İZMİR - Görüşmede İzmir’in kentsel dönüşümü hususunda halkın yanıltıldığı, yanlış bilgiler verilerek zaman kaybettirildiği ve vatandaşın riske atıldığı konusunda değerlendirme yapıldı. Görüşme sonunda açıklama yapan Sait, “Sayın Aziz Kocaoğlu sürekli kentsel dönüşüm konusunda yanıltıcı açıklamalar yapıyor. Bir yıl önce kararlar çıkmasına rağmen, Kentsel dönüşüm için bakanlar kurulu kararı bekliyoruz diyorlardı. Bakanlar kurulu kararı çıkalı yıllar olmuş, İzmir’de kentsel dönüşüm bir metre bile başlamamış, bir çivi bile çakılmamış, dedi. İzmir’e beceriksizlikleri ve iş bilmezlikleri yüzünden zaman kaybettiriyorlar, diyen Sait, Riskli ve afet olasılığı olan bölgelerde yaşayan İzmirlileri açıkça tehlikeye atıldıklarını söyledi. Sait, Büyükşehir yetkilileri yarın Allah korusun bunun hesabını çok zor verirler” dedi.
“BÜYÜKŞEHİR 73. MADDEİNADI”
Şehircilik alanında İzmir ve Antalya’nın oldukça kötü bir durumda olduğunu belirten Sait “özellikle İzmir bunu hak etmiyor, bir İzmirli olarak bunu kabul etmiyorum, yeter artık diyorum, zavallı bir ideolojik saplantı yüzünden İzmir şehircilik alanında oldukça kötü bir durumda, İzmir ve İzmirliler kaybediyor, ama inatla aynı becerisizlik devam ediyor, dedi. Kentsel Dönüşüm konusunda yürürlükte 2 tane kanun var diyen Sait, birincisi 3.7.2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 17.06.2010 tarihinde değiştirilerek kabul edilen 5998 sayılı belediye kanununun 73 üncü maddesi. İzmir Büyükşehir belediyesi bu kanunla iş yapmakta ısrar ediyor. Oysa iki yıl sonra 16.5.2012 tarihinde çıkartılan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun çok daha pratik ve vatandaşın leyhine bir özelliğe sahip. İzmir Büyükşehir belediyesi bu kanunun imkânlarından yararlanmak istemiyor. Bu şekilde İzmir’de kentsel dönüşüm asla bitmez. 73.maddeye göre tüm yetki belediyelerde. Proje koordinatörlüğünü Belediyelerin kendisi yapıyorlar. Ancak bu kanunla çalıştığında Bakanlığın herhangi bir mali desteği yok. Bu kanuna göre Vatandaşların tamamının (%100) kentsel dönüşüm için rızası olması gerekli. Eğer anlaşmazlık olur ise kamulaştırma yapılması gerekiyor. Kamulaştırma Bakanlar Kurulu kararı ile olabileceğinden oldukça zahmetli ve uzun bir süreç. Ayrıca Kentsel Dönüşüm içerisinde yer alan vatandaşlar Tapu Harçlarından, Noter Harçlarından, Belediye Harçlarından ve Damga Vergisinden muaf değildirler. Bu bedeller 7.000 – 8.000 TL civarında tutmaktadır. Bu bedelleri belediye uyandırmadan bir şekilde hak sahibinin alacağı evin maliyeti içerisine ekliyor. Yani hak sahibi bu maliyetleri evin bedeli içerisinde ödeyecek. Belediyenin uyguladığı 73.maddeye göre vatandaşların tapuları yok ise sadece enkaz bedelini yani oturdukları evin yıkılması sonucu evin (Enkazın) belirlenecek bedelini alırlar. Belediye eğer 73.maddeye göre çalışırsa 2981 sayılı Tapu Tahsis Kanunu gereğince tapusuz kişiler mutlaka proje dışında tutulmak zorundadırlar. Yani vatandaşın tapusu yoksa yıkılan evinin belirlenen enkaz bedelini alır ve gider. Yıkılan evinin olduğu yere kesinlikle ev yapamaz. Aksi takdirde suç işlemiş olurlar. Bu kişiler enkaz bedelini ve var ise evinin yanında dikili ağaçlarının bedellerini alabilirler ya da bunlara alan dışından, başka bir yerden arsa verilebilir ya da TOKİ ile işbirliği yapılarak konut satışı yapılabilir. Ama yıkılan evlerinin olduğu yere ev yapamazlar” dedi.
AK Partili Sait “Büyükşehir belediyesi eğer 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun hükümlerine göre hareket etse bile, bu kanun riskli alanlar için hazırlanmış bir kanundur. Burada ki risk zeminin kötü olması ya da üzerindeki yapının kötü olması anlamına gelir. Vatandaşların tamamının onayı gerekmez. Onaylamayan kişiler proje dışı bırakılabilir. Acil kamulaştırma burada devreye girmektedir. Bakan imzası ile mahkemeye başvurulur ve mahkemenin belirleyeceği bilirkişi ile fiyat takdiri yapılarak kamulaştırma yapılabilir. Bu süreç pratik ve hızlıdır. Sadece 20 gün kadar sürer. Kentsel Dönüşüm içerisinde yer alan vatandaşlar, tapu Harçlarından, noter Harçlarından, Belediye Harçlarından ve Damga Vergisinden muaftırlar. Bunların tümü yaklaşık 7000 ila 8000 lira arsında tutar. Bu para vatandaşın cebinde kalır. 6306 sayılı kanuna göre çalıştığınızda Bakanlığın mali desteği mevcuttur. Bu destek iki şekilde yapılmaktadır: Kira Yardımı, 18 ay boyunca İzmir için belirlenen 650 lira vatandaşa ödenir. Bu kiralar yardımlarında yılsonunda (tefe+tüfe) /2 oranında artış sağlanmaktadır. Üstelik evi yıkılan vatandaşın, yeni yapılan evine geçinceye kadar 18 ay boyunca ödenen bu para için hiçbir belge de istenmemektedir” dedi.
VATANDAŞ 100 BİN TL KREDİ ÇEKEBİLİR
6306 sayılı kanun hükümlerine göre Kentsel dönüşüm yaparsanız, Konut Faiz Desteği vardır. Vatandaşlar anlaşmalı bankalardan 100.000 TL konut başı kredi çekebilirler. Bu çekeceği kredinin faizinin 4 puanını Bakanlık karşılamaktadır. Genellikle %8 olan konut kredisi bu şekilde %4’lere çekilmektedir. Örneğin: Normal şartlarda 100.000 TL’lik bir kredi 10 yılda toplam 155.000 TL olarak geri ödenirken, burada 125.000 TL gibi bir toplam geri ödenen tutar olmaktadır.
NARLIDERE DOĞRU OLANI YAPTI
İzmir’in CHP’li Büyükşehir Belediyesi bakanlıkla işbirliği içinde çalışmadığı belirten Sait “CHP’li Narlıdere Belediyesi akıllı davranmış ve 6306 sayılı kanun kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte çalışmayı tercih ederek adeta Büyükşehre güvenmediğini doğru kararın bakanlıkla birlikte çalışmak olduğunu göstermiştir. Böylece Narlıdere’deki 2.İnönü Mahallesi kentsel dönüşüm çalışmaları bakanlıkla birlikte yürütülecektir. CHP’li Narlıdere Belediyesinin kentsel dönüşüm çalışmaları ile CHP’li Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm çalışmaları hız, kalite ve vatandaşa fayda yönünden karşılıklı mukayese edilerek bizlere önemli bir karşılaştırma imkânı verecektir” dedi.