelindeki nedenlerini, sonuçlarını, yansımalarını konuştuk.

Eksikleri, fazlaları irdeledik. Dertleştik.

Başkan Kocaoğlu'nu öncelikle seçim sonuçlarından genel olarak memnun gördüm.

Aziz Başkan vatandaşların seçimlerde oyunu kuyumcu terazisinde tarttığını, “Dirhem dirhem” oy verdiğini söyledi.

Devletin ve kurumlarının AKP hükümeti tarafından politize edilerek kullanılmasını vatandaşın “Korkarak ve ürkerek” izlediğini, bunun toplumda ciddi tepkiye yol açtığını anlattı.

Aziz Başkan seçim sonuçlarını yorumlarken milletin aslında hiç kimseye değil, devlete sahip çıktığını, vatandaşın AKP’ye “Bir dur bakalım kardeşim” dediğini, “AKP’den kurtulma refleksi” ile oy kullandığını söyledi.

Türkiye genelinde oyunu artıramayan CHP’nin seçim kampanyasının çok başarılı olduğunu ancak 45 günlük sürenin yeterli gelmediğini belirtti.

Aziz Başkan, İzmir’de 1. Bölge için tahmininin yüzde yüz tuttuğunu ancak 2. Bölge’de yanıldığını söyledi.

İzmirliler’in HDP’ye verdiği desteği sorduğumda ise, Türkiye’nin ihtiyacı olan barışın, özgürlüğün ve demokrasinin yine İzmir’in bereketli topraklarında yeşereceğini herkese ilan etti.



HANZADE ÜNUZ: Seçimlerin ardından İzmir’de nasıl tepkiler alıyorsunuz? Sonuçları keyifle mi izlediniz?

AZİZ KOCAOĞLU: İzledik tabi. Seçimden dolayı tebrik ediyorlar. Nedeni sanıyorum toplumda ötekileştirmeye karşı bir rahatlama oldu. Adaletin zedelenmesine karşı bir gerilim vardı toplumda. Büyük bir gerginlik vardı, vatandaş AKP’nin tek parti iktidarına “Dur” dedi.

ÜNUZ: MHP ve HDP’yi dengede bırakan sonuç da çok çarpıcı...

KOCAOĞLU:
Toplum, herkes kanalize olabileceği yere kanalize oldu. Herkes kendini zorladı, bir kere seçime katılım yüzde 86’lar ile çok önemli, büyük bir katılım. Artı vatandaş oyunu şimdiye kadar bu kadar kuyumcu terazisinde tartmamıştı. Kuyumcu terazisinde tarttı. AKP’ye oy vermiş yüzde 40’lık grubun yüzde 25’i, CHP’de kemik yüzde 15 bölüm yahut MHP’ye oy veren kemik yüzde 8’lik bölüm, HDP’ye oy veren yüzde 4-5’lik kemik bölüm haricindeki vatandaşın geri kalanı oyunu tartarak verdi.
Ne ağır basıyorsa ona göre oy verdi. Mesela HDP’nin barajı geçmesi ağır basıyorsa HDP’yle alakası olmaması rağmen gitti oraya oy verdi. MHP’nin güçlenmesini istiyorsa, onun için önemliyse gitti MHP’ye verdi. CHP’nin güçlenmesini gerekli görüyorsa ona oy verdi.

ÜNUZ: Moda tabirle konjonktürel davrandı diyorsunuz...

KOCAOĞLU:
Evet, konjonktürel davrandı. Ama sürü psikolojisiyle gitmedi, herkese dirhem dirhem oy verdi. O da bunalmaktan ötürü. AKP iktidarından bunaldı. Bir park bahçeler işçisi bana bir şey anlatmak için not bırakmış. Telefon açtım, aradım bir Cumartesi günü. ‘Bir şey konuşmak istiyorum’ dedi, ‘Söyle kardeşim’ dedim. ‘Telefonlar dinleniyor Başkanım’ dedi. Bunu söyleyeli 3 – 4 sene oldu. Zaten şimdi millet evde hanımıyla bile konuşurken fısıltıyla söyleyecek hale geldi. Oğlunla kızınla konuşurken aynı noktaya geldi. Bu korkunç bir gerilim yarattı. Bir de bence bu seçimde millet devlete sahip çıktı. Başka kimseye sahip çıkmadı, devlete sahip çıktı.

