Mehmet İŞLER/ EGEDESONSÖZ - HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü partisinin İzmir il binasında ülke gündemini değerlendirdi. İl Eş Başkanı Cavit Uğur’un eşlik ettiği Kürkçü konuşmasında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Hükümeti sert sözlerle eleştiren Kürkçü, hem AK Parti’ye hem de PKK’ya çatışmazlık ortamına geri dönülmesi için çağrıda bulundu. Kürkçü şiddet olaylarının İzmir’e yansıdığını da belirtirken bazı uygulamalardan dolayı Valilik, Emniyet ve Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik çok sert eleştirilerde bulundu.
Kürkçü konuşmasına başlarken, “Türkiye’nin şu an gündemi ortamı saran çatışma havasıdır. Türkiye bugün açıkça savaşla barış arasında çatışmayla çatışmasızlık arasında kıldan köprü üstünde yürüyor” ifadelerini kullandı.
İKİ TABLO ARASINDA SAĞLAM DURMALIYIZ
90’lara dönüşün yaşanmadığını fakat o yöne doğru bir gidiş olduğunu belirten Kürkçü, “1990’ladarki savaş hali yaşanmasa da büyük bir hızla meyil edebilecek bir dönemden geçiyoruz. Bu tabloyu çok çarpıcı bir biçimde resmeden toplumsal durumları Van ve İstanbul’daki büyük barış mitinglerinin, Sultanbeyli ve Silopi’de savaş tabloları duruyor. Türkiye bu iki tablo arasında sağlam durmalıdır. Van’la İstanbul’un olduğu yere tüm toplumun gelmesidir. Tüm toplumun barış talebiyle sağlam bir duruş göstermeliyiz. HDP’nin tercih ettiği tablodur. Van ve İstanbul’dan sonra İzmir’de de sergileyeceğimiz Barış Bloku’nun toplumsal gösterileriyle toplumu bir araya getiren geniş bir nüfus olduğunu bize gösteriyor. 80’i aşkın toplumsal örgütün oluşturdukları bu blok en sağlıklı açılımı işaret ediyor. Mezhep, din, siyasi, eğilim farkı tanımaksınız tek bir eksende bir araya geliyor” dedi.
'PKK’YI SAVAŞA DAVET EDEN AKP’DİR'
Ülkedeki çatışma durumundan AK Parti hükümetini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tutan Kürkçü, “Çatışmadan ne kadar istesek de kaçamıyoruz. AKP ve Erdoğan’ın ‘çözüm süreci son bulmuştur’ demesi bizi 2011’deki noktaya getirmiş ve pimi çekmiştir. Biz çatışmayı ne teşvik ediyor, öneriyor ne de şiddete mazeret buluyoruz. Çatışan bütün tarafları AKP’yi de PKK’yı da Dolmabahçe zeminine çağıyoruz. Biz 2013 nevruzunda herkesin onayladığı yerde duruyoruz. Burada 2 aydan fazla seçim dönemi sürdürdük. Ne söylediysek devam ediyoruz ve edeceğiz. Biz müzakerelerin devam etmesini istiyorduk AKP bize çatışmayı hediye etti. PKK’yı yeniden savaşa davet eden AKP’nin kendisidir. Sorunun savaşla çözülmeyeceğini Genel Kurmay Başkanlarından bazıları geçmiş dönemde ifade etti. İlker Başbuğ ‘Hareket yıpratılabilir ama asla ve asla bu sorun çözülemez’ dedi. Bu sorunun savaş uçaklarıyla ve başka vasıtalarla halledilemeyeceği ortadadır. Bu savaşa geri dönüş niye? Bu sorunun cevabını bizim vermemize bile gerek kalmadan AKP’nin geçicisi hükümetinin devlet bakanı Yalçın Akdoğan ve diğerleri verdi. ‘HDP’nin yüzde 10 barajını geçmiş olmasıdır. Bu siyasetin arkasında gizli ittifaklardır. Bunu hedef alıyoruz. HDP’yi bu başarıyı kazandığın pişman edeceğiz’ diyorlar” diye konuştu.
