EGEDESONSÖZ- Başbakan Binali Yıldırım çeşitli temaslarda bulunmak ve açılış ile temel atma törenlerine katılmak üzere İzmir'e geldi.

Yıldırım, ilk olarak İZBAN'ın Selçuk'a uzatılması törenine katıldı. Törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yanı sıra bakanlar, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Selçuk'taki tören ise gergin başladı. TCDD ile Büyükşehir Belediyesi'nin ortaklığı ile hayata geçirilen İZBAN'ın Torbalı'dan Selçuk'a uzatılması için yapılan çalışmaların açılış töreninde kriz çıktı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu konuşma yaparken tören alanında bulunanlar kendisini yuhaladı. Kalabalık bir grup da Kocaoğlu konuşurken 'Recep Tayyip Erdoğan' sloganları attı.

Duruma sinirlenen Başkan Kocaoğlu, 'Bu işin fikir babası da uyguluyacısı da İzmir Büyükşehir Belediyesi'dir. Bunu böyle bilin. Bunu Başbakan'a da sorun. Ayıptır. Bu yaptığınız kırdı, geçti. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıyım. Ben sizlerin oylarıyla, yüzde 56 oy almış belediye başkanınızım. Siz nezaket kuralları içerisinde beni dinlemek zorundasınız. Bu proje sayın Başbakan'ın kadar benim de projemdir. Bunun böyle bilinmesi ve adam gibi durulması gerekmektedir. Adam gibi durmaya çağırıyorum. Adam olmaya çağırıyorum' dedi.

Kocaoğlu tören alanını terk etti.

AZİZ BAŞKAN'IN ŞEKERİ ÇIKTI!
Kocaoğlu'nun tören alanını terk etmesinin ardından konuşan Başbakan Yıldırım, 'Bugün Selçuk'a kazandırdığımız bir hizmetle geldik. Başkan neye sinirlendi? Demek ki hala Recep Tayyip Erdoğan sevgisine tahammül edilmiyor. Övgü onun olsun sevgi bizim olsun. Aziz Başkan'ın şekeri var. Birden şekeri çıktı vitesler attı. Öfke onun olsun sevgi bizim olsun. Hoşgörü bizim olsun, Selçuk'un olsun. Anlamsız bir münakaşa. İZBAN kimin? İZBAN senin mi benim mi? İZBAN sevgili İzmirlerin' dedi.

KİMSENİN YAPTIRDIĞI HİZMETLERİ LÜTUF OLARAK GÖSTERME HAKKI YOKTUR!
Başbakan Yıldırım, 'Bazı şeylerin hatırlanması gerekir. 2003'te AK Parti tek başına iş başına geldiğinde İzmir'de başkana Aliağa'dan Cumaovası'na demiryolu yapım işi ortalıkta sahipsiz kalmış kaderine terk edilmiş. Elektrik telleri çalınmış şehrin kuzeyinden güneyine kadar bir harabe… Peki AK Parti iktidara geldi. İzmir'de CHP yerel yönetimde iş başında. Ne yapacaktık? İzmir'i o halinde mi bırakacaktık? Bize yakışır mı? Bizim bir ilkemiz var. Bizim liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın bir ilkesi var. O ilke nedir? Siyasette hizmet olmaz. Hizmet millet içindir, vatandaş içindir. Siyasetimiz farklı diye vatandaşı hizmetten mahrum edemezsiniz. Belediye de hükümet de sizin, bizim çalışarak, çabalayarak dişinizden tırnağınızdan artırdıklarıyla bu hizmetleri yapıyor. Kimse yaptırdığı bu hizmetleri millete lütuf gibi görmeye hakkı yoktur' diye konuştu.

BU OLAYI HİÇ YAŞANMAMIŞ KABUL EDİN!
Yıldırım ayrıca, '2004'te dedim ki 'Başkan gel bu mezbeleliği ortadan kaldıralım. Sen istasyonları yap biz yapalım. Maliyet önemli değil'... Bu projenin toplam maliyetin yüzde 70'i Devlet Demir Yolları bütçesiyle yapıldı. Ortaklı yüzde 50-50 oldu. Gerçeklik budur. Biz bu detaylara bakmayız. Sen yaptın ben yaptım kavgasında olmadık. Kim yaparsa yapsın başımızın gözümüzün üstünde yeri var. Böyle bir kutlama gününde sevgiye saygıya ihtiyaç var. Öfkeye hiç gerek yok. Bu olayı hiç yaşanmamış kabul edin. Yok sayın keyfinize bakın' ifadelerini kullandı.