BU KADAR DA DEMEDİK...

ÜNUZ:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne...

KOCAOĞLU:
Devlet kurumları son dönemde, hele son 2011 döneminden sonra o hale geldi ki, kimseye derdini anlatamıyorsun. Hakime gitsen hakimin ne diyeceğini bilmiyorsun, bu sonuç onun tepkisi.

ÜNUZ: Ekonomik kaygılarında ötesine geçti hatta...

KOCAOĞLU:
AKP’nin istikrar söyleminin istikrarsız olduğu ortaya çıktı. AKP’nin istikrara oy ver söyleminin artık başka bir yöne evrilmesi, Başkanlık sistemi vesaire gibi, artık başka yere evrilmesine neden oldu. Toplumun kaldıramayacağı yönlere gitmesi söz konusu oldu, bu da ister istemez bir “Dur bakalım” tavrı yarattı. Bu seçimin özeti bu, millet “Bir durun bakalım kardeşim. Bu kadar da demedik” dedi. Bu anlam çıktı bana göre. Yüzde 10 gibi ciddi bir oy kaybetti ve bu sonucu getirdi.

İZMİR’DE OYUMUZ ARTIYOR

ÜNUZ: İzmir fotoğrafı çektiğinizde ne görüyorsunuz seçim sonuçlarıyla ilgili?

KOCAOĞLU:
İzmir’de 1999’da parti barajın altında kaldıktan sonra 2002 seçimlerinden bu tarafa, genel ve yerel seçimlere baktığınızda az ya da çok CHP’nin oyları artıyor. 2014 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyu artmadı, yüzde 50’de kaldı ama onun çok farklı nedenleri var. Konjonktürel olarak nedenleri var, bize yapılan operasyonun belediyeyi yorması olarak çok farklı nedenleri var. Trende baktığınızda parti genelde ve yerelde böyle bir yükseliş gösteriyor.

ÜNUZ: İzmir’de...

KOCAOĞLU:
Evet. AKP’nin en başarılı olduğu dönem 2011 seçimleri. 2011 seçimlerinde 36.5 almış İzmir’de. Şimdi 26.5 aldı. Tam eksi 10. Üçte bir kaybediyor. HDP’ye İzmir’de ciddi bir yüklenme oldu. MHP klasik oyunu bir tık artırdı ama Türkiye genelinde başarılı.


HDP’YE KAYIŞ OLDU

ÜNUZ: İzmir’de HDP desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz? CHP seçmeninin desteğini örneğin...

KOCAOĞLU:
Öyle bir kayış oldu. AKP’den CHP’ye geçen oldu, MHP’den CHP’ye geçen oldu.

ÜNUZ: CHP’li seçmenden HDP’ye destek de oldu...

KOCAOĞLU:
CHP’li seçmen demek doğru değil. CHP’ye oy veren bir kesim, onun da yüzde 1.5’u geçeceğine inanmıyorum ben.

ÜNUZ: Onlar da CHP’nin ödünç oyu muydu yani?

KOCAOĞLU:
Tabi her zaman verilebilir, verilmeyebilir. Ama o kesimin CHP’ye oy verme geleneği de var. HDP’ye esas Kürt kökenli vatandaşlar sahip çıktı.

ÜNUZ: Alsancak, Hatay, Karşıyaka, Göztepe’de CHP’li seçmenden HDP’ye oy veren çok oldu...

