EGEDESONSÖZ - Türkiye'de kömür kullanımının sağlık maliyeti üzerine çalışmalar yapan HEAL-Sağlık ve Çevre Birliği, 'Kronik Kömür Kirliliği Kümülatif Sağlık Etkileri Özel raporu' kapsamında bu yıl ilk defa son 55 yılın toplam sağlık maliyetini ortaya koydu. 'Kronik Kömür Kirliliği - Kümülatif Sağlık Etkileri Özel Raporu' sonuçlarına göre 1965 -2020 yılları arasında açılan ve hala 16 ilde faaliyette olan 50 MW'ın üzerindeki büyük kömürlü 30 termik santral; 55 yılda toplamda 4.8 trilyon lira sağlık masrafına ve yaklaşık 196 bin 91 erken ölüme neden oldu. Ayrıca, kömür santrallerinin sağlık maliyetinin yanı sıra 117 bin 661 erken doğuma, 1 milyon 247 bin çocukta bronşit vakasına, 62 milyon iş günü kaybına yol açtığı da ortaya çıktı.
EN FAZLA ÖLÜM EGE BÖLGESİNDE
Kömürlü termik santrallerinin etkilerinin en ağır olarak etkisini gösterdiği bölgelerin başında ise Ege geliyor. Ege bölgesinde 3'ü Muğla (Kemerköy, Yatağan, Yeniköy), 3'ü Kütahya (Polat, Seyit Ömer Tunçbilek), 2'si Manisa (Soma B, Soma Kolin) ve 1'i İzmir (İzdemir) olmak üzere toplamda 9 kömürlü termik santral faaliyet gösteriyor.
Rapora göre 196 bin 91 erken ölümün 137 bin 648'i Ege illerinde gerçekleşti. Muğla ise iller arasında ilk sırada yer alıyor. Santrallerin bulunduğu illerdeki her 3 ölümden 1'i Muğla'da gerçekleşmiş durumda. Muğla'da 68 bin 324 erken ölüm yaşandı. Kütahya'da 39 bin 52, Manisa'da 30 bin 180 ve İzmir'de ise 92 erken ölüm yaşandı.
Yine erken doğum, bronşit vakası (çocuk ve yetişkin), hastaneye başvuru, iş günü kaybı ve hasta geçirilen günler rakamlarında Ege illeri diğer bölgelere göre daha önde olduğu görüldü. 4.8 trilyon liralık sağlık masrafının ise 2,7 trilyon lirası Ege Bölgesi illerindeki iller için harcandı.
'BU SANTRALLER DAHA FAZLA ÇALIŞMAMALI'
Raporda sağlık alanından uzmanların da değerlendirmeleri yer aldı. Aile Hekimi Dr. Hakkı Turan'ın raporda 'Muğla'daki Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy termik santralleri yıllardır hastalıklara ve hatta ölümlere neden oluyor. Türk Tabipleri Birliği'nin 2000 yılında hazırladığı rapora göre, Yatağan'da solunum sistemi şikayetiyle yatan hasta sayısının, daha iyi hava kalitesine sahip Muğla'dan iki kat daha fazla olduğu göstermişti. Hiç şüphesiz bu hastalık verisinde en büyük pay santrallerin. Türkiye iklim krizinden en fazla etkilenen ülkelerden biri iken, bu santrallerin daha fazla çalışmamasını talep ediyoruz.' ifadelerine yer verildi.
Çalışmada politika yapıcılara öneriler şöyle sıralandı:
-Kömürden kademeli olarak çıkmak için net bir zaman çizelgesinin ve mevcut tesislerin kapatılacakları tarihlerin, en geç 2030 olmak üzere, belirlenmesi.
-Yapılması planlanan tüm kömür santrallerinin iptal edilmesi ve Hunutlu gibi santrallerin inşaatının durdurulması.
-Yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde sağlık ve kirlilik verileri konusunda şeffaflık sağlanması.
-Enerji üretimiyle ilgili her türlü karar ve önlem için sağlık etki değerlendirmesi yapılması.
-Madenlerde ve fabrikalarda çalışan binlerce insanın yanı sıra, yerel toplulukların sağlığını da iyileştirecek, alternatif iş kollarını teşvik etmek için adil geçiş benzeri mekanizmalar hazırlanması.
-Türkiye'deki sağlık ve tıbbi kuruluşlar ile bireylerin (hastalar gibi) temiz hava, sağlıklı enerji ve iklim değişikliğin etkilerinin azaltılması konularında aktif rol almalarının sağlanması için kapasitenin artırılması.
-Kömürden enerji üretiminin gerçek maliyetinin ayrıca kömürden çıkışın ülke ekonomisi ve halk sağlığı üzerinde yaratacağı olumlu etkilerin ve sağlık yararlarının kamuoyu nezdinde vurgulanması.
-Temiz hava faaliyetlerinin ve planlarının geliştirilmesi ve uygulanmasının yanı sıra enerji ve iklim politikalarının görüşülüp, karara bağlandığı girişimlere Sağlık Bakanlığı düzeyinde katılım sağlanması.