Urla Belediyesi’nden kritik ‘Balıklıova ve villa’ açıklaması!

EGEDESONSÖZ - Urla Belediyesi Balıklıova’da kaçak yapıların ardından başlayan yargı süreci ve sonrasındaki gelişmeler nedeniyle açıklama yaptı.

Köy tüzel kişiliğinin kaldırılmasının ardından belediye mülkiyetine geçen alanlarda işgalci durumuna düşen yaklaşık 70 barakanın tahliyesi gerçekleştirilmiş, mahkeme kararı ile de yıkım yapılmıştı. Yıkım kararına tepki gösteren kişilere öncülük yapan Yusuf Altun’un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen villaları gerekçe göstermesinin ardından konu farklı boyuta taşınmıştı. Birçok kez açıklama yapan Altun, Belediye Başkanı Sibel Uyar’ın Balıklıova’daki yıkım işleminde gösterdiği hassasiyeti villalar için de göstermesini istemişti.

Yıkım işlemini villalar ile bağdaştırarak değerlendirmeler yapan Altun hakkında savcılık işlem başlattı. Belediyeye yazı gönderen savcılık yıkım kararı uygulanırken olan gelişmeleri, açıklamaları ve Altun’un değerlendirmelerini istedi.

Belediye Hukuk İşleri Müdürlüğü de savcılığa olay sırasındaki televizyon kayıtları ile birlikte basın ve yayın organlarında çıkan haberleri gönderdi. Ardından, bu konuda suç unsuru olabilecek maddeleri de sıraladı. Maddeler arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik iftira ve hareket maddesi ortalığı karıştırdı. Savcılığa çağrılan Altun çıkışta, belediyenin kendisini Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle şikayet ettiğini açıkladı. 

Yeni gelişmenin ardından tartışmalara Urla’daki Maliye Bakanlığı tarafından Ensar Vakfı’na tahsis edilen Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ni ait kampın da tahsisi eklenince süreç farklı boyuta taşındı.

Urla Belediyesi savcılığa yazdığı yazı sonrası yaşanan gelişmelerle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada hiç kimsenin kamu görevlilerine yönelik iftira atma, sövme ve basın yoluyla yalan beyanda bulunma hakkına sahip olmadığının altı çizildi.

İŞTE O AÇIKLAMA
“Kamu taşınmazı Urla Balıklıova 164 parsele yönelik kamusal iş ve işlemlere ilişkin kaçak yapı yaparak kişisel çıkar elde eden Yusuf ALTUN isimli şahıs kaynak gösterilerek haber yapılmaktadır. Bir kısım kişilerce hukuka aykırı kamu malına el konularak şahsi yararlanımları için yargı kararına rağmen idarenin taşınmazının kamu yararına kullanılmasına engel olmaya çalışmışlardır. Bunu başaramayınca siyaseten, gerçekdışı beyan ve iddialarla Urla Belediye Başkanı Sibel UYAR aleyhine yayın yapılmasını sağlamak için çeşitli tarihlerde karalama kampanyası yürütülmüştür.

Kamu malı Balıklıova 164 parsele ilişkin Urla Belediye Başkanlığı’nın yıkım ve taşınmazın teslim kararını yerine getirmeyen işgalcilerin tahliyesine yönelik Urla Kaymakamlığı idari uygulama kararı almıştır. Urla kaymakamlığınca 20.01.2016 günü idari kararın yerine getirilmesi için taşınmaza gidildiğinde bir kısım şahıslar, kamu görevlilerine engel olarak, canlı yayında 2 saat boyunca, kamu görevlileri hakkında Türk Ceza Kanunu kapsamında suç unsuru taşıyan beyanlarda bulunmuştur. Urla Belediye Başkanlığı kamu kurumudur. Kamusal işlemin icrası sırasında hukuka aykırı iş ve işlemler ortaya çıktığında Hukuk İşleri Müdürlüğünce işlem yapılması yasal zorunluluktur. Urla Kaymakamlığınca olayı takiben 28.01.2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. Türk Ceza Kanunu 279.maddeye göre kamu görevlisi görev sırasında soruşturma konusu olacak hususları yetkili soruşturma makamlarına bildirmekle yükümlüdür. Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına göre her kişi kamu görevlilerine yönelik iftira atma, sövme ve basın yoluyla yalan beyanda bulunma hakkına sahip değildir. Hukuk devletinde, hukuk kurallarını ihlal eden kişiler yasalar önünde hesap verme sorumluluğundadır.