KOCAOĞLU:
İşte dediğim mantıkta... Hanım oraya verdi, beyi öbür tarafa  verdi. Tepsi de şu sunuldu İzmirli’ye... Ki İzmirli seçmen siyasi bilinci en yüksek seçmendir. Ya AKP’ye mahkum olacaksın, ya HDP’ye oy vereceksin, barajı geçireceksin. Başka türlü AKP 276’nın altına düşmüyor.

AKP’DEN KURTULMA REFLEKSİ...

ÜNUZ: Ki doğruydu...

KOCAOĞLU:
Doğru. O zaman bu sağduyu, AKP’den kurtulma refleksi devreye girdi. Aslında ta Osmanlı’dan, hatta Osmanlıyı da geçin Orta Asya’dan bu tarafa biz devlet geleneği olan bir milletiz. Ve belli bir devlet anlayışımız var. Biz devleti adalet dağıtan olarak görüyoruz. Siyasi partileri, hükümeti adalet dağıtan olarak görmüyoruz.

ÜNUZ: Kişiye özel devlet değil yani...

KOCAOĞLU:
Adil devlet. Ben zaman zaman kullanıyorum, Anadolu’da “Devlet başa, kuzgun leşe” diye bir deyim vardır. Bu şu, devlet başta duracak ama beni koruyacak. Devlet adil olursa beni koruyacak, adil olmazsa kendi çevresini koruyacak. Devlet kurumları güçlü olacak. Yara almayacak. Ben hukuk sistemine güveneceğim. Vatandaş hükümetin ya da siyasilerin yaptıklarını başka bir gözle değerlendirebiliyor. Ama devlet kurumlarının bu kadar politize olmasını, devletin bu kadar politize olmasını toplum ürkerek izledi.

TOPLUM ÜRKTÜ

ÜNUZ: Valisi, kaymakamı, okul müdürü...

KOCAOĞLU:
Ürkerek ve korkarak izledi. Ve bunu tüm Türkiye’de en iyi yaşayan, izleyen ve gören de bizi. Devlet yeniden güçlü olarak tesis edilmek zorundadır. Güçlüden, ceberrut devleti kastetmiyorum. Dayatmacı devleti kastetmiyorum. Bugünün dünyasına göre adalet dağıtan, demokrat, bütün vatandaşlarına aynı nazardan bakan, din, dil, ırk ayrımı yapmayan bir devletin yeniden tesis edilmesi lazım.

ÜNUZ: Koalisyon seçeneklerine nasıl bakıyorsunuz?

KOCAOĞLU:
Koalisyon şununla kurulur, bununla kurulur. Şu şunla yapar diye bir falcılık yapmak doğru değil. Ama artık şu noktadan itibaren Türkiye artık 7 Haziran’daki Türkiye değil. Toplumun bakışı, toplumun rahatlaması... Ne Cumhurbaşkanı aynı konumda, ne AKP aynı konumda, ne de diğer partiler vatandaşın nezdinde aynı konumda değil. Artık çözüm üretilecek.

ÖZGÜVEN GELDİ

ÜNUZ: Başka bir seçenek çıktı...

KOCAOĞLU:
13 seneden beri ilk defa başka bir seçenek var. Demek ki millet bunu başarabiliyor. İnsanların özgüveni geldi. Çeşitli alternatifler yapılır tabi. Bir defa koalisyon konusunda seçenekleri doğru değerlendirerek, devleti yeniden tesis edecek bir mekanizmayı oluşturmak gerekiyor.

ÜNUZ: 45 günlük süreçte hükümet için sonuç alınamazsa erken seçim ihtimaline nasıl bakıyorsunuz?