NE YAPARLARSA YAPSIN TEKRAR İKTİDAR OLAMAYACAKLAR
Kürkçü partisinin yükselmeye devam edeceğini söylerken hükümete ve PKK’ya önerilerde bulundu. Kürkçü, “AKP, Erdoğan’ın başkanlık yolunun açamadıkları 7 Haziran seçimlerini tekrardan kazanana kadar sürdürmek istiyor. Yeniden yapılacak bir seçimle 330 milletvekilinin hiç olmazsa tek başına iktidara yetecek kadarını elde edene kadar sürdürmek istiyor. AKP ne yaparsa yapsın, hiçbir zaman eski konumuna ulaşamayacaktır. HDP yükselmeye devam edecektir. Bizim artık baraj diye bir sorunumuz yoktur. Kaç seçim yapılırsa yapılsın tek başına hükümet kuramayacaklar. İki büyük parti toplumun geniş kesimini kapsayacak şekilde hükümet kurmalı HDP de dışarıda kalan kesimleri temsil ederek bu hükümeti desteklemelidir. Çatışmasızlığa geri dönmek elzemdir. Eninde sonunda gelinecek yer müzakere masasıdır. Erdoğan ve Davutoğlu’na, şiddetle aralarına mesafe koymalarını tavsiye ediyoruz. Gayri meşru yollarlarla muhalifleri kurşuna dizme yoluna son vermelerini öneriyoruz. Bu içinden çıkılmaz bir sarmaldır. PKK’ya da önerimiz; bu çatışmasızlık koşulu yaratmak için HDP’nin önünü açacak siyasetler uygulamasıdır” dedi.
VALİLİK, EMNİYET VE BÜYÜKŞEHİR'İ TOPA TUTTU
İzmir’in de bu çatışma halinden nasibini aldığını belirten Kürkçü, otobüslerin yakılması ve sonrasında bazı semtler için alınan yasak kararları için valilik, emniyet ve belediyeye sert eleştirilerde bulundu. Kürkçü, “Dün Kadifekale’de vekil olarak kısa bir buluşma yaptık. Gençlerin slogan atmalarına tahammül edemeyen çevik görevlileri şiddet uygulamaya kalktı. Bir yaralanma, gözaltı olmadı ama bir vekille buluşmasından sonra slogan atan gençler coplanmamalıydı. İzmir Emniyeti'ne seslenmek istiyorum. Geçen gün çıkan genelge çok açık… Vekillerin halkla yapacağı temaslar, parti binalarında yapılan açıklamaların hepsi meşru haktır. Bir kez daha yetkilileri halklarımızın demokratik haklarını uygulamalarını güvence altına almalarını davet ediyorum. İzmir Belediyesi’nin Valilik ve Emniyet'in baskısı altında aldığı karın çok zalimane olduğunu söyleyebilirim. Bu baskı altında hareket ediyorsa da bu kararı belediye veriyor. Herhangi bir semte otobüs işletmekten hiçbir gücün alıkoymaması gerek. İntikamcılıktan ibarettir. Bir belediye otobüsünün yakılması iyi bir şey değildir. 3 kişinin eyleminden ötürü 30 bin kişinin cezalandırılması doğru değildir. Nerede yaşıyoruz? Kısas hukuku mu geçerli? Bu kabul edilemez. Bunlar yapılamaz. Hukuk ve seçmen karşısında savunulamaz. Belediye bu yasakladığı semtlerden oy isteyecek, halk da onu seçecek mi? Emniyet ve valiliğin hiçbir işe yaramayan yöntemleri kullanarak İzmir’i çatışma bölgesi haline getireceklerini düşünüyorum. İzmir bunu istemiyor. Valilik emniyet ve belediyenin tamamen saçma ve despotik tutumdan caymaları iyi olur” diye konuştu.
BU BİR DARBE REJİMİDİR!
Sözlerine “Davutoğlu hükümetinin hiçbir yetkisi yoktur” diyerek devam eden Kürkçü Türkiye’nin içinde bulunduğu dönemi darbe rejimi olarak nitelendirdi.
Kürkçü, “Erken seçime gidildiği zaman aldığımız yüzde 13 oyunu, yüzde 15’e, 18’e çıkartacağımızdan herkes emin olabilir. Ortada ne koalisyon ne hükümet var. Bu bir ara rejimdir. Darbe rejimidir. AKP bu darbe rejimini sürdürüyor. Ülke şu anda sorumsuz bir cumhurbaşkanının yönetimi altındadır. Türkiye bir avuç bürokrat ve yetkisiz bakan tarafından darbe rejimiyle yönetiliyor. HDP barış ve demokrasiyi bir arada ele alarak demokratik hakların kazanılması için halk ittifakını kurmaya devam edecektir. HDP barış masasının kurulması için her şeyi yapacaktır” dedi.
PARTİMİZE SEMPATİ DUYMASI OTOBÜS YAKMASINI GEREKTİRMEZ
Otobüslere zarar verenlerin partileriyle ilişkilendirilmeleri hakkında da konuşan Kürkçü, “Kamu vasıtalarının hiçbir gerekçeyle tahrip edilmesi muhalefet sorumluluğuyla bağdaşmaz. Ben bu insanların partisiyle ilişkisini bilmiyorum. Partimize sempati duyan insanlar arasında olması da önemli değildir. Hiç kimsenin partimize sempati duyması otobüs yakmasını gerektirmez. Bizim fikirlerimizi kabul etmelerini isteriz ama onların haklı olduğunu söyleyecek bir tezimiz yok” açıklamalarında bulundu.