EGEDESONSÖZ – İl Genel Meclisi’nde büyük tartışmalarla ve AK Partili Meclis Üyesi Arif Barata’nında ‘balık’lı protestosuna sahne olan balık işleme tesisine ruhsat çıkması sonrası bir tepki de Doç. Dr. Levent Köstem’den geldi.
İl Genel Meclisi'nde balıklı tepki!
İşte Köstem'in çarpıcı yazısı;
Urla Çeşme eski yolundan 25 kilometre kadar Çeşme’ye doğru gittikten sonra karşınıza Zeytinler köyü gelir. Bu köy çevrede Yanık Köy olarak ta bilinir. Bu köyün yanık köy ismini alması İzmir ve çevresinin kurtuluşu sırasında, Yunan askerlerinin bu köyü giderayak yakmalarından gelmektedir.
Köyde yerli insanlar olduğu gibi mübadil insanlarda mevcuttur. Tarım ağırlıklı olarak geçimini sağlayan bir köydür. Tütün tarımının yasaklanmasından sonra , ekonomik olarak sıkıntıya düşmüş tipik Ege köylerindendir. 1920 öncesinden kalma eski evlerin bir çoğu boş olarak durmaktadır. Tarım sektörünün sıkıntıya düşmesi ile birlikte , işsizlik sayısı artmış, köyden İzmir merkezine göç çok artmıştır. Son 5-6 yıldır bağcılık, zeyticilik ve özellikle restoranları ile ünlü bir bölge olarak bilinmeye başlanmıştır. Her hafta sonu kentten sıkılan yüzlerce insan bu bölgedeki restoranlara akın etmektedir. Bu bölgenin ticareti turizm lehine gelişmektedir.
Bu köyde bu günlerde bir sıkıntı var. Bir gurup insan buraya bir şekilde, yönetmelik değiştirilerek kurulan bir balık işleme tesisinin açılması ile ilgili olarak evet derken, burayı cennet gibi gören, burada doğal bir çevrede yaşama ümidi bekleyen insanlar da hayır demektedirler.
Sanırım 3 ya da 4 sene kadar önce köyün tam ortasına bir balık paketleme tesisisi inşaatı yapılmaya başlandı. Çok karşı çıkan oldu ama, o dönemde bu tesisin buraya kurulması ile ilgili sıkıntı çıkaran bir madde 2 aylığına değiştirilerek izin verilmişti bile. İnşaatı giderek ilerledi, bitme noktasına geldi. Ancak önce paketleme tesisi yapıldığı ifade edilen fabrikanın sahipleri , buraya balık işleme izni almak için başvuru yaptılar. Burası Özel idarenin yetksi altında olduğu için il genel meclisi bu tesise karar verecekti. Öğrendiğimiz kadarı ile 3 gün önce karar verilmiş. CHP ve AKP nin oyları ile.
Buna hayır diyenler çok öfkeliler. Hayır diyenleri dinlediğiniz zaman çok haklılar. Böyle bir balık işleme tesisi ya sanayi bölgelerinin içinde, arıtma ve diğer çevre korumalarının olduğu yerde olur, ya da deniz kenarlarında balığın direk kolay ulaştığı yerde olur diyorlar. Gerçekten Erytrai gibi tarihi dokunun ortaya çıkarılıp turizmin gelişmesi için önünün açılması ve proje yapılması gereken yere, il genel meclisi nasıl oluyor da izin verebiliyor diye eleştiriyorlar.
İl genel mclisinin sayın üyeleri kendi oturdukları köyün ortasına, mahallenin ortasına balık işleme tesisi izni verilse ne yaparlardı acaba ?
AKP , CHP ve MHP nin Urla ilçe başkanlarına sormak lazım. Sizin evinizin dibine bir balık işleme tesisi yapılsa ne yaparsınız. Ya da Bademler köyünden il genel meclisi üyesi olan sevgili dostumuz Seyfettin arkadaşımıza sormak lazım, Bademler köyünün ortasına böyle bir tesis izni isteği gelse arıtma tesisi de yapılmış olsa, muhtarlar evet de dese siz il genel meclisinde evet dermiydiniz?
Bildiğimiz kadarı ile, buraya böyle bir tesisin kurulması , Urla belediye başkanının ve Urla kaymakamının da içine sinmiyor. Tanıdığım kadarı ile iki yönetici de bu tesisin doğru olmadığını düşünüyorlardır. Çünkü ikisi de Urla’nın korunması konusunda ciddi mesai harcıyorlar.
Karara evet diyenler şunu ifade edebilirler. Çevredeki köylerin Muhtarlarının izin verilmesi ile ilgili imzaları , ve köyden 100 kişinin üzerinde izin verilmesi için imza var diyebilirler. Ama aynı şekilde 100 civarında da hayır diyen insanlarda mevcut.
Taş ocakları ve bunun gibi tesis sahipleri, kendi lehlerine imza alma işlerini çok kolay şekilde kendi usülleri ile hallediyorlar. Çoğunlukla doğruyu söylemiyorlar, köyde işsizlik çeken insanlara bak sizlerden şu kadar kişiyi işe alacağız diye vaatlerde bulunuyorlar . Ama bir şekilde bu izni ,taş ocaklarında olduğu gibi kabul ettiriyorlar. Öyleki, işe alınma vaadi ile evinin dibine taş ocağı açılması için imza vermiş insanları biliyoruz ve görüyoruz.
Halbuki Zeytinler, Uzunkuyu, Birgi ve Barbaros köylerinin olduğu bölge tarım turizmi , doğa turizmine çok uygun bir yer. Bunun en güzel örneklerini Bodrum’un giderek genişlemesi sırasında gördük. Önce Bodrum merkezi doldu ve değerlendi, daha sonra çevre köyler altın değerinde oldu. Çeşme ve Alaçatı’ ya 20 kilometre kadar uzaklıkta, ilk genişleme dar çevresi olarak görülen böyle bir yere balık işleme tesisi izni veren İl genel meclisinin sayın üyelerini bir kere daha düşünmeye , böyle bir yere verilen zararı yeniden düşünerek engellemeye çağırmak lazım.
Bu yazıyı okuyacak olanlara şunu sormak istiyorum. Devasa bir balık işleme tesisi Ege’nin çok tipik , çok güzel eski Ege evlerinin olduğu bir köyün merkezine dinamit koyar gibi yapılır mı? Balık işleme tesisi uygun deniz kenarında bir yere mi, yoksa sanayi bölgesi içine mi yapılır?
Bu soruyu öncelikle bu bölgeye doğru proje geliştirilmesi için yöneticilik yapan Urla ilçesi yönecilerine, siyasi karar almada kendi partilerinin İlçe yöneticisi olan AKP , CHP ve MHP nin ilçe başkanlarına, yine tüm bu bölge için kalbi çarpan insanlara soruyorum.
Bu yapılan doğru mu?
Buna izin verilmesi için ellerini kaldıran insanların vicdanları rahat mı?