KOCAOĞLU:
O sürecin, zamanın doğru değerlendirilmesine bağlı. Kurdum, kuruyorum, geldim, bir daha geleceğim diye bu süre geçirilirse, kurulamaz. Ama kurmak niyetiyle yola çıkılırsa, hükümet kurulur. Siyasetçilerin o 45 günlük süreyi kullanmaması, doldurmaması gerekir. Bu sonuçla yola devam etmeleri gerekir. Çünkü Türkiye’nin ekonomisi hassas dengeler üzerinde. Türkiye büyümesini dış kaynakla, yani dışarıdan gelen borçla ve krediyle artık sürdüremez hale geldi. Aslında ekonomide çok büyük kaygı var. Üretilemiyor, büyünemiyor. Büyüme borçla yapılıyor. Tüketim yüksek ve borçla finns ediliyor. Belli bir noktaya geldi, millet de bunu hissetmeye başladı. İşadamları zaten hissediyor. Ekonomik kaygı da var.

ÜNUZ: Ekonomi sinyal veriyor diyorsunuz...

KOCAOĞLU:
Toplumun belirli kesimi ekonominin genelinin hak etmediği bir tüketimi yaşadık. Genel olarak böyle bir süreç yaşadık. Makro düzeyde Türkiye Cumhuriyeti ekonomisine baktığımızda, kazanmadığını tüketti. Bunu da borçlanarak yaptı. O zaman kazanmadan kullandığı bu refahı, bir müddet kazansa da tüktemeyecek. Çünkü heybe boşaldı, o heybenin dolması lazım.

ÜNUZ: Koalisyonda ne olmamalı?

KOCAOĞLU:
Koalisyonda siyaset kurumu fırsat bu fırsat diyerek hangi Bakanlığı alırsa ama işe adam alma, ama başka bir şey... yapmamalı. Bu sistemden dönüp, sağlıklı bir devlet ve sağlıklı bir hükümet yapısı kurulması gerekir. Esası bu. Ben bu Bakanlıkta istediğimi yapayım, sen de o Bakanlıkta istediğini yap diye bir şey olmamalı. Bu vatandaşı iyice sıkıntıya düşürür.



KAMPANYA BAŞARILI AMA...

ÜNUZ: CHP’nin bu kadar yoğun kampanyaya rağmen oyunu artıramamasına ne diyorsunuz?

KOCAOĞLU:
Çok başarılı bir kampanya, çok başarılı bir Genel Başkan. Eskiden CHP eleştiriliyordu, ben de eleştiriyordum. Ama şu 45 günlük kampanyada CHP kampanya yürütme konusunda başarılıydı. Şimdi HDP’nin pompalanması tabi ayrı bir konu.

ÜNUZ: Bu kadar kampanyaya, yine yüzde 26?

KOCAOĞLU:
Niye? Kampanya süreci başlamadan kamupyu araştırmalarında parti diplerdeydi. 20 – 22 aralığındaydı. Ve ekonomik program ve vaatler, vatandaşın beyninin kılcal damarlarına gitmesi, inandırıcılığı, güvenilirliği, yapılabilirliği hiçbir kurum ve kişi tarafından 45 günde anlatılamaz. 3 sene evvel önce makro düzeyde, sonra bölgesel düzeyde tarım politikası hazırlanmalıydı. Ege’de ne yapacaksın, Çukurova’da, Harran’da, Güneydoğu’da ne yapacaksın? Karadeniz’de fındığı ne yapacaksına varıncaya kadar. Sanayide yine aynı şekilde ayakları yere basan, herkesin yapılabilir dediği bir politikanın sürekli işlenmesi, anlatılması, konuşulması gerekiyordu. Bu 45 gün bunun için yeterli değildi.

ARTIK NUTUK ATMAYA OY YOK

ÜNUZ: Seçimin tarihi belli değil mi?  Hazırlıksız mı yakalanıldı?

KOCAOĞLU:
Seçimin tarihi belli, kampanya dönemine hazırlanıldı. Halbuki kampanya dönemine hazırlanılmayacaktı. Sen yeni kurulmuş bir parti değilsin. 2011 seçimlerinden hemen sonra mutfağında bu ekonomik programı, görüşlerini, yol haritanı tutarlı şekilde hazırlayıp, anlatman gerekirdi. Vatandaş artık nutuk atmaya oy vermiyor.

ÜNUZ: Kör muhalefete de oy yok...

KOCAOĞLU:
Yok, vatandaş artık iyice inceliyor. Ayakların yere basacak ve neyi ne zaman yapacağını, yol haritanı belirlediğin zaman tutarlılığı yakalıyorsun. En önemli 3 proje tak tak tak. Niye ? Şu şu şu. En acil iş şu. Dört beş altı böyle. Tabi seçim kampanyasında dört ana projeden fazlasını anlatamazsın ama 3 senede bütünün içinde ayrıntıya girerek çok şey anlatabilirsin. Kampanyaya gelince vurucu yanlarını anlatırsın.

STRATEJİK PLANLAR

ÜNUZ: Onun için iktidar olmaya niyet etmek gerekiyor galiba...

KOCAOĞLU:
Niyetli zaten canım. Niyetli olmaz mı. Tabi ki niyetli. Bakın biz 2004’te, 2009’da, 2014’te 3 tane stratejik plan yaptık. Şimdi onları uyguluyoruz. Dünya alem bizim ne yapacağımızı, İzmir’i nereye götüreceğimizi, ne yapmak istediğimizi biliyor. Biz gücümüz oranında öncelik sıramızı belirleyip, uyguluyoruz.

ÜNUZ: Son yerel seçimde İzmir’de 30 ilçeden 8’ini kaybetmişti CHP. Şimdi 2 kayıp var.

KOCAOĞLU:
Şimdi şunu söyleyeyim, bir kere Kemalpaşa’da CHP ile AKP arasındaki fark 2 puana düştü. Ciddi şekilde ara kapandı. Kiraz’da yüzde 5’lik bir fark var, orada da kendine has nedenler var. Kiraz ileride çok rahat CHP’ye geçebilir. En büyük fark orada ama CHP’ye en rahat geçecek yerlerden biri aslında. Orada duygusal bir şey var. Geriye kalan 6 ilçe var. Kınık, Aliağa, Menderes’te ve Torbalı’da CHP’de aday adayı olan kişilerin aday gösterilmediği zaman ayrılıp başka partiden, çoğunlukla da DSP’den aday olarak aldıkları oylarla CHP’nin aldığı oyları topladığınızda zaten yerel seçimi kaybetmiyorduk. Selçuk’ta belediye başkanımızın bir yorgunluğu vardı. Zaten şimdi orada AKP’yi neredeyse ikiye katlamışız. Ben Ödemiş’i hiç beklemiyorum, orada da irdelediğimizde CHP içerisinde çok fazla kırılganlığın olduğunu gördük. Buna ilave 2014 yerel seçimlerinde AKP’nin çok farklı enstrümanları kullanarak seçime girdiğini gördük.

AKP’NİN ENSTRÜMANLARI                       

ÜNUZ: Teşvik unsurları mı?

KOCAOĞLU:
Yok canım, farklı enstrümanlar diyelim.

ÜNUZ: Bu seçimde farklı enstrüman kullanılamadı mı?

KOCAOĞLU:  
Kullanamaz tabi. Orada bölgesel kullanıyor, bir belediye başkanlığını alması için ne gerekiyorsa oona yükleniyor. Alt kimliğe yükleniyor, inanca yükleniyor, vesaire vesaire.

2. BÖLGEYİ TUTTURAMADIM

ÜNUZ: Sonuçta CHP İzmir’de bir milletvekili kaybetti ama...

KOCAOĞLU:  
Ben birinci bölgeyi yüzde yüz tutturdum. 6–4–2–1 tutturdum. Ben ikinci bölgeyi çok farklı görüyordum. İkinci bölgede rahat bir milletvekili, belki 8’i zorlar diyordum. Ama birinci bölgede 6 olacağını biliyordum.

ÜNUZ:
Ne oldu peki, HDP faktörü mü?