KOCAOĞLU'NDAN AÇIKLAMA
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Selçuk'taki İZBAN töreninde yaşanan olayın perde arkasını anlattı. İZBAN'da yüzde 50 ortak olmalarına rağmen Selçuk'taki programı basından öğrendiklerini söyleyen Başkan Kocaoğlu, 'Program bize bugün, yani törenin yapıldığı 8 Eylül tarihinde ulaştı. Yani ortada bir gariplik olduğu belliydi. Ama biz bunu gündem yapıp ortamı germek istemedik' diye konuştu.

Kürsüye çıktığında bazı gruplar tarafından yuhalandığını, 'in aşağı' ve 'konuşma' gibi seslerin yükseldiğini hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, 'Diğer taraftan da Sayın Cumhurbaşkanı'na tezahürat yapıldı. Ben bu tezahürata tepki göstermedim, göstermem de.. Bu, benim kişiliğimle bağdaşmaz. Ama Sayın Başbakan, sanki orada yokmuş ve bana yapılan o sataşmaları duymamış gibi, benim tepkimi Sayın Cumhurbaşkanı'na yapılan tezahürata bağladı ki, bunu şiddetle reddediyorum. Sayın Başbakan'a yakıştıramadım' dedi.

Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti:

BU NASIL ORTAKLIK?
'2004 yılında göreve geldikten sonra önümüzdeki en büyük proje, Aliağa-Menderes Raylı Sistem projesiydi. Daha önce girişimlerde bulunulmuş ama kadük kalkmıştı. Biz projeyi hayata geçirmek için TCDD, Ulaştırma Bakanlığı ve Başbakanlıkla görüşmeler sürdürdük ve sonunda yüzde 50 ortaklıkla İZBAN kuruldu. Türkiye'de ilk defa bir kamu iktisadi devlet teşekkülü ile bir yerel yönetimin ortak projesi olarak her zaman da gururla bahsettik. Ama ortada bir türlü anlamlandıramadığımız garip şeyler olmaya başladı. İZBAN'ın Alsancak Garı'ndaki açılış törenine davetliler dışında taraftarlar alınarak o devlet töreni siyasi bir platforma çevrilmiş ve ortam gerilmişti. Yine İZBAN'ın Torbalı'daki temel atma ve açılış törenlerinde de benzeri tacizlere muhatap oldum. Bunu gelenek haline getirdiler.

Biz Sayın Başbakan'ın 8 Eylül'de İzmir'e geleceğini ve İZBAN'da Selçuk'tan trene binip hattı açacağını basından öğrendik. Bu projenin yüzde 50 pay ortağı olmamıza rağmen.. Bugüne kadar birlikte çalışmamıza, birlikte planlamamıza rağmen, bu programda bize ortak çalışma zemini yaratılmadı. Daha sonra TCDD Genel Müdürü beni arayarak programın henüz belli olmadığını söyledi. 8 Eylül'de, yani bugün, tören günü İzmir Valiliği'nden program elimize ulaştı. Bu çerçevede Sayın Başbakan'ı havaalanında karşılayıp Selçuk'taki programa geçtik. Uzun süredir İzmir'le bir siyasi gerginlik yaşanmasına rağmen ben Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ya da bakanları karşılıyorum. Kenti ilgilendiren törenlere de katılıyorum. Buradaki amaçlarının ne olduğunu bilmiyorum. Ama seçilmiş bir belediye başkanı, bir siyasetçi olarak duruşumla, davranışımla böyle bir tavrı hak etmediğime inanıyorum.

Orada her seferinde taraftarlarını getirenlerin, bir belediye başkanının yuhalanmayacağını kalkıp söylemeleri gerekirdi. Bunu hiç bir AKP'li siyasetçiden görmedim. Tören sırasında bağırıp çağıranları kimse susturmaya çalışmadı bile.. Bunu da çok yadırgadım. Herkes geçtiğimiz yıllarda İzmir Enternasyonal Fuarı açılışında, Açıkhava Tiyatrosu'nda yaşananları hatırlayacaktır. O zamanın Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'e protesto olunca, ben kürsüye fırlayıp herkesi susturmuş ve Sayın Bakan'dan özür dilemiştim. Ondan sonra bir daha böyle bir olay yaşanmaması için elimden gelen azami gayreti gösterdim ve böyle bir olayı bir daha yaşatmadım. Devlet adamlığı, siyasetçilik budur; konuğuna, ortağına, devlet büyüğüne nasıl davranılacağını göstermektir.'