UYAR: KARALAMA KAMPANYASI
Öte yandan konuyla ilgili olarak Belediye Başkanı Sibel Uyar’dan da bir açıklama geldi. Başkan Uyar, “Olay bu kadar açık ve netken, Urla Belediyemizi ve şahsımı yıpratmaya yönelik açıklamalar süslenerek, abartılarak, hatta uydurularak basın ve sosyal medya üzerinden bir karalama kampanyası başlatma girişimleri elbette başarısız olmuştur. Çünkü hem insani olarak duruşum, hem mensubu olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinin özgürlüklere, hukuka ve demokrasiye olan inancı herkes tarafından bilinmektedir” ifadelerine yer verdi.

İşte Uyar’ın açıklaması:
Kamuoyunda 2 gündür Belediyemiz ve şahsım için tam bir karalama kampanyası yürütülmeye çalışılmaktadır. Üstelikte göreve başladığım ilk günden bu tarafa, Demokrasi, Özgürlük ve Hizmet anlayışımızı defalarca ifade etmeme ve bu söylemlerimizi belediyemizin hizmetleriyle sayısız kere hayata geçirmemize rağmen, bu karalama kampanyası sürdürülmek istenmektedir.

Her şeyden önce şunu açıkça belirtiyorum ki, ben önce Urla halkına hesap vermekle yükümlüyüm. Ve bu konuda her zaman olduğu gibi, tüm Urlalıları yanımızda görmekten büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. Çünkü Urla halkı, yaptığımız hizmetlerle, yerine getirdiğimiz sözlerle bizi değerlendirmiş ve bugüne kadar desteğini vermeye devam etmiştir. En büyük amacım, halkımızın bu desteğine, bu inancına layık olmaya devam etmektir.

2 gündür daha önceden hukuka uygun, halkın gasp edilen hakkını korumaya yönelik yaptığımız Balıklıova çalışmasının, adeta intikamını almak için ortaya atılan sözlerle, suni bir gündem oluşturulmuştur. Şunu gönül rahatlığıyla söylüyorum ki, biz işimizi hukuka, bürokrasiye ve yasalara uygun olarak yapıyoruz. Bundan sonrada kişilerin değil halkın çıkarına uygun olarak çalışmaya devam edeceğiz.

Her resmi kurumda olduğu gibi, Urla belediyesinde de tüm çalışmaları, projeleri, şikayetleri takip eden birimlerimiz var. Bu birimler yeri geldiğinde ilgili yasal çalışmaları yapmak, davaları açmak ve takip etmekle de sorumludurlar. Bu çalışmaları yaparken de, yetkili makamlara tam ve eksiksiz bilgi vermekle yükümlüdürler. Yani bu işlemlerin tamamı, bürokratik olarak yerine getirilen ve görevli bürokratlar, devlet memurları tarafından takip edilen işlerdir.

Tüm olay bu kadar açık ve netken, Urla Belediyemizi ve şahsımı yıpratmaya yönelik açıklamalar süslenerek, abartılarak, hatta uydurularak basın ve sosyal medya üzerinden bir karalama kampanyası başlatma girişimleri elbette başarısız olmuştur. Çünkü hem insani olarak duruşum, hem mensubu olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinin özgürlüklere, hukuka ve demokrasiye olan inancı herkes tarafından bilinmektedir.