KOCAOĞLU:  HDP faktörü tabi. AKP’de ikinci bölgede umduğumdan fazka oy aldı. Yani ikinci bölgeyi tutturamadım. Şimdi bir milletvekilinin düşmesi ayrı bir şey, o tamamen dağıtım sistemine bağlı. Ben ikinci bölgede HDP vekil çıkartamayacağına inanıyordum, çıkartamaz diyordum.

BARIŞ YİNE İZMİR’DEN ÇIKACAK

ÜNUZ: İzmir’e yakıştırılmaya çalışılan “Faşist İzmir” söylemi vardı...

KOCAOĞLU:  
O yıllarda kim yaptı, kim düşündüyse yahut kendiliğinden olmuş da olabilir. Güneydoğu’da Diyarbakır ile Ege’de İzmir’i kıyaslayarak ve gererek kısa gün karı bir şey mi yapılmak istendi... Ben Faşist İzmir zorlamasını başka türlü yorumlayamıyorum. Böyle bir uygulama yapılmak istendi. Bu tabi İzmir’e, İzmir insanına yakışacak bir şey değil.
Her adama her çamur bulaşmadığı gibi, her kente de her çamur bulaşmaz. Eğreti kaldı ama bu söylendi. Bir hata yapıldı, bir çam devrildi. Faşist İzmir lafının ne kadar boş olduğunu bizim Diyarbakır seyahatimiz kanıtladı. Ben bu kararı tek başıma verdim. Ne Genel Merkez’e sordum, ne kimseye sordum. Bu kararı ben İzmirli’ye güvenerek verdim. Diyarbakır’a kardeşlik için, barış için gittik.


ÜNUZ: Önceki gün Gündoğdu Meydanı’ndaki HDP seçim kutlaması çok renkliydi. Arabalarıyla HDP bayraklı zafer turu atan gençlerle, Kordon’da yürüyen gençler gülerek, birbirlerine zafer işareti yapıyordu...

KOCAOĞLU:
Nerede tohum yetişir? Bereketli toprakta yetişir. Bilgiyle yetişir. Bilgi eğitimdir. İzmir Türkiye’nin Batı’ya açık en modern, eğitim düzeyi en yüksek kentiyse, kendine has bir duruşu, yaşam felsefesi varsa, bir yaşam biçimi varsa Türkiye’ye özgürlük de, barış da yine  bu kentten çıkacak. Ekonomik büyüme de bu kentten çıkacak, çünkü altyapısı var. Demokrasi bilincinin de altyapısı var, adaletin de altyapısı var. Bu kentte İzmir’de var. Bu topraklarda var.

 
'Kazanan' bir avukatım
 
Popülist olmadım, olmayacağım
YORUMLAR
Toplam 15 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Bornovalı 6 Temmuz 2015 Pazartesi 12:38

Dünya'nın bütün büyük şehirlerinde insanlar otobüs vs ile gideceği yerlere çok yakın inemiyor- Vasıta değiştiriyor- yürüyor- Eskiden otobüsler şehir içinde trafiği tamamen tıkıyordu. Şehrin altına üzerine monte edilecek raylı raysız yeni sistemler ile trafik rahatlayacaktır. Belediyenin mücadelesi ortada-

Yorumu oyla      11      5  
Bostanlı 11 Haziran 2015 Perşembe 15:41

Aziz Kocaoğlu 2019 da gene başkan adayı olur mu?????

Yorumu oyla      12      5  
sak 11 Haziran 2015 Perşembe 08:48

Kağıt bilete dönüş yok.Sistem aksamasını fırsat bilip bedava gitmeye çalışanlara karşı alınmış bir karar.Kart sistemi kalkmıyor ki.

Yorumu oyla      19      9  
Yorum 11 Haziran 2015 Perşembe 06:18

Herkese bir gün dur denir sayın Başkan

Yorumu oyla      21      11  
sedat 11 Haziran 2015 Perşembe 02:15

bu millet dur derken örgütün katkısı olmadı.

Yorumu oyla      16      7  
Öğrenci 10 Haziran 2015 Çarşamba 23:08

Kahrımızdan ölüyoruz başkan! Sen halkın başkanısın, halk seni seviyorda sen halkı sevmiyorsun galiba

Yorumu oyla      18      9  
10 Haziran 2015 Çarşamba 21:59

"deli bekir" Yahu arkadaş daha geçen seneye kadar ( 90'lar değil) başkent Ankara'da akıllı ulaşım kartı yoktu yok. Kağıt bileti makineye sokuyordun da otobüse biniyordun. Banliyö sistemine ise halen daha kağıt biletle biniyorsun. Belediyesi kimin partisinden? :)) ağzı olan konuşuyor.

Yorumu oyla      20      12  
Selin 10 Haziran 2015 Çarşamba 21:37

Yerel belediye başkanları sokakları karış karış gezmeli makamlarından çıkıp not almalı şikayetleri kaldırımlar engellilere uygun değil kaldırım taşları kırık her yer reklam afiş kirlilik içinde cafeler sokaklara taşmış her esnaf kapıya bir masa atmış bornova özellikle ağaçlara reklamlar çiviyle asılmış kaldırımın ortasına çöp kutusu monte edilmiş zınk diye karşınıza çıkıyor güya yeraltına iniyormuş çöpler

Yorumu oyla      27      6  
silo 10 Haziran 2015 Çarşamba 21:00

Sanki 1. Parti olmuş gibi konuşuyorsun başkan Bilet meselesini çözememişsiniz Ülkemi yöneteceksiniz

Yorumu oyla      27      13  
turgut 10 Haziran 2015 Çarşamba 20:39

sayın başkan gaziemirden bucaya gitmek için 3 otobüs değiştiriyoruz( gazimir'den, semt garajına, semt garajından şirinyer aktarma mekezine, şirinyer aktarma merkezinden buca'ya) yaşlı ve engelli vatandaşlarımızın neler çektiğinin tahmin edebiliyor musunuz, izmir'in en büyük şansızlığı sizsiniz. Unutmayın izmirli bu oyları size vermiyor, bu oylar Mustafa Kemal'e Cumhuriyete, Ay yıldızlı bayrağımıza ve özgürlüğümize veriliyor, sizin şahsi oylarınız %10 Bile yok.

Yorumu oyla      26      9  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
'Kazanan' bir avukatım
Hanzade Ünuz, CHP İzmir 1. Bölge milletvekili adayı avukat Murat Bakan ile konuştu...
Başbakanımızın talebesiyim
Hanzade Ünuz, AK Parti İzmir 2. Bölge milletvekili adayı İbrahim Turhan ...
Bir basamak sonrasını düşünmem...
Hanzade Ünuz, MHP Grup Başkan Vekili ve İzmir milletvekili adayı Dr. Oktay ...
 
Soma bende yara oldu, kalbimde bir yara…
Facianın ilk gününden itibaren Soma’da olan, bir yıldır gazetesi ile Soma ...
İzmir değil, bölge milliyetçiliği!
7 Mayıs’ta başlayacak büyük iş zirvesi öncesi Gönül Soyoğul sordu, BASİFED ...
Sevdim... Kolay vazgeçmem
Hanzade Ünuz, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir 1. Bölge milletvekili ...
 
CHP’yi bölen biz değiliz, Kılıçdaroğlu’dur!
Vatan Partisi Lideri ile 7 Haziran hakkında her şey...
İzmir’de herkes ithal!
Gönül Soyoğul sordu, HDP İzmir 1.Bölge 1.Sıra adayı Ertuğrul Kürkçü yanıtladı...
Üzerime beton dökseler...
Hanzade Ünuz, Fark Yaratanlar’da CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray ile ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
80’lik güzeller zamana nasıl ‘dur’ dediler?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
En popüler üçüncü içecek